gerçekten!

Significados de "gerçekten!" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Colloquial
1	Colloquial	gerçekten!	honest! exclam.
2	Colloquial	gerçekten!	no lie! exclam.
Slang
3	Slang	gerçekten!	reckon! expr.

Significados de "gerçekten!" con otros términos en diccionario inglés turco: 311 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	gerçekten	really adv.
I think that I really need to be categorical and absolute here. Burada gerçekten kategorik ve mutlak olmam gerektiğini düşünüyorum. More Sentences
General
2	General	gerçekten inanmak	really believe v.
Does it really believe that confidence in genetically manipulated foodstuffs can be created in that way? Genetiği değiştirilmiş gıda maddelerine yönelik güvenin bu şekilde yaratılabileceğine gerçekten inanıyor mu? More Sentences
3	General	gerçekten kastetmek	mean v.
Parents should mean it if they say ‘no’ to children. Ebeveynler çocuklarına 'hayır' derken bunu gerçekten kastetmelidirler. More Sentences
4	General	gerçekten gereksiz	really unnecessary adj.
In my opinion, such a far-reaching scorched earth policy is really unnecessary. Bana göre bu kadar geniş kapsamlı bir yakıp yıkma politikası gerçekten gereksiz. More Sentences
5	General	gerçekten	literally adv.
Our foundation is responsible for the education of literally thousands of children. Vakfımız gerçekten binlerce çocuğun eğitiminden sorumlu. More Sentences
6	General	gerçekten	in fact adv.
Secondly, I would ask the Commission whether it is in fact willing to do anything before 10 October. İkinci olarak Komisyona 10 Ekim'den önce herhangi bir şey yapmaya gerçekten istekli olup olmadığını sormak istiyorum. More Sentences
7	General	gerçekten	truly adv.
This is the reason why this agreement truly poses a problem. Bu anlaşmanın gerçekten bir sorun teşkil etmesinin nedeni budur. More Sentences
8	General	gerçekten	honestly adv.
Who can honestly be satisfied with the results of the EU-Russia Summit? AB-Rusya Zirvesi'nin sonuçlarından kim gerçekten memnun olabilir? More Sentences
9	General	gerçekten	genuinely adv.
I am genuinely sorry that he will be leaving. Kendisi ayrılacağı için gerçekten üzgünüm. More Sentences
10	General	gerçekten	for real adv.
Let us all hope that this exercise never has to be done for real. Hepimiz umalım ki bu uygulama hiçbir zaman gerçekten yapılmak zorunda kalmasın. More Sentences
11	General	gerçekten	quite adv.
You are quite right, and I shall check whether this has actually not been done. Çok haklısınız ve bunun gerçekten yapılıp yapılmadığını kontrol edeceğim. More Sentences
12	General	gerçekten	in earnest adv.
The squirrel that you kill in jest, dies in earnest. Şaka olsun diye öldürdüğün sincap, gerçekten ölür. More Sentences
13	General	gerçekten	really adv.
I think this symbolises Europe's ability to close ranks when the chips are really down. Bence bu, Avrupa'nın gerçekten zor durumda kaldığında safları sıklaştırma becerisini simgeliyor. More Sentences
14	General	gerçekten	indeed adv.
This is indeed an incredible view! Gerçekten inanılmaz bir manzara bu! More Sentences
15	General	gerçekten	actually adv.
In this regard it is important that Amendment No 10 actually goes through. Bu bağlamda 10 No'lu Değişikliğin gerçekten geçmesi önemlidir. More Sentences
16	General	gerçekten de	indeed adv.
I would now like to turn to category 3, the internal policy measures, which are indeed wide-ranging. Şimdi kategori 3'e, yani gerçekten de geniş kapsamlı olan iç politika tedbirlerine dönmek istiyorum. More Sentences
