drug - Turkish English Dictionary

drug

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "drug" in Turkish English Dictionary : 28 result(s)

English Turkish
Common Usage
drug n. ilaç
This must, in my view, be accompanied by a reduction in the length of drug patents in poor countries.
Benim görüşüme göre buna, yoksul ülkelerdeki ilaç patentlerinin süresinin kısaltılması eşlik etmelidir.

More Sentences
General
drug n. uyuşturucu madde
Winners don't use drugs.
Kazananlar uyuşturucu madde kullanmaz.

More Sentences
drug n. ilaç
A new drug costs about USD 500 m to research, test and bring to market.
Yeni bir ilacın araştırılması, test edilmesi ve pazara sunulması yaklaşık 500 milyon ABD dolarına mal olmaktadır.

More Sentences
drug n. uyuşturucu
The links between starting young and heavy alcohol consumption, drug abuse and crime are an established fact.
Genç yaşta başlama ile yoğun alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı ve suç arasındaki bağlantılar bilinen bir gerçektir.

More Sentences
drug v. uyuşturmak
They kidnapped me, drugged me, and then brainwashed me.
Beni kaçırdılar, uyuşturdular ve sonra beynimi yıkadılar.

More Sentences
drug v. içkisine ilaç katmak
Tom drugged Mary's drink.
Tom, Mary'nin içkisine ilaç kattı.

More Sentences
drug v. ilaçla uyuşturmak
Layla drugged Sami.
Layla Sami'yi ilaçla uyuşturdu.

More Sentences
drug n. hap
drug n. ecza
drug n. yiyecek
drug n. esrar
drug n. satılmayıp elde kalan ticari mal
drug n. satışa elverişli olmayan ticari mal
drug n. elde kalan mal
drug n. talep görmeyen ürün
drug n. piyasası olmayan ürün
drug v. ilaçla uyutmak
drug v. ilaç vermek
drug v. uyuşturucu vermek
drug v. uyuşturucu ilaç katmak (yiyeceğe/içeceğe)
drug v. uyuşturucu almak
Law
drug n. uyuşturucu madde
Technical
drug v. herhangi birisinin içkisine veya yemeğine uyuşturucu koymak
drug v. zararlı madde koymak
Mechanic
drug n. alt derece
Medical
drug n. drog
drug n. ecza
Forestry
drug n. kereste taşınan ağır ve alçak at arabası

Meanings of "drug" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
drug addiction n. madde bağımlılığı
Drug addiction can destroy people's lives.
Madde bağımlılığı insanın hayatını mahvedebilir.

More Sentences
drug addict n. uyuşturucu bağımlısı
Does the Netherlands, thanks to our policy, now have fewer drug addicts than other countries?
Politikamız sayesinde Hollanda'da diğer ülkelere kıyasla daha mı az uyuşturucu bağımlısı var?

More Sentences
drug possession n. uyuşturucu bulundurma
Adam spent 3 years in jail for drug possession.
Adam uyuşturucu bulundurmaktan 3 yıl hapis yattı.

More Sentences
drug company n. ilaç şirketi
The drug companies are our partners.
İlaç şirketleri bizim ortağımızdır.

More Sentences
drug use n. uyuşturucu kullanımı
The desired objective is a free, liberalised drug market and decriminalised drug use.
Arzu edilen hedef, serbest, liberalleştirilmiş bir uyuşturucu pazarı ve suç olmaktan çıkarılmış uyuşturucu kullanımıdır.

More Sentences
drug dealer n. uyuşturucu satıcısı
Furthermore you said that if you voted in favour of this report you would be helping drug dealers.
Ayrıca, bu rapor lehinde oy kullanmanız halinde uyuşturucu satıcılarına yardım etmiş olacağınızı söylediniz.

More Sentences
drug trafficker n. uyuşturucu kaçakçısı
She laundered money for some drug traffickers.
Uyuşturucu kaçakçıları için para aklıyordu.

More Sentences
drug baron n. uyuşturucu baronu
It is a prohibition which creates profits for the drug barons.
Bu, uyuşturucu baronlarına kâr sağlayan bir yasaklamadır.

More Sentences
soft drug n. hafif uyuşturucu
To embrace a permissive attitude towards so-called soft drugs would be devastating.
Sözde hafif uyuşturuculara karşı müsamahakâr bir tutum benimsemek felaket olur.

More Sentences
hard drug n. ağır uyuşturucu
These are the gateway to hard drugs, which lead to abuse and social destitution.
Bunlar, kötüye kullanım ve sosyal yoksunluğa yol açan ağır uyuşturuculara açılan kapıdır.

