kopuk

Meanings of "kopuk" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	kopuk	disconnected adj.
If we do not strengthen these, we will remain a disconnected bunch. Eğer bunları güçlendirmezsek, birbirinden kopuk bir grup olarak kalacağız. More Sentences
General
2	General	kopuk	off adj.
Only the people cut off from the harsh reality of the grass roots could have any doubt about that. Sadece tabandaki sert gerçeklikten kopuk insanlar bu konuda herhangi bir şüpheye sahip olabilir. More Sentences
Technical
3	Technical	kopuk	broken n.
One link broken, the whole chain is broken. Halkanın biri kopuksa, tüm zincir kopuktur. More Sentences
General
4	General	kopuk	lowlife n.
5	General	kopuk	tramp n.
6	General	kopuk	rascal n.
7	General	kopuk	vagabond adj.
8	General	kopuk	disjointed adj.
9	General	kopuk	torn adj.
10	General	kopuk	broken off adj.
11	General	kopuk	penniless adj.
12	General	kopuk	desultory adj.
13	General	kopuk	unraveled adj.
14	General	kopuk	bursten adj.
15	General	kopuk	disjoint [obsolete] adj.
16	General	kopuk	disappendent adj.
17	General	kopuk	disarticulated adj.
18	General	kopuk	premorse adj.
19	General	kopuk	praemorse adj.
20	General	kopuk	snapped adj.

Meanings of "kopuk" with other terms in English Turkish Dictionary : 37 result(s)

	Category	Turkish	English
Idioms
1	Idioms	dünyadan kopuk	in a vacuum expr.
Pension systems cannot be reformed in a vacuum. Emeklilik sistemlerinde reform, dış dünyadan kopuk bir yaklaşımla yapılamaz. More Sentences
General
2	General	gerçeklikten kopuk kimse	fantast n.
3	General	gerçeklerden kopuk ve korunaklı durum	ivory tower n.
4	General	dalgın ve dış dünyadan kopuk	cloistered adj.
5	General	kopuk görünen	praemorse adj.
6	General	hayatın gerçeklerinden kopuk ve korunaklı	ivory-tower adj.
7	General	gerçeklikten kopuk	softheaded adj.
8	General	kopuk bir şekilde	disjointedly adv.
Colloquial
9	Colloquial	it kopuk	skid-row bum n.
10	Colloquial	it kopuk	stew bum [old-fashioned] n.
11	Colloquial	it kopuk	stumblebum n.
12	Colloquial	it kopuk	cull n.
Idioms
13	Idioms	it-kopuk takımı	the scum of the earth n.
14	Idioms	it kopuk	bad bunch n.
15	Idioms	it kopuk	bad lot n.
16	Idioms	kopuk olmak	be out of touch v.
17	Idioms	(birinden) kopuk olmak	be out of touch with (someone) v.
18	Idioms	dünyadan kopuk halde bir şey yapmak	do something in a vacuum v.
19	Idioms	kopuk/kopmuş durumda	in a whirl expr.
Trade/Economic
20	Trade/Economic	bir organizasyonda bir departmanın diğer departmanlardan kopuk çalışarak adeta görünmez bir duvar örmesi ve etkileşime izin vermemesi olarak açıklanabilecek sendrom	vertical silo syndrome n.
21	Trade/Economic	kopuk adımlarla ilerleme	disjointed incrementalism n.
Technical
22	Technical	kopuk kaya parçası	boulder n.
23	Technical	kopuk tel	broken wire n.
Computer
24	Computer	kopuk küme	lost cluster n.
25	Computer	kopuk bağlantı	lost chain n.
Automotive
26	Automotive	iletkeni kopuk veya ayrılmış devre	open circuit n.
Aeronautic
27	Aeronautic	kapalı hücreli kopuk	closed cell foam n.
Psychology
28	Psychology	yaşam enerjisinden yoksun, yaşamdan kopuk varoluş biçimi	nonlife n.
Physics
29	Physics	nedensel olarak kopuk	causally disconnected n.
Meteorology
30	Meteorology	kopuk yüksek	cut-off high n.
31	Meteorology	kopuk alçak	cut-off low n.
Geology
32	Geology	kopuk nehir kolu	cutoff n.
33	Geology	kopuk nehir kolu	cut-off n.
34	Geology	kopuk nehir kolu	oxbow n.
Slang
35	Slang	it kopuk takımı	bouquet of assholes n.
36	Slang	it kopuk	a bad lot n.
Modern Slang
37	Modern Slang	gerçek hayattan kopuk	afrl (away from real life) expr.