ödeme - Turc Anglais Dictionnaire

ödeme

Sens de "ödeme" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 50 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ödeme payment n.
Of course payment channels need to be set up so that they are flexible and payments can be tracked.
Elbette ödeme kanalları esnek olacak ve ödemeler takip edilebilecek şekilde ayarlanmalıdır.

More Sentences
ödeme pay n.
Internal pay rates, some have told us, are confidential.
Bazıları bize iç ödeme oranlarının gizli olduğunu söyledi.

More Sentences
Trade/Economic
ödeme pay n.
Internal pay rates, some have told us, are confidential.
Bazıları bize iç ödeme oranlarının gizli olduğunu söyledi.

More Sentences
ödeme payment n.
Of course payment channels need to be set up so that they are flexible and payments can be tracked.
Elbette ödeme kanalları esnek olacak ve ödemeler takip edilebilecek şekilde ayarlanmalıdır.

More Sentences
ödeme payout n.
In all cases, the payout you will get after winning a certain trade is stated beforehand.
Her durumda, belirli bir işleme hak kazandıktan sonra alacağınız ödeme önceden belirtilir.

More Sentences
ödeme disbursement n.
We are speeding up the actual disbursement rate in the field of health.
Sağlık alanında fiili ödeme oranını hızlandırıyoruz.

More Sentences
Law
ödeme disbursement n.
We are speeding up the actual disbursement rate in the field of health.
Sağlık alanında fiili ödeme oranını hızlandırıyoruz.

More Sentences
General
ödeme redress n.
ödeme credit n.
ödeme refund n.
ödeme disbursing n.
ödeme conciliation n.
ödeme disbursal n.
ödeme rendering n.
ödeme discharge n.
ödeme satisfaction n.
ödeme clearance n.
ödeme repayment n.
ödeme inpayment n.
ödeme remuneration n.
ödeme payoff n.
ödeme tollage n.
ödeme prestation n.
ödeme redemption n.
ödeme domicile n.
ödeme reimbursement n.
ödeme redempture [obsolete] n.
ödeme redressment n.
ödeme buyoff n.
ödeme muneration [obsolete] n.
ödeme pensions [obsolete] n.
ödeme premium n.
ödeme screw [uk] n.
ödeme pmt (payment) abrev.
ödeme pmt. (payment) abrev.
Trade/Economic
ödeme redempture [obsolete] n.
ödeme outlay n.
ödeme settlement n.
ödeme prestation n.
ödeme liquidation n.
ödeme redemption n.
ödeme cash delivery n.
ödeme payoff n.
ödeme disbursing n.
ödeme paying n.
ödeme utu n.
ödeme mail [scotland] n.
ödeme maill [scotland] n.
Law
ödeme reimbursement n.
Technical
ödeme imbursement n.

Sens de "ödeme" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ödeme günü payday n.
It is a payday today.
Bugün ödeme günü.

More Sentences
geri ödeme repayment n.
In April 1999, the Commission adopted new Rules of Procedure which introduced specific rules on repayment.
Nisan 1999'da Komisyon, geri ödeme konusunda özel kurallar getiren yeni Usul Kurallarını kabul etmiştir.

More Sentences
General
son ödeme final payment n.
Hanako made the final payment on her car, and felt very satisfied.
Hanako arabasıyla ilgili son ödemeyi yaptı ve çok memnun hissetti.

More Sentences
ödeme gücü ability to pay n.
The Commission must improve its ability to pay considerably.
Komisyon ödeme gücünü önemli ölçüde artırmalıdır.

More Sentences
ödeme yapan kimse payer n.
I am known as a fast payer.
Hızlı ödeme yapan biri olarak tanınırım.

More Sentences
geri ödeme reimbursement n.
The Commission has no powers with respect to either the price or reimbursement of medicines.
Komisyon'un ilaçların fiyatı ya da geri ödemesi konusunda herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.

More Sentences
hesap ödeme footing the bill n.
I'll foot the bill.
Hesabı ödeyeceğim.

More Sentences
geri ödeme repayment n.
In April 1999, the Commission adopted new Rules of Procedure which introduced specific rules on repayment.
Nisan 1999'da Komisyon, geri ödeme konusunda özel kurallar getiren yeni Usul Kurallarını kabul etmiştir.