More Sentences
drug trafficking n. uyuşturucu kaçakçılığı
We have, therefore, simply attempted to produce a synthesis of definitions of drug trafficking.
Bu nedenle biz sadece uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin tanımların bir sentezini oluşturmaya çalıştık.

More Sentences
drug smuggling n. uyuşturucu kaçakçılığı
It is linked to drug smuggling, terrorism and forgery of bank notes.
Uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm ve banknot sahteciliği ile bağlantılıdır.

More Sentences
drug-related adj. uyuşturucuya bağlı
Opiates, such as heroin, are the root cause of most drug-related deaths.
Eroin gibi opiyatlar, uyuşturucuya bağlı ölümlerin çoğunun temel nedenidir.

More Sentences
Colloquial
a drug addict n. uyuşturucu bağımlısı
The letter reminded me of a drug addict in denial, addicted to subsidies.
Mektup bana inkâr eden, sübvansiyonlara bağımlı bir uyuşturucu bağımlısını hatırlattı.

More Sentences
Law
synthetic drug n. sentetik uyuşturucu
The European Union now has the distinction of being the main user of synthetic drugs such as ecstasy and amphetamines.
Avrupa Birliği şu anda ecstasy ve amfetamin gibi sentetik uyuşturucuların ana kullanıcısı olma özelliğine sahiptir.

More Sentences
drug dealer n. uyuşturucu satıcısı
These men are drug dealers, gang members, or are somehow involved in the black market economy.
Bu adamlar uyuşturucu satıcısı, çete üyesi ya da bir şekilde karaborsa ekonomisine dahil olmuş kişiler.

More Sentences
illegal drug trafficking n. yasadışı uyuşturucu ticareti
To me, illegal drug trafficking is simply too broad a term.
Bana göre, yasadışı uyuşturucu ticareti çok geniş bir terimdir.

More Sentences
Politics
drug trafficking n. uyuşturucu kaçakçılığı
To me, illegal drug trafficking is simply too broad a term.
Bana göre yasadışı uyuşturucu kaçakçılığı çok geniş bir terim.

More Sentences
Technical
drug trafficking n. uyuşturucu kaçakçılığı
An agreement on cooperation in combating drug trafficking was signed with India in 1998.
Hindistan ile 1998 yılında uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede işbirliği anlaşması imzalanmıştır.

More Sentences
Construction
drug bust n. uyuşturucu baskını
The police have made hundreds of drug busts across the country.
Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskını yaptı.

More Sentences
Medical
antiviral drug n. antiviral ilaç
Antibiotics do not work and there are, as yet, no antiviral drugs, so we must be extremely cautious.
Antibiyotikler işe yaramıyor ve henüz antiviral ilaçlar yok, bu nedenle son derece temkinli olmalıyız.

More Sentences
experimental drug n. deneysel ilaç
The experimental drug proved effective against the virus.
Deneysel ilacın virüse karşı etkili olduğu kanıtlandı.

More Sentences
generic drug n. eşdeğer ilaç
Another solution would be for these countries to have licences that authorise them to produce generic drugs.
Bir başka çözüm de bu ülkelerin eşdeğer ilaç üretmelerine izin veren ruhsatlara sahip olmalarıdır.

More Sentences
generic drug n. jenerik ilaç
Of course, the usefulness of generic drugs has already been demonstrated.
Elbette, jenerik ilaçların faydası zaten kanıtlanmıştır.

More Sentences
generic drug n. muadil ilaç
Of course, the usefulness of generic drugs has already been demonstrated.
Tabii ki, muadil ilaçların faydası zaten kanıtlanmıştır.

More Sentences
prescription drug n. reçeteli ilaç
Have you been taking my prescription drugs?
Reçeteli ilaçlarımı mı alıyordun?

More Sentences
Psychology
drug dependence n. uyuşturucu bağımlılığı
We Moderates believe that drug dependence needs to be combated vigorously.
Biz Ilımlılar uyuşturucu bağımlılığıyla güçlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz.

