take - Turco Inglés Diccionario
Historia

take

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "take" en diccionario turco inglés : 187 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
take v. almak
take v. (fotoğraf) çekmek
take v. götürmek
General
take n. alıntı
take n. kabul etme (vücut)
take n. kavrama
take n. alma
take n. reaksiyon
take n. hasat
take n. alış
take n. tepki
take n. hasılat (para olarak)
take n. tutma
take n. avlanan hayvan miktarı
take n. tutuş
take n. pay
take n. tutulan balık miktarı
take n. çekim (fotoğraf)
take n. deneme
take n. katık
take n. kar
take n. kazanç
take n. avanta
take n. vurgun
take n. (film) çekim
take n. kayıt (müzik)
take n. tutmuş aşı
take n. girişim
take n. teşebbüs
take n. fikir
take n. görüş
take n. bir seferde avlanan av miktarı
take n. (görsel/mental) cevap
take n. değerlendirme
take n. düşünce
take n. yaklaşım
take n. yöntem
take v. seçmek
take v. anlamak
take v. almak
take v. almak (bir virajı)
take v. tutuşmak
take v. çekmek
take v. icap etmek
take v. ele almak
take v. yazmak
take v. yakalamak
take v. etkili olmak
take v. kavramak
take v. kabul edilmek
take v. ele geçirmek
take v. kaldırmak
take v. sürmek (iş/yolculuk vb belirli bir zaman)
take v. dayanmak
take v. indirmek
take v. olmak
take v. gerekmek
take v. tahammül etmek
take v. sapmak (belirli bir yöne doğru)
take v. fethetmek
take v. tedavi etmek
take v. uğramak
take v. kapsamak
take v. acıya katlanmak
take v. dinlemek
take v. dönmek (bir köşeyi)
take v. sıkmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde)
take v. katmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde)
take v. kaplamak
take v. hissetmek
take v. yanmak
take v. yapmak
take v. kapmak
take v. sanmak
take v. ahzetmek
take v. başlamak
take v. çıkarmak (bir sayıyı)
take v. oltaya vurmak
take v. koymak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde)
take v. aşırmak
take v. kullanmak (bir taşıtı)
take v. kiralamak
take v. almak (elle/ellerle)
take v. gezmek
take v. gibi anlamak
take v. faydalanmak
take v. kaydetmek
take v. çekmek (foto)
take v. geçmek (bir engelin üstünden)
take v. çıkarmak
take v. karşılamak
take v. etmek
take v. içine sığmak
take v. ölçmek
take v. daraltmak
take v. kandırmak
take v. yutturmak
take v. kabul etmek
take v. çatmak
take v. saymak
take v. çalmak
take v. almak (ders)
take v. alçaltmak
take v. istemek
take v. gerektirmek
take v. acıya dayanmak
take v. çıkartmak
take v. sökmek
take v. gerekmek (bir şeyin çalıştırılması veya tamamlanması için belirli bir şey)
take v. kenetlenmek
take v. tutmak
take v. koparmak
take v. ölçerek elde etmek
take v. alışmak
take v. kazanmak
take v. karışmak
take v. atlatmak
take v. kullanmak
take v. katlanmak
take v. elde etmek
take v. tutmak (aşı)
take v. -e almak
take v. dinleyip ona göre hareket etmek
take v. -e sahip olmak
take v. ile gitmek
take v. binmek
take v. (sınava) girmek
take v. çıkartmak
take v. gasp etmek
take v. zapt etmek
take v. (silaha/kitaba/gırtlağına) sarılmak
take v. abone olmak
take v. üye olmak
take v. (canına) kıymak
take v. (canına) kastetmek
take v. (zaman) almak
take v. işgal etmek
take v. (zaman/süre) sürmek
take v. (zamanını) doldurmak
take v. harcamak (enerji)
take v. tüketmek (enerji/benzin)
take v. sarf etmek
take v. istifade etmek
take v. faydalanmak
take v. yazmak
take v. kaleme almak
take v. öğrenmek
take v. ders almak
take v. (film) çekmek
take v. (film) çevirmek
take v. (ciddi/önemli) saymak
take v. (göreve) geçmek
take v. (nabza) bakmak
take v. muayene etmek
take v. (nabız vb) kontrol etmek
take v. (gurur vb) duymak
take v. hissetmek
take v. (bir manaya) çekmek
take v. (hasta) olmak
take v. satın almak
take v. birbirine geçmek
take v. kenetlenmek
