sınıf - Turco Inglés Diccionario

sınıf

Significados de "sınıf" en diccionario inglés turco : 56 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sınıf grade n.
My son just started first grade.
Oğlum birinci sınıfa yeni başladı.

More Sentences
sınıf classroom n.
However, a computer in the classroom is not an end in itself.
Ancak, sınıftaki bir bilgisayar kendi başına bir amaç değildir.

More Sentences
sınıf class n.
My group and I do not feel that we are talking about 1st and 2nd class families.
Ben ve grubum 1. ve 2. sınıf ailelerden bahsettiğimizi düşünmüyoruz.

More Sentences
General
sınıf class n.
The time has come for us, the political class, to repossess enlargement.
Siyaset sınıfı olarak genişlemeye yeniden sahip çıkmamızın zamanı geldi.

More Sentences
sınıf rank n.
She is a psychiatrist of the first rank.
O birinci sınıf bir psikiyatrist.

More Sentences
sınıf classroom n.
Soon after that, I learned that a classroom was not enough.
Kısa süre sonra, öğrendim ki bir sınıf yeterli değildi.

More Sentences
Automotive
sınıf class n.
The entire primary class of children born in 1996 was killed under the rubble of that disaster.
1996 doğumlu çocukların ilkokul sınıfının tamamı bu felaketin enkazı altında kalarak hayatını kaybetti.

More Sentences
Food Engineering
sınıf class n.
That is why it is absolutely crucial for us to include these express services, this sprinter class, in this regulation.
Bu nedenle, bu ekspres hizmetleri, bu sprinter sınıfını bu yönetmeliğe dahil etmek bizim için kesinlikle çok önemlidir.

More Sentences
Statistics
sınıf class n.
More precisely, breast implants have been reclassified from class IIB to class III.
Daha açık bir ifadeyle meme implantları sınıf IIB'den sınıf III'e yeniden sınıflandırılmıştır.

More Sentences
Education
sınıf year n.
He skipped a year.
Bir sınıf atladı.

More Sentences
Linguistics
sınıf class n.
The EU is in a class of its own as the biggest subsidising power on a global basis.
AB, küresel bazda en büyük destekleyici güç olarak kendi sınıfında yer almaktadır.

More Sentences
General
sınıf sphere n.
sınıf stratum n.
sınıf taxon n.
sınıf estate n.
sınıf degree n.
sınıf type n.
sınıf form n.
sınıf genus n.
sınıf schoolroom n.
sınıf branch n.
sınıf race n.
sınıf sort n.
sınıf denomination n.
sınıf rating n.
sınıf order n.
sınıf quality n.
sınıf circle n.
sınıf range n.
sınıf category n.
sınıf caste n.
sınıf rate n.
sınıf teaching room n.
sınıf tier n.
sınıf league n.
sınıf verge [obsolete] n.
sınıf genera n.
sınıf rubric n.
sınıf cubbyhole n.
sınıf subordination [obsolete] n.
Trade/Economic
sınıf kind n.
sınıf rank n.
sınıf rank order n.
sınıf rate n.
sınıf range n.
Law
sınıf degree n.
Politics
sınıf classification n.
Technical
sınıf category n.
Statistics
sınıf group n.
Biology
sınıf tribe n.
Marine Biology
sınıf classis n.
Apiculture
sınıf caste n.
Education
sınıf school n.
Military
sınıf corps n.
Archaic
sınıf mister n.
sınıf row n.

Significados de "sınıf" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sınıf başkanı class president n.
Anyone can run for class president.
Herkes sınıf başkanlığına aday olabilir.

More Sentences
General
ikinci sınıf öğrencisi sophomore n.
He's a sophomore.
O bir ikinci sınıf öğrencisi.

More Sentences
ikinci sınıf second class n.
Unfortunately, the European Union tends to regard the new members as second class countries.
Ne yazık ki Avrupa Birliği yeni üyeleri ikinci sınıf ülkeler olarak görme eğilimindedir.

More Sentences
yönetici sınıf ruling class n.
The ruling class itself on the whole imagines this to be so.
Yönetici sınıfın kendisi de genelde bunun böyle olduğunu hayal ediyor.