More Sentences
toplam ödeme total payment n.
The total payment appropriations provided for in the draft budget amount to 0.98% of Community Gross National Income.
Bütçe taslağında öngörülen toplam ödeme ödenekleri, Topluluk Gayri Safi Milli Gelirinin %0.98'ine tekabül etmektedir.

More Sentences
ödeme sistemleri payment systems n.
Based on the existing RTGS system, the payment system in Turkey can be considered as rather advanced.
Mevcut RTGS sistemine dayanarak, Türkiye'deki ödeme sistemi oldukça gelişmiş olarak değerlendirilebilir.

More Sentences
acil ödeme immediate payment n.
He demands immediate payment.
Acil ödeme talep ediyor.

More Sentences
ek ödeme additional payment n.
So when their own contributions are deducted there are EUR 9 thousand million net additional payments left.
Dolayısıyla kendi katkıları düşüldüğünde geriye 9 bin milyon Avro net ek ödeme kalmaktadır.

More Sentences
zamanında ödeme pay on time n.
Tom is the only person who paid on time.
Tom zamanında ödeme yapan tek kişidir.

More Sentences
hızlı ödeme prompt payment n.
Prompt payment will be appreciated.
Hızlı ödeme takdir edilecektir.

More Sentences
ödeme günü paying day n.
Get ten bananas and five pineapples, so you don't go hungry before pay day.
On muz ve beş ananas al, böylece ödeme gününden önce aç kalmazsın.

More Sentences
(fatura ödeme tarihi olarak) ayın dördü fourth [uk] n.
I'll be there on the fourth.
Ayın dördünde orada olacağım.

More Sentences
(vergiyi) önceden ödeme prepayment n.
By making a prepayment of taxes, he could reduce his tax liability.
Vergi için önceden ödeme yaparak vergi yükümlülüğünü azaltabilirdi.

More Sentences
sulh için yapılan ödeme settlement n.
Kevin accepted a settlement of 10,000 pounds from the company.
Kevin şirketle sulh yapmak için 10.000 poundluk bir ödemeyi kabul etti.

More Sentences
ilave ödeme top-up n.
He made a top-up to ensure his phone had sufficient credit.
Telefonunun yeterli bakiyesi olduğundan emin olmak amacıyla ilave bir ödeme yaptı.

More Sentences
ödeme almak get paid v.
Are you getting paid for doing this?
Bunu yaptığın için ödeme alıyor musun?

More Sentences
ön ödeme yapmak prepay v.
Tom prepaid.
Tom ön ödeme yaptı.

More Sentences
ödeme almak receive payment v.
The shortfall is made up from plasma from the US, for which the donors have received payment.
Eksiklik, bağışçıların ödeme aldığı ABD'den gelen plazmadan karşılanmaktadır.

More Sentences
kasada ödeme yapmak check out v.
I'm checking out right now, so I'll be out to the car in a minute.
Şu anda kasada ödeme yapıp çıkıyorum - mağazadan istediğiniz başka bir şey var mı?

More Sentences
fazla ödeme yapılan overpaid adj.
Some critics argued that professional athletes were overpaid.
Bazı eleştirmenler profesyonel sporculara fazla ödeme yapıldığını savunmuştur.

More Sentences
Trade/Economic
acil ödeme immediate payment n.
He demands immediate payment.
Acil ödeme talep ediyor.