take v. cinsel ilişkiye girmek
take v. işe yaramak
take v. göreve gelmek
take v. (güven, gurur vb) duymak
take v. (yanına) almak
take v. (telefon vb.) bakmak
take v. (ders) almak
take v. (sınava girmek
take v. (araç vb. içine kişi) almak
take v. toplamak
take v. (ciddiye) almak
take v. (gurur) duymak
take v. (bir yeri) almak
take v. (ilaç) almak
take v. (üst seviyeye) taşımak
take v. (not) almak
take v. (işlem) çıkarmak
take v. (yerini) doldurmak
take v. değerlendirmek
take v. yaklaşmak
take v. tutmak
Irregular Verb
take v. took - taken
Trade/Economic
take v. almak
Sport
take v. karşılaşmayı kazanmak
Cinema
take n. çekim

Significados de "take" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
take offence v. darılmak
take shelter v. barınmak
take offence v. alınmak
take an exam v. sınava girmek
take advantage of v. yararlanmak
take back v. geri almak
take off one's clothes v. soyunmak
take shape v. biçimlenmek
take by surprise v. gafil avlamak
take a nap v. kestirmek
take care of v. ilgilenmek
take off v. havalanmak
take over v. devralmak
take advantage of v. faydalanmak
take out v. çıkarmak
take offense v. alınmak
take a rest v. dinlenmek
take an oath v. ant içmek
take away v. götürmek
take measures v. tedbir almak
take place v. meydana gelmek
take the liberty v. izin istemeden yapmak
take it easy interj. sakin ol
General
double take n. bir durumun anlamını sonradan kavrama
take your time n. acele etme
give and take n. uzlaşma
aborted take off n. kalkıştan önce uçuştan vazgeçme
take in n. hayal kırıklığı
points to take into consideration n. dikkat edilmesi gereken hususlar
points to take into account n. dikkat edilmesi gereken hususlar
double-take n. geç anlama
give-and-take n. uzlaşma
give-and-take n. uyuşma
give-and-take n. karşılıklı özveri
take-off n. kalkış
take-off n. başlangıç
take-out menu n. eve servis menüsü
take-out menu n. paket menü
take-out n. paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek)
take-over n. devralma
take-off n. start
take-home pay n. net maaş
take-in n. sahtekarlık
take-off n. karikatür
take-off n. havalanma
take-over n. devir
take-in n. dolandırıcılık
take-off n. sıçrama
take-out n. sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (dükkan)
take-off n. atlama
take-off point n. uçağın pistte burnunu kaldırdığı nokta
take-off point n. kalkış noktası
take off n. uçağın kalkması
take-away n. paket servis
willingness to take risks n. risk alma eğilimi
things to take into account n. dikkat edilmesi gereken şeyler
things to take into consideration n. dikkat edilmesi gereken şeyler
take-away cup n. termos
take-aways n. bir hikaye ya da makaleden çıkarılacak sonuçlar
take home messages n. bir etkinlikten veya tecrübeden öğrenilen şeyler/alınan mesajlar
take something seriously n. ciddiye almak
take home message n. son/nihai söz
take home message n. sözün/lafın/sunumun özü
take home message n. buradan çıkaracağımız ders
take home message n. bu olaydan çıkarılacak ders
take home message n. kıssadan hisse
take-home lessons n. bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler
take-home lessons n. okuldan öğrenilen hayat dersleri
take-away n. paket servisi
take-away n. başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan
take-away n. ana fikir
take-away n. bir hikayeden çıkarılan ders
take-away n. sözleşme görüşmeleri sırasında sendika verdiği taviz
take-away n. sendika ödünü
take-over zone n. bayrak yarışında batonun el değiştirildiği alan
give and take n. canlı fikir alışverişi
give and take n. beyin fırtınası
give and take n. canlı sohbet
give and take n. eşit şartlarda yapılan fikir alışverişi
give and take n. eşit şartlarda yapılan laf yarışı
give and take n. hazırcevap sözlerle dolu konuşma
