year - Turco Inglés Diccionario

year

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "year" en diccionario turco inglés : 10 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
year n. yıl
In that year, four million seven hundred thousand accidents took place.
O yıl dört milyon yedi yüz bin kaza meydana gelmiştir.

More Sentences
year n. sene
Twelve years bring a lot of change to an industry.
Bir sektöre on iki sene çok fazla değişiklik getirir.

More Sentences
General
year n. sene
You and I trade lives for a year.
Bir sene boyunca seninle hayatlarımızı değiş tokuş edeceğiz.

More Sentences
year n. yıl
The PKK have observed the cease-fire for over two years.
PKK iki yılı aşkın bir süredir ateşkese uymaktadır.

More Sentences
year n. yaş
Sweden has a forestry law that is a hundred years old this year.
İsveç'in bu yıl yüz yaşına basan bir ormancılık kanunu var.

More Sentences
Technical
year n. yıl
If there is, we have generated it in this House in the past year.
Eğer varsa, bunu geçtiğimiz yıl bu Meclis'te ürettik.

More Sentences
Education
year n. sınıf
He skipped a year.
Bir sınıf atladı.

More Sentences
General
year n. ihtiyarlık
Education
year n. aynı yıl birlikte öğrenim gören sınıf
Religious
year n. katolik kilisesinde cezanın bir yıla indirilmesi

Significados de "year" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
leap year n. artık yıl
How many days are there in a leap year?
Bir artık yılda kaç gün vardır?

More Sentences
fiscal year n. mali yıl
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
Onlar 1997 mali yılı bütçesi üzerinde çalıştılar.

More Sentences
school year n. öğretim yılı
The school year is almost over.
Öğretim yılı bitmek üzere.

More Sentences
budget year n. bütçe yılı
The increase of 5% over the outgoings of the Budget year 2001 corresponds to the Berlin agricultural guidelines.
2001 Bütçe yılı giderleri üzerindeki %5'lik artış Berlin tarım kılavuzuna karşılık gelmektedir.

More Sentences
academic year n. akademik yıl
The exchange students completed an average of thirty-three study weeks during the academic year.
Değişim öğrencileri akademik yıl boyunca ortalama otuz üç çalışma haftasını tamamladılar.

More Sentences
school year n. okul yılı
September is the first month of the school year in Israel.
Eylül, İsrail'de okul yılının ilk ayıdır.

More Sentences
the new year n. yılbaşı
I plan to spend the New Year's holiday in Australia.
Yılbaşı tatilini Avustralya'da geçirmeyi planlıyorum.

More Sentences
financial year n. mali yıl
We would like the decisions on discharge to be more clearly based on one specific financial year.
Tahliye kararlarının daha açık bir şekilde belirli bir mali yıla dayandırılmasını istiyoruz.

More Sentences
new year n. yılbaşı
He turns 20 three days before New Year.
Yılbaşından üç gün önce yirmi yaşına girecek.

More Sentences
the new year n. yeni yıl
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.

More Sentences
light year n. ışık yılı
There's a planet a few light years off our current heading.
Şu anki rotamızdan birkaç ışık yılı uzakta bir gezegen var.

More Sentences
new year n. yeni yıl
I would thank you all and wish you a really merry Christmas and a happy New Year.
Hepinize teşekkür eder, gerçekten mutlu bir Noel ve mutlu bir Yeni Yıl dilerim.

More Sentences
preceding year n. önceki yıl
This low growth rate must be seen in the light of the limited use of appropriations for payments in preceding years.
Bu düşük büyüme oranı, önceki yıllarda ödemeler için ödeneklerin sınırlı kullanımı ışığında görülmelidir.

More Sentences
previous year n. önceki yıl
There has certainly been some progress on those two counts this year, compared to previous years.
Bu yıl, önceki yıllara kıyasla bu iki konuda kesinlikle bazı ilerlemeler kaydedildi.

More Sentences
calendar year n. takvim yılı
Campaigns have not only been carried out in accordance with calendar years.
Kampanyalar sadece takvim yıllarına uygun olarak yürütülmemiştir.