More Sentences
sınıf arkadaşı classmate n.
Tom is my classmate.
Tom benim sınıf arkadaşımdır.

More Sentences
çalışan sınıf working class n.
It is a real attack on the working classes.
Çalışan sınıflara yönelik gerçek bir saldırıdır.

More Sentences
son sınıf öğrencisi senior n.
Tom is now a senior at Harvard.
Tom şimdi Harvard'da bir son sınıf öğrencisi.

More Sentences
birinci sınıf first grade n.
Tom has been in love with Mary since the first grade.
Tom birinci sınıftan beri Mary'ye aşık.

More Sentences
birinci sınıf öğrencisi (kolej/üniversite) freshman n.
Tom's a freshman on the soccer team.
Tom futbol takımında birinci sınıf öğrencisi.

More Sentences
birinci sınıf first class n.
I'm sorry we couldn't get you a seat on first class.
Size birinci sınıfta yer bulamadığımız için üzgünüm.

More Sentences
orta sınıf middle class n.
I cannot say offhand that there are funds for the middle class.
Orta sınıf için fonlar olduğunu peşinen söyleyemem.

More Sentences
en alt sınıf lowest class n.
Starvation and disease were rampant among the lowest classes.
Açlık ve hastalık en alt sınıflar arasında yaygındı.

More Sentences
sınıf savaşı class war n.
It means that class war is being waged.
Bu, sınıf savaşının yürütüldüğü anlamına geliyor.

More Sentences
sınıf arkadaşları classmates n.
Tom is better at French than most of his classmates.
Tom Fransızcada sınıf arkadaşlarının çoğundan daha iyi.

More Sentences
aynı sınıf same class n.
Tom, Mary, John and Alice are in the same class.
Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta.

More Sentences
sekizinci sınıf eighth-grade n.
I'm an eighth-grade science teacher in Boston.
Boston'da sekizinci sınıf fen bilgisi öğretmeniyim.

More Sentences
1.sınıf 1st grade n.
I have been in theater since 1st grade.
1.sınıftan beri tiyatronun içindeyim.

More Sentences
(üniversite) birinci sınıf fresher n.
The university organizes various activities to help freshers.
Üniversite, birinci sınıf öğrencilerine yardımcı olmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor.

More Sentences
sınıf geçmek pass v.
These are the names of the students who won't pass this class.
Bunlar bu sınıfı geçemeyecek öğrencilerin isimleri.

More Sentences
birinci sınıf first-rate adj.
I have to say that my task has been made much easier by the first-rate work of the current Council Presidency.
Mevcut Konsey Başkanlığının birinci sınıf çalışmaları sayesinde görevimin çok daha kolay hale geldiğini söylemeliyim.

More Sentences
birinci sınıf first-class adj.
Mr Wuermeling has done a first-class job on this report.
Bay Wuermeling bu raporda birinci sınıf bir iş çıkarmıştır.

More Sentences
ikinci sınıf second-rate adj.
They do not want a second-rate language, and neither do they want to be treated like second-class citizens.
Ne ikinci sınıf bir dil istiyorlar ne de ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek istiyorlar.

More Sentences
birinci sınıf world-class adj.
The athlete showcased her world-class skills.
Sporcu birinci sınıf yeteneklerini sergiledi.

More Sentences
üçüncü sınıf third-rate adj.
This is third-rate tobacco.
Bu üçüncü sınıf tütün.

More Sentences
yedinci sınıf 7th grade adj.
I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.

More Sentences
üst sınıf high-class adj.
Tom lives in a high-class neighborhood.
Tom üst sınıf bir semtte yaşıyor.

More Sentences
ikinci sınıf second-class adj.
Suddenly, you are prepared to make second-class members of these countries.
Birdenbire bu ülkeleri ikinci sınıf üye yapmaya hazırlandınız.

More Sentences
Idioms
sınıf savaşımı class warfare n.
Such 20th-century class warfare has no place today.
Böyle bir 20. yüzyıl sınıf savaşının bugün yeri yoktur.