17	General	gerçekten	very adv.
They will not, therefore, be working alone, but rather in solidarity, which is a very different matter indeed. Dolayısıyla tek başlarına değil, dayanışma içinde çalışacaklardır ki bu da gerçekten bambaşka bir konudur. More Sentences
18	General	gerçekten de	however adv.
Other sources indicate, however, that the pro-Democracy leader is indeed on hunger strike. Ancak diğer kaynaklar demokrasi yanlısı liderin gerçekten de açlık grevinde olduğunu belirtiyor. More Sentences
19	General	gerçekten	just adv.
I just really need to be with you now. Şu an gerçekten seninle olmak istiyorum. More Sentences
20	General	gerçekten	genuinely adv.
There are very few film libraries in Europe which are worthy of that name and genuinely properly equipped and efficient. Avrupa'da bu isme layık, gerçekten donanımlı ve verimli çok az film kütüphanesi vardır. More Sentences
21	General	gerçekten	simply adv.
He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter. O, partide o kadar komikti ki gerçekten gülmeme engel olamadım. More Sentences
22	General	gerçekten mi	really interj.
Ah, really? Gerçekten mi? More Sentences
Colloquial
23	Colloquial	(gerçekten) bir şey olmak	be (really) something v.
It must be something which really leads to a definitive peace and which must therefore be as effective as possible. Gerçekten kesin bir barışa yol açacak bir şey olmalı ve bu nedenle mümkün olduğunca etkili olmalıdır. More Sentences
24	Colloquial	gerçekten mi?	oh really? interj.
Oh, really? Oo, gerçekten mi? More Sentences
Idioms
25	Idioms	gerçekten	in fact expr.
Is this in fact possible? Bu gerçekten mümkün mü? More Sentences
Speaking
26	Speaking	bu gerçekten ilginç	that's really interesting expr.
That's really interesting. Bu gerçekten ilginç. More Sentences
27	Speaking	gerçekten işe yarıyor	it really works expr.
It really works. Gerçekten işe yarıyor. More Sentences
Trade/Economic
28	Trade/Economic	gerçekten	actually adv.
Does anybody have a veto on this date of 3 December or can you give us a guarantee that it is actually going to happen? Bu 3 Aralık tarihini veto eden var mı ya da bize bunun gerçekten gerçekleşeceğine dair bir garanti verebilir misiniz? More Sentences
Law
29	Law	gerçekten	in fact expr.
Will we in fact find ourselves on the memorial last flight from Strasbourg to London on Thursday? Gerçekten de kendimizi Perşembe günü Strazburg'dan Londra'ya giden son anma uçağında mı bulacağız? More Sentences