give and take n. hazırcevap
give and take n. hazırcevaplık
give and take n. şakalaşma
give-and-take n. iyi niyetli fikir alışverişi
double take n. ikinci kez bakma
double-take n. ikinci kez bakma
pee (take) n. işeme
pee (take) n. çiş yapma
stock-take n. stok sayımı
stock-take n. durum değerlendirmesi
take-off n. taklit etme
take a mould of v. kalıbını almak
take walk for a walk v. gezdirmek
take care of oneself v. sakınmak
take something under one's arm v. koltuklamak
take a stand v. bir görüşü benimseyip savunmak
take shape v. esas şeklini almak
take pleasure v. hoşuna gitmek
take a fancy to v. hoşlanmaya başlamak
take pains v. itina etmek
take in charge v. yüklenmek
take a nap v. şekerleme yapmak
refuse to take v. almamazlık etmek
take something on v. üstüne almak
take someone for granted v. birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek
take service with v. hizmetine girmek
take for v. sanmak
cause to take off v. havalandırmak
take somebody hostage v. rehine almak
take somebody in charge v. tutuklamak
take amiss v. yanlış anlamak
take over v. yönetimi üstlenmek
take on v. karşılaşmak (biriyle/bir takımla)
take along v. beraberinde götürmek
take delivery of v. teslim almak
take breath away v. soluğunu kesmek
take care of v. karşılamak
take heed of v. önemsemek
take offense v. darılmak
not to take into account v. saymamak
take the offensive v. taarruza geçmek
take a load off one's mind v. endişesini gidermek
take refuge v. sığınmak
take up the gauntlet v. meydan okuyanın çağrısını kabul etmek
take fright v. ürkmek
take vaccination v. aşı tutmak
take one's choice v. istediğini seçmek
take for a walk v. yürüyüş yapmak
take someone in v. birini içeriye götürmek
take someone's advice v. birinin sözünü dinlemek
take action v. bir harekette bulunmak
take on one's lap v. kucağına almak
take a devious route v. arka yollardan dolanarak gitmek
take over v. yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin)
take over v. benimsemek
take up v. yapmaya başlamak
take a trip v. seyahate çıkmak
take to pieces v. parçalamak
cause to take out v. çıkartmak
take prisoner v. esir almak
take the liberty to do v. cüret etmek
take something in v. daraltmak
take alarm v. irkilmek
take the edge off v. azaltmak (öfke vb'ni)
take someone's place v. birinin yerini işgal etmek
take to one's bed v. yatağa düşmek
take as an example v. örnek almak
take an interest in v. alaka göstermek
take into account v. düşünmek
take lessons from v. ders çıkarmak
take up v. meşgul olmak
take care of somebody v. icabına bakmak
take flight v. kaçmak
take somebody for a fool v. budala yerine koymak
take down v. aşağıya indirmek
take the words out of somebody's mouth v. lafı ağzından almak
take objection to v. itiraz etmek
take pictures v. fotoğraf çekmek
take up v. giysi daraltmak
take to hospital v. hastaneye kaldırmak
take in charge v. üstlenmek
take shape v. biçim almak
take pains v. zahmet etmek
take someone's word for it v. birinin sözüne inanmak
take the bit between one's teeth v. gemi azıya almak
take wing v. kanatlanmak
take a bribe v. irtikap etmek
take cover v. gizlenmek
take up v. giysiyi kısaltmak
take an order v. birinden sipariş almak
take over for someone v. birinin yerine bakmak
take responsibility v. sorumluluk almak
take one's time v. acele etmemek
take trouble v. zahmet etmek
take it normally v. normal karşılamak
take advantage of v. fırsat bilmek
take sides with somebody v. tarafını tutmak
take trouble v. zahmete katlanmak
take each other by the hand v. el ele tutuşmak
take up the slack v. halatın boşunu almak
take an aversion to v. hoşlanmamak
take shelter v. sığınmak
take a chance on v. şans tanımak
take exception to v. için gücenmek
