ilaç - Turkish English Dictionary

ilaç

Meanings of "ilaç" in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

Turkish English
Common Usage
ilaç medication n.
This means that medication should be sold at cost price to people in developing countries.
Bu, ilaçların gelişmekte olan ülkelerdeki insanlara maliyet fiyatına satılması gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
ilaç drug n.
A new drug costs about USD 500 m to research, test and bring to market.
Yeni bir ilacın araştırılması, test edilmesi ve pazara sunulması yaklaşık 500 milyon ABD dolarına mal olmaktadır.

More Sentences
ilaç medicine n.
Why can they not be transferred into the medicines category before that?
Neden bundan önce ilaç kategorisine aktarılamıyor?

More Sentences
General
ilaç physic n.
Temperance is the best physic.
Ölçülü olmak en iyi ilaçtır.

More Sentences
ilaç pill n.
I controlled the black market pill business in Cleveland.
Cleveland'ta karaborsa ilaç işi benim kontrolümdeydi.

More Sentences
ilaç remedy n.
The best remedy for the flu is lemon tea with ginger and honey.
Grip için en iyi ilaç zencefil ve ballı limon çayıdır.

More Sentences
ilaç drug n.
This must, in my view, be accompanied by a reduction in the length of drug patents in poor countries.
Benim görüşüme göre buna, yoksul ülkelerdeki ilaç patentlerinin süresinin kısaltılması eşlik etmelidir.

More Sentences
ilaç medicine n.
The final point concerns the use of medicines for equine species.
Son olarak at türlerine yönelik ilaçların kullanımına değinmek istiyorum.

More Sentences
ilaç cure n.
There's no cure for lovesickness.
Aşk acısının ilacı yoktur.

More Sentences
Medical
ilaç medicine n.
Major steps were taken in Doha to make medicines more affordable in developing countries.
Doha'da gelişmekte olan ülkelerde ilaçların daha uygun fiyatlı hale getirilmesi için önemli adımlar atılmıştır.

More Sentences
ilaç medicament n.
The doctor prescribed a medicament to alleviate the patient's symptoms.
Doktor, hastanın semptomlarını hafifletmek için bir ilaç reçete etti.

More Sentences
ilaç medicinal n.
We are all mindful of the recent examples of medicinal products withdrawn from the market on public health grounds.
Yakın geçmişte halk sağlığı gerekçesiyle piyasadan çekilen ilaç örneklerini hepimiz biliyoruz.

More Sentences
Pharmaceutics
ilaç pharmaceutical n.
Pharmaceutical firms need to be made to respect human rights.
İlaç firmalarının insan haklarına saygı göstermesi sağlanmalıdır.

More Sentences
General
ilaç curative n.
ilaç stuff n.
ilaç antidote n.
ilaç application n.
ilaç relief n.
ilaç potion n.
ilaç muti n.
ilaç deletery [obsolete] n.
ilaç gruel [uk] n.
ilaç druggery [obsolete] n.
ilaç doctor's stuff n.
ilaç sozzle [dialect] n.
ilaç succedane n.
Trade/Economic
ilaç pharma n.
Medical
ilaç pharmaceutical product n.
ilaç cure n.
ilaç pot (potion) n.
ilaç succedaneum [obsolete] n.
Pharmaceutics
ilaç therapeutic n.
ilaç fermacy n.
ilaç panpharmacon [obsolete] n.
ilaç pharmacon n.
Archaic
ilaç leechdom n.
British Slang
ilaç jollop n.
ilaç dollop n.

Meanings of "ilaç" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
ateş düşürücü ilaç febrifuge n.
I will prescribe a febrifuge to you.
Size bir ateş düşürücü ilaç yazacağım.

More Sentences
ilaç tedavisi medication n.
Depression may be part of a physical illness or an effect of medication.
Depresyon fiziksel bir hastalığın parçası ya da ilaç tedavisinin bir etkisi olabilir.

More Sentences
ilaç şirketi pharmaceutical company n.
It would appear that investment in treatment of tropical diseases is not profitable enough for pharmaceutical companies.
Tropikal hastalıkların tedavisine yapılan yatırımların ilaç şirketleri için yeterince karlı olmadığı görülmektedir.

More Sentences
fitil (ilaç) suppository n.
The doctor prescribed a suppository to relieve the patient's constipation.
Doktor hastanın kabızlığını gidermek maksadıyla bir fitil yazdı.