More Sentences
General
drug dealer n. zehir taciri
drug habit n. uyuşturucu bağımlılığı
drug addict n. uyuşturucu maddelere düşkün
drug abuse n. ilacın kötüye kullanımı
drug on the market n. satılmayan mal
drug use n. ilaç kullanımı
drug treatment n. ilaçla tedavi
over the counter drug n. reçetesiz ilaç
wonder drug n. mucize ilaç
drug dealing n. zehir tacirliği
drug treatment n. uyuşturucu bağımlılığı tedavisi
drug addict n. hapçı
drug smuggler n. zehir taciri
drug allergy n. ilaç allerjisi
drug management n. ilaç yönetimi
drug catalogs n. ilaç katalogları
narcotic drug n. uyuşturucu ilaç
drug smuggler n. uyuşturucu kaçakçısı
drug addiction n. ilaç alışkanlığı
drug in the market n. satılmayan mal
drug company n. ilaç firması
opiate drug n. uyuşturucu hap
drug treatment n. uyuşturucu tedavisi
chemical drug n. kimyasal ilaç
drug addict n. uyuşturucu düşkünü
drug-related violence n. uyuşturucuyla bağlantılı şiddet
drug-store n. eczane
drug trafficker n. uyuşturucu satıcısı
drug peddler n. uyuşturucu satıcısı
drug cartel n. uyuşturucu şebekesi
drug lord n. zehir taciri
drug cartel n. zehir taciri
drug baron n. zehir taciri
drug cartel n. uyuşturucu karteli
drug lord n. uyuşturucu baronu
hard drug n. sert uyuşturucu
drug dog n. narkotik köpeği
drug user n. uyuşturucu madde kullanıcısı
food and drug packaging n. gıda ve ilaç paketleme/ambalajlama
food and drug control n. gıda ve ilaç denetimi
food and drug control n. gıda ve ilaç kontrolü
drug container n. ilaç kutusu
drug store n. eczane (abd)
a serious drug habit n. ciddi bir uyuşturucu alışkanlığı
drug courier n. uyuşturucu kuryesi
drug mule n. uyuşturucu kuryesi
a rise in drug-related crime n. uyuşturucu ile ilgili suçlarda artış
drug driving n. uyuşturucu maddenin etkisinde araç kullanma
drug information association n. ilaç bilgi derneği
a recreational drug user n. eğlence amacıyla arada sırada uyuşturucu kullanan kimse
drug king n. uyuşturucu kralı
narcotic drug n. uyuşturucu madde
drug-free treatment n. ilaçsız tedavi
addictive drug n. bağımlılık yapan ilaç
drug pusher n. uyuşturucu satıcısı
drug warehouse n. ecza deposu
drug czar n. uyuşturucu çarı
drug czar n. uyuşturucu baronu
drug abuse n. madde bağımlılığı
drug usage instructions n. ilaç kullanım talimatları
mexican drug cartel n. meksikalı uyuşturucu karteli
drug warehouse n. ilaç deposu
drug paraphernalia n. narkotik madde kullanım amaçlı araç gereçler
recreational drug n. keyif için alınan, bağımlılık yapmayan uyuşturucu
drug smuggler n. uyuşturucu taciri
club drug n. genellikle gençlerin gece kulüplerinde kontrollü olarak aldıkları uyuşturucu
drug abuser n. madde bağımlılığı olan kimse
drug abuser n. uyuşturucu bağımlısı
drug abuser n. ilaçları kötüye kullanan kimse
drug bust n. polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi
drug interdiction n. hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi
drug of abuse n. keyif verici etkileri için alınan ilaç
street drug n. keyif verici etkileri için alınan ilaç
drug war n. narkotik ile uyuşturucu satıcıları arasındaki çatışma
drug withdrawal n. keyif verici madde alımını durdurma
drug-driver n. uyuşturucu etkisi altındayken araba süren kimse
drug-running n. yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma
drug-taker n. yasadışı uyuşturucu kullanan kimse
drug-taking n. yasadışı uyuşturucu kullanan kimse
sell a drug over the counter v. ilacı reçetesiz satmak
kick the drug v. uyuşturucuyu bırakmak
mix drink with a drug v. içkisine ilaç katmak
drug one's drink v. içkisine ilaç katmak
sell drug v. ilaç satmak
take drug v. ilaç içmek
become a drug-addict v. uyuşturucu bağımlısı olmak
become a drug-addict v. uyuşturucu müptelası olmak
show (its) effect (drug etc) v. faydasını göstermek
have a drug problem v. uyuşturucu problemi olmak
have a drug problem v. uyuşturucu sorunu olmak