More Sentences
month and year n. ay ve yıl
This is the area on which we should be concentrating our efforts over the coming months and years.
Önümüzdeki aylar ve yıllar boyunca çabalarımızı yoğunlaştırmamız gereken alan burasıdır.

More Sentences
following year n. bir sonraki yıl
There is the risk that the resources allocated for the following year would be released prematurely.
Bir sonraki yıl için tahsis edilen kaynakların zamanından önce serbest bırakılması riski bulunmaktadır.

More Sentences
previous year n. bir önceki yıl
This is an increase over the previous year.
Bu, bir önceki yıla göre bir artıştır.

More Sentences
first year n. ilk yıl
It was the first year we ran it and it had serious shortcomings and problems.
Bu konferansı yürüttüğümüz ilk yıldı ve ciddi eksiklikleri ve sorunları vardı.

More Sentences
following year n. ertesi yıl
The following year this was down to 4.1 years and, at the end of 2001, the figure was 3.6 years.
Ertesi yıl bu süre 4.1 yıla düşmüştür. 2001 yılı sonunda ise bu rakam 3.6 yıl olmuştur.

More Sentences
full year n. tam yıl
The earliest point in time would be after two full years of operation.
En erken zaman dilimi iki tam yıl faaliyet gösterdikten sonra olacaktır.

More Sentences
chinese new year n. çin yeni yılı
Spring Festival is also known as Chinese New Year.
Bahar Festivali, Çin Yeni Yılı olarak da bilinir.

More Sentences
another year n. bir yıl daha
I'd have waited another year if I'd had to.
Beklemek zorunda kalsaydım bir yıl daha beklerdim.

More Sentences
one more year n. bir yıl daha
Let's give it one more year.
Bir yıl daha bekleyelim.

More Sentences
year 2020 n. 2020 yılı
The year 2020 will then be taken as a benchmark.
Daha sonra 2020 yılı bir ölçüt olarak alınacaktır.

More Sentences
year end adj. yıl sonu
To reach the year end privatisation target, it will be necessary to make progress on the privatisation of Turk Telecom.
Yıl sonu özelleştirme hedefine ulaşmak için, Türk Telekom’un özelleştirilmesinde ilerleme kaydetmek gerekecektir.

More Sentences
one-year adj. bir yıllık
It would then be a one-year programme, implementation of which may extend over several years.
Bu durumda uygulaması birkaç yıla yayılabilecek bir yıllık bir program olacaktır.

More Sentences
year-end adj. yıl sonu
The budget books for 2001 did indeed reveal a surplus of EUR 15 billion at year-end.
2001 yılı bütçe defterleri gerçekten de yıl sonunda 15 milyar Euro'luk bir fazla ortaya koymuştur.

More Sentences
two-year adj. iki yıllık
The district attorney wasn't content with a two-year sentence.
Bölge savcısı iki yıllık cezayla yetinmedi.

More Sentences
three-year-old adj. üç yaşındaki
This is no place for a three-year-old kid.
Burası üç yaşındaki bir çocuğa göre bir yer değil.

More Sentences
year-round adj. yıl boyunca açık
The museum is open year-round.
Müze yıl boyunca açıktır.

More Sentences
five-year adj. beş yıllık
We wanted a five-year waiting period to 2008.
2008'e kadar beş yıllık bir bekleme süresi istedik.

More Sentences
five-year-old adj. beş yaşında
She gave her five-year-old son a puppy for his birthday.
Beş yaşındaki oğluna doğum günü için bir köpek yavrusu verdi.

More Sentences
year-round adj. yıl boyunca olan
The tropical resort offers year-round sunshine.
Tropik tatil köyünde yıl boyunca güneş ışığının keyfini çıkarmak mümkün.

More Sentences
this year adv. bu sene
Hopefully we have a good season this year and achieve our goals.
İnşallah bu sene iyi bir sezon geçiririz ve hedeflerimize ulaşırız.

More Sentences
each year adv. her yıl
Each year half a million EU citizens die needlessly due to tobacco.
Her yıl yarım milyon AB vatandaşı tütün nedeniyle gereksiz yere hayatını kaybetmektedir.