take the part of v. taraf çıkmak
take someone in v. kapsamak (birini)
take somebody for v. yerine koymak
take a pride in v. iftihar etmek
take out after v. kovalamaya başlamak
take aim at v. hedeflemek
take turns v. nöbetleşmek
take in a reef v. camadan vurmak
not to take over the duty v. üstünden atmak
take a bribe v. rüşvet yemek
take stock v. sayım yapmak
take liberties with v. saygısızlık etmek
take revenge on v. öç almak
take off v. kalkmak
take turns v. sıra ile yapmak
take on v. işe almak
take the lead v. önayak olmak
take something up with v. bir meseleyi konuşmak (birisiyle)
take a shine to somebody v. ısınmak
take in v. içeri almak
take on one's back v. sırtlamak
take off one's shoes v. ayyakkabı çıkarmak
take down v. almak
take someone in v. birini tutuklamak
take stock of v. değerlendirmek (durumu/kendini)
take an examination in v. imtihana girmek
take a chance on someone v. birisine şans vermek
take something to heart v. bir şeyi ciddiye almak
take on v. oynamak (biriyle/bir takımla)
take advantage of v. nemalanmak
take one's chance v. şansını denemek
take apart v. parçalara ayırmak
take possession of something v. ele geçirmek
take hold of v. kavramak
take revenge v. acısını çıkarmak
take the bait v. oltaya gelmek
take courage v. cesaret almak
take root v. kök salmak
take an active role in v. aktif rol oynamak
take stock v. stok kayıtlarını kontrol etmek
take the liberty of doing something v. izin istemeden bir şeyi yapmak
take control v. başa geçmek
take exception to v. itiraz etmek
take pleasure v. zevk almak
take pleasure v. haz almak
take liberties with v. laubalileşmek
take a position v. bir taraf seçmek (bir tartışmada vb)
take the minutes down v. tutanak tutmak
take away v. götürmek
take one's bearings v. yönünü saptamak
take the risk v. riske girmek
take someone by surprise v. baskın yaparak birini yakalamak
take care of v. dikkat etmek
take the piss v. kafaya almak
take pity on v. merhamet etmek
take unawares v. düşünmeden almak
take due precautions v. gerekli önlemleri almak
take a vacation v. tatil yapmak
take care v. gözetmek
take after v. izinden yürü
take a chance on v. riskli bile olsa birşeyi denemek
take tow v. sürüklenmek
take out v. çıkmak
take revenge on somebody v. öç almak
take a close interest in v. yakından ilgilenmek
take stock of v. tahmin etmek
take lessons from v. ders almak
take offence v. gücenmek
take to v. hoşlanmaya başlamak
take a break v. ara vermek
take a stand v. fikrini söylemek
take revenge on v. hıncını almak
take to one's heels v. pırlamak
take turn v. nöbeti almak
take somebody's life v. öldürmek
take no account of v. saymamak
take over v. egemen olmak
take the stage v. ilgiyi üzerine çekmek
take sample v. numune almak
take the trouble to do something v. zahmet edip bir şey yapmak
take shape v. esas şeklini almaya başlamak
take someone's breath away v. insanın nefesini kesmek
take the piss out of somebody v. makaraya sarmak
take a short cut v. kestirmeden gitmek
take the first step v. ilk adımı atmak
take heart v. cesaret bulmak
take one's way v. gitmek
take on one's back v. arkalamak
take a sounding v. ağız aramak
take time v. vaktini almak
take refuge in v. kapağı atmak
take heed of v. kulak vermek
take the stump v. seçim propagandası yapmak
take no notice v. umursamamak
take something hard v. bir şeye pek çok üzülmek
take a poll v. anket düzenlemek
take something up v. sıvıyı emmek
have one's curse take effect v. ahı tutmak
take the blame v. suçu üstlenmek
take after v. biri gibi davranmak
take captive v. esir almak
take the initiative v. inisiyatifini kullanmak
take a risk v. göze almak
take note of v. dikkat etmek
take something seriously v. kaale almak