More Sentences
birinci sınıf top notch n.
Yo, man, this shit is top notch.
Dostum, bu şey birinci sınıf.

More Sentences
ikinci sınıf vatandaş a second-class citizen n.
That is perpetuating a second-class citizen status.
Bu, ikinci sınıf vatandaş statüsünü devam ettirmektir.

More Sentences
birinci sınıf top-notch adj.
Tom is a top-notch swimmer.
Tom birinci sınıf bir yüzücüdür.

More Sentences
Speaking
kaçıncı sınıf? what grade? expr.
What grade are you in?
Kaçıncı sınıftasın?

More Sentences
Trade/Economic
birinci sınıf first class n.
Tom traveled first class.
Tom birinci sınıf seyahat etti.

More Sentences
ikinci sınıf second class n.
These are not second class questions, nor is there any such practice.
Bunlar ikinci sınıf sorular değildir ve böyle bir uygulama da yoktur.

More Sentences
orta sınıf middle class n.
I cannot say offhand that there are funds for the middle class.
Orta sınıf için fon olduğunu hemen söyleyemem.

More Sentences
birinci sınıf first-class adj.
He makes a first-class contribution to the work of the committee which I have the honour to chair.
Başkanlığını yapmaktan onur duyduğum komitenin çalışmalarına birinci sınıf bir katkı sağlamaktadır.

More Sentences
birinci sınıf first-rate adj.
First-rate product quality, no matter what the production type, and the required income from it, is the second.
Üretim türü ne olursa olsun birinci sınıf ürün kalitesi ve bundan elde edilmesi gereken gelir ikincisidir.

More Sentences
Politics
ikinci sınıf vatandaş second-class citizen n.
These people are now second-class citizens.
Bu insanlar artık ikinci sınıf vatandaş.