addict someone to a drug or alcohol v. birini uyuşturucuya veya alkole alıştırmak
break a drug addiction v. uyuşturucu kullanmayı bırakmak
break a drug addiction v. uyuşturucuyu bırakmak
expand one’s drug business v. uyuşturucu işini büyütmek
buy a drug in a drugstore without a prescription v. eczaneden reçetesiz ilaç almak
drug addicted adj. uyuşturucu bağımlısı
drug addicted adj. madde bağımlısı
drug-infested adj. uyuşturucunun yoğun olduğu (bölge)
drug-free adj. ilaçsız
drug-naive adj. (bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi almamış
drug-naive adj. (bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi görmemiş
drug-naive adj. (aids/hepatit vb) tedavisi olmamış
drug-naive adj. (aids/hepatit vb) tedavisi görmemiş
drug-naive adj. (aids/hepatit vb) tedavisi almamış
drug-proof adj. ilaç etki etmez
drug-proof adj. ilaca dayanıklı
drug-free adj. uyuşturucu kullanmayan
drug-free adj. uyuşturucu maddelerin kullanılmadığı
drug-free adj. uyuşturucu içermeyen
drug-related adj. uyuşturucudan kaynaklı
Phrasals
drug out v. uyuşturmak
drug out v. ilaç vermek
drug out v. uyuşturucu vermek
drug out v. uyuşturucu ilaç katmak (yiyeceğe/içeceğe)
drug out v. ilaçla uyutmak
drug out v. içkisine ilaç katmak
drug out v. ilaçla uyuşturmak
Colloquial
head drug n. zihni manipüle eden/etkileyen uyuşturucu
head drug n. psikoaktif madde/uyuşturucu
drug store cowboy n. sağda solda düzgün kıyafetlerle gezip kadınları tavlamaya çalışan adam
drug store cowboy n. sağda solda çapkınlık yapan adam
drug store cowboy n. gönülçelen
drug store cowboy n. zampara
become a drug-addict v. uyuşturucuya düşmek
Idioms
drug of choice n. gözde uyuşturucu
drug of choice n. beğenilen yasak madde
drug of choice n. sevilen uyuşturucu
drug of choice n. tavsiye edilen ilaç tedavisi
drug of choice n. tercih edilen ilaç tedavisi
drug of choice n. sığınılan faaliyet
drug of choice n. ilk tercih
drug of choice n. yeğlenen faaliyet, alışkanlık
drug of choice n. (birine) en iyi gelen şey/faaliyet
drug of choice n. güvenilir liman
drug on the market n. elde kalan mal
drug of choice n. favori/tercih edilen uyuşturucu
drug of choice n. sürekli kullanılan/bağımlı olunan uyuşturucu
drug of choice n. yaygın kullanılan/tercih edilen/revaçta olan ilaç tedavisi
drug of choice n. gözde/en sevilen/ilk sırada gelen alışkanlık
drug of choice n. bağımlılık derecesinde alışkanlık
drug of choice n. bir aktiviteye olan bağımlılık
a drug on the market n. satılamaz mal
a drug on the market n. satılamayan mal
a drug on the market n. değersiz mal
a drug on the market n. sürümsüz mal
be a drug on the market v. piyasada bol miktarda bulunmak
under the influence of drug expr. uyuşturucu etkisi altında
like something the cat drug in expr. pislik içinde
like something the cat drug in expr. kir pas içinde
Speaking
I think you have a fucking drug problem expr. bence senin uyuşturucu sorunun var
Trade/Economic
food drug and cosmetic industry n. gıda ilaç ve kozmetik endüstrisi
food drug and cosmetic industry n. gıda ilaç ve kozmetik sanayii
drug and cosmetic industry n. ilaç ve kozmetik sanayii
drug in the market n. kolay sürülemeyen mal
drug in the market n. satılamayan mal
drug traffic n. uyuşturucu madde ticareti
drug offender n. uyuşturucu suçlusu
workplace drug test n. işyeri madde testi
brand-name drug n. patentli ilaç
proprietary drug n. patentli ilaç
Law
abortion-inducing drug n. çocuk düşürme ilacı
drug addiction n. hap müptelalığı
drug enforcement agency (dea) n. uyuşturucuyla mücadele dairesi
drug trafficking n. uyuşturucu ticareti
drug pushing n. uyuşturucu satma
drug traffic n. uyuşturucu ticareti
anti-drug abuse act n. uyuşturucu i̇stismarına karşıtlık yasası
anti-drug abuse act n. uyuşturucunun kötüye kullanımının önlenmesi yasası
drug dealing n. uyuşturucu tacirliği
drug offence n. uyuşturucu suçu