General
30	General	gerçekten kaçış	escapism n.
31	General	gerçekten sapan	erroneous n.
32	General	gerçekten muhtaç kişi	the deserving poor n.
33	General	gerçekten var olan	concrete n.
34	General	gerçekten veya yalandan beğenen kimse	affecter n.
35	General	gerçekten uzaklık	fantasticality n.
36	General	gerçekten kopukluk	fantasticality n.
37	General	yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek	put someone right about v.
38	General	yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek	set someone right about v.
39	General	gerçekten yapmak	carry out v.
40	General	planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak	go through with v.
41	General	gerçekten yapmak	carry something through v.
42	General	gerçekten inanmak	firmly believe v.
43	General	gerçekten varolan	concrete adj.
44	General	gerçekten	earnest adj.
45	General	gerçekten	honest adj.
46	General	gerçekten	practical adj.
47	General	gerçekten	real adj.
48	General	gerçekten	actual adj.
49	General	gerçekten gerekli	must-have adj.
50	General	gerçekten yaşanmış (olay, hikaye)	true adj.
51	General	(miras, taht vb.) gerçekten hak kazanmış	apparent adj.
52	General	gerçekten etkilenmiş	wonderstruck adj.
53	General	gerçekten şaşırmış	wonderstruck adj.
54	General	gerçekten	forsooth adv.
55	General	gerçekten	in truth adv.
56	General	gerçekten	in effect adv.
57	General	gerçekten	truth to say adv.
58	General	gerçekten	verily adv.
59	General	gerçekten	truthfully adv.
60	General	gerçekten	in faith adv.
61	General	gerçekten	in very deed adv.
62	General	gerçekten	in sooth adv.
63	General	gerçekten	regularly adv.
64	General	gerçekten	true adv.
65	General	gerçekten	in point of fact adv.
66	General	gerçekten	unsubtly adv.
67	General	gerçekten	sure enough adv.
68	General	itimatla gerçekten	in faith adv.
69	General	gerçekten	veritably adv.
70	General	gerçekten	in actuality adv.
71	General	gerçekten	yea adv.
72	General	gerçekten	of a verity adv.
73	General	gerçekten	plumb adv.
74	General	gerçekten	in all honesty adv.
75	General	gerçekten	as a matter of fact adv.
76	General	gerçekten	notably adv.
77	General	gerçekten	iwis adv.
78	General	gerçekten de	so indeed adv.
79	General	gerçekten	certie adv.
80	General	gerçekten	certy adv.
81	General	gerçekten	au pied de la lettre adv.
82	General	gerçekten	echt [german] adv.
83	General	gerçekten	jonnock adv.
84	General	gerçekten	jannock adv.
85	General	gerçekten	wis [obsolete] adv.
86	General	gerçekten	fair [dialect] adv.
87	General	gerçekten	honest-to-god adv.
88	General	gerçekten	honest-to-goodness adv.
89	General	gerçekten	insooth [obsolete] adv.
90	General	gerçekten	perdie adv.
91	General	gerçekten	soothfast adv.
Phrasals
92	Phrasals	hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek	live out v.
93	Phrasals	planlanmış (bir şeyi) gerçekten yapmak	go through with (something) v.
Phrases
94	Phrases	gerçekten	really and truly adv.
95	Phrases	gerçekten	true as bob [south africa] expr.
96	Phrases	gerçekten	true as god [south africa] expr.
97	Phrases	gerçekten gidip yaptın mı	been and gone and done it expr.
98	Phrases	gerçekten gidip (bir şeyi) yapmış	been and gone and done it expr.
99	Phrases	bu gerçekten hareketle	considering this fact expr.
100	Phrases	bu gerçekten hareketle	from this fact expr.
101	Phrases	cumartesi ve pazar arasında bir güne daha ihtiyacım var gerçekten	I really need a day between saturday and sunday expr.