More Sentences
Common Usage
birinci sınıf ace adj.
General
yöneten sınıf ruling clique n.
sınıf öğretmeni form teacher n.
ikinci sınıf cabin class n.
mülk sahibi sınıf propertied class n.
birinci sınıf banner class n.
sınıf mücadelesi the class struggle n.
sosyoekonomik üstünlüğü olan sınıf upper class n.
sınıf öğretmeni form master n.
alt sınıf insan lowerclassman n.
sınıf çatışması class conflict n.
birinci sınıf şey topper n.
birinci sınıf banka first class bank n.
sosyal sınıf social class n.
sınıf (okullarda) form n.
aylak sınıf leisure class n.
yüksek sınıf higher rank n.
ikinci sınıf second rate n.
orta sınıf erkekleri middle class men n.
toplumsal sınıf social class n.
birinci sınıf first chop n.
üçüncü sınıf third class n.
sınıf (ilköğretimde) grade n.
lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi junior n.
ikinci sınıf öğrencisi (lisede/üniversitede) sophomore n.
sınıf tahtası chalkboard n.
iyi eğitimli sınıf clerisy n.
emekçi sınıf proletariat n.
toplumsal sınıf walk of life n.
emekçi sınıf working class n.
seçkin sınıf elite n.
orta sınıf kadınlar middle class women n.
sınıf mücadelesi class conflict n.
tahsil görmüş sınıf clerisy n.
entelektüel sınıf clerisy n.
alt sınıf low class n.
birinci sınıf mal super n.
aşağı sınıf otel flophouse n.
sınıf yapısı class structure n.
çok amaçlı sınıf multipurpose grade n.
sınıf geçme promotion n.
sınıf aralığı class interval n.
sınıf ittifakı class allegiance n.
varlıklı sınıf propertied class n.
sınıf çatışması class struggle n.
sınıf mücadelesi the class war n.
alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma fagging n.
normalden daha yüksek sınıf veya standart prestige n.
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul junior college n.
sınıf bilinci class consciousness n.
sınıf yönetimi classroom management n.
sınıf başkanı monitor n.
sınıf şuuru class consciousness n.
ikinci sınıf second string n.
üçüncü sınıf third estate n.
sınıf veya önem bakımından ilk sırada premier n.
sosyo ekonomik sınıf social economic class n.
birinci sınıf şey crack n.
sınıf öğretmeni form mistress n.
alt sınıf uçuşu low level flight n.
sınıf mücadelesi class struggle n.
ikinci ve üçüncü sınıf öğrencisi sophister n.
sosyal sınıf caste n.
kalburüstü sınıf arabası shooting brake n.
birinci sınıf world class n.
sınıf başkanı class prefect n.
yüksek yönetici sınıf ataması top executive appointment n.
sınıf öğretmeni class teacher n.
birinci sınıf posta first class mail n.
son sınıf öğrencisi a final year student n.
son sınıf öğrencileri final year students n.
üniversite son sınıf öğrencisi final year undergraduate student n.
sınıf ortamı classroom environment n.
sınıf mevcudu class size n.
aşağı sınıf lower class n.
sınıf çevresi classroom environment n.
etkin sınıf ortamı efficient class environment n.
sınıf birincisi top of the class n.
etkin sınıf ortamı active class environment n.
sınıf sıraları classroom desks n.
sınıf sırası classroom desk n.
sınıf olasılığı class probability n.
sınıf sınırları class limits n.
birinci sınıf balık restoranı first class fish restaurant n.
üreten sınıf producing class n.
üniversitede birinci sınıf öğrencisi freshman n.
üniversitede birinci sınıf öğrencisi fresher n.
birinci sınıf hunky-dory n.
birinci sınıf hizmet first-class service n.
birinci sınıf top-drawer n.
üst orta sınıf upper-middle class n.
kapitalist sınıf bourgeoisie n.
birinci sınıf first rate n.
sınıf arkadaşı schoolfellow n.
sınıf arkadaşı schoolmate n.
sınıf arkadaşı class fellow n.
sınıf arası class interval n.
sınıf fasılası class interval n.
sınıf dolusu classful n.
sınıf arkadaşı class mate n.
üçüncü sınıf posta third class mail n.
birinci sınıf öğrencisi first-year pupil n.
birinci sınıf öğrencisi first grader n.