drug offense n. uyuşturucu suçu
drug enforcement administration (dea) n. uyuşturucuyla mücadele dairesi
drug gang leader n. uyuşturucu çetesi lideri
drug case n. uyuşturucu davası
drug trafficker n. uyuşturucu satıcısı
illegal drug trade n. uyuşturucu ticareti
illegal drug trade n. yasadışı uyuşturucu ticareti
drug czar n. (abd) uyuşturucu çarı
drug czar n. (abd) uyuşturucularla mücadelenin başı olan kimse
anti-drug law n. uyuşturucu karşıtı yasa
drug deal n. uyuşturucu alım satımı
drug deal n. uyuşturucu pazarlığı
drug impairment n. uyuşturucu etkisi altında olma
drug-impaired driving n. uyuşturucu etkisi altında araç kullanma
class a drug n. a sınıfı uyuşturucu
class a drug n. (eroin, kokain ve mdma dahil) sert uyuşturucu madde
class a drug n. sert kontrollü madde
class b drug n. b sınıfı uyuşturucu
class b drug n. (amfetamin dahil) ikincil en tehlikeli madde
class c drug n. sınıf c uyuşturucu
class c drug n. (kenevir ve temazepam) en az tehlikeli kontrollü madde
under drug influence expr. uyuşturucu maddenin etkisi altında
under the influence of drug(s) expr. uyuşturucu maddenin etkisi altında
Politics
european monitoring centre for drugs and drug addiction (emcdda) n. avrupa uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığını izleme merkezi
un drug control programme n. bm uyuşturucu kontrol programı
un office for drug control and crime prevention n. bm uyuşturucu denetimi ve suç önleme ofisi
the cooperation group to combat drug abuse and illicit trafficking in drug n. uyuşturucu madde kullanımı ve kaçakçılığıyla mücadele işbirliği grubu
committee on drug precursors n. uyuşturucu hammaddeleri komitesi
drug prevention and information n. uyuşturucunun önlenmesi ve bilgilendirme
drug trafficking n. uyuşturucu trafiği
Institutes
the european information network on drugs and drug addiction n. avrupa uyuşturucu bağımlılığı enformasyon ağı
european monitoring centre for drugs and drug addiction n. avrupa uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığını izleme merkezi
united nations international drug control programme n. birleşmiş milletler uluslararası uyuşturucu kontrol programı
drug administration n. ilaç kurumu
united nations office for drug control and crime prevention n. birleşmiş milletler uyuşturucu denetimi ve suç önleme ofisi
food and drug administration n. birleşik devletler gıda ve ilaç dairesi
fda (food and drug administration) n. (abd) gıda ve ilaç dairesi
Technical
off-label drug use n. ruhsat dışı ilaç kullanımı
drug [obsolete] n. boyama maddesi
drug [obsolete] n. kimyasal işlemlerde kullanılan madde
drug traffic v. uyuşturucu ticareti yapmak
Construction
drug bust n. uyuşturucu operasyonu
Medical
adrenergic drug n. adrenerjik ilaç
multi drug resistance n. çoklu ilaç direnci
antiretroviral drug regimens n. antiretroviral ilaç rejimleri
alcohol or drug use disorders n. alkol veya madde kullanım bozuklukları
collaboration agreement between drug regulatory authorities in european union associated countries n. avrupa birliği ortak ülkelerin ilaç ruhsatlandırma yetkilileri arasında işbirliği anlaşması
acute drug poisoning n. akut ilaç zehirlenmesi
adverse drug reaction n. advers ilaç reaksiyonu
rational drug use n. akılcı ilaç kullanımı
alcohol or sedative drug abuse n. alkol veya sedatif ilaç alımı
parent drug n. ana ilaç
antiepileptic drug n. antiepileptik ilaç
antipsychotic drug treatment n. antipsikotik ilaç tedavisi
antituberculoid drug n. antitüberkülo ilaç
antituberculosis drug induced hepatitis n. antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatit
antituberculosis drug induced hepatitis n. antitüberküloz ilaçlara bağlı hepatit
investigational new drug n. araştırma aşamasında yeni ilaç
drug hypersensitivity n. aşırı ilaç duyarlılığı
addictive drug n. bağımlılık yapan madde
immune suppressant drug n. bağışıklık sistemini koruyucu ilaç