More Sentences
Common Usage
ön ödeme down payment n.
General
ek ödeme excess cost n.
masrafları ödeme expensing n.
hakkaniyetli ödeme pay equity n.
ödeme türü mode of payment n.
ödeme emri draft n.
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası ödeme escoting n.
geri ödeme refunding n.
düzenli ödeme regular payment n.
ilk ödeme down payment n.
ödeme gücü responsibility n.
ücret ödeme payoff n.
avrupa ödeme birliği european payments union n.
ek ödeme supplementary payment n.
cezasını çekerek ödeme expiating n.
kiralayanın süre esasına dayalı ödeme yaptığı ve kat edilen mesafe ne olursa olsun hiçbir ilave para unlimited mileage n.
ödeme (masrafları karşılayan) reimbursement n.
ödeme biçimi mode of payment n.
ödeme zamanı gelmiş dueness n.
çoklu ödeme multiple payment n.
ücret ödeme borcu duty of paying wages n.
peşin ödeme down payment n.
peşin ödeme payment by anticipation n.
ek ödeme perk n.
nakit olarak ödeme encashing n.
ek ödeme extra pay n.
ödeme emri banker's order n.
ödeme emri order n.
peşin ödeme prepayment n.
peşin ödeme cash n.
harçları kiralayan ödeme charterer pays des n.
ek ödeme perquisite n.
ödeme yapılan kimse payee n.
ödeme (borç) discharge n.
eşit ödeme pay equity n.
ödeme (masrafları) reimbursement for n.
yavaş yavaş ödeme (borç vb) sinking n.
yavaş yavaş ödeme (borç) sinking n.
ödeme günleri payable days n.
ek ödeme gratification n.
borç ödeme maliyeti cost of servicing the debt n.
hizmet karşılığı ödeme remuneration n.
hesabı ödeme pay the shot n.
çekle ödeme payment by cheque n.
ödeme vakti payoff n.
ödeme yeteneği solvency n.
ödeme günü date paid n.
ödeme dönemi pay period n.
ödeme ayrıntıları payment details n.
ödeme yöntemi payment method n.
ödeme miktarı payment amount n.
ödeme no payment id n.
ödeme tarihi payment date n.
ödeme aralığı pay period n.
aylık ödeme payment per month n.
ücret ödeme kapısı tollgate n.
hesabı ödeme quietus n.
belgeli ödeme documentary bill n.
yan ödeme perquisite n.
alınan ödeme payment taken n.
alınan ödeme payment received n.
ödeme esasları payment basis n.
kartlı ödeme card payment n.
kartlı ödeme paying by card n.
otomatik ödeme talimatı automatic payment order n.
ödeme tutarı payment amount n.
taksitlerle geri ödeme amortization n.
kredi kartı ile ödeme pay by credit card n.
zararı ödeme compensation n.
zararı ödeme restitution n.
günlük ödeme day's pay n.
gün hesabı ile ödeme day payment n.
ödeme süreci invoicing process n.
ön ödeme down-payment n.
peşin ödeme pre-payment n.
geri ödeme pay-back n.
bir mal veya hizmet için önceden yapılan ödeme pre-payment n.
zararı ödeme indemnification n.
ödeme yeri checkout n.
zararları ödeme payment of losses n.
ödeme tonu pay tone n.
geri ödeme refund n.
ödeme belgesi proof of payment n.
otomatik ödeme talimatı direct debit mandate n.
borcu ödeme extinguishment n.
teslim anında ödeme pay on delivery n.
teslim anında ödeme pay for on delivery n.
parti ödeme progress payment n.
ödeme bilgisi payment information n.
ödeme yönergesi payment direction n.
ödeme talimatı payment direction n.
kişibaşı ödeme capitation n.
cazip ödeme planı attractive payment plan n.
ön ödeme upfront n.
ödeme zamanı gelme dueness n.
(ödeme vb) kalma arrearage n.
zamanında yapılmayan ödeme delinquent n.
zamanında ödeme payment on time n.
asgari ödeme tutarı minimum payment amount n.
minimum ödeme tutarı minimum payment amount n.
taksitlerle geri ödeme amortisation n.
fatura ödeme invoice payment n.
kapıda ödeme paying at the door n.
gününde ödeme on-time payment n.
gününde ödeme payment in due date n.
zamanında ödeme on-time payment n.
zamanında ödeme payment in due date n.
fatura ödeme merkezi bill payment center n.