ezilen sınıf the oppressed class n.
sınıf düzeyi class level n.
sınıf seviyesi class level n.
üst sınıf müşteriler top-class clients n.
ikinci sınıf posta second class mail n.
sınıf pikniği class picnic n.
sınıf nesneleri classroom objects n.
3. sınıf third class n.
3. sınıf third grade n.
1. sınıf emniyet müdürü 1st degree police chief n.
2. sınıf emniyet müdürü 2nd degree police chief n.
3. sınıf emniyet müdürü 3rd degree police chief n.
4. sınıf emniyet müdürü 4th degree police chief n.
sınıf ve cinsiyet hiyerarşileri hierarchies of class and gender n.
son sınıf öğrencisi senior student n.
sınıf farkı class distinction n.
ticari sınıf business class n.
orta sınıf otel mid-range hotel n.
orta sınıf otel middle-class hotel n.
sınıf öğretmeni form tutor n.
son sınıf şakası senior prank n.
üst sınıf limiti upper class limit n.
9. sınıf öğrencisi ninth-grader n.
1.sınıf 1st class n.
1.sınıf first class n.
1.sınıf first grade n.
2.sınıf second grade n.
2.sınıf 2nd grade n.
2.sınıf 2nd class n.
2.sınıf second class n.
3.sınıf 3rd grade n.
3.sınıf 3rd class n.
3. sınıf öğrencisi third grade student n.
8. sınıf 8th grade n.
3.sınıf third grade n.
4.sınıf 4th grade n.
3. sınıf öğrencisi 3rd grade student n.
3.sınıf third class n.
hindistan'da bir sosyal sınıf nayar n.
hindistan'da bir sosyal sınıf nairs n.
hindistan'da bir sosyal sınıf nair n.
ikinci sınıf muamele inferior treatment n.
rahat sınıf leisure class n.
standart sınıf standard class n.
sınıf anketi class survey n.
sınıf kuralları classroom rules n.
sınıf kuralları class rules n.
örtük sınıf analizi latent class analysis n.
dar görüşlü, orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olan kendini beğenmiş kimse babbitt n.
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük babbitry n.
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük babbittry n.
düşük görülen sınıf rabble n.
hor görülen sınıf rabble n.
belli bir sınıf veya tür oluşturan grup (köpekler, kuşlar, vb.) regiment [obsolete] n.
en alt sosyal sınıf lag [obsolete] n.
üçüncü sınıf thirds n.
birinci sınıf araç thoroughbred n.
5. sınıf 5th grade n.
kabile ve sosyal sınıf gibi belirli bir grup içinde gerçekleşen evlilik endomy n.
eskiden belirli politik haklara sahip olan başlıca sosyal sınıf estate n.
sınıf çizgisinin veya durumun izin verdiği kapsam verge n.
orta sınıf kimse biedermeier n.
sınıf başkanı marker n.
alt sınıf eğlence mekanı hangout n.
bir kelime veya isim olarak kullanılan bir ifade tarafından adlandırılan şey veya sınıf meaning in extension n.
birinci sınıf kolombiya kahvesi medellín n.
sınıfın üyesi ile sınıf arasındaki ilişki membership n.
sınıf arkadaşı bookmate n.
kalburüstü sınıf high-and-mighty n.
alt sınıf tiyatro gaff [uk] n.
alt sınıf müzikhol gaff [uk] n.
alt sınıf tiyatro penny gaff [uk] n.
alt sınıf müzikhol penny gaff [uk] n.
alt sınıf gutter n.
ikinci sınıf kimse bush-leaguer n.
alt sınıf riffraff n.
alt sınıf riff-raff n.
sınıf ayrımını savunan kimse classist n.
aracıyla çocuğunu okula bırakan ve spor müsabakalarına götüren tipik orta sınıf amerikalı anne hockey mom n.
okul veya sınıf üyelerinin listesi roll n.
alt sınıf roughscuff n.
alt sınıf rough-scruff n.
alt sınıf mensubu kimseler rout n.
(ingiltere'de) üst sınıf entelektüel yaşam tarzı oxbridge n.
sınıf arkadaşı condisciple n.
(nesne yönelimli programlamada) bir sınıf işlevinin başka sınıf özelliklerinin aktarımıyla artırılması inheritance n.
kast, sınıf veya benzeri bir grubun üyeleri people n.
(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk people n.
alt sınıf scaff-raff [scotland] n.
sınıf, laboratuvar ve idare merkezi yerine sahaya inilerek yapılan araştırma field work n.
asiller, din adamları, orta sınıf ve basın dışında kalan toplumsal grup fifth estate n.