immunosuppressive drug n. bağışıklık sistemini koruyucu ilaç
herbal drug n. bitkisel ilaç
association of food and drug officials of the united states n. birleşik devletler gıda ve ilaç yetkilileri birliği
study drug n. çalışma ilacı
treatment of multi-drug resistant tuberculosis n. çok ilaca dirençli tüberküloz tedavisi
multi-drug resistant bacterial pathogens n. çoklu-ilaç dirençli bakteriyal patojenler
multiple drug intoxication n. çoklu ilaç zehirlenmesi
multiple drug allergy n. çoklu ilaç allerjisi
transdermal drug delivery n. deri içine ilaç verme
drug therapy of depression n. depresyonun ilaçla tedavisi
astringent drug n. damar sıkıştırıcı ilaç
abortion-inducing drug n. düşük hapı
anovulatory drug n. doğum kontrol hapı
natural origin drug n. doğal kaynaklı ilaç
abortion-inducing drug n. düşük ilacı
dopaminergic drug n. dopaminerjik ilaç
equivalent drug n. eşdeğer ilaç
drug reaction with eosinophilia and systemic symptoms (dress) n. eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu
drug dependens n. farmakodependans
drug substance n. etkin madde
formulated drug products n. formüle edilmiş müstahzarlar
pharmacodynamic drug interactions n. farmakodinamik ilaç etkileşimleri
truth drug n. gerçeği söyleten ilaç
targeted drug delivery system n. hedeflenen ilaç taşıyıcı sistem
disease-modifying antirheumatic drug n. hastalığı modifiye edici antiromatizmal ilaç
drug-induced delirium n. ilaca bağlı deliryum
drug legislation n. ilaç yasaları
drug carriers n. ilaç taşıyıcıları
drug accountability n. ilaç sorumluluğu
drug licence n. ilaç ruhsatı
drug reactions n. ilaç reaksiyonları
drug response n. ilaç yanıtı
drug test n. ilaç testi
drug holiday n. ilaç tedavisine ara verme
drug abuse n. ilacın kötüye kullanımı
drug information services n. ilaç enformasyon hizmetleri
drug administration routes n. ilaç uygulama yolları
drug utilization n. ilaç kullanımı
drug errors n. ilaç hataları
drug master file n. ilaç ana dosyası
insulin secretagogue drug n. insülin salgılatıcı ilaç
drug eluting stent n. ilaç kaplı stent
drug regulatory authorities n. ilaç ruhsatlandırma kurumları
drug screening n. ilaç taraması
dose of the drug n. ilacın dozu
drug pharmacokinetics and pharmacodynamics n. ilaçların farmakokinetiği ve farmakodinamiği
drug-related adverse effects n. ilaca bağlı yan etkiler
drug compounding n. ilaç bileşimleri
drug hypersensitivity syndrome n. ilaç aşırı duyarlılık sendromu
drug applications n. ilaç uygulamaları
drug holiday n. ilaca ara verme
side effect of the drug n. ilaca bağlı yan etki
drug release n. ilaç salımı
drug metabolism n. ilaç metabolizması
drug vacation n. ilaca ara verme
drug resistance n. ilaç rezistansı
drug delivery systems n. ilaç taşıyıcı sistemler
drug delivery n. ilaç teslimi
drug contamination n. ilaç kontaminasyonu
drug concentration measurement n. ilaç konsantrasyon ölçümü
drug dose-response relationship n. ilaç doz-etki ilişkisi
drug-related deaths n. ilaca bağlı ölümler
drug induced liver diseases n. ilaca bağlı karaciğer hastalıkları
drug-induced phospholipidosis n. ilaca bağlı fosfolipidozis
drug-induced abnormalities n. ilaca bağlı anomaliler
drug investigation n. ilaç araştırması
drug labeling n. ilaç etiketleme
drug regulatory agency n. ilaç düzenleme kurumu
drug-induced acute hepatitis n. ilaca bağlı karaciğer hasarı
drug-induced liver disorders n. ilaca bağlı karaciğer hastalıkları
drug holiday n. ilaç tatili
drug holiday n. ilaca ara verme
drug vacation n. ilaç tatili
drug evaluation n. ilacın değerlendirilmesi
drug-induced liver disease n. ilaçlara bağlı karaciğer hastalığı
drug penetration n. ilaç geçişi
drug absorption n. ilaç emilimi
drug storage n. ilaç depolama
drug delivery systems n. ilaç dağıtım sistemleri
drug-eluting stent n. ilaç kaplı stent
drug distribution n. ilaç dağıtımı