102	Phrases	gerçekten öyle olana kadar...mış gibi (öyleymiş/olmuş/başarmış) gibi yap	fake it till you make it expr.
103	Phrases	eğer bu gerçekten gerçekleşirse	if this does indeed occur expr.
104	Phrases	gerçekten	of a truth expr.
105	Phrases	gerçekten öyle olana kadar...mış gibi (öyleymiş/olmuş/başarmış) gibi yap	act as if expr.
106	Phrases	gerçekten	truth to tell expr.
Colloquial
107	Colloquial	gerçekten harika bir fikir (kinayeli)	a (real) winner n.
108	Colloquial	gerçekten mükemmel/kusursuz bir plan (kinayeli)	a (real) winner n.
109	Colloquial	birine gerçekten çok yakışmış/uymuş (kinayeli)	a (real) winner n.
110	Colloquial	gerçekten gerekli olan şey	must-have n.
111	Colloquial	(gerçekten) kayda değer olmak	be (really) something v.
112	Colloquial	(gerçekten) önemli olmak	be (really) something v.
113	Colloquial	(gerçekten) dikkate değer olmak	be (really) something v.
114	Colloquial	(gerçekten) dikkat çekici olmak	be (really) something v.
115	Colloquial	(gerçekten) ilginç olmak	be (really) something v.
116	Colloquial	(gerçekten) özel olmak	be (really) something v.
117	Colloquial	(gerçekten) etkileyici olmak	be (really) something v.
118	Colloquial	(gerçekten) harika olmak	be (really) something v.
119	Colloquial	gerçekten çok iyi	dudical adj.
120	Colloquial	gerçekten çok iyi	real gone adj.
121	Colloquial	gerçekten	real adv.
122	Colloquial	gerçekten	real adv.
123	Colloquial	gerçekten	rightly adv.
124	Colloquial	gerçekten mi?	really? interj.
125	Colloquial	çocukların gerçekten ailelerine ihtiyaçları var	kids really need their parents expr.
126	Colloquial	gerçekten	honest injun expr.
127	Colloquial	gerçekten gerekli olmadıkça	unless it's really necessary expr.
128	Colloquial	gerçekten samimi söylüyorum	really I mean it expr.
129	Colloquial	gerçekten	trilly expr.
130	Colloquial	gerçekten çok iyi	wicked bad expr.
131	Colloquial	gerçekten mi?	is it expr.
132	Colloquial	bu gerçekten doğru mu?	Is that a fact? expr.
133	Colloquial	gerçekten mi?	Is that a fact? expr.
134	Colloquial	gerçekten bir şey yapmış	been and gone and done it expr.
135	Colloquial	gerçekten mi?	(you) could have fooled me expr.
136	Colloquial	gerçekten mi?	(you) coulda fooled me expr.
137	Colloquial	gerçekten	all correct expr.
138	Colloquial	gerçekten	all correct expr.
139	Colloquial	inan bana gerçekten	believe you me expr.
140	Colloquial	gerçekten mi?	could have fooled me expr.
141	Colloquial	gerçekten umurumda değil	idrc (I don't really care) expr.
142	Colloquial	eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do expr.
143	Colloquial	eğer bir şeyi gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do something expr.
144	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) bıktım usandım	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
145	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) bezdim	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
146	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) daral geldi	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
147	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) gına geldi	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
148	Colloquial	gerçekten çok kötü kokuyor burası!	It smells like someone died in here! expr.
149	Colloquial	gerçekten berbat kokuyor burası!	It smells like someone died in here! expr.
150	Colloquial	bravo gerçekten (alay etmek maksatlı)	nice work expr.
151	Colloquial	gerçekten mi?	what was your first clue? expr.
152	Colloquial	gerçekten	honest to god exclam.
153	Colloquial	gerçekten	honest to goodness exclam.
154	Colloquial	gerçekten	honest to pete exclam.
155	Colloquial	gerçekten	no lie exclam.
156	Colloquial	gerçekten mi? (kinayeli)	you think exclam.
Idioms
157	Idioms	gerçekten uzak beklenti	a counsel of perfection n.
158	Idioms	gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı)	an ivory tower n.
159	Idioms	gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı)	an ivory tower n.
160	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search (one's) conscience v.
161	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search (one's) heart v.
162	Idioms	gerçekten ne hissettiğini düşünmek	search (one's) heart v.
163	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search your heart/soul/conscience v.