More Sentences
year after year adv. yıllar geçtikçe
Year after year, we have seen how the Council has acquired more ambitions.
Yıllar geçtikçe Konsey'in nasıl daha büyük hedefler benimsediğini gördük.

More Sentences
in a year adv. bir yılda
How many full moons are there in a year?
Bir yılda kaç dolunay olur?

More Sentences
this year adv. bu yıl
This year the issue of GMs is hotly topical and controversial.
Bu yıl GDO konusu son derece güncel ve tartışmalı.

More Sentences
every year adv. her yıl
This floating, unchecked population is growing every year and adding to other sources of clandestine immigration.
Bu yüzen, kontrolsüz nüfus her yıl artmakta ve diğer gizli göç kaynaklarına eklenmektedir.

More Sentences
next year adv. gelecek yıl
There can therefore be no reallocation before next year's mid-term review.
Bu nedenle gelecek yılki ara dönem gözden geçirmesinden önce yeniden tahsisat yapılamaz.

More Sentences
last year adv. geçtiğimiz sene
Last year, late season, I started having shoulder trouble.
Geçen sene, sezonun sonlarında omuz sorunu yaşamaya başladım.

More Sentences
later this year adv. bu yıl içinde
The European Council is expected to convene an IGC later this year.
Avrupa Konseyi'nin bu yıl içinde bir IGC toplaması beklenmektedir.

More Sentences
last year adv. geçtiğimiz yıl
Last year, we adopted the directive on equal treatment in employment.
Geçtiğimiz yıl, istihdamda eşit muameleye ilişkin yönergeyi kabul ettik.

More Sentences
every year adv. her sene
Cats kill billions of birds every year.
Kediler her sene milyarlarca kuşu öldürüyor.

More Sentences
each year adv. her sene
How much do you pay each year for your children's education?
Çocuklarınızın eğitimi için her sene ne kadar ödüyorsunuz?

More Sentences
year by year adv. yıldan yıla
It must not then be said that the means have to be extremely stable and unchanging year by year.
Bu durumda araçların son derece istikrarlı ve yıldan yıla değişmez olması gerektiği söylenmemelidir.

More Sentences
year after year adv. yıldan yıla
This city has been increasing in population year after year.
Bu kentin nüfusu yıldan yıla artıyor.

More Sentences
next year adv. ertesi yıl
The British withdrew, but attacked again the next year.
İngilizler geri çekildi, ancak ertesi yıl tekrar saldırdı.

More Sentences
per year adv. yılda
The overall financial compensation will total just over EUR four million per year.
Toplam mali tazminat yılda dört milyon Euro'nun biraz üzerinde olacaktır.

More Sentences
next year adv. önümüzdeki yıl
The financial support which ECPAT receives from the Enterprise DG is reportedly to be withdrawn from next year.
ECPAT'ın Enterprise DG'den aldığı mali desteğin önümüzdeki yıldan itibaren geri çekileceği bildirilmektedir.

More Sentences
next year adv. önümüzdeki sene
I'm thinking of going abroad next year.
Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

More Sentences
year-on-year adv. yıllardır
There would consequently be a greater year-on-year ability to respond.
Sonuç olarak, yıldan yıla daha büyük bir yanıt verme kabiliyeti olacaktır.

More Sentences
a year later adv. bir yıl sonra
And Walesa, who was a dissident, also visited Parliament a year later as President of Poland.
Muhalif Walesa da bir yıl sonra Polonya Cumhurbaşkanı olarak Parlamento'yu ziyaret etti.

More Sentences
one year later adv. bir yıl sonra
This also means that we will receive some of this money back one year later.
Bu aynı zamanda bu paranın bir kısmını bir yıl sonra geri alacağımız anlamına da geliyor.

More Sentences
that year adv. o sene
We had a rough season that year.
O sene zor bir dönem geçirdik.