More Sentences
ilaç şirketi drug company n.
The drug companies are our partners.
İlaç şirketleri bizim ortağımızdır.

More Sentences
ilaç şişesi medicine bottle n.
Shake the medicine bottle before use.
Kullanmadan önce ilaç şişesini çalkala!

More Sentences
kapsül formunda ilaç capsule n.
I always prefer taking capsules instead of tablets because they are easier to swallow.
Daima tablet yerine kapsül içmeyi tercih ediyorum çünkü yutması daha kolay.

More Sentences
ilaç kullanmak be on medication v.
Tom is on medication.
Tom ilaç kullanıyor.

More Sentences
ilaç yazmak (doktor) prescribe v.
The doctor prescribed medicine for the patient.
Doktor hasta için ilaç yazdı.

More Sentences
içkisine ilaç katmak drug v.
Tom drugged Mary's drink.
Tom, Mary'nin içkisine ilaç kattı.

More Sentences
ilaç satmak sell medicine v.
She sells medicine in the pharmacy.
O, eczanede ilaç satıyor.

More Sentences
ilaç almak take medicine v.
If you take medicine, you will feel better.
İlaç alırsan kendini daha iyi hissedersin.

More Sentences
ilaç satın almak buy medicine v.
He buys medicine.
O ilaç satın alır.

More Sentences
biraz ilaç almak take some medicine v.
Tom took some medicine.
Tom biraz ilaç aldı.

More Sentences
(ilaç) almak take v.
Don't forget to take your pills three times a day.
Haplarını günde üç kez almayı unutma.

More Sentences
Idioms
ilaç kullanan on medication expr.
I'm on medication.
İlaç kullanıyorum.

More Sentences
Trade/Economic
büyük ilaç firmaları big pharma n.
A treatment like that would be worth a fortune to big pharma.
Böyle bir tedavi büyük ilaç firmaları için bir servete mal olabilir.

More Sentences
ilaç sektörü pharmaceutical industry n.
In the pharmaceutical industry, Europe is losing out to the United States.
İlaç sektöründe Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı kaybediyor.

More Sentences
ilaç endüstrisi pharmaceutical industry n.
This will undercut the profits of legitimate pharmaceutical industries.
Bu durum meşru ilaç endüstrilerinin kârlarını azaltacaktır.

More Sentences
ilaç sanayi pharmaceutical industry n.
The pharmaceutical industry is already spending huge amounts of money on marketing.
İlaç sanayii hali hazırda pazarlama için muazzam miktarda para harcıyor.

More Sentences
Medical
antiviral ilaç antiviral drug n.
Antibiotics do not work and there are, as yet, no antiviral drugs, so we must be extremely cautious.
Antibiyotikler işe yaramıyor ve henüz antiviral ilaçlar yok, bu nedenle son derece temkinli olmalıyız.