birinci sınıf first water n.
birinci sınıf araç first-class car n.
birinci sınıf kimse first-rater n.
avam sınıf scum n.
varoş sınıf scum n.
kötü insanlardan oluşan alt sınıf scum n.
ikinci sınıf bir grubun üyesi second class n.
(japonya'da) eski samuraylar ile onların aileleri ve torunlarından oluşan bir sosyal sınıf shizoku n.
dördüncü sınıf fourth class n.
(özellikle sınıf çalışmasında) otomatik ve hazırlıksız yazılan yazı freewriting n.
köle tüccarlarından oluşan sınıf slavocracy n.
ikinci sınıf şair poeticule n.
akademik düzeyden ziyade yaşa bakılarak öğrenciye sınıf atlatma social promotion n.
geçmek (sınav sınıf vb'ni) get through v.
geçmek (sınav sınıf vb'ni) go through v.
sınıf geçirmek promote v.
sınıf birincisi olmak come top of the class v.
sınıf birincisi olmak be top of the class v.
sınıf atlamak advance v.
sınıf atlamak move up the social ladder v.
sınıf atlamak climb the social ladder v.
ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek be treated like a second-class citizen v.
tam anlamıyla birinci sınıf bir skandal olmak have all the makings of a first-class scandal v.
okulda sınıf atlamak promote v.
sınıf değiştirmek change class v.
geçmek (sınav, sınıf vb.) pass v.
birinci sınıf best adj.
birinci sınıf of the first water adj.
birinci sınıf pukka adj.
birinci sınıf jammy adj.
alt sınıf underclass adj.
birinci sınıf pucka adj.
yüksek (rütbe, sınıf) superior adj.
birinci sınıf topping adj.
birinci sınıf tiptop adj.
birinci sınıf commanding adj.
yüksek sınıf high class adj.
birinci sınıf ace adj.
birinci sınıf topflight adj.
birinci sınıf super adj.
birinci sınıf classic adj.
birinci sınıf excellent adj.
sınıf farkı olmayan classless adj.
birinci sınıf high-grade adj.
birinci sınıf slap-up adj.
tek sınıf one-class adj.
birinci sınıf top-class adj.
birinci sınıf top-ranked adj.
pahalı ve üst sınıf fancy adj.
birinci sınıf top class adj.
sınıf geneli classwide adj.
birinci sınıf champion [dialect] adj.
üçüncü sınıf third-class adj.
üçüncü sınıf third-rater adj.
birinci sınıf thoroughbred adj.
birinci sınıf tip-top adj.
birinci sınıf top-ranking adj.
sınıf, tür veya alan sınırlaması olmayan general adj.
sınıf öncesi pre-class adj.
pahalı ve üst sınıf olmayan unfancy adj.
ikinci sınıf kutcha adj.
birinci sınıf major-league adj.
orta sınıf biedermeier adj.
birinci sınıf whiz-bang adj.
birinci sınıf whizbang adj.
birinci sınıf whizz-bang adj.
birinci sınıf marvelous adj.
yüksek sınıf haut adj.
birinci sınıf haut adj.
sınıf ayrımı ile ilgili classist adj.
sınıf düşmüş déclassé adj.
sınıf düşmüş déclassée adj.
birinci sınıf deinteous adj.
masada yapılan (büro, sınıf gibi mekanlarda) desk adj.
ikinci sınıf dime-store adj.
üçüncü sınıf hedge adj.
ikinci sınıf common adj.
birinci sınıf duckie adj.
birinci sınıf famous adj.
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan peer adj.
üst sınıf first-class adj.
birinci sınıf yolculuğa ait first-class adj.
birinci sınıf yolculuk ile ilgili first-class adj.
birinci sınıf konaklamaya ait first-class adj.
birinci sınıf konaklama ile ilgili first-class adj.
birinci (sınıf) primary adj.
ikinci sınıf olan second-class adj.
birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen second-class adj.
dördüncü sınıf ile ilgili fourth class adj.
dördüncü sınıf olarak tahsis edilen fourth class adj.
dördüncü sınıf olarak belirlenen fourth class adj.
dördüncü sınıf ile ilgili fourth-class adj.
dördüncü sınıf fourth-rate adj.
birinci sınıf skookum adj.
üst sınıf snooty adj.
birinci sınıf snooty adj.
ikinci sınıf öğrencisine ait veya ilgili sophomore adj.
birinci sınıf in style adv.
daha üst sınıf olmaya doğru upmarket adv.
sınıf atlama derdinde on the make adv.
üst sınıf ile ilgili bir şekilde posh adv.