164	Idioms	gerçekten ne hissettiğini düşünmek	search your heart/soul/conscience v.
165	Idioms	ekmeğini gerçekten zor kazanmak	be out earning a crust v.
166	Idioms	hayatta gerçekten uğraşması/yapması gereken kariyeri/işi yapmamak. yanlış meslek seçmek	miss one's calling v.
167	Idioms	(birşeyi) gerçekten istemek	have one's heart set on v.
168	Idioms	durumu gerçekten anlamak	have the right sow by the ear v.
169	Idioms	(bir şeye) gerçekten çok gereksinim duymak	need (something) so bad (that) (one) can taste it v.
170	Idioms	(bir şey) için gerçekten çaba sarf etmek	grab (something) by the throat v.
171	Idioms	gerçekten yumruk atmak	not pull (one's) punches v.
172	Idioms	yumruk atar gibi yapması gereken bir durumda birine gerçekten yumruk atmak	not pull (one's) punches v.
173	Idioms	rol yaparken birini gerçekten yumruklamak	not pull (one's) punches v.
174	Idioms	'-i gerçekten istemek	have heart set on v.
175	Idioms	gerçekten	true as bob [south africa] expr.
176	Idioms	gerçekten	true as bob (or god) [south africa] expr.
177	Idioms	bunu eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do this expr.
178	Idioms	gerçekten	for good and all expr.
179	Idioms	gerçekten	from the bottom of one's hearts expr.
180	Idioms	işin gerçekten yapıldığı yer/ortam	on the factory floor expr.
181	Idioms	kimsenin gerçekten birbirini dinlemediği durum	a dialogue of the deaf expr.
182	Idioms	(bir yer) gerçekten çok kötü kokuyor!	it smells like someone died in (some place)! expr.
183	Idioms	(bir yer) gerçekten berbat kokuyor!	it smells like someone died in (some place)! expr.
184	Idioms	burası gerçekten çok kötü kokuyor?	who died in here? expr.
185	Idioms	burası gerçekten berbat kokuyor?	who died in here? expr.
186	Idioms	gerçekten yardıma ihtiyacın olduğu/ihtiyaç duyduğun zaman	in your hour of need expr.
187	Idioms	işte şimdi gerçekten/randımanlı olarak çalışıyor	now (one's) cooking (with gas) expr.
188	Idioms	gerçekten düşününce	when you get right down to it expr.
Speaking
189	Speaking	gerçekten mi?	really? interj.
190	Speaking	gerçekten mi?	is it real? interj.
191	Speaking	gerçekten mi?	really? interj.
192	Speaking	anne olmak gerçekten zor	it's really hard being a mother expr.
193	Speaking	bilmiyorum gerçekten	I really don't know expr.
194	Speaking	bu yaptıklarınız için size gerçekten minnettarım	I really appreciate what you are doing expr.
195	Speaking	buna dahil olmayı gerçekten istemiyorum	I'm not really into that expr.
196	Speaking	bu gerçekten sen misin?	is this really you? expr.
197	Speaking	bunun bir parçası olmak istiyor musun gerçekten?	do you really want any part of this? expr.
198	Speaking	bugün gerçekten çok hoş görünüyorsun	you look really nice today expr.
199	Speaking	bunu duyduğuma gerçekten üzüldüm	I'm really sorry to hear that expr.
200	Speaking	bu sen misin gerçekten?	is this really you? expr.
201	Speaking	bunu gerçekten düşünmem gerek	I really have to give this some thought expr.