More Sentences
one year old adv. bir yaşında
Roger Miller's father died when he was only one year old and his mother became sick soon after, so he was sent to live with his uncle in Erick, Oklahoma.
Henüz bir yaşındayken Roger Miller'ın babası öldü ve hemen ardından annesi hasta oldu, o bu nedenle Oklahoma'daki amcası Erick'le yaşamaya gönderildi.

More Sentences
year after year adv. yıllardır
We have to deal with the same old problem year after year.
Bu bilindik eski meseleyle yıllardır uğraşmak zorundayız.

More Sentences
a year ago adv. bir yıl önce
We had a similarly dramatic situation a year ago in East Timor.
Bir yıl önce Doğu Timor'da da benzer şekilde dramatik bir durumla karşılaşmıştık.

More Sentences
a year ago adv. bir sene önce
His cousin just died a year ago.
Kuzeni daha bir sene önce öldü.

More Sentences
one year ago adv. bir yıl önce
It approved this report exactly one year ago, almost unanimously.
Bu raporu tam bir yıl önce neredeyse oybirliğiyle onayladı.

More Sentences
Phrases
born in (the year of) expr. doğumlu (tarihinde)
It is no coincidence that Jesus Christ was born in Palestine.
İsa Mesih'in Filistin'de doğmuş olması tesadüf değildir.

