Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
grave
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"grave"
in Turkish English Dictionary : 46 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
grave
n.
kabir
2
Common Usage
grave
n.
mezar
General
3
General
grave
n.
gömüt
4
General
grave
n.
çukur
5
General
grave
n.
mezar
6
General
grave
n.
sin
7
General
grave
n.
makber
8
General
grave
n.
karayer
9
General
grave
n.
aksan işareti
10
General
grave
n.
ölme
11
General
grave
n.
mezara benzer şey
12
General
grave
v.
işlemek
13
General
grave
v.
gömmek
14
General
grave
v.
oymak
15
General
grave
v.
kazımak
16
General
grave
v.
baskı yüzeyindeki bir bölümü oyarak silmek
17
General
grave
v.
derinden etkilemek
18
General
grave
v.
aklına kazımak
19
General
grave
adj.
pes
20
General
grave
adj.
sıkıcı
21
General
grave
adj.
ağır
22
General
grave
adj.
vakur
23
General
grave
adj.
önemli
24
General
grave
adj.
vahim
25
General
grave
adj.
ağırbaşlı
26
General
grave
adj.
vakarlı
27
General
grave
adj.
tehlikeli
28
General
grave
adj.
kasvetli
29
General
grave
adj.
ciddi
30
General
grave
adj.
mat renkli
31
General
grave
adj.
karanlık
32
General
grave
adj.
koyu
33
General
grave
adj.
ölü (renk)
Law
34
Law
grave
adj.
ağır
35
Law
grave
adj.
şiddetli
Politics
36
Politics
grave
n.
(eskiden yorkshire ve lincolnshire'da) seçilmiş ilçe yetkilisi
Computer
37
Computer
grave
adj.
yavaş
Marine
38
Marine
grave
v.
(ahşap geminin tabanını) kaplayan kabuk benzeri oluşumları temizleyip ziftlemek
Linguistics
39
Linguistics
grave
n.
pes
40
Linguistics
grave
n.
peslik vurgusu
41
Linguistics
grave
adj.
pes (ses)
42
Linguistics
grave
adj.
pes (vurgusu)
43
Linguistics
grave
adj.
peslik vurgusu bulunan
44
Linguistics
grave
adj.
peslik vurgusuna özgü
Music
45
Music
grave
n.
bir tür org düğmesi
46
Music
grave
adv.
yavaş ve ciddiyetle
Meanings of
"grave"
with other terms in English Turkish Dictionary : 272 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
grave stone
n.
mezartaşı
2
General
grave robber
n.
mezar hırsızı
3
General
grave stone
n.
mezar taşı
4
General
war grave
n.
şehitlik
5
General
one foot in the grave
n.
bir ayağı çukurda
6
General
grave accent
n.
aksan işareti
7
General
grave danger
n.
büyük tehlike
8
General
mass grave
n.
toplu mezar
9
General
grave harm
n.
ağır zarar
10
General
grave digger
n.
mezar kazıcısı
11
General
retirement in grave (law)
n.
mezarda emeklilik (yasası)
12
General
baby grave
n.
bebek mezarı
13
General
family grave
n.
aile kabristanı
14
General
family grave
n.
aile mezarlığı
15
General
a grave dilemma
n.
yaman çelişki
16
General
a grave contradiction
n.
yaman çelişki
17
General
grave matters
n.
önemli konular
18
General
grave matters
n.
ciddi konular
19
General
grave site
n.
mezarlık
20
General
common grave
n.
kimsesizler mezarlığı
21
General
grave marker
n.
mezar taşı
22
General
grave [obsolete]
n.
kahya
23
General
grave [obsolete]
n.
çiftlik kahyası
24
General
grave [dialect] [uk]
n.
ambar
25
General
grave [dialect] [uk]
n.
kısmen toprağın altında yer alan ambar
26
General
grave robber
n.
mezar soyguncusu
27
General
grave reason
n.
ciddi sebep
28
General
dig somebody's grave
v.