take the law into one's own hands v. intikamını almak
take down the shutters v. kepenkleri indirmek
take into account v. hesaplamak
take turns v. bir şeyi sırayla yapmak
take steps v. girişimlerde bulunmak
take chances v. riske girmek
take (someone's) livelihood away v. ekmeğini elinden almak
take an aversion to v. sevmemek
take up the slack v. halatı boşaltmak
take hold of v. elle tutmak
take on v. yarışmak (biriyle/bir takımla)
take a shine to v. birinden hoşlanmak
take a bite of something v. bir şeyden bir ısırık almak
take in one's arms v. kucaklamak
take prisoner v. tutuklamak
take a message v. not almak
take a share in v. katılmak
take french leave v. sıvışmak
take objection to v. reddetmek
take a turn for the worse v. işler kötüye gitmeye başlamak
take one's medicine v. hak ettiği cezaya boyun eğmek
take risks v. kendini tehlikeye atmak
take a bath v. banyo yapmak
take into consideration v. göz önünde bulundurmak
decide to take the plunge v. bir şeyi yapmaya karar vermek
take notice of v. umursamak
take place v. vuku bulmak
take on water v. su almak (tekne)
take off v. uçağın havalanması
take root v. köklenmek
take a shine to somebody v. kanı kaynamak
take pains with v. emek vermek
take over the management v. yönetimi devralmak
let take out v. çıkartmak
take somebody to the police station v. karakola çekmek
take someone by surprise v. birini gafil avlamak
take somebody's place v. yerine geçmek
take ill v. yatağa düşmek
take steps v. tedbir almak
take on v. tutunmak
take a lot of nerve v. yürek istemek
take a shine to v. birine çarpılmak
take someone down a peg v. bir kimseyi küçük düşürmek
take someone's time v. birinin vaktini almak
take away from v. ayırmak (başka birinden/başka bir yerden)
take from v. çıkarmak
take effect v. tutmak
take the edge off v. kaçırmak (keyfi)
take the lead in v. önayak olmak
take home v. eve almak
take off v. çıkarmak (elbise vb)
take along v. yanına almak
take a look at v. göz atmak
take down the shutters v. kepenk kapatmak
take opium v. afyon yutmak
take courage from v. cesaret almak
take something out of v. bir şeyi bir yerden çıkarmak
take hold of v. etkisi altına almak
take kindly to v. hoşlanmak
take someone off v. bir yere götürmek
take in money v. para tahsil etmek
take a look at v. bir bakmak
take down v. aşağı götürmek
take sides v. taraf tutmak
take a vote of confidence v. güvenoyu için oylama yapmak
take to v. başlamak (bir şeyi yapmaya)
take issue with v. itiraz etmek
take a pride in v. gurur duymak
take heed of v. dikkat etmek
take the bull by the horns v. bir işe cesaretle girişmek
take somebody for a ride v. yamuk yapmak
take account of v. dikkate almak
take by surprise v. baskın yapmak
take down the shutters v. kepenk indirmek
take the lead v. yönetimi ele almak
take after v. benzemek
take away v. ortadan kaldırmak
take a spill v. atın sırtından düşmek
take its source from v. kaynaklanmak
take a dislike to v. soğumak
take an interest in v. ile ilgilenmek
take minutes v. zabıt tutmak
take form v. şekillenmek
take on v. almak (taşıt kargoyu/yolcuyu)
take account of v. hesaba katmak
take a journey v. yolculuk etmek
take the lead v. başa geçmek
take one's picture v. fotoğrafını almak
take pains v. çok zahmete girmek
take part v. yer almak
take leave of one's senses v. delirmek
take in marriage v. almak
take offense v. alınmak
take a turn for the worse v. hasta kötüleşmek
take precedence of v. önce davranmak
take offense v. gücenmek
take steps v. bir şeyi önlemek için tedbir almak
take offence v. hatırı kalmak
take place for an armed fight v. çatışma çıkmak
take a shot at v. bir el ateş etmek
take on v. kabul etmek (işi)
take steps v. önlem almak
take aim at v. hedef almak
take reprisals v. misilleme yapmak
