vahim

Meanings of "vahim" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	vahim	serious adj.
And the most serious thing is that organised crime is using these means for their own advantage and even funding. Ve en vahim olanı da organize suçların bu araçları kendi çıkarları ve hatta finansman için kullanıyor olmasıdır. More Sentences
2	General	vahim	fateful adj.
The fateful question the UN system has to address is the conflict I mentioned at the beginning. BM sisteminin ele alması gereken vahim soru, başlangıçta bahsettiğim çatışmadır. More Sentences
3	General	vahim	bad adj.
The issues involved are much worse, though. Ancak söz konusu meseleler çok daha vahimdir. More Sentences
4	General	vahim	desperate adj.
They are facing a desperate shortage of clean water. Temiz su konusunda vahim bir kıtlık yaşıyorlar. More Sentences
5	General	vahim	grave adj.
It would be an extremely grave political error not to heal the present divisions. Mevcut bölünmeleri iyileştirmemek son derece vahim bir siyasi hata olacaktır. More Sentences
6	General	vahim	acute adj.
This is particularly acute in industrial sectors dominated by SMEs. Bu durum özellikle KOBİ'lerin hakim olduğu sanayi sektörlerinde daha da vahimdir. More Sentences
7	General	vahim	dire adj.
I can dispense with a description of the dire economic situation in Kosova, well known as it is. Kosova'daki vahim ekonomik durumu anlatmaktan vazgeçebilirim, ki bu durum çok iyi bilinmektedir. More Sentences
8	General	vahim	calamity n.
9	General	vahim	forbidding adj.
10	General	vahim	calamitous adj.
11	General	vahim	perilous adj.
12	General	vahim	sore adj.
13	General	vahim	fatal adj.
14	General	vahim	ernestful [obsolete] adj.
15	General	vahim	black adj.
16	General	vahim	mortal adj.
17	General	vahim	high adj.
18	General	vahim	doomful adj.
19	General	vahim	plightful adj.
20	General	vahim	desperately adv.
British Slang
21	British Slang	vahim	gagging adj.

Meanings of "vahim" with other terms in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	vahim bir durum	deep trouble n.
2	General	vahim bir durum	a desperate situation n.
3	General	vahim netice	utterance n.
4	General	vahim hale getirmek	stew v.
5	General	-e göre vahim	fatal to prep.
Colloquial
6	Colloquial	vahim bir şey yapmış	been and gone and done it expr.
Idioms
7	Idioms	vahim durum	doom and gloom n.
8	Idioms	vahim durum	gloom and doom n.
9	Idioms	vahim bir durum	the ox is in the ditch n.
10	Idioms	yavaş yavaş gelişen bir durumun/problemin vahim bir hale gelene kadar kendini fark ettirmemesi/fark edilmemesi	boiling frog n.
11	Idioms	vahim durum	boiling point n.
12	Idioms	vahim görünmek	look black v.
13	Idioms	vahim bir durum almak (durum) ciddileşmek	come to a boil v.
14	Idioms	vahim noktaya ulaşmak	reach the grim milestone v.
15	Idioms	vahim noktaya gelmek	reach (a) boiling point v.
16	Idioms	vahim durumda	on the beam-ends expr.
17	Idioms	vahim durumda	on your beam ends expr.
Speaking
18	Speaking	durum o kadar vahim değil	it is not all doom and gloom expr.
19	Speaking	işler/durum/gidişat kötü/vahim görünüyor/iyi görünmüyor	things seem dire expr.
Law
20	Law	ağır ve vahim suçlar	high crimes n.
Politics
21	Politics	bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler	and sadder and graver than all these circumstances, those who hold power within the country may be in error, misguided and may even be traitors expr.
Slang
22	Slang	vahim durumda olan	a gone coon [us] n.