kapıda ödeme cash on delivery n.
onaylanmayan ödeme unapproved payment n.
onaylanmamış ödeme unapproved payment n.
ödeme masası checkout desk n.
ödeme yapmayan kimse nonpayer n.
ödeme yapmayan kimse non-payer n.
ödeme isteği call n.
ödeme talebi call n.
avans (para/ödeme) advance n.
ödeme kasası the cash [canadian] n.
belli değerdeki plaklar için ödeme olarak kullanılabilecek hediye çeki record token n.
temassız ödeme contactless payment n.
süpermarket gibi yerlerde müşterilerin ödeme yaptığı yer check out n.
alınacakları ayrıntılı olarak yazma ve ödenmesi gereken tutarı ödeme checkout n.
kasa ödeme sırası checkout line n.
kasa ödeme sırası checkout queue n.
tazminat ödeme assithment [obsolete] n.
tazminat ödeme assythment [obsolete] n.
üç ayda bir yapılan ödeme quarterage n.
oyunculara yüksek ödeme yapan gösteri merkezi big time n.
geri ödeme quittal [obsolete] n.
ilk ödeme handsel n.
(güney afrika'da) çiftçi kooperatifine ekin veya yün kırkma için yapılan ara ödeme middelskot [south africa] n.
ayni ödeme yerine uzlaşmaya göre geleneksel bir ondalık şekli modus n.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan eşya money n.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan madde money n.
geri ödeme repay n.
bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme manufactured spending n.
peşin ödeme cash-in advance n.
bir şeyi geri ödeme almak üzere iade etme niyetiyle satın alma veya kullanma deshopping n.
karşıdakini etki altına almak için uygunsuz biçimde yapılan ödeme gratuity n.
hizmet karşılığı yapılan ödeme gratuity [obsolete] n.
ulaşıma ortak olup bunun için ödeme yapmayan kimse guest n.
gömülmek için yapılan ödeme grund mail n.
(tiyatro görevlisine yapılan) el altı ödeme ice n.
abartılı ödeme overcompensation n.
talebin veya ödeme gücünün üzerinde ihraç etme (hisse, banknot overissue n.
önden ödeme impress [obsolete] n.
önceden ödeme impress [obsolete] n.
ön ödeme impress [obsolete] n.
(arazi bölünmesi için) mal sahibinin karşı tarafa gerçekleştirdiği ödeme miktarı owelty n.
(iş için) ödeme yapma hiring n.
hizmetler için ödeme yaparak elde etme hiring n.
evlilik sırasında gelinin ailesinin gelinin mirasından damada yaptığı ödeme (mal, para) dowery n.
ödeme talebi dun n.
geri ödeme indemnity n.
toplu ödeme parachute n.
hizmet sunucusuna hizmeti başarılı biçimde sonuçlandırması durumunda ödeme yapıldığı düzenleme contingency n.
ek ödeme fee [obsolete] n.
araya girerek ödeme intervention n.
domuz otlatma yetkisi için yapılan ödeme pannage n.
domuz otlatma yetkisi için yapılan ödeme panage n.
ödeme miktarı penny n.
yüksek rütbeli din görevlisine yapılan ödeme pension n.
gizli hizmet için yapılan ödeme pension n.
casusa verilen ödeme pension n.
ödeme planı plan n.
ödeme yöntemi plan n.
ödeme araçları possibility n.
postacı taklidi yapan oyuncuların ödeme olarak birbirini öpmesiyle oynanan bir oyun post office n.
peşin ödeme forepayment n.
ön ödeme forepayment n.
erken ödeme forepayment n.
ilk ve orta çağ ingilteresi'nde düzenli ödeme (kira, haraç) gavel n.
tavan ödeme roof n.
bekleyen ödeme outstanding payment n.
(ödeme mühleti tamamlandıktan sonraki) fatura ödeme tarihi fourth [uk] n.
ödeme yapmamak için adres değiştirip kaçan borçlu skip n.
tutuklama veya kovuşturmadan kaçınmak için haraççıların yetkililere veya kolluk kuvvetlerine yaptığı ödeme protection n.
ingiltere kilisesi'nin alt kiliselere verdiği erzak veya ödeme proxy n.
yazdığı uzunluğa göre ödeme alan yazar space writer n.
casus için yapılan ödeme spy money n.
ajana yapılan ödeme spy money n.
ek ödeme suppliance n.
(ödeme, tarife vb.) esas basis n.
ödeme yapmak render payment v.
ödeme yapmamak withhold payment v.