202	Speaking	bu gerçekten de iyi bir zaman değil	this is really not a good time expr.
203	Speaking	bunun için gerçekten kendimi iyi hissetmiyorum	I really don't feel like I'm up for it expr.
204	Speaking	bu gerçekten hayret verici	that's truly astonishing expr.
205	Speaking	beni gerçekten hiç sevdin mi?	did you ever really love me? expr.
206	Speaking	bu gerçekten sen misin?	is that really you? expr.
207	Speaking	buna gerçekten gerek var mı?	is this really necessary? expr.
208	Speaking	bu konuda gerçekten yapabileceğin hiçbir şey yok	there's really nothing that you can do about it expr.
209	Speaking	bu sen misin gerçekten?	is that really you? expr.
210	Speaking	biz gerçekten iyi geçiniriz	we get on really well expr.
211	Speaking	beni gerçekten çok kızdırdın	you really pissed me off expr.
212	Speaking	bunu gerçekten istiyorum	I really want this expr.
213	Speaking	dünyayı gerçekten böyle mi görüyorsunuz?	do you really see the world this way? expr.
214	Speaking	çocuklar hakkında gerçekten çok endişeleniyorum	I'm really worried about the kids expr.
215	Speaking	dünyayı gerçekten böyle mi görüyorsun?	do you really see the world this way? expr.
216	Speaking	gerçekten anlamıyorum	I really don't get it expr.
217	Speaking	gerçekten hatırlamıyorum	i don't really remember expr.
218	Speaking	gerçekten düşününce	when it comes right down to it expr.
219	Speaking	gerçekten mi?	are you serious? expr.
220	Speaking	gerçekten çok üzgünüm	I am really sorry expr.
221	Speaking	gerçekten! bu kadar zahmet etmeseydin!	you really shouldn't have! expr.
222	Speaking	gerçekten çok etkilendim	I am truly impressed expr.
223	Speaking	gerçekten yapmam gereken başka şeyler var	I really have other things to do expr.
224	Speaking	gerçekten özür dilerim	I am really sorry expr.
225	Speaking	gerçekten keyfim yerinde değil	I'm in a really bad mood expr.
226	Speaking	gerçekten delisin sen	you really are crazy expr.
227	Speaking	gerçekten öyle mi?	is that really so? expr.
228	Speaking	gerçekten bilmiyorum	I really don't know expr.
229	Speaking	gözlerime inanamıyorum, gerçekten sen misin?	my eyes, is it really you? expr.
230	Speaking	hayatımda yapmak istediğim şey gerçekten bu mu?	is this really what i want in my life? expr.
231	Speaking	gerçekten çok isterim	I would like that expr.
232	Speaking	gerçekten de kafamı bozmaya başlıyorsun	you're really starting to piss me off expr.
233	Speaking	gerçekten o kadar olmuş mu?	has it really been that long? expr.
234	Speaking	gerçekten gitmek zorundayım	i really must go expr.
235	Speaking	gerçekten gitmeliyim	I really must go expr.
236	Speaking	hayattan gerçekten ne istiyorsun?	what do you really want from life? expr.
237	Speaking	gerçekten çok naziksiniz	that is really kind of you expr.
238	Speaking	gerçekten aklını verirsen	if you really put your mind to it expr.
239	Speaking	gerçekten de ne iş yaptığını bana söylemeyecek misin?	are you really not going to tell me what you do? expr.