take charge v. idareyi almak
take up with v. kabullenmek
take someone off v. indirmek (birisini) (biryerden)
take no notice of v. dikkate almamak
take into consideration v. nazarı itibara almak
take a seat v. oturmak
take advantage of v. iyi niyetini kötüye kullanmak
take down v. indirmek
take leave of one's senses v. aklını kaçırmak
not to take any notice of v. dikkate almamak
take inventory v. envanterini yapmak
take up the slack v. azalmak
take the bull by the horns v. güçlüklere göğüs germek
take responsibility for v. sorumluluğunu üstlenmek
take after one's family v. soya çekmek
take a gander v. bakmak
take shape as v. biçimini almak
take a turn for the worse v. kötüleşmek
take up a lot of room v. çok yer tutmak
take upper hand v. kontrolü ele almak
take delivery on v. tesellüm etmek
take liberties with v. cüret etmek
take something in v. gitmek (konser müze vb'ne)
take charge v. hükmetmeye başlamak
take care of oneself v. kendi başının çaresine bakmak
take up residence v. oturma izni almak
take pride in v. kıvanmak
take a mould v. kalıp almak
take the edge off one's desires v. nefsini köreltmek
for someone's curse to take effect v. bedduası tutmak
take offence v. gocunmak
take a walk v. yürüyüşe çıkmak
take in a garment v. bir giysiyi daraltmak
have one's curse take affect v. ahı tutmak
take someone in v. içeri almak
take sanctuary v. sığınmak
take pains v. özen göstermek
take aim at v. nişanlamak
take somebody down a peg v. küçük düşürmek
take a drop too much v. içkiyi fazla kaçırmak
take down v. parçalara ayırmak
take the place of v. yerine geçmek
take pride in v. gurur duymak
take inventory v. envanter yapmak
take someone up on his offer v. birinin teklifini kabul etmek
take shelter v. siperlenmek
take pride v. gurur duymak
take fright v. korkmak
take to v. ısınmak
take a walk v. dolaşmak
take alarm v. telaşa düşmek
take vengeance upon v. öç almak
take one's revenge v. intikamını almak
take someone in v. dolandırmak (birini)
take a chance v. kendini riske atmak
take somebody's temperature v. ateşini ölçmek
take a photo v. fotoğraf çekmek
take a liking to v. hoşlanmaya başlamak
take up the slack v. gevşetmek
take pity on v. insaf etmek
take shower v. duş almak
take paint wood v. boya almak
take notice v. farketmek
take heed of v. kulak asmak
take issue with somebody v. münakaşa etmek
take a swipe at v. bir şeye doğru şöyle bir sallamak
take (someone's) testimony v. ifadesini almak
take a break v. mola vermek
take home v. arkadaşını eve bırakmak
take cover v. sığınmak
take a note v. not almak
not to take any notice v. umursamamak
take place v. geçmek
take precedence of v. önce gelmek
take serious v. ciddiye almak
take into v. içeri almak
take leave v. ayrılmak
take someone at her word v. birine inanmak
take stock v. durumu değerlendirmek
take notice of v. dikkate almak
take something apart v. sökmek
take flight v. firar etmek
take a joke v. şakaya gelmek
take stage v. ilgiyi kendi üzerine çekmek
take the initiative v. ilk adımı atmak
take a breather v. mola vermek
take a stand v. tuttuğu tarafı belli etmek
take in v. geçirmek
take back to v. götürmek (geçmişte bir zamana)
take offense v. incinmek
take time v. sürmek
take a shine to somebody v. kanı ısınmak
take shape v. oluşmak
take a brief look at v. şöyle bir bakmak
take up with v. meşgul etmek
take statement v. ifade almak
take a look at v. bir göz atmak
take the chance v. riske girmek
take criminal action against v. cezai işlem uygulamak
take something on oneself v. bir işi kendiliğinden yapmak
take somebody off v. taklit etmek
take down v. devirmek
take the pledge v. yemin etmek
take the mickey out of somebody v. alay etmek
take a stroll v. gezinmek
take a handful of v. apazlamak