ödeme yapmak defray v.
birinin hesabına ödeme çıkarmak make a payment to someone’s bank account v.
yüklü ödeme yapmak pay well v.
yüklü ödeme yapmak pay handsomely v.
ödeme aczine düşmek become insolvent v.
toplu ödeme yapmak make a lump sum payment v.
ödeme yapmak make payment v.
eksik ödeme yapmak not pay the full amount v.
yüklü ödeme yapmak pay dearly v.
eksik ödeme yapmak short-change someone v.
eksik ödeme yapmak short-change v.
ödeme yapılmasını talep etmek call for funds v.
ödeme yapılmasını istemek call for funds v.
ödeme süresini uzatmak prolong the time for payment v.
ödeme mühletini uzatmak extend the time for payment v.
ödeme yetersizliğini ilan etmek declare oneself insolvent v.
ön ödeme yapmak make a prepayment v.
ödeme ayarlamak arrange payment v.
bankaya ödeme yapmak make payment to the bank v.
geri ödeme yapmak pay back v.
ödeme yapmak make a deposit v.
ödeme yapmak transfer money v.
ödeme çıkartmak transfer money v.
yanlış ödeme yapmak mispay v.
ödeme çıkartmak transfer money v.
ödeme yapmak deburse [obsolete] v.
(yapılacak iş için) ödeme yapmak hire v.
hizmetler için ödeme yaparak gerçekleştirmek hire v.
talebin veya ödeme gücünün üzerinde ihraç etmek (hisse, banknot overissue v.
daha fazla ödeme yapmak overspend v.
ön ödeme yapmak impress v.
ödeme yapmak dispurpose v.
ödeme konusunda sıkıştırmak crave v.
ödeme yapmak pop v.
(oyunda yenerek, dalavere ile) ödeme yaptırmak stiff v.
(sözleşme altında) ödeme teminatı vermek subscribe v.
peşin (ödeme) outright adj.
günahların kefaretini ödeme purgatorial adj.
kişi başına ödeme gerektiren capitated adj.
bilgi karşılığı ödeme checkbook adj.
ön ödeme yapılmamış unhandselled adj.
ödeme gerektiren pecunial [obsolete] adj.
ödeme gerektiren pecuniary adj.
önden (ödeme) in advance adv.
ödeme vakti gelmeden unduly adv.
öncesinde bildirilmeksizin ödeme veya tahsilat talep edilebilecek şekilde on call adv.
Phrasals
ödeme yapmak pay for v.
ödeme talep etmek call on v.
birinin ödeme ile bir yaptırımdan kurtulmasını sağlamak buy off v.
ödeme olarak teslim etmek trade in v.
bir şeyin ödemesini yapmak (bir şey için) ödeme yapmak pay on something v.
bir şey için ödeme yapmak fork out money (for something) v.
bir şey için ödeme yapmak fork money out (for something) v.
bir şey için ödeme yapmak fork over (some money) v.
bir şey için ödeme yapmak fork (some money) over v.
bir şey için ödeme yapmak lay out (money) for something v.
bir şey için ödeme yapmak shell out (money) for something v.
bir şey için ödeme yapmak shell (money) out for something v.
(para/ödeme) tahsil etmek collect on something v.
(taksit/düzenli ödeme vb.) ödeyememek fall behind with something v.
bir şey için belli bir miktarda ödeme yapmak expend something for something v.
(birine bir şeyle) ödeme yapmak repay (one) with (something) v.
(birine bir şeyle) geri ödemek/geri ödeme yapmak repay (one) with (something) v.
birine bir şeyle ödeme yapmak repay someone with something v.
birine bir şeyle geri ödemek/geri ödeme yapmak repay someone with something v.
ödeme almak take something in v.
ödeme yapmak lodge with [uk] v.
ödeme yapmak ante in v.
ödeme yapmak ante up v.
(kendisi/biri) için geri ödeme talep etmek claim (something) for (oneself or something) v.
(birine) ödeme yapmak fork something over (to someone) v.
bir ön ödeme yapmak front some amount of money v.
(birine yaptığı masraflar) için geri ödeme yapmak reimburse (one) for (something) v.
(yaptığı masraflar) için geri ödeme yapmak reimburse for v.
(birine sağladığı/yaptığı bir şey) için ödeme yapmak remunerate (one) for (something) v.
(birinin yaptığı masraf/kayıp) için geri ödeme yapmak remunerate (one) for (something) v.