More Sentences
Common Usage
happy new year interj. mutlu yıllar
General
bissextile year n. artık yıl
year class n. yıllık
company's financial year n. şirketin hesap yılı
fiscal year n. akçalı yıl
year of birth n. doğduğu yıl
year of grace n. bağış yılı
preparatory year n. hazırlık sınıfı
a vintage year n. kaliteli şarabın elde edildiği yıl
new year in art n. sanatta yeni yıl
leap year n. artık sene
year of birth n. doğum yılı
year beginning n. yılbaşı
a year after the crisis n. krizden bir yıl sonra
great year n. büyük yıl
eventful year n. olaylarla dolu sene
repeating a year at school n. çift dikiş
sidereal year n. yıldız yılı
tropical year n. tropik sene
the solar year n. güneş yılı
jewish new year n. yahudi yeni yılı
production year n. yapım yılı
school year n. ders yılı
the best part of the year n. yılın en güzel mevsimi
year book n. yıllık
new year n. yeni sene
company's financial year n. şirketin mali yılı
eventful year n. olaylı sene
leap year n. artıkyıl
lunar year n. kameri yıl
leap year n. ekliyıl
lunar year n. ay yılı
bond year n. 007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb)
the ensuing year n. ertesi sene
year mark n. yıllık marka
current year n. cari yıl
financial year n. bütçe yılı
year class n. yıl sınıfı
time of year n. yılın belli zamanı
leap year n. dört yılda bir gelen ve 366 gün olan yıl
year brood n. yıllık
lunisolar year n. ay gün yılı
median year n. orta yıl
a vintage year n. başarılı bir yıl
court year n. adli yıl
ensuing year n. ertesi sene
working year n. işletmenin hesap yılı
end of year n. yıl sonu
end of a fiscal year n. mali yıl sonu
half year n. yarıyıl
close of the year n. yıl sonu
half year n. sömestr
a final year student n. son sınıf öğrencisi
final year students n. son sınıf öğrencileri
final year undergraduate student n. üniversite son sınıf öğrencisi
graduation year n. mezuniyet yılı
following year n. sonraki yıl
following year n. takip eden yıl
foundation year n. kuruluş yılı
champion of the year n. yılın şampiyonu
agricultural year n. tarım yılı
new year eve n. yılbaşı arifesi
which year n. kaçıncı yıl
establishment year n. kuruluş yılı
founding year n. kuruluş yılı
year of establishment n. kuruluş yılı
employee of the year n. yılın elemanı
employee of the year n. yılın çalışanı
remainder of the year n. yılın geri kalanı
year of start n. başlangıç yılı
year of start up n. başlangıç yılı
year of starting n. başlangıç yılı
year of commencement n. başlangıç yılı
calendar year n. resmi yıl
dry year n. kurak yıl
dry year n. yağışsız yıl
large part of the year n. yılın büyük bölümü
christian year n. hristiyan yılı
five-year development plan n. beş yıllık kalkınma planı
leap-year day n. artıkgün
half-year holiday n. yarıyıl tatili
old turkish-persian new year celebration n. nevruz
year-climate n. yıl-iklim
median year n. ortanca yıl
the year of the hegira n. hicri yıl
year book n. almanak
year book n. senelik kitap
year of construction n. yapım yılı
intercalary year n. artık yıl
intercalary year n. artıkyıl
sophomore year n. lise ya da üniversitede ikinci yıl
new year celebration n. yeni yıl kutlaması
second half of the year n. yılın ikinci yarısı
first half of the year n. yılın ilk yarısı
new year holiday n. yılbaşı tatili
two year experience n. iki yıllık deneyim
end of year party n. yıl sonu partisi
new year greeting n. yeniyıl tebriği
new year greeting n. yeni yıl tebriği
gap year n. hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola
year off n. hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola
year out n. hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola
bridging year n. hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola
first-year pupil n. birinci sınıf öğrencisi
place and year of birth n. doğum yeri ve yılı
year in review n. yıla bakış
year in review n. gözlenen yıl
one-year period n. bir senelik dönem
one-year period n. bir yıllık dönem
turn of the year n. yılın dönümü
turn of the year n. yıl değişimi
turn of the year n. yeni yıla girme
penultimate year n. sondan önceki sene
penultimate year n. sondan bir evvelki yıl
new year hat n. yılbaşı şapkası
vehicle of the year n. yılın aracı
car of the year n. senenin aracı
vehicle of the year n. senenin aracı
car of the year n. yılın aracı
the first half of the year n. senenin ilk yarısı
the first half of the year n. yılın ilk yarısı
three-year study n. üç yıllık/senelik çalışma
eighty-year period n. seksen yıllık dönem
the final half of the year n. yılın son yarısı