çukurunu kazmak
29
General
turn over in one's grave
v.
kemikleri sızlamak
30
General
rise from the grave
v.
hortlamak
31
General
make someone turn in his grave
v.
mezarında birinin kemiklerini sızlatmak
32
General
turn in one's grave
v.
kemikleri sızlamak
33
General
throw into grave crisis
v.
ağır krize sokmak
34
General
go into a grave crisis
v.
ağır krize girmek
35
General
go through a grave crisis
v.
ağır kriz geçirmek
36
General
dig a grave
v.
mezar yapmak
37
General
dig a grave
v.
mezar kazmak
38
General
as grave as
adj.
kadar ciddi
39
General
grave [obsolete]
adj.
bilgi ve kavrayışa dayanan
40
General
grave [obsolete]
adj.
otoriter
41
General
grave [obsolete]
adj.
buyurucu
42
General
-grave
suf.
bey veya han anlamlarını veren bir son ek
Phrases
43
Phrases
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
Colloquial
44
Colloquial
say prayers upon one’s grave
v.
mezarı başında dua etmek
45
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara kadar
46
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara
47
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara kadar
48
Colloquial
from cradle to grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
49
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
50
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birini) şeytan dürttü
51
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birine) bir titreme geldi
52
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birinin) içi ürperdi
53
Colloquial
someone (has) walked over (one's) grave
expr.
azrail yokladı
54
Colloquial
someone (has) walked over (one's) grave
expr.
biri mezarımın üstünden geçti
Idioms
55
Idioms
grave peril
n.
ölüm tehlikesi
56
Idioms
grave-dancer
n.
başkasının ölümü ya da talihsizliğinden kazanç sağlayan kimse
57
Idioms
early grave
n.
erken ölüm
58
Idioms
early grave
n.
vaktinden önce ölüm
59
Idioms
watery grave
n.
suyun dibi
60
Idioms
watery grave
n.
birine mezar olan suyun dibi
61
Idioms
watery grave
n.
su mezarı
62
Idioms
watery grave
n.
ölü birini suya atma
63
Idioms
swear on one's mother's grave
v.
annesinin mezarı üzerine yemin etmek
64
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı mezarda olmak
65
Idioms
be on the brink of the grave
v.
bir gözü toprağa bakmak
66
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir gözü toprağa bakmak
67
Idioms
carry a secret to the grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
68
Idioms
make turn over in his grave
v.
birinin kemiklerini mezarında sızlatmak
69
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı çukurda olmak
70
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
71
Idioms
take it to one's grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
72
Idioms
make turn in his grave
v.
birinin kemiklerini mezarında sızlatmak
73
Idioms
be on the brink of the grave
v.
bir ayağı çukurda olmak
74
Idioms
rise from the grave
v.
hortlamak
75
Idioms
have one foot in the grave
v.
elden ayaktan düşmek
76
Idioms
have one foot in the grave
v.
gözü toprağa bakmak
77
Idioms
have one foot in the grave
v.
gidici olmak
78
Idioms
be on the brink of the grave
v.
gidici olmak
79
Idioms
be in grave peril
v.
ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olmak
80
Idioms
roll over in someone's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
81
Idioms
turn over in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
82
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölüme yakın olmak
83
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi mezarını kazmak
84
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
85
Idioms
make turn in his grave
v.
mezarında ter ter tepindirmek
86
Idioms
make turn in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
87
Idioms
roll over in somebody's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
88
Idioms
make someone turn in his grave
v.
kemiklerini sızlatmak
89
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi ipini çekmek
90
Idioms
make turn over in his grave
v.
mezarında ter ter tepindirmek
91
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi mezarını kendi kazmak
92
Idioms
turn over in someone's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
93
Idioms
roll in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
94
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölüme yaklaşmış olmak
95
Idioms
turn in one's grave
v.
mezarında ters dönmek
96
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölmek üzere olmak
97
Idioms
make someone turn in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
98
Idioms
spin in somebody's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
99
Idioms
turn in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
100
Idioms
make turn over in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
101
Idioms
roll over in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
102
Idioms
spin in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
103
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
104
Idioms
swear on one's mother's grave
v.
(annenin mezarı vb.) üzerine yemin etmek
105
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken mezara girmek
106
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
107
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birinin) mezarını kazmak
108
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birini) erken mezara göndermek
109
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
110
Idioms
go to (one's) grave
v.