(birine bir şey) için/karşılığında ödeme yapmak repay (one) for (something) v.
için/karşılığında ödeme yapmak repay for v.
ile ödeme yapmak repay with v.
ile geri ödemek/geri ödeme yapmak repay with v.
(birine) ödeme yapmak settle with (one) v.
(birine yüksek bir ödeme/ücret) çıkarmak sting (one) for (something) v.
(yüksek bir ödeme/ücret) çıkarmak sting for v.
para yerine başka bir ödeme kabul etmek take (something) out in (something) v.
(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek take (some amount of money) for (something) v.
ödeme yapmak come down [uk] v.
Phrases
ödeme yolda the check is in the mail expr.
kefalet ödeme ve diğer teminatlara gerek kalmaksızın without being required to post a bond or other security expr.
ödeme sırasında during checkout expr.
kefalet ödeme ve diğer teminatlara gerek kalmaksızın without any requirement to post a bond or other security expr.
(belli) bir ödeme karşılığında/ ücreti mukabilinde in consideration of a payment expr.
Colloquial
avustralya'daki genel sağlık sigortası medicare sisteminin sunduğu bir ödeme seçeneği bulk billing n.
ödeme zorunluluğu shakedown n.
ödeme baskısı shakedown n.
ödeme talebi shakedown n.
peşin ödeme cash down [uk] n.
ödeme olarak guinea sikkesi kabul eden kimse guinea pig [uk] n.
salt makamında bulunması karşılığında ödeme alan göstermelik yönetici guinea-pig director [dated] n.
ön ödeme front money n.
ani gelir kaybı durumunda yapılan ödeme parachute payment [uk] n.
bedel ödeme oppress of toll n.
toplu/toptan faturalandırmak (avustralya'daki genel sağlık sigortası medicare sisteminin sunduğu bir ödeme seçeneği) bulk bill v.
ön ödeme yapmak front v.
birine bir ön ödeme yapmak front someone some amount of money v.
ön ödeme yapmak front v.
önden ödeme yapmak front v.
(birinden bir miktar) ödeme beklemek be into (someone) for (something) v.
ödeme gücü olan good for adj.
(bir şeyi) ödeme gücü olan good for (something) adj.
ödeme/maaş gününde when the eagle flies expr.
ödeme/maaş gününde day the eagle flies expr.
ödeme yolda cheque is in the mail expr.
ödeme yakında gönderilecek/yapılacak cheque is in the mail expr.
ödeme yakında ulaşır cheque is in the mail expr.
ödeme iyi the price is right expr.
ödeme yeterli the price is right expr.
ödeme memnun edici the price is right expr.
peşin ödeme mi çek mi? cash or check expr.
peşin ödeme mi kredi kartı mı? cash or credit expr.
Idioms
normalden az ücret ödeme chinese overtime n.
ödeme günü the day the eagle flies [us] n.
önde ödeme alıp borçlanan denizci dead horse n.
anında nakit olarak ödeme cash on the barrel n.
taksitle ödeme the never-never plan [uk] n.
taksit taksit ödeme the never-never plan [uk] n.
peşin ödeme cash on the nail n.
nakit ödeme cash on the nail n.
anında ödeme cash on the nail n.
birinden borç alıp başkasının borcunu ödeme manoeuvring the apostles [obsolete] n.
borçla borç ödeme manoeuvring the apostles [obsolete] n.
borcu borçla ödeme manoeuvring the apostles [obsolete] n.
birkaç/iki ödeme yapmak make a couple of payments v.
ödeme yapmadan toz olmak do a moonlight flit v.
ödeme yapmadan kayıplara karışmak do a moonlight flit v.
ödeme yapmak pick up the check v.
otel vb gibi bir yerden herhangi bir ödeme yapmadan gizlice sıvışmak do a moonlight flit v.
ödeme yapmak pick up the tab v.
alacaklıya ödeme yapmak get square with v.
(birine) en düşük değerden ödeme yapmak pay (someone) peanuts v.
ödeme yapmadan kaçmak shoot the moon v.
(birinden) geri ödeme talep etmek call in (one's) marker v.
(birinden) ödeme iadesi talep etmek call in (one's) marker v.
(birine) para vermek/ödeme yapmak cross (one's) palm v.
(birine) para vermek/ödeme yapmak cross (one's) palm with silver v.