fourth quarter of the year n. yılın 4. çeyreği
fourth quarter of the year n. yılın dördüncü çeyreği
the story of the year n. yılın hikayesi
third year of occupation n. işgalin üçüncü yılı
new year preparations n. yeni yıl hazırlıkları
new year gift n. yeni yıl hediyesi
new year present n. yeni yıl hediyesi
personality of the year n. yılın şahsiyeti
seasons of the year n. yılın mevsimleri
a-year-training n. bir yıllık eğitim
a-year-training n. bir senelik eğitim
two-year license n. iki yıllık lisans
four-year license n. dört yıllık lisans
three-year license n. üç yıllık lisans
four-year license n. 4 yıllık lisans
three-year license n. 3 yıllık lisans
two-year license n. 2 yıllık lisans
new year table n. yılbaşı masası
new year table n. yılbaşı sofrası
ytd (year-to-date) n. mevcut yılın başından günümüze kadar olan süre
a 200-billion-dollar-a-year business n. yılda 200 milyar dolarlık bir iş
martian year n. mars yılı
village of the year contest n. yılın köyü yarışması
new year ceremony n. yeni yıl töreni
new year ceremony n. yeni yıl seremonisi
5-year mystery n. beş yıllık gizem
minimum warranty of one year n. en az bir yıllık garanti
breakout star of the year n. yılın parlayan yıldızı
breakout star of the year n. yılın yükselen yıldızı
two-year experience n. 2 yıllık deneyim
two-year experience n. iki yıllık deneyim
two-year experience n. 2 yıllık tecrübe
two-year experience n. iki yıllık tecrübe
civil year n. resmi yıl
release year n. yayınlanma yılı
three-year investigation n. üç senelik soruşturma
three-year investigation n. üç yıllık soruşturma
record year n. rekor yılı
the winner for the third consecutive year n. üçüncü kez peş peşe kazanan
rookie of the year n. yılın çaylağı
activity year n. faaliyet yılı
gap year n. boş yıl
working year n. çalışma yılı
cop of the year n. yılın polisi
year of built n. inşa yılı
year of built n. yapım yılı
year of registration n. kayıt yılı
year of enrollment (us) n. kayıt yılı
year of enrolment (uk) n. kayıt yılı
boom year n. patlama yılı
the family of 3 year-old (girl/boy) n. 3 yaşındaki çocuğun ailesi
junior year n. okulun üçüncü yılı
regnal year n. hükümdarlık dönemi
the last day of the year n. yılın son günü
this day next year n. gelecek yıl bugün
the first day of the year n. yılın ilk günü
the first day of the year n. senenin ilk günü
another year n. bir sene daha
one more year n. bir sene daha
new year party n. yeni yıl partisi
best couple of the year n. yılın çifti
couple of the year n. yılın çifti
our first year n. birinci yılımız
our first year n. birinci senemiz
one and a half year n. bir buçuk yıl
canicular year n. mısır yılı
regular year n. hicri takvimde 354 gün
regular year n. yahudi takviminde 384 günlük artık yıl
new year n. yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri
new year n. roş aşana
new year n. yahudi yeni yılı
hijri year n. hicri yıl
game of the year (goty) n. yılın oyunu
game of the year (goty) n. senenin oyunu
embolismic year n. embolizmik yıl
embolismic year n. ekli yıl
embolismic year n. enterkaler yıl
emergent year n. başlangıç tarihi
emergent year n. başlangıç
emergent year n. takvim başlangıcı
year clock n. aralıksız bir yıl çalışan saat
year-end n. takvim yılının sonu
enneatical year n. insan hayatının her dokuzuncu yılı
year-rounder n. ikameti, işi veya kullanımı yıl boyu değişmeyen kimse veya şey
yr (year) n. sene
yr. (year) n. sene
leap year n. sene-i kebise
vague year n. antik mısır'da kullanılan 365 günlük bir takvim
banner year n. başarılı yıl
gregorian year n. miladi takvimde bir yıl
off year n. seçimsiz yıl
off year n. seçim yapılmayan yıl
off year n. faaliyetin düşük olduğu yıl
off year n. üretimin düşük olduğu yıl
common lunar year n. 12 adet kameri aydan oluşan dönem
common lunar year n. 354 günlük dönem
common year n. artık olmayan yıl
common year n. 365 gün 6 saatten oluşan yıl
six-year-old n. altı yaşında çocuk
six-year-old n. altı yaşında hayvan
repeat a year v. çift dikiş yapmak
hold a child back a year v. çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak
see in the new year v. yeni yılı karşılamak
enter the new year v. yeni yıla girmek
have a bad year v. kötü bir sene geçirmek
have a good year v. iyi bir yıl geçirmek
have a bad year v. kötü bir yıl geçirmek
have a good year v. iyi bir sene geçirmek
spend a year in somewhere v. bir yerde bir yıl geçirmek
be on a different date from year to year v. her sene değişik/farklı tarihlere rastlamak
be out in a year with good behavior v. iyi halden bir yılda çıkmak