240	Speaking	gerçekten çok kötü bir gün geçiriyorum	I'm having a really bad day expr.
241	Speaking	gerçekten de mükemel iş diye bir şey var mı?	is there really such a thing as a perfect job? expr.
242	Speaking	gerçekten öyle mi düşünüyorsun	do you really think so expr.
243	Speaking	gerçekten öyle mi?	is that so? expr.
244	Speaking	gerçekten bilmiyorum	I really don't know expr.
245	Speaking	gerçekten inan bana!	believe you me! expr.
246	Speaking	eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you really want to do expr.
247	Speaking	gidecek hiçbir yerin yok mu gerçekten?	do you really have no place to go? expr.
248	Speaking	iyi bir şey mi gerçekten?	is that really a good thing? expr.
249	Speaking	inan bana gerçekten!	believe you me! expr.
250	Speaking	insan gerçekten hayret ediyor	that's truly astonishing expr.
251	Speaking	iyi bir şey mi gerçekten?	is it really a good thing? expr.
252	Speaking	ingilizcem gerçekten kötü	my english is really bad expr.
253	Speaking	neden bana gerçekten neler olduğunu anlatmıyorsun?	why don't you tell me what really happened expr.
254	Speaking	onunla sorununun ne olduğunu gerçekten anlamıyorum	I really don't get what your problem with her is expr.
255	Speaking	mükemmel iş diye bir şey gerçekten var mı?	is there really such a thing as a perfect job? expr.
256	Speaking	ne olduğu gerçekten umurumda değil	I don't really care what it is expr.
257	Speaking	karısı gerçekten onu aldatıyor	his wife really is cheating on him expr.
258	Speaking	ondan gerçekten nefret falan mı ediyordun?	do you like really hate him or something? expr.
259	Speaking	ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum	I don't really know what to say expr.
260	Speaking	seninle gerçekten gurur duyuyorum	I'm really proud of you expr.
261	Speaking	seninle gerçekten gurur duyuyorum	I'm truly proud of you expr.
262	Speaking	seninle gerçekten konuşmam gereken bir şey var	there's something I really need to talk to you about expr.
263	Speaking	son zamanlarda gerçekten çok yoğun çalışmak	been working really hard lately expr.
264	Speaking	siz ikiniz gerçekten çok sevimli bir çiftsiniz	you guys make a really cute couple together expr.
265	Speaking	sen gerçekten güvenebileceğim tek erkeksin	you're the only guy that I can really trust expr.
266	Speaking	seni gerçekten özledim	I really miss you expr.
267	Speaking	resim gerçekten çok güzel	your pic is really adorable expr.
268	Speaking	seninle gerçekten tanışmak istiyorum	I really want to meet you expr.
269	Speaking	sizinle gerçekten tanışmak istiyorum	I really want to meet you expr.
270	Speaking	sizinle gerçekten görüşmek istiyorum	I really want to meet you expr.
271	Speaking	senden gerçekten hoşlanıyorum	I really like you expr.
272	Speaking	şu an gerçekten konuşamam	I really can't talk right now expr.
273	Speaking	size gerçekten borçlandım	I am deeply indebted to you expr.
274	Speaking	burası gerçekten olmaz	this place is a real no-no expr.
275	Speaking	yapabileceğimden gerçekten emin değilim	I'm not really sure if I can expr.
276	Speaking	gerçekten minnettarım	I am really grateful expr.
Chat Usage
277	Chat Usage	gerçekten de	idd (indeed) abrev.
Trade/Economic
278	Trade/Economic	bu gerçekten ötürü	ipso facto n.
Computer
279	Computer	yapay zekayla yapılan ve biri gerçekten o videoda varmış gibi gösterilen video	deepfake n.
280	Computer	virüs vault dosyasını gerçekten kaldırmak istiyor musunuz	do you really want to remove the file virus vault expr.
281	Computer	gerçekten basit dağıtım	rss (really simple syndication) abrev.
Religious
282	Religious	isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi	concomitance n.
283	Religious	isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi	concomitancy n.
284	Religious	(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği	duhkha n.
285	Religious	(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği	dukkha n.
Philosophy
286	Philosophy	gerçekten var olan	ontic adj.
287	Philosophy	(inanç) gerçekten inananları yanıltmayan	incorrigible adj.
Archaic
288	Archaic	gerçekten	certes adv.
289	Archaic	gerçekten	effect adv.
290	Archaic	gerçekten	soothfastly adv.
291	Archaic	gerçekten	soothlich adv.
292	Archaic	gerçekten	soothly adv.
293	Archaic	gerçekten	by my troth expr.
294	Archaic	gerçekten	perfay [obsolete] exclam.
Slang
295	Slang	gerçekten iyi	righteous adj.
296	Slang	başımız gerçekten büyük belada	we are in some serious shit here expr.
297	Slang	yalan söylemen beni gerçekten çok kızdırıyor	it's really pissing me off that you're lying expr.
298	Slang	gerçekten	on the rilla expr.
299	Slang	(bir şey) gerçekten çok iyi	(something) is wicked expr.
300	Slang	(gerçekten) muhteşem	(totally) tubular [cliché] expr.
301	Slang	(gerçekten) harika	(totally) tubular [cliché] expr.
302	Slang	(gerçekten) müthiş	(totally) tubular [cliché] expr.
303	Slang	gerçekten	for serious expr.
304	Slang	gerçekten mi?	for serious expr.
305	Slang	gerçekten çok güzeldi	it's been real expr.
306	Slang	gerçekten güzel vakit geçirdim/geçirdik	it's been real expr.
307	Slang	gerçekten çok keyif aldım/aldık	it's been real expr.
308	Slang	gerçekten/büyük haksızlık	so suck exclam.
309	Slang	gerçekten mi	no shinola exclam.
Modern Slang
310	Modern Slang	gerçekten gülüyorum	actual lol n.
311	Modern Slang	gerçekten korkma	alethophobia n.