ölmek
111
Idioms
go to (one's) grave
v.
mezara girmek
112
Idioms
go to (one's) grave
v.
toprak olmak
113
Idioms
go to (one's) grave
v.
toprağın altına girmek
114
Idioms
drive (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
115
Idioms
drive (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olacak hareketlerde bulunmak/şekilde davranmak
116
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
117
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
118
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
119
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
120
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
121
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
122
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
123
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
124
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
125
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
126
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
127
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
128
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
129
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
130
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
131
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
132
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erkenden ölüp öbür tarafı boylamak
133
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi ölümünü hazırlamak
134
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erkenden ölüp gitmek
135
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
136
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
137
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken mezara girmek
138
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
139
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erkenden ölüp öbür tarafı boylamak
140
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
kendi ölümünü hazırlamak
141
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erkenden ölüp gitmek
142
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
143
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
144
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erken mezara girmek
145
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
146
Idioms
send to an early grave
v.
erken mezara göndermek
147
Idioms
send to an early grave
v.
erken ölümüne sebep olmak
148
Idioms
send to an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
149
Idioms
send to an early grave
v.
erken ölmek
150
Idioms
send to an early grave
v.
erken mezara girmek
151
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birini) erken mezara göndermek
152
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
153
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birinin) ömrünü kısaltmak
154
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir ayağı çukurda olmak
155
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
hayatının sonuna yaklaşmış olmak
156
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
ölmek üzere olmak
157
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir gözü torağa bakmak
158
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
gidici olmak
159
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
belirsiz bir durumda olmak
160
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
her an değişebilecek bir durumda olmak
161
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
problemli bir durumda olmak
162
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
163
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
pamuk ipliğine bağlı olmak
164
Idioms
be (as) silent as the grave
v.
ölüm sessizliğinde olmak
165
Idioms
be (as) silent as the grave
v.
ölüm sessizliğine bürünmüş olmak
166
Idioms
carry a secret to the grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
167
Idioms
carry a secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak
168
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
169
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak
170
Idioms
dig own grave
v.
kendi ipini çekmek
171
Idioms
dig own grave
v.
kendi mezarını kendi kazmak
172
Idioms
dig own grave
v.
kendi mezarını kazmak
173
Idioms
dig own grave
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
174
Idioms
dig your own grave
v.
kendi ipini çekmek
175
Idioms
dig your own grave
v.
kendi mezarını kazmak
176
Idioms
dig your own grave
v.
kendi kuyunu kazmak
177
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birinin) kemiklerini sızlatmak
178
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birini) mezarında ters döndürmek
179
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birini) mezarında ter ter tepindirmek
180
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) mezara götürmek
181
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) ölene/mezara kadar saklamak
182
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) ömür boyu açık etmemek
183
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) hayat boyu saklamak/açık etmemek
184
Idioms
take it to grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
185
Idioms
turn in grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
186
Idioms
turn in grave
v.
mezarında ters dönmek
187
Idioms
turn in his/her grave [uk]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
188
Idioms
turn in his/her grave [uk]
v.
mezarında ters dönmek
189
Idioms
roll in his/her grave [us]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
190
Idioms
roll in his/her grave [us]
v.
mezarında ters dönmek
191
Idioms
turn in their grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
192
Idioms
turn in their grave
v.
mezarında ters dönmek
193
Idioms
turn over in their grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
194
Idioms
turn over in their grave
v.
mezarında ters dönmek
195
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
kemikleri sızlamak
196
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
mezarında ters dönmek
197
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
198
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
kemikleri sızlamak
199
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
mezarında ters dönmek
200
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
201
Idioms
silent as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
202
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölüm sessizliğinde
203
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölüm sessizliğine bürünmüş
204
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
205
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölüm sessizliğinde
206
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölüm sessizliğine bürünmüş
207
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
208
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara
209
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara kadar
210
Idioms
cradle-to-grave
adj.
doğumdan ölüme kadar
211
Idioms
cradle-to-grave
adj.
hayat boyu
212
Idioms
someone has just walked over my grave
expr.
azrail yokladı
213
Idioms
on the brink of the grave
expr.
bir ayağı çukurda
214
Idioms
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
215
Idioms
someone has just walked over my grave
expr.
biri mezarımın üstünden geçti
216
Idioms
as quiet as the grave
expr.
çok sessiz
217
Idioms
quiet as the grave
expr.