üst sınıf ile ilgili bir şekilde poshly adv.
ikinci sınıf vasıtayla second-class adv.
ikinci sınıf ulaşımla second-class adv.
ikinci sınıf vasıta ile second-class adv.
ikinci sınıf konaklamayla second-class adv.
tabaka veya sınıf anlamı veren son ek -ery suf.
tabaka veya sınıf anlamı veren son ek -ry suf.
(sınıf, meslek) belirli bir grubun tamamı anlamı veren son ek -hood suf.
sınıf anlamına gelen son ek -cy suf.
son sınıf öğrencisi snr (senior) abrev.
Phrasals
sınıf tekrarı yaptırmak keep behind v.
sınıf tekrarı yapmak stay back v.
sınıf tekrarlatmak hold back v.
Phrases
(aksan) üst sınıf cut-glass adj.
Colloquial
özellikle sınıf içinde, tahta başında verilen eğitim chalkface n.
orta sınıf/direk kesiminden kişi buzhie n.
orta sınıf/direk buzhie n.
birinci sınıf a 10 n.
birinci sınıf a ten n.
birinci sınıf ace n.
birinci sınıf blue chip n.
birinci sınıf hisse senedi blue chip n.
üniversite birinci sınıf öğrencisi frosh n.
orta amerikada yaşayan orta sınıf ve politik yönden tutucu amerikan halkı middle america n.
toplu taşımayı kullanmak yerine ford mondeo marka otomobil kullanan orta sınıf erkek mondeo man [uk] n.
ikinci sınıf öğrencisi soph [us] n.
ikinci sınıf öğrencisi (lisede/üniversitede) soph [us] n.
ikinci sınıf soph [us] n.
(abd hava harp okulunda) birinci sınıf öğrencisi doolie n.
lise son sınıf öğrencilerinin özellikle üniversiteye kabul aldıktan sonra akademiye gösterdikleri ilgilerinin azalması veya akademik performanslarının düşmesi senioritis n.
birinci sınıf öğrencisi (kolej/üniversite) freshie n.
sınıf içinde bazı sorunlar yaşamak have certain problems in the class v.
sınıf atlatmak class up v.
sınıf atlamak class up v.
birinci sınıf a-one adj.
aşırı birinci sınıf ultraposh adj.
alt sınıf watered-down adj.
birinci sınıf primo adj.
birinci sınıf class adj.
yüksek sınıf class adj.
ikinci sınıf bush [us/canada] adj.
birinci sınıf in the front rank expr.
Idioms
(toplumda) üst sınıf a breed apart n.
sınıf çatışması class warfare n.
sonradan sınıf atlamış, türedi aristokrat codfish aristocracy n.
çalışan sınıf barney n.
emekçi sınıf barney n.
üst sınıf the culturally advantaged n.
ikinci sınıf bir işçi hole digger n.
toplumsal sınıf a walk of life n.
ikinci sınıf oyuncu bench warmer n.
kendini beğenmiş tip (üst sınıf ingiliz erkek) chinless wonder n.
kendini beğenmiş herif (üst sınıf ingiliz erkek) chinless wonder n.
kendini beğenmiş tip/herif (üst sınıf ingiliz erkek) chinless wonder n.
kendini bir şey sanan tip/herif (üst sınıf ingiliz erkek) chinless wonder n.
sınıf farkı yüksek biriyle evlenmek marry above oneself v.
birinci sınıf a number one adj.
birinci sınıf a number 1 adj.
birinci sınıf a1 adj.
birinci sınıf a-1 adj.
birinci sınıf top of the line expr.
birinci sınıf the first water expr.
Trade/Economic
üst sınıf müşterilerin yaptığı alışveriş carriage trade n.
üçüncü sınıf kalitede olan mal thirds n.
alt sınıf tüketici low end consumer n.
bedeli önceden ödenmiş birinci sınıf posta prepaid first class mail n.
birinci sınıf posta 1st-class mail n.
birinci sınıf hisse senetleri gilt edged securities n.
birinci sınıf müessese first-rate house n.
birinci sınıf premium quality n.
birinci sınıf marka premium brand n.
birinci sınıf değerli evrak fine paper n.
birinci sınıf first rank n.
birinci sınıf tahvil ve hisse senedi gilt-edged securities n.
birinci sınıf özkaynak getiri oranı gilt-equity yield ratio n.
birinci sınıf borçlu prime borrower n.
birinci sınıf posta first class mail n.
birinci sınıf marka first class brand n.
dördüncü sınıf posta fourth class mail n.
emekçi sınıf proletariat n.
endüstriyel orta sınıf industrial middle class n.
genişçe bir orta sınıf yaratıp ekonomik sistemi bu orta sınıfın üzerine yerleştirmeye dayalı anlayış cameralism n.