drug-eluting stent n. ilaç salınımlı stent
drug registration form n. ilaç ruhsatlandırma formu
drug toxicity n. ilaç toksisitesi
drug distribution n. ilaç dağılımı
drug poisoning n. ilaç zehirlenmesi
drug level n. ilaç seviyesi
drug dependence n. ilaç bağımlılığı
drug metabolism inhibitors n. ilaç metabolizma inhibitörleri
drug vacation n. ilaca ara verme
drug vacation n. ilaca ara verilmesi
drug holiday n. ilaca ara verilmesi
drug therapy n. ilaç tedavisi
drug and narcotic control n. ilaç ve narkotik kontrol
drug regulatory authorities n. ilaç düzenleyici otoriteler
drug regulatory authorities n. İlaç düzenleyici kurumlar
drug vacation n. ilaç tedavisine ara verme
drug intoxication n. ilaç intoksikasyonu
loss of drug efficacy n. ilaç etkinliğinin kaybı
drug delivery system n. ilaç salım sistemi
drug industry n. ilaç endüstrisi
polymorphic genes encoding drug metabolizing enzymes n. ilaç metabolizmasındaki enzimleri kodlayan polimorfik genler
drug receptors n. ilaç reseptörleri
drug interactions n. ilaç etkileşimleri
drug control authority n. ilaç kontrol birimi
drug development n. ilaç geliştirme
drug resistant bacteria n. ilaca dirençli bakteriler
drug abuse n. ilaç suistimali
drug compliance n. ilaç uyumu
cessation of drug n. ilacın kesilmesi
drug intake n. ilaç alımı
drug allergy n. ilaç alerjisi
drug exposure n. ilaca maruziyet
drug companies n. ilaç firmaları
drug sensitivity n. ilaç duyarlılığı
drug interaction n. ilaç etkileşimi
drug trial n. ilaç denemesi
drug intoxication n. ilaç zehirlenmesi
drug control authority n. ilaç kontrol otoritesi
drug-induced thrombocytopenic disorder n. ilaca bağlı oluşan trombositopeni
drug implants n. ilaç implantları
drug resistance n. ilaca direnç
drug hypersensitivity syndrome n. ilaç hipersensitivite sendromu
drug prescription n. ilaç reçetesi
drug hypersensitivity n. ilaç aşırı duyarlılığı
drug reservoir n. ilaç rezervuarı
drug and cosmetic excipients n. ilaç ve kozmetik yardımcı maddeleri
drug-induced psoriasis n. ilaçla uyarılan psoriyazis
drug dyes n. ilaç boyaları
amount of drug n. ilaç miktarı
drug bio-equivalency trials n. ilaç biyoeşdeğerlik çalışmaları
drug and poison information center n. ilaç ve zehir danışma merkezi
drug dependency n. ilaç bağımlılığı
drug toxicity n. ilaç zehirlenmesi
drug stability n. ilaç stabilitesi
drug prescriptions n. ilaç reçeteleri
anticancer drug n. kansere karşı ilaç
anti-cancer drug n. kanser ilacı
drug product n. müstahzar (kullanıma hazır ürün)
anticancer drug n. kanser ilacı
cardiovascular protective drug n. kalp-damar sistemini koruyucu ilaç
orphan drug n. kısıtlı bir hedef nüfusu olan veya nadir bir hastalığı tedavi eden ilaçlar
combination drug n. kombine ilaç
drug cocktail n. kokteyl ilaç
cocktail drug n. kokteyl ilaç
cocktail drug n. kokteyl hap
drug cocktail n. kokteyl hap
statin drug n. lipit düşürücü ilaç
drug abuse n. madde suistimali
magistral drug n. majistral ilaç
designer drug n. modifiye ilaç
equivalent drug n. muadil ilaç
microbial drug resistance n. mikrobun ilaca direnci
ready-made drug n. müstahzar
innovator drug n. müstahzar olarak dünyada ilk defa geliştirilen ve pazarlama hakkı ilgili resmi kuruluştan alınan ilaç
nonsteroidal anti inflammatory drug n. nonsteroidal antiinflamatuar ilaç
computer-assisted evaluation of adverse drug events n. olumsuz ilaç reaksiyonlarının bilgisayar yardımlı değerlendirilmesi
neuromuscular blocking drug n. nöromüsküler bloker
neonatal drug withdrawal syndrome n. neonatal yoksunluk sendromu
nonsteroid anti-inflammatory drug n. nonsteroid antiinflamatuar ilaç
on-steroidal anti-inflammatory drug n. nonsteroid antiinflamatuvar ilaç
nonsteroidal anti-inflammatory drug n. nonsteroid antiinflamatuvar ilaç
adverse drug reactions n. olumsuz ilaç reaksiyonları
innovator drug n. öncü ilaç
clot-busting drug n. pıhtı eritici ilaç
