eğri eğri - Turco Inglés Diccionario

eğri eğri

Significados de "eğri eğri" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Technical
eğri eğri leaner n.

Significados de "eğri eğri" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
eğri curve n.
China has worked with us in the fight against terrorism and that is a peak on its development curve.
Çin terörizmle mücadelede bizimle birlikte çalıştı ve bu onun gelişim eğrisinde bir zirve.

More Sentences
eğri crooked adj.
The picture is hung crooked.
Resim eğri asılmış.

More Sentences
General
eğri askew adj.
The table is askew, it's likely going to turn over soon.
Masa eğri, yakında devrilecek gibi duruyor.

More Sentences
eğri curved adj.
Eagles have curved beaks.
Kartalların eğri gagaları vardır.

More Sentences
eğri bent adj.
Why is the banana bent?
Muz neden eğri?

More Sentences
(el) eğri büğrü knotted adj.
The old fisherman had knotted hands from years of hard labour.
Yaşlı balıkçının elleri yıllarca ağır işlerde çalışmaktan eğri büğrü olmuştu.

More Sentences
Technical
eğri kılıç scimitar n.
The warrior wielded a scimitar with a curved blade.
Savaşçı kıvrık ağızlı bir eğri kılıç kullanıyordu.

More Sentences
Automotive
eğri curve n.
Euro/US dollar exchange rate convergence certainly makes a slow curve desirable, but that cannot be controlled.
Euro/ABD doları döviz kuru yakınsaması kesinlikle yavaş bir eğriyi arzu edilir kılmaktadır, ancak bu kontrol edilemez.

More Sentences
Food Engineering
eğri curve n.
You're on top of the bell curve.
Sen çan eğrisinin tepesindesin.

More Sentences
Math
eğri curve n.
A smile is a curve that sets everything straight.
Bir gülümseme, her şeyi düzelten bir eğridir.

More Sentences
Common Usage
eğri skew adj.
eğri büğrü crooked adj.
eğri awry adj.
General
kutupsal eğri polar curve n.
eğri uzunluğu length of a curve n.
eğri büğrü yazma scribbling n.
elastik eğri elastica n.
uzun ve eğri bıçak bowie knife n.
eğri molekül non linear molecule n.
sarmal eğri helix n.
izomanyetik eğri isomagnetic line n.
oval simetrik eğri oval n.
kısa ve eğri çizgi squiggle n.
eğri yüzey incline n.
eğri yüzey inclined plane n.
eğri büğrülük twistedness n.
yukarıya doğru giden eğri upward sloping curve n.
dışbükey eğri convex curve n.
eğri tahta hame n.
eğri ağızlı alaturka musluk bibcock n.
eğri ağızlı alaturka musluk bib n.
eğri şablonu curve n.
suların çekilip yükselmesi esnasında deniz seviyesinin çizdiği hattı harita üzerinde gösteren eğri co-tidal line n.
eğri ağızlı tenekeci makası hawkbill snips n.
eğri cıvata anahtarı hook wrench n.
noktalı eğri dotted curve n.
cam veya plastikten yapılmış eğri kamış sipper n.
sivri uçlu eğri sharp pointed curve n.
eğri catawampus n.
eğri çizimi curve sketching n.
şekilleri eğri büğrü gösteren ayna funhouse mirror n.
şekilleri eğri büğrü gösteren ayna distorting mirror n.
şekilleri eğri büğrü gösteren ayna carnival mirror n.
eğri bir batonla çalınan, batı afrika'ya özgü küçük bir vurmalı çalgı talking drum n.
eğri büğrü olma anfractuosity n.
yukarıya doğru giden eğri upcurve n.
yukarı eğri upsweep n.
hanedan armasında gayrimeşruluğu gösteren kısa ve dar eğri batton n.
hamutun koşum kayışına bağlı eğri çubuklara takılan deri kayış hame strap n.
koşum kayışını eğri çubuğa bağlayan kayış ilmeği hame tug n.
eğri tahtalar hames n.
eğri wimple n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri haulm n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri hem [dialect] [uk] n.
iki eğri çizgi şeklinde resmedilen arma şekli gare n.
eğri şey oblique n.
paralel eğri parallel n.
dörtlükten kısa notalara konan eğri çizgi flag n.
eğri outshoot n.
eğri kılıç scymetar [obsolete] n.
yapısal bir parçanın eğri kısmını kesmeden önce malzeme üzerine yerleştirme işlemi spiling n.
eğri tasarım streamlining n.
eğri yoldan gitmek skew v.
eğri yapmak skew v.
eğri koymak slope v.
eğri durmak lean v.
eğri büğrü yazmak scribble v.
pürüzlü eğri büğrü yırtmak jag v.
eğri olarak yükselmek veya düşmek (fiyat) carve v.
(eğri bir şeyi) düzeltmek unwarp v.
eğri durmak lean v.
eğri olmak lean v.
eğri şeklinde bükülmek circumflect v.
grafiğe yerleştirilmiş noktaları birleştirerek eğri oluşturmak plot v.
eğri devious adj.
eğri büğrü contorted adj.
eğri aslant adj.
eğri unparallel adj.
eğri sloping adj.
eğri slanted adj.
eğri hubbly adj.
eğri untrue adj.
eğri büğrü screwed adj.
eğri slouchy adj.
eğri büğrü uneven adj.
eğri büğrü twisted adj.
eğri büğrü tortuous adj.
daha eğri wrier adj.
eğri boyunlu wry necked adj.
eğri büğrü scratchy adj.
eğri bowed adj.
eğri büğrü yazılmış scribbled adj.
eğri circumflex adj.
eğri oblique adj.
eğri büğrü skew adj.
eğri aslope adj.
kenarları eğri büğrü kesilmiş ragged adj.
eğri cockeyed adj.
eğri inclined adj.
eğri büğrü gnarled adj.
eğri warped adj.
eğri bandy adj.
eğri sinuous adj.
eğri büğrü hubbly adj.
en eğri wriest adj.
eğri out of the straight adj.
eğri awry adj.
eğri flexuous adj.
eğri wry adj.
eğri slanting adj.
eğri büğrü devious adj.
eğri skewed adj.
eğri slouching adj.
eğri irregular adj.
eğri yamuk crooked adj.
eğri out of true adj.
eğri uneven adj.
eğri büğrü wavy adj.
eğri büğrü rippled adj.
eğri büğrü wavelike adj.
eğri büğrü crinkled adj.
eğri büğrü crinkly adj.
eğri bacaklı bandy legged adj.
eğri halinde curvilinear adj.
eğri beveled adj.
eğri bevelled adj.
eğri camous adj.
eğri camsho [scottish] adj.
eğri büğrü camsho [scottish] adj.
eğri agee adj.
eğri noncounterweighted adj.
eğri yörüngeli trajectile adj.
eğri yörünge oluşturmaya müsait trajectile adj.
eğri yörünge ile tanımlanan trajectile adj.
eğri büğrü anfractuose adj.
eğri kam adj.
eğri olmayan unsloped adj.
eğri olmayan untilted adj.
eğri büğrü knarred adj.
eğri büğrü knarry adj.
eğri leaning adj.
eğri wonky [uk] adj.
eğri meandrous adj.
eğri wrie adj.
eğri büğrü buckled adj.
eğri lumpy adj.
eğri bunch-backed adj.
eğri gleed [scotland] adj.
aşırı eğri obuncous adj.
eğri büğrü confragose adj.
eğri büğrü informal adj.
eğri crabbed [obsolete] adj.
eğri crabby [obsolete] adj.
eğri dogleg adj.
eğri çizgilerle çevrili curvilineal adj.
eğri çizgiyle gösterilen curvilineal adj.
(özellikle eğri içinde) merkeze yönelmiş inward-moving adj.
eğri gauche adj.
eğri shamble adj.
eğri büğrü crump adj.
eğri crumpled adj.
eğri skewwhiff [dialect] [uk] adj.
eğri skue adj.
eğri büğrü skue adj.
eğri slouch adj.
eğri sprung adj.
eğri squint adj.
eğri halinde olan streamlined adj.
eğri büğrü bir şekilde deviously adv.
eğri şekilde wryly adv.
eğri acock adv.
eğri olarak aslope adv.
eğri olarak askew adv.
eğri bir halde wryly adv.
eğri olarak aslant adv.
eğri bir şekilde sinuously adv.
eğri büğrü bir halde twistedly adv.
eğri bir biçimde slouchingly adv.
eğri bir biçimde torsionally adv.
eğri camously adv.
eğri olarak camously adv.
eğri olarak agee adv.
eğri büğrü yazarak scrawlingly adv.
eğri büğrü yazarak scribblingly adv.
eğri bir şekilde skewwhiff [dialect] [uk] adv.
eğri olarak slant adv.
eğri bir şekilde slouchily adv.
eğri anlamına gelen bir ön ek lox- pref.
Phrases
eğriye eğri doğruya doğru true as bob [south africa] expr.
eğriye eğri doğruya doğru true as god [south africa] expr.
yılan kendi eğriliğine bakmaz da devenin boynu eğri der beam in (one's) eye expr.
eğri oturup doğru konuşalım let's just call a spade a spade expr.
Proverb
çok kişiyle yapılan iş eğri büğrü/eciş bücüş olur a camel is a horse designed by a committee
Colloquial
uzun, köşeli ve eğri saç kesimi gumby n.
Idioms
eğri büğrü yol jumble-gut lane [obsolete] n.
doğruya doğru eğriye eğri demek call a spade a spade v.
eğri oturup doğru konuşmak call a spade a spade v.
eğri cattywampus adj.
dilenciye hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş beggars must not be choosers expr.
eğri oturalım doğru konuşalım sit crooked but talk straight expr.
yılan kendi eğriliğine bakmaz da devenin boynu eğri der a beam in your eye expr.
Trade/Economic
belli bir seviyeyi aşan vergi oranlarının ekonomik büyümeyi engelleyerek devlet gelirlerini azalttığı teorisini gösteren bir eğri laffer curve n.
çeşitli fiyatları baz alarak tüketicilerin satın alacakları miktarları gösteren eğri demand curve n.
eğri kavis curve n.
eğri dilim curved segment n.
eğri grafiği curve chart n.
ekonomide reel ücretler yükseldikçe arz edilen işgücünün önce artıp sonra azalacağını gösteren eğri benefit principle n.
negatif eğilimli eğri negative biased curve n.
normal eğri normal curve n.
Industry
(kağıt para) bir iş üzerinde çiçekli rozete benzeyen çeşitli eğri çizgiler oluşturmak için döner mandrel ve kesme noktası arasında dış merkezli göreceli hareket yaratmak için kullanılan bir torna aparatı rose engine n.
Technical
adyabatik eğri adiabatic line n.
karakteristik eğri characteristic n.
alt kenarı dalgalı eğri biçiminde olan (döküm kalıbı) nebule n.
adiyabatik eğri adiabatic curve n.
ana eğri master curve n.
ayrımlı eğri differential curve n.
belirgin eğri characteristic curve n.
bir kapalı eğri çevresindeki mesafe circumference n.
dik eğri eğri steep curve n.
düşey eğri vertical curve n.
düz ve eğri yüzeyler üzerindeki işaretler markings on flat or curved surfaces n.
düzenli eğri regular curve n.
dörtlü eğri quadruple curve n.
elastik eğri deflection curve n.
eğri boyun slant neck n.
en yüksek eğri maximum curve n.
eğri yüzeyli kalıp curved form n.
eğri üreteci curve generator n.
eğri gönye bevelled square n.
eğri uydurma curve fitting n.
eğri tuğla bevel brick n.
elastik eğri bending line n.
eğri yüzey akış deneyi inclined plane flow test n.
eğri ağaç bent wood n.
eğri çizme aleti french curve n.
eğri kafa shifted finish n.
eğri çizme plotting n.
eğri kalıp curved mould n.
eğri cetveli spline n.
esas eğri basic curve n.
eğri yörünge trajectory n.
eğri takviye diagonal member n.
eğri kalem mortise-lock chisel n.
eğri savak curved weir n.
eğri takviye auxiliary diagonal n.
eğri boyun bent neck n.
eğri gönye bevel square n.
elastik eğri elastic curve n.
eğri uydurma spline fit n.
eğri büğrülük tortuosity n.
eğri eşik curved weir n.
eğri akım çizgisi curved flow line n.
eğri yarıçapı radius of curve n.
eğri çizici curve plotter n.
eğri kollu anahtar hook spanner n.
eğri kesik bevel cut n.
eğri yüzey curved surface n.
eğri şerit bias band n.
eğri ayarı adjustment of a curve n.
eğri trajectory n.
eğri bend n.
eğri okuyucu curve follower n.
eğri çakı hook knife n.
eğri curved line n.
eğri kiriş curved beam n.
eğri molekül nonlinear molecule n.
eğri çizgi curved line n.
gülen eğri smiling curve n.
iki düğümlü eğri binodal curve n.
işleme sonrası eğri post curve n.
ikili tekdeğişkenli eğri binary univariant curve n.
kapalı eğri closed curve n.
karakteristik eğri characteristic curve n.
kılıcına eğri ray cambered rail n.
kutupsal eğri polar curve n.
kritik eğri critical curve n.
logaritmik eğri logarithmic curve n.
muz eğri banana curve n.
parabolik eğri parabolic curve n.
sarmal eğri spiral curve n.
pürüzsüz eğri smooth curve n.
sarmal eğri helix n.
sinerjik eğri synergic curve n.
spiral eğri spiral curve n.
söndürülen osilasyon veya dalga hareketinin zirvesinde birleşen bir eğri die away curve n.
ters eğri reverse curve n.
temel eğri master curve n.
tersüstel eğri logarithmic curve n.
üçlü eğri triple curve n.
üç merkezli eğri three centred curve n.
yatık eğri flat curve n.
yumuşatılmış eğri smoothed curve n.
yuvarlatılmış eğri smoothed curve n.
sarmal eğri miktarı helicity n.
sarmal eğri derecesi helicity n.
karakteristik eğri eğimi gamma n.
s biçimli eğri distorsiyonu s-bend distortion n.
orijinde birleşen üç veya daha fazla halkadan oluşan bir düzlemsel eğri rose n.
eğri bent adj.
eğri çarpık crooked adj.
eğri bevelled adj.
eğri tortuous adj.
eğri çizgisel curvilinear adj.
eğri büğrü sinuous adj.
eğri beveled adj.
kanca/eğri boyunlu crook-necked adj.
(kristalde) üç eksen arasındaki kesişme noktalarından ikisi eğri olan diclinic adj.
Computer
çember eğri circle curve n.
düğme eğri button curve n.
eğri kaynak dikişi curvilinear weld seam n.
eğri dikiş curved seam n.
eğri düğümü curve node n.
eğri çizici curve plotter n.
eğri uydurma curve fitting n.
eğri bölütü curve segment n.
eğri noktası curve point n.
eğri bölüt curved segment n.
iç eğri inner curve n.
kapalı eğri closed curve n.
siyah eğri black curve n.
yay yukarı eğri arch up curve n.
Informatics
basit kapalı eğri simple closed curve n.
dörtlenik eğri quartic curve n.
ikinci dereceden eğri quadric curve n.
kapalı eğri closed curve n.
pürüzsüz eğri smooth curve n.
resim işlemede eğri olan resmi düzeltme deskew n.
Telecom
eğri distorsyon skew distortion n.
eğri distorsyon skewed distortion n.
Electric
karakteristik eğri characteristic curve n.
Textile
eğri dikiş differential feed n.
Architecture
uzun s şekilli bir çift eğri ogee n.
eğri kemer imperfect arch n.
eğri yapılı kemer skew arch n.
Construction
geminin omurgasından dışarı doğru dallanan eğri çerçeve timber n.
eğri gönye quirk mitre n.
eğri geçmeli duvar kaplaması weather board n.
kuğu boynu biçimli/kırık/eğri alınlık swan neck pediment n.
sıvıcıl eğri liquidus curve n.
Automotive
eğri altında kalan area under the curve n.
eğri uçlu kargaburun angle-nose pliers n.
eğri bıçak curved blade n.
eğri kanat curved blade n.
sivri uçlu eğri kargaburun bent needle-nose pliers n.
Railway
eğri eksenli hat curved track n.
Aeronautic
eğri yüzeyleri olan uçağın modifikasyonu aerocurve n.
eğri kavşak oblique junction n.
eğri tali yollar oblique by-pass n.
palanın eğri dış yüzü blade back n.
Marine
gemi başı süsünün arkasına yerleştirilmiş eğri kereste lacing n.
eğri timber n.
fırınlandıktan sonra dövülerek şekillendirildiği eğri forma sahip bir gemi sacının yüzeyine temsil eden sert bir model mock n.
gemi gövdesine ait eğri uzun bölüm rib-band lines n.
Medical
tonograf ile kaydedilen eğri tonogram n.
eğri ayak parmağı hammertoe n.
eğri altı alan area under curve n.
izodoz eğri isodose curve n.
menotermik eğri menotermic curve n.
eğri bacak sendromu knock-knee n.
eğri boyunlu wrynecked adj.
(atım) çoklu gerçekleşerek sfigmogramda eğri oluşturan polycrotic adj.
Psychology
eğri altındaki alan area under the curve n.
normal eğri eşdeğeri normal curve equivalent n.
normal eğri normal curve n.
psikolojik eğri psychological curve n.
Dentistry
yamuk/eğri büğrü/çarpık dişler uneven teeth n.
Physiology
büzülen kasın miyogramda oluşturduğu eğri muscle curve n.
Optics
yansıyan ışınların tek noktada toplanmasıyla oluşan eğri ya da yüzey catacaustic n.
yansıyan ışınların tek noktada toplanmasıyla oluşmuş olan (eğri, yüzey vb.) catacaustic adj.
Math
koordinatları eğri denklemini karşılayan nokta acnode n.
eğri ile x ekseni arasındaki dik çizgide yer alan kesişme normal n.
transandant eğri transcendental curve n.
düşey koordinatın diğerinden aşkın olduğu fonksiyonu içeren eğri transcendental curve n.
trigonometrik eğri trigonometric curve n.
eğrilerden biri, diğerinin trigonometrik fonksiyonu olan eğri trigonometric curve n.
eğri üzerindeki yerel maksimum veya minimum noktası turning point n.
ampirik eğri empirical curve n.
analitik eğri analytic curve n.
basit kapalı eğri simple closed curve n.
çözümsel eğri analytic curve n.
dışbükey eğri convex curve n.
düzlemsel eğri plane curve n.
doğrultulur eğri rectifiable curve n.
düzlem eğri plane curve n.
düzeltilebilir eğri rectifiable curve n.
düzgen eğri normal curve n.
eğri ailesi family of curves n.
eğri uydurma curve fitting n.
eğri asimptot curved asymptote n.
eğri uydurumu curve fitting n.
eğri uzunluğu length of a curve n.
görgül eğri empirical curve n.
harmonik eğri harmonic curve n.
kapalı eğri simple curve n.
normal eğri normal curve n.
periyodik eğri periodic curve n.
pürüzsüz eğri smooth curve n.
ters eğri reciprocal curve n.
ters eğri reversed curve n.
uydurulmuş eğri fitted curve n.
yalın eğri simple curve n.
yalınç eğri simple curve n.
eğrilerin veya yüzeylerin her birine teğet geçen eğri veya yüzey envelope n.
eğri denklemi equation of a curve n.
basit kapalı eğri jordan curve n.
daireyi kare yapan eğri quadratrix n.
ikinci dereceden eğri quadric surface n.
maria agnesi tarafından tanımlanan üçüncü dereceden mutlak bir eğri witch n.
eğri üzerinde teğetin solunda pozitif değer alıp sağında negatife geçiş yaptığı sabit nokta maximum n.
bir doğru ile birden fazla kez kesişip kendisi ile kesişmeyen kapalı bir eğri meander n.
çember üzerindeki hareketli noktanın bir formüle bağlı oluşturduğu özel bir eğri limaçon n.
geometrik eğri geometrical curve n.
cebirsel eğri geometrical curve n.
denklem özelliklerinin eğri ve düz çizgilerle işlendiği bir cebir dalı graphic algebra n.
eğrilerin çakışım noktasında oluşan eğri roulette n.
kapalı eğri etrafındaki vektör alanının çizgisel integrali circulation n.
parasentrik eğri paracentric n.
parasentrik eğri paracentric curve n.
çizili eğri contour n.
eğri çizimi curve tracing n.
eğri denklemini sağladığı halde eğri üzerinde olmayan nokta isolated point of a curve n.
iki eğri veya yüzey arasındaki üç veya daha fazla noktada temas osculation n.
düşey koordinatların yatay eksen küplerine ait kare köklere oranlı olduğu bir eğri türü semicubical parabola n.
yedinci dereceden matematiksel obje (fonksiyon, eğri) septic n.
kübik eğri serpentine n.
eğri üzerindeki tekil nokta singular point in a curve n.
(elips veya hiperbolde) eğri üzerinde birbirini kesen kirişler supplementary chords n.
(denklemi) eğri çizerek şeklen göstermek plot v.
merkezi olmayan bir eğri ile alakalı noncentral adj.
(cebirsel eğri veya yapı) düşük sayıda çarpanlarına ayrılan degenerate adj.
kapalı (küme, fonksiyon, eğri) closed adj.
her yeri eşit mesafeli (eğri) parallel adj.
(köprü, kemer) eğri yapılı skew adj.
(eğri) sürekli yapıdaki birinci türev fonksiyonunu gösteren smooth adj.
sürekli ve kurallı (doğru, eğri) continuous adj.
Geometry
iki sabit noktaya mesafeleri aynı lineer kombinasyona sahip olan noktaların oluşturduğu eğri cartesian oval n.
(eğri, yay vb.) sınırlı uzunluğa sahip olma rectifiability n.
birbirini keserek düğüm oluşturan iki kola ayrılmış üçüncü dereceden denklemli eğri nodated hyperbola n.
hareketli bir çerçevenin eğri etrafındaki burulmasını karakterize eden fonksiyon torsion n.
trigonometrik eğri trigonometrical curve n.
eğrilerden biri, diğerinin trigonometrik fonksiyonu olan eğri trigonometrical curve n.
burulmuş eğri twisted curve n.
öklid uzayında eğrilik ve burulma fonksiyonları sıfırdan farklı olan eğri twisted curve n.
bir dairenin çemberi üzerindeki bir nokta tarafından, diğer bir dairenin dış çevresi etrafında dönmesiyle oluşturulan eğri epicycloid n.
bir tür eğri cycloid n.
pozitif eğimli eğri positively sloped curve n.
eğri ekseni axis of a curve n.
bir çemberin başka bir çember etrafında döndüğü sabit bir noktada oluşan geometrik eğri epitrochoid n.
maria agnesi tarafından tanımlanan üçüncü dereceden mutlak eğri witch n.
bir eğri etrafında dönen geometrik merdivendeki sicim veya tırabzan parçası wreath n.
düz çizgi ile eğri arasında oluşan açı mixed angle n.
doğru ve eğri çizginin arasında oluşan açı mixtilineal angle n.
dik dairesel koni tabanını kesen düzlem tarafından oluşturulan açık eğri hyperbola n.
grafikte sert düşüşü gösteren eğri l-shaped curve n.
(üzerinden eğride olmayan herhangi bir noktaya gidilen) tanjant sayısına eşit geometrik eğri özelliği class n.
eğrinin herhangi bir noktasında çekilebilen tanjant sayısı ile ifade edilen bir eğri türü class of a curve n.
eğri derecesi degree of a curve n.
iki sabit noktaya mesafeleri aynı lineer kombinasyona sahip noktaların oluşturduğu eğri dioptric curve n.
lojistik eğri logistic n.
bir kapalı eğri türü multilobe n.
içbükey doğru ile dışbükey doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri cima n.
içbükey doğru ile dışbükey doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri cyma n.
içbükey bir doğru ile dışbükey bir doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri sima n.
eğri veya yüzeyin paralel kirişlerini ikiye bölen çizgi diametral curve n.
eğri veya yüzeyin paralel kirişlerini ikiye bölen yüzey diametral surface n.
kendiyle kesişen eğri complex n.
her iki ucu aynı düğümle sonlanan eğri parçası foliate curve n.
belirli bir eğriyle belirli bir noktadan teması aynı türdeki diğer eğrilerinkinden daha yüksek dereceli olan eğri osculatrix n.
iki doğru parçası ve bir eğri yayıyla sınırlanan geometrik şekil sector n.
haç biçimli geometrik eğri cruciform n.
üçüncü dereceden iki eğri cubical parabola n.
çift kurvatürlü eğri skew curve n.
bükülmüş eğri skew curve n.
çözümü için daha yüksek dereceli eğri gereken geometri problemi solid problem n.
eğik koninin yüzeyi ile merkezi koninin tepe noktasında bulunan bir kürenin yüzeyinin kesişmesiyle oluşan düzlemsel olmayan eğri spheroconic n.
eğri ile birleştirmek join v.
sınırlı uzunluğa sahip (eğri, yay, vb.) rectifiable adj.
birbirini kesen iki kola ayrılmış eğri ile ilgili nodated adj.
eğri üzerinde üç boğum noktası olan trinodal adj.
eğri üzerinde üç boğum noktası olan trinodine adj.
eğri (yüzey) anticlastic adj.
üzerindeki noktalar tek parametrenin fonksiyonu olan (eğri) unicursal adj.
kapalı olup tek el hareketiyle çizilebilen (eğri) unicursal adj.
düz, eğri gibi gibi farklı türden çizgileri içeren mixtilineal adj.
düz, eğri gibi gibi farklı türden çizgilerden oluşan mixtilineal adj.
kesitsel eğri hyperbolic adj.
negatif eğri hyperbolic adj.
(eğri) sigmoidal eğri denkleminde olan logistic adj.
lojistik eğri ile sunulan logistic adj.
lojistik eğri ile ilgili logistic adj.
lojistik eğri ile sunulan logistical adj.
lojistik eğri ile ilgili logistical adj.
Statistics
fonksiyonun belirli süre boyunca büyüme/gerileme eğilimini gösteren eğri trend n.
basık eğri kurtic curve n.
basit olağandışı eğri simple abnormal curve n.
değiştirilmiş üstel eğri modified exponential curve n.
eğri uydurma curve fitting n.
eğri-doğrusal regresyon curvilinear regression n.
eğri-doğrusal korelasyon curvilinear correlation n.
eğri doğrusal eğilim curvilinear trend n.