para vermek/ödeme yapmak cross palm v.
para vermek/ödeme yapmak cross palm with silver v.
(birine) çekle ödeme yapmak cut (one) a check v.
el altından ödeme almak get paid under the table v.
(bir şey için) önden ödeme yapmak pay (for something) in advance v.
(birine) peşin ödeme yapmak pay (someone) on the nail [uk] v.
(birine) el altından ödeme yapmak pay (someone) under the table v.
(birine) açıktan ödeme yapmak pay (someone) under the table v.
en düşük değerden ödeme yapmak pay peanuts v.
bir işin bedeli karşılığında para yerine mal veya hizmet olarak ödeme almak/kabul etmek take out in trade v.
önden (ödeme/ücret) up front adv.
peşin (ödeme) cash on the line expr.
peşin (ödeme) cash on the barrelhead expr.
karşılığını ödeme zamanı it's payback time expr.
yaptığını/yaptıklarını ödeme zamanı it's payback time expr.
yaptığının/yaptıklarının bedelini ödeme zamanı it's payback time expr.
(ödeme) kapıya dayanmış on the knocker expr.
vadesiz (ödeme) on the knocker expr.
ibrazında (ödeme) on the knocker expr.
anında (ödeme) on the knocker expr.
hemen (ödeme) on the knocker expr.
ödeme yolda (bir zaman kazanma yöntemi) the check is in the mail expr.
ödeme yapıldı kısa sürede ulaşır (bir zaman kazanma yöntemi) the check is in the mail expr.
yüksek bir ödeme/ücret karşılığında for a price expr.
Speaking
bunun için kim ödeme yapacak? who's going to pay for this? expr.
ödeme gelmedi payment hasn't arrived expr.
ödeme hesaba geçti the payment arrived expr.
ödeme geldi the payment arrived expr.
ödeme yapılmadı the payment wasn't made expr.
ödeme yöntemleriniz nelerdir? what are your payment methods? expr.
Trade/Economic
kupon ile ödeme payment by vouchers n.
ödeme oranının belirlenmesi ratemaking n.
ödeme oranının oluşturulması ratemaking n.
çevrimiçi satın alma için seçilen ürünlerin ödeme adımına kadar geçici kaydının tutulduğu sanal liste cart n.
ödeme emri chalan [indian] n.
yatırımcıya ödeme yapılırken yatırım fonu veya sigorta poliçesi tarafından yapılan harcamalarla komisyondan oluşan nihai masraflar back-end load n.
yeniden ödeme reliquidation n.
belirli yıl karşılığı alınan ödeme terminable annuity n.
geri ödeme zamanını belirten not time note n.
aracılı ödeme payment for honour n.
avans ödeme in advance payment n.
anonim şirketlerde hisse senedi sahiplerine şirketin karlarından payları ölçüsünde yapılan ödeme dividend n.
ayni ödeme real payment n.
aşamalı ödeme stage payment n.
akreditif açıldığında ithalatçının bir tür kredi niteliğinde yaptığı ödeme prefinancing n.
ara ödeme interim payment n.
alelhesap ödeme payment in advance n.
alelhesap ödeme payment on account n.
arzi ödeme contingent annuity n.
avans olarak ödeme advance payment n.
aylık ücret ödeme programı schedule of salaries n.
abd merkez bankası tarafından kullanılan elektronik ödeme sistemi fedwire n.
ağırlık hesabı ile ödeme payment by weight n.
avans ödeme advance payment n.
açık hesap şeklinde ödeme payment on open account n.
ara ödeme talimatı intermediary payment order n.
abd merkez bankası tarafından kullanılan elektronik ödeme sistemi federal reserve wire network n.
apeller halinde ödeme payment in calls n.
altı aylık ödeme semiannual payment n.
araya girerek ödeme payment by intervention n.
aracısız ödeme payment for honour supra protests n.
alacak ve ödeme cetveli statement of cash receipts and cash disbursements n.
aylık ödeme monthly payment n.
ayni ödeme payment in kind n.
bakiye ödeme balance payment n.
başlangıçtaki geri ödeme süresi original repayment period n.
belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme franchisee n.
banka ödeme emri banker's draft n.
balon ödeme balloon payment n.