ataractic drug n. sakinleştirici
off-label drug n. ruhsatsız ilaç
risk of prescription drug abuse n. reçetelendirilmiş ilacın kötüye kullanım riski
prescription drug n. reçeteli ilaca
unlicensed drug n. ruhsatsız ilaç
prototip drug n. prototip ilaç
ethical drug n. reçeteli ilaç
anti-rejection drug n. reddetmeyi engelleyici ilaç
ethical drug n. reçeteye tabi ilaç
psychoactive drug n. psikoaktif ilaç
ataractic drug n. sakinleştirici ilaç
prescription drug n. reçeteye tabi ilaç
rectal drug administration n. rektal yol ile ilaç verme
synthetic drug treatment n. sentetik ilaçlar ile tedavi
serum drug level n. serum ilaç düzeyi
cyanohydrin-forming drug n. siyanohidrin oluşturan ilaç
synthetic drug n. sentetik ilaç
cyanohydrin forming drug n. siyanohidrin oluşturan ilaç
antimalarial drug n. sıtma ilacı
culprit drug n. sorumlu ilaç
nsaid (non-steroidal anti-inflammatory drug) n. steroid olmayan antiinflamatuar ilaç
experimental drug n. test aşamasında olan yeni ilaç
nontoxic drug combinations n. toksik olmayan ilaç kombinasyonları
antituberculosis drug-induced hepatotoxicity n. tüberküloz tedavisi sırasında gelişen hepatotoksisite
antituberculosis drug-induced hepatotoxicity n. tüberküloz ilacının tetiklediği hepatotoksisite
therapeutic drug monitoring n. terapötik ilaç izlenmesi
antituberculosis drug-induced hepatotoxicity n. tüberküloz ilaçlarına bağlı gelişen hepatotoksisite
drug advisory service n. uyuşturucu danışma servisi
animal drug n. veteriner ilacı
drug test n. uyuşturucu testi
national council on alcoholism and drug dependence n. ulusal alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı konseyi
services for drug users n. uyuşturucu kullananlar için servisler
new drug application n. yeni ilaç başvurusu
new drug application n. yeni ürün başvurusu
tolerate the drug n. vücudun ilacı kaldırması
wrong drug n. yanlış ilaç
slow drug release n. yavaş ilaç salınışı
investigational new drug n. yeni keşfedilmiş ilaç
extensive drug-resistant tuberculosis n. yaygın ilaç dirençli tüberkuloz
investigational new drug application n. yeni araştırma ürünü ilaç başvurusu
ataractic drug n. yatıştırıcı ilaç
orphan drug n. yetim ilaç
electromotive drug administration n. elektromotiv ilaç verme sistemi
drug concentration n. ilaç yoğunluğu
emda (electromotive drug administration) n. elektromotiv ilaç verme sistemi
hallucinogenic drug n. halüsinojenik ilaç
medicinal drug n. bir hastalığı tedavi eden, önleyen veya hafifleten şey
miracle drug n. mucize ilaç
miracle drug n. hastanın durumunda büyük ve ani değişim yaratan ve genellikle yeni keşfedilmiş ilaç
drug-induced coma n. yapay koma
fixed-combination drug n. sabit doz kombine ilaç
fixed-combination drug n. sabit miktarda iki veya daha fazla içerikten oluşan bir ilaç türü
prescribe a drug v. ilaç yazmak
license a drug v. ilaç ruhsatlandırmak
tolerate the drug v. ilacı kaldırmak (bünye vb)
license a drug v. ilaç lisanslamak
drug-eluting adj. ilaç salınımlı
drug-induced adj. uyuşturucu madde kaynaklı
drug-induced adj. uyuşturucu maddeye bağlı gelişen
drug-induced adj. ilaç kaynaklı
drug-induced adj. ilaca bağlı gelişen
nkda (no known drug allergies) expr. bilinen bir ilaç alerjisi yok
Psychology
addictive drug n. alışkanlık yapıcı madde
active drug n. aktif ilaç
alcohol or drug dependency n. alkol veya madde bağımlılığı
drug activity n. ilaç etkinliği
drug-seeking n. ilaç arama
drug tolerance n. ilaç toleransı
drug seeking behaviour n. ilaç arama davranışı
drug antagonism n. ilaç antagonizmi
drug user n. madde bağımlısı
drug withdrawal syndrome n. madde yoksunluk sendromu
drunkenness and drug abuse n. sarhoşluk ve uyuşturucu bağımlılığı
Pathology
drug-induced chorea n. ilaca bağlı kore
drug-induced hypopituitarism n. ilaca bağlı hipopitüitarizm
drug-induced pemphigus n. ilaca bağlı pemfigus
drug-induced dystonia n. ilaca bağlı distoni