ikinci sınıf secondary class n.
ikinci sınıf second rate n.
ikinci ve üçüncü sınıf evrak second and third class papers n.
ikinci sınıf (kalite) second class n.
ikinci sınıf menkul kıymetler subordinated securities n.
ikincil sınıf subordinated class n.
ikinci sınıf posta second class mail n.
ikinci sınıf hisse senedi second rate stock n.
kendiliğinden sınıf class in itself n.
kendi için sınıf class for itself n.
lüks ve birinci sınıf marka luxury brand n.
orta sınıf middle-class n.
sınıf fiyatı class price n.
sınıf vergisi class tax n.
sınıf dergisi class magazine n.
terapötik sınıf therapeutic class n.
üretici sınıf productive class n.
verimsiz sınıf sterile class n.
yevmiyeci sınıf proletariat n.
nasdaq hisse senetlerinde beşinci sınıf hisse sembolü z n.
orta vadeli birinci sınıf tahvil ve hisse senedi mediums n.
belirli bir sınıf, tür veya gruba ait generic adj.
üçüncü sınıf third-rate adj.
üst sınıf müşterilere hitap eden up-market adj.
üçüncü sınıf third-class adj.
üst sınıf müşterilere hitap eden upmarket adj.
Law
sınıf c uyuşturucu class c drug n.
birinci sınıf a1 adj.
Politics
asilzadeler ruhban sınıfı ve avamlardan oluşan üç siyasi sınıf estate of the realm n.
baskın sınıf (rusça) nomenklatura n.
elit sınıf elite n.
egemen sınıf dominant class n.
elit sınıf the elite class n.
iktidardaki sınıf ruling class n.
orta sınıf bourgeoisie n.
proleteryanın iktidara gelmesini engelleyen ya da iktidarı elinde tutan sınıf class enemy n.
sınıf tasviri class description n.
sınıf siyaseti politics of class n.
sınıf iktidarı class power n.
sınıf karşıtlığı class antagonism n.
sınıf mevzuatı class legislation n.
üst sınıf ruling class n.
yöneten sınıf ruling class n.
gücünü toprak mülkiyetinden alan yönetici sınıf landocracy n.
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse boyar n.
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse boyard n.
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse boiar n.
ayrıcalıklı sınıf royalty n.
ırk ve sınıf farkı olmaksızın kadınların yetenekleri ve becerilerine inanan womanist adj.
ırk ve sınıf farkı olmaksızın kadınların yetenekleri ve becerilerine saygı duyan womanist adj.
Tourism
birinci sınıf business class n.
Technical
birinci sınıf üçlü denge class - I ternary equilibrium n.
beşinci sınıf beşli denge class - v quinary equilibrium n.
birinci sınıf dörtlü denge class - I quaternary equilibrium n.
birinci sınıf beşli denge class - I quinary equilibrium n.
dördüncü sınıf dörtlü denge class-iv quaternary equilibrium n.
dördüncü sınıf beşli denge class-iv quinary equilibrium n.
hdek sınıf adı ldap class name n.
ikinci sınıf beşli denge class-2 quinary equilibrium n.
ikinci sınıf dörtlü denge class-2 quaternary equilibrium n.
ikinci sınıf üçlü denge class-2 ternary equilibrium n.
ldap sınıf adı ldap class name n.
sınıf analizi class analysis n.
sınıf kodu class code n.
sınıf sembollü vana class-designated valve n.
sınıf sürücü listesi class driver list n.
sınıf deposu yolu class store path n.
sınıf nesnesi class object n.
sınıf b tek modlu fiber class b single-mode fibre n.
sınıf c ve sınıf d kaplamalar class c and d coatings n.
sınıf nesneleri class objects n.
sınıf deposu class store n.
üçüncü sınıf üçlü denge ternary equilibrium n.
üçüncü sınıf levye third-class lever n.
üç sınıf ses kalibratörünün çalışma niteliği kuralları performance requirements for three classes of sound calibrator n.
üst düzey sınıf superior class n.
birinci sınıf high-class adj.
ekonomik sınıf economic grade adj.
üçüncü sınıf third-rate adj.
Computer
ana sınıf parent class n.
geçersiz sınıf dizini invalid class string n.
geçersiz sınıf invalid class n.
özel soyut sınıf private abstract class n.
özgün sınıf class of origin n.
sınıf kapsayıcısı class container n.