beceriye göre ücret ödeme sistemi skill based pay n.
belirli aralıklarla yapılan ödeme periodic payment n.
banka ödeme emri bank draft n.
bankanın kendi şubesine veya başka bir bankaya çektiği poliçe veya ödeme emri bank draft n.
belirlenebilir ödeme determinable payment n.
banka ödeme emri banker's order n.
banka ödeme fişi bank payment voucher n.
banka ödeme emri bank order n.
banka ödeme yükümlülüğü bank payment obligation n.
bakiye ödeme residual payment n.
belgeler karşılığı ödeme cash against documents n.
bankanın düzenlediği ödeme emri bank bill n.
belgelerin teslimi karşılığında yapılacak ödeme payment against documents n.
belli bir kişi ya da kuruma belli bir miktarı ödemesi için bankaya yazılı olarak verilen ödeme emri check n.
başabaş ödeme oranı break-even payment rate n.
başarıya göre ücret ödeme payment by results n.
belirli bir para miktarının ödeme taahhütnamesi common money bond n.
borç ödeme güçlüğü debt repayment difficulty n.
borç ödeme aczi loan default n.
borcunu ödeme acquittance n.
borç ödeme fonu sinking fund n.
borç ödeme yeteneği solvency n.
borcu vadesinden önce ödeme prepayment n.
büyük miktarlı ödeme sistemleri large-dollar payments system n.
borcun yeni ödeme planına bağlanması debt rescheduling n.
bittavassut ödeme payment for honour n.
bilgiye göre ödeme pay for knowledge n.
borcu yeni ödeme planına bağlama rescheduling of a debt n.
borçlu tarafın hesabından alacaklı tarafın hesabına belirlenmiş bir tarihte yapılan otomatik ödeme preauthorized debit n.
bittavassut ödeme payment for honour supra protests n.
borcu ödeme discharge of debt n.
birleşik ödeme planı combination compensation plan n.
bir önceki siparişi ödeme yöntemi load-to-load n.
bir lease sözleşmesine konulan ve kiralayana kiraya verene veya kiralanan mala ne olursa olsun ödeme yapması zorunluluğu getiren madde hell-or-high-water clause n.
borcu geç ödeme slowness in paying n.
bilvasıta ödeme payment for honour n.
bilgi için ödeme pay for knowledge n.
borcuna mahsuben yapılan toplu ödeme collective settlement n.
borcu ödeme acquittance n.
bir defada yapılan ödeme lump sum n.
borcun tamamını sonradan ödemek üzere yapılan küçük ödeme token payment n.
borç ödeme gücü solvency n.
borcu ödeme gücüne sahip olma solvency n.
birikmiş ödeme accumulated payment n.
çek tahsil/ödeme tarihi availability date n.
çok yanlı ödeme sistemi multilateral payment system n.
çek poliçe gibi ödeme honouring n.
çekler için ödeme taahhütleri payment commitments for cheques n.
çalışanlara belirli aralıklarla ödenen ve çalışılan saat sayısına bağlı olmayan ödeme salary n.
çek poliçe gibi ödeme honoring n.
çekle ödeme payment with cheque n.
dış borç yeni ödeme planı anlaşması debt renegotiations n.
defaten ödeme payment in full n.
defaten ödeme lump payment n.
dış ödeme dengesi balance of international payments n.
defaten ödeme balloon payment n.
defaten ödeme bullet payment n.
değişmez ödeme constant payment n.
defaten ödeme single payment n.
düzenli ödeme emri direct debit mandate n.
düzenli ödeme regular payment n.
doğrudan ödeme direct payment n.
doğrudan ödeme değerlendirme mesajı direct payment valuation message n.
dönen ödeme revolving payment n.
en son ödeme tarihi latest date n.
ek ödeme bonus n.
ertelenmiş ödeme deferred payment n.
erken ödeme riski prepayment risk n.
elektronik ödeme planı electronic payment scheme n.
en yakın postaneye ödeme sistemi lock box system n.
erken ödeme oranı prepayment rate n.
ek ödeme subsidiary payment n.
erken ödeme early payment n.
elektronik ortamda ödeme cashless settlement n.
erken ödeme masrafları break costs n.
erken ödeme masrafı break cost n.
erken ödeme ücreti early payment fee n.