make more money in a week than you earn in a year v. birinin bir yılda kazandığından fazlasını bir haftada kazanmak
be selected as village of the year v. yılın kasabası/köyü seçilmek
win village of the year v. yılın kasabası/köyü seçilmek
have the intellect of a 3 year old v. 3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child v. üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child v. 3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intellect of a 3 year old v. üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
celebrate the new year v. yeni yılı kutlamak
be out in a year with good behaviour v. iyi halden bir yılda çıkmak
be out in a year with good behaviour v. iyi halden bir senede çıkmak
be out in a year with good behavior v. iyi halden bir senede çıkmak
be held back a year v. bir yıl uzaklaştırma almak
spend all year v. tüm yılı harcamak
sign a two-year contract v. iki yıllık kontrat imzalamak
sign a two-year contract v. iki yıllık kontrata imza atmak
sign a two-year contract v. iki senelik kontrata imza atmak
sign a two-year contract v. iki senelik kontrat imzalamak
sign a two-year contract v. iki senelik sözleşmeye imza atmak
sign a two-year contract v. iki senelik sözleşme imzalamak
sign a two-year contract v. iki yıllık sözleşmeye imza atmak
sign a two-year contract v. iki yıllık sözleşme imzalamak
year-round adj. bütün yıl devam eden
year-round adj. bütün yıl boyunca
year-round adj. tüm yıl boyunca
two-year adj. iki yıl süreli
two-year adj. iki yılda bir olan
triannual (three times in one year) adj. yılda üç defa
triannual (three times in one year) adj. senede üç kez
triannual (three times in one year) adj. senede üç defa
triannual (three times in one year) adj. yılda üç kez
triannual (three times in one year) adj. yılda üç sefer
triannual (three times in one year) adj. senede üç sefer
carried over to the next year adj. gelecek yıla devreden
two-year old adj. iki yaşında
new-year adj. yeni yılın başlangıcı ile ilgili
new-year adj. yeni yılın başlangıcına ait
new-year adj. yeni yılın başlangıcına uygun olan
all-year-round adj. dört mevsim gerçekleşen
year-over-year adj. yıl be yıl
year-around adj. yıl boyunca aktif
year-around adj. yıl boyunca çalışan
year-around adj. mevsimsel olmayan
year-around adj. yıl boyunca açık
year-around adj. yıl boyunca hizmet veren
year-round adj. yıl boyunca hizmet veren
hundred-year-old adj. yüz yaşında
multi-year adj. çok yıllık
multi-year adj. birden fazla yıldan oluşan
multi-year adj. birden fazla yıl ile ilişkili
multi-year adj. birden fazla yıl içeren
five-year adj. beş yılda bir olan
five-year adj. beş yıllık zaman diliminde gerçekleşen
five-year-old adj. beş yıllık
six-year-old adj. altı yıllık
six-year-old adj. altı yaşında olan
six-year-old adj. altı yıl önce yapılan
six-year-old adj. altı yıldır var olan
year-round adj. tüm sene süren
all the year round adv. tüm yıl boyunca
since the year adv. yılından beri
year in year out adv. yıllar yılı
twice a year adv. yılda iki kere
for many a long year adv. yıllar yılı
once a year adv. yılda bir kere
all the year round adv. yıl boyunca
year by year out adv. bütün yıl boyunca
year in year out adv. her yıl
all the year round adv. bütün yıl
through the year adv. bütün yıl
in every year adv. her yıl
last year adv. önceki sene
last year adv. geçen sene
last year adv. geçen yıl
last year adv. önceki yıl
by the end of year adv. yıl sonunda
one year later adv. bir sene sonra
all year round adv. tüm yıl boyunca
all year round adv. bütün bir yıl
all year round adv. tüm yıl süresince
like every year adv. her yıl olduğu gibi
like every year adv. her sene olduğu gibi
just like every year adv. her yıl olduğu gibi
just like every year adv. her sene olduğu gibi
all year adv. yılboyu
by year-end adv. yıl sonu itibarıyla
year round adv. bütün yıl boyunca
every other year adv. iki senede bir
every other year adv. iki yılda bir
from year to year adv. yıldan yıla
every eleventh year adv. on bir yılda bir
every eleventh year adv. her on birinci yılda
only after a year adv. sadece bir sene sonra
after a period of one year adv. bir yıl aradan sonra
year-on-year adv. yıllarca
until the end of this year adv. bu yılın sonuna kadar
until the end of this year adv. bu senenin sonuna kadar
for more than a year adv. bir yıldan fazla süredir
for more than one year adv. bir yıldan fazla süredir
for more than one year adv. bir yıldan fazla bir süredir
for more than a year adv. bir yıldan fazla bir süredir