çok sessiz
218
Idioms
as silent as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
219
Idioms
as quiet as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
220
Idioms
as still as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
221
Idioms
as silent as the grave
expr.
ölüm kadar sessiz
222
Idioms
on the brink of the grave
expr.
ölmek üzere
223
Idioms
somebody/a goose/rabbit just walked over my grave
expr.
şeytan yokladı
224
Idioms
somebody/a goose/rabbit just walked over my grave
expr.
(birden) ürperdim
225
Idioms
(someone) is turning over in their grave
expr.
(biri) mezarında ters dönüyordur
226
Idioms
(someone) is turning over in their grave
expr.
(birinin) kemikleri sızlıyordur
227
Idioms
(someone) would be turning over in their grave
expr.
(biri) mezarında ters dönerdi
228
Idioms
(someone) would be turning over in their grave
expr.
(birinin) kemikleri sızlardı
229
Idioms
(enough to make one) turn over in one's grave
expr.
birini mezarında ters çevirmeye yetecek kadar
230
Idioms
(enough to make one) turn over in one's grave
expr.
birinin mezarında kemiklerini sızlatacak kadar
Speaking
231
Speaking
this side of the grave
expr.
hayattayken
232
Speaking
this side of the grave
expr.
henüz/daha nefes alıyorken
Trade/Economic
233
Trade/Economic
cradle-to-grave-analysis
n.
hayat boyu değerlendirme
Law
234
Law
grave violation
n.
ağır ihlal
235
Law
grave breach
n.
ağır ihlal
236
Law
grave crime
n.
ağır suç
237
Law
grave and obvious danger
n.
ağır ve muhakkak tehlike
238
Law
grave mistake
n.
fahiş hata
239
Law
grave robbery
n.
mezar soygunculuğu
240
Law
grave robbing
n.
mezar soygunculuğu
241
Law
grave robbery
n.
mezar hırsızlığı
242
Law
grave robbing
n.
mezar hırsızlığı
Technical
243
Technical
grave emulsion
n.
soğuk karışım emülsiyon
Computer
244
Computer
grave accent
n.
üst tırnak
245
Computer
grave accent
n.
vurgu işareti
Textile
246
Textile
grave clothes
n.
cesedin toprağa verilirken sarıldığı kumaş
247
Textile
grave clothes
n.
kefen
248
Textile
grave clothes
n.
kefen bezi
Marine
249
Marine
grave the ship
v.
gemiyi onarmak
250
Marine
grave the ship
v.
gemiyi havuza çekmek
Biochemistry
251
Biochemistry
grave-wax
n.
cesetlerin üzerinde bulunan mumsu madde
252
Biochemistry
grave-wax
n.
adiposir
Linguistics
253
Linguistics
grave accent
n.
peslik vurgusu
Archaeology
254
Archaeology
grave goods
n.
mezar objeleri
255
Archaeology
grave goods
n.
mezar eşyaları
256
Archaeology
grave goods
n.
eski mezarlarda merhumun öbür dünyada kullanması için koyulduğu düşünülen objeler
257
Archaeology
grave mound
n.
höyük mezar
258
Archaeology
grave mound
n.
tümülüs
259
Archaeology
grave mound
n.
tarih öncesi dönemlere ait gömütlerin üzerinde bulunan toprak yığını
Religious
260
Religious
punishment of the grave
n.
kabir azabı
261
Religious
torment of the grave
n.
kabir azabı
Environment
262
Environment
grave offense
n.
ağır suç
Military
263
Military
military grave registration service
n.
askeri mezar kayıt hizmeti
264
Military
burial and grave registration
n.
gömme ve mezar kaydı
265
Military
common grave
n.
müşterek mezar
Music
266
Music
grave mixture
n.
bir tür org düğmesi
Archaic
267
Archaic
grave wax
n.
cesetlerin üzerinde bulunan mumsu madde
268
Archaic
grave wax
n.
adiposir
British Slang
269
British Slang
dig (the grave)
n.
tıraş
Star Wars
270
Star Wars
daughter's grave
n.
kız'ın mezarı
271
Star Wars
grave thorn
n.
mezar dikeni
272
Star Wars
hero's grave
n.
kahraman'ın mezarı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of grave
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy