Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | maximum adj. | azami | ||
Another concern is the wish to adopt a maximum level of harmonisation. Bir diğer endişe de azami düzeyde bir uyumlaştırmanın benimsenmesi isteğidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | maximum adj. | azami | ||
Not only in terms of maximum sums insured, which I believe should be similar to those in the United States. Sadece Amerika Birleşik Devletleri'ndekine benzer olması gerektiğine inandığım azami sigorta tutarları açısından değil. More Sentences |
||||
General | maximum adj. | en fazla | ||
Workers who had maximum two years left to his/her retirement will not be affected by the new scheme. Emekli olmalarına en fazla iki yıl kalmış olan işçiler, yeni sistemden etkilenmeyecektir. More Sentences |
||||
General | maximum adj. | en yüksek | ||
He took out the maximum insurance. En yüksek sigortayı yaptırdı. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | maximum adj. | azami | ||
The idea of a maximum target for recycling is crazy. Geri dönüşüm için azami bir hedef fikri çılgınca. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | maximum adj. | azami | ||
We are now to be given common maximum rules on transparency. Artık şeffaflık konusunda ortak azami kurallara sahip olacağız. More Sentences |
||||
Technical | maximum adj. | en üst | ||
Such legislation as remains is evidently the maximum achievable, even though there is room for improvement. Her ne kadar iyileştirmeye açık alanlar olsa da, geriye kalan mevzuatın ulaşılabilecek en üst düzey olduğu açıktır. More Sentences |
||||
Technical | maximum adj. | en yüksek | ||
Yesterday's maximum temperature was 37ºC. Dün en yüksek sıcaklık 37ºC idi. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | maximum adj. | maksimum | ||
General | ||||
General | maximum n. | maksimum | ||
General | maximum adj. | en çok | ||
General | maximum adj. | en çok en büyük | ||
General | maximum adj. | en büyük | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | maximum n. | (bilardoda) oyuncunun 147 puan topladığı mümkün olan en büyük seri | ||
Colloquial | maximum n. | (bilardoda) 147'lik seri | ||
Colloquial | maximum n. | (dart oyununda) üç atışta yapılan 180 puan | ||
Colloquial | maximum n. | 6 turluk sayı atışı | ||
Technical | ||||
Technical | maximum n. | en yüksek derece | ||
Technical | maximum adj. | maksimum | ||
Computer | ||||
Computer | maximum adj. | olası en büyük | ||
Automotive | ||||
Automotive | maximum n. | maksimum | ||
Math | ||||
Math | maximum n. | fonksiyonun verilen aralıkta alabileceği en büyük değer | ||
Math | maximum n. | kümedeki en büyük sayı | ||
Math | maximum n. | eğri üzerinde teğetin solunda pozitif değer alıp sağında negatife geçiş yaptığı sabit nokta | ||
Math | maximum adj. | maksimum | ||
Biochemistry | ||||
Biochemistry | maximum adj. | çoğun | ||
Astronomy | ||||
Astronomy | maximum n. | parlaklığı zaman içinde değişen yıldızın en parlak olduğu an | ||
Astronomy | maximum n. | değişken bir yıldızın en parlak zamanında sahip olduğu parlaklık derecesi |