at the beginning of the academic year adv. akademik yılın başında
in the recent year adv. son bir yılda
in the recent year adv. son bir yıl içinde
in the recent year adv. son bir yıl içerisinde
a year later adv. bir sene sonra
that year adv. o yıl
four times (in) a year adv. yılda dört kere
four times (in) a year adv. yılda dört kez
four times (in) a year adv. yılda 4 kez
four times (in) a year adv. yılda dört sefer
three times in one year adv. yılda üç defa
three times in one year adv. senede üç defa
three times in one year adv. senede üç kez
three times in one year adv. yılda üç kez
three times in one year adv. yılda üç sefer
three times in one year adv. senede üç sefer
in july last year adv. geçen yıl temmuz ayında
once or twice a year adv. yılda bir veya iki kere
once or twice a year adv. yılda bir veya iki kez
year in and year out adv. yıllar boyu
year in and year out adv. yıllarca
most of the year adv. yılın/senenin çoğu zamanı
year after year adv. senelerdir
four times (in) a year adv. yılda dört defa
four times (in) a year adv. senede dört defa
every passing year adv. her geçen yıl
every passing year adv. her geçen sene
in the new year adv. yeni yılda
by year ... adv. yılı itibariyle
by year ... adv. yılı itibari ile
by year ... adv. senesi itibari ile
by year ... adv. senesi itibariyle
twice per year adv. yılda 2 kere
twice per year adv. yılda iki kere
twice per year adv. yılda 2 defa
twice per year adv. yılda 2 kez
twice per year adv. senede 2 kere
twice per year adv. yılda iki defa
twice per year adv. yılda iki kez
twice per year adv. senede iki defa
twice per year adv. senede iki kere
twice per year adv. senede 2 defa
twice per year adv. senede iki kez
twice per year adv. senede 2 kez
for a whole year adv. tüm yıl boyunca
for a whole year adv. bütün bir yıl boyunca
one year ago adv. bir sene önce
to-year [dialect] adv. bu yıl
last year adv. bıldır
during the entire year adv. tüm yıl boyunca
year in and year out adv. yıldan yıla
this time last year adv. geçen sene bu zamanlar
year old prep. yaşında
happy new year! interj. iyi yıllar!
happy new year interj. yeni yılınız kutlu olsun
Phrases
the understatement of the year n. söylenenler az bile
sometime last year n. geçen sene bir zaman/ara
all year long expr. bütün sene boyunca
all the year round expr. bütün yıl boyunca
all year long expr. bütün yıl
year-on-year expr. bir önceki yılın aynı dönemine göre
by the year expr. bir yıllık/senelik
happy new year to everyone expr. herkese mutlu yıllar
as it does every year expr. her yıl olduğu gibi
as it does every year expr. her sene olduğu gibi
compared to the last year expr. geçen yıla oranla
compared to the last year expr. geçen seneye oranla
happy new year to everyone expr. mutlu yıllar herkese
ten-year limitation period expr. on yıllık zamanaşımı süresi
year of our lord expr. milattan sonra
the year of the lord expr. milattan sonra
the year of our lord jesus christ expr. milattan sonra
happy new year to you and your family expr. sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım
happy new year to you too expr. sana da mutlu yıllar
less than once a year expr. senede bir kereden az
happy new year to you and your family expr. sana ve ailene mutlu yıllar
wishing you a healthy and happy new year expr. sağlıklı ve mutlu bir yıl dileğiyle
happy new year to you and your family expr. size ve ailenize mutlu yıllar
less than once a year expr. senede bir defadan az
less than once a year expr. senede bir kezden az
happy new year to you too expr. size de mutlu yıllar
less than once a year expr. senede bir seferden az
all year long expr. tüm yıl boyunca
all year long expr. tüm sene boyunca
all year long expr. tüm yıl
less than once a year expr. yılda bir kezden az
less than once a year expr. yılda bir seferden az
all the year round expr. yıl boyunca
less than once a year expr. yılda bir defadan az
all the best of the new year expr. yeni yılda her şey gönlünce olsun
ten-year limitation period expr. 10 yıllık zamanaşımı süresi
less than once a year expr. yılda bir kereden az
by year of expr. yılı itibariyle
in a rolling year expr. takip eden bir yıl içinde
Proverb
christmas comes but once a year noel yılda bir kere olur/gelir
Colloquial
big year n. bilhassa talihli/kazançlı ya da verimli yıl
big year n. müthiş bir yıl
big year n. karlı bir yıl
big year n. büyük yarış
big year n. kuş gözlemciliği yarışması
a first-year thief n. acemi bir hırsız
a 5-year-old boy n. beş yaşında bir erkek çocuk
a four-year-old child n. dört yaşında bir çocuk