More Sentences
Common Usage
uyarıcı ilaç stimulant n.
General
mantar öldürücü ilaç fungicide n.
şurup (ilaç olarak) syrup n.
hazırlanan ilaç preparation n.
mucize ilaç wonder drug n.
böcek öldürücü ilaç dichlorodiphenyltrichloroethane n.
ilaç kullanımı drug use n.
renk sabitleştirici ilaç mordant n.
uyuşturucu ilaç dover's powder n.
kusturan ilaç vomit n.
ilaç olarak veren exhibitioner n.
afyonlu ilaç opiate n.
iğne yoluyla verilen ilaç shot n.
ilaç yönetimi drug management n.
ilaç allerjisi drug allergy n.
fazla miktarda ilaç verme overdose n.
ilaç katalogları drug catalogs n.
ilaç dozu potion n.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalisation n.
evrensel ilaç azoth n.
yatıştırıcı ilaç sedative n.
yatıştırıcı (ilaç) calmative n.
mikrop öldürücü ilaç germicide n.
ilaç kutusu pillbox n.
uyuşturucu ilaç narcotic drug n.
balgam söktürücü ilaç expectorant n.
ilaç miktarları bilgisi posology n.
ilaç dolabı medicine cabinet n.
ağrı kesici ilaç analgesic n.
reçetesiz ilaç over the counter drug n.
ilaç yazma prescription n.
anestetik ilaç anesthetic n.
hazır ilaç preparation n.
ilaç dolabı medicine chest n.
sakinleştirici ilaç anodyne n.
kuvvet verici ilaç tonic n.
içine krem, ilaç gibi maddeler konulan plastik boru cylinder n.
defeden ilaç expellant n.
uyutucu ilaç soporific n.
ovmakta kullanılan yağlı ilaç embrocation n.
tespit edici ilaç fixative n.
kanamayı durduran ilaç astringent n.
özel ilaç specific n.
ilaç şişesi pill bottle n.
leke giderici sıvı ilaç cleaning fluid n.
değiştiren ilaç alterative n.
kusturan ilaç vomitory n.
ilaç patentleri patent medicines n.
öforiye sebep olan ilaç euphoriant n.
kuvvetli dozda bir ilaç stiff dose of n.
ilaç olarak kullanılan birkaç çeşit yağ balm n.
önleyici ilaç preventive n.
ateş düşürücü ilaç antifebrile n.
hazır ilaç patent medicine n.
gevşetici ilaç relaxant n.
burna çekilip akmasını kolaylaştıran ilaç errhine n.
ilaç alışkanlığı drug addiction n.
uyku veren ilaç soporific n.
kusturan ilaç emetic n.
terletici ilaç sudorific n.
ilaç bağımlısı druggie n.
her derde deva ilaç panacea n.
önleyici ilaç suppressant n.
koruyucu ilaç preventive medicine n.
ilaç şirketi pharma company n.
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç nepenthe n.
uyuşturucu ilaç dovers powder n.
hastalıktan koruyan ilaç prophylactic n.
tescilli ilaç proprietary n.
ayıltıcı ilaç restorative n.
yaprakları döken ilaç defoliant n.
ilaç bitkisi medicinal plant n.
lokal olarak doku ve damarları büzen ilaç astringent n.
ter önleyici ilaç antiperspirant n.
uyutucu ilaç opiate n.
defeden ilaç expeller n.
uyuşturucu ilaç narcotic n.
içine ilaç konulmak üzere yapılan küçük şişe gallipot n.
her derde deva olan ilaç panacea n.
ifraz edici ilaç secernent n.
bileşimi sır olan ilaç arcanum n.
eski yunanlılarca acı ve üzüntüyü unutturduğu farzolunan bir ilaç nepenthe n.
saban veya pulluk kullanmadan ve zararlı bitkilere karşı zirai ilaç kullanılarak yapılan bir ziraat metodu no till n.
zararlı ilaç veya etki noxa n.
kalp krizi sonrasında verilen bir ilaç timolol n.
kalp krizi sonrasında verilen bir ilaç blocadren n.
araştırmaya dayalı ilaç şirketi research based pharmaceutical company n.
ilaç firması pharmaceutical company n.
ilaç firması drug company n.
kimyasal ilaç chemical drug n.
ilaç toptancısı pharmaceutical wholesaler n.
ilaç fabrikası pharmaceutical plant n.
araştırmacı ilaç firması reserch-based pharmaceutical company n.
saban veya pulluk kullanmadan ve zararlı bitkilere karşı zirai ilaç kullanılarak yapılan bir ziraat metodu no-tillage n.
ilaç kapçığı capsule n.
belirli bir dozda ilaç dose n.
kusturucu ilaç emetic n.
uyuşturucu ilaç opiate n.
yatıştırıcı ilaç unction n.
her derde deva ilaç catholicon n.
uyuşturucu ilaç sleeping potion n.
hindistan geleneksel tıbbında kullanılan bir ilaç shilajit n.
hindistan geleneksel tıbbında kullanılan bir ilaç shilajeet n.
gıda ve ilaç paketleme/ambalajlama food and drug packaging n.
gıda ve ilaç kontrolü food and drug control n.
gıda ve ilaç denetimi food and drug control n.
ilaç kutusu drug container n.
uygun ilaç suitable medicine n.
doğal ilaç natural medicine n.
ilaç bilgi derneği drug information association n.
bağımlılık yapan ilaç addictive drug n.
uyuşturucu ilaç anaesthetic n.
anestetik ilaç anaesthetic n.
analjezik ilaç analgesic n.
cinsel isteği bastıran ilaç anaphrodisiac n.
uyuşturucu ilaç anesthetic n.
ateş düşürücü ilaç antipyretic n.
iltihabı azaltan ilaç antiphlogistic n.
cinsel istek uyandıran ilaç aphrodisiac n.
damarları büzen ilaç astringent n.
kıl dökücü ilaç depilatory n.
hazmettirici ilaç digestive n.
idrar söktürücü ilaç diuretic n.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalization n.
şurup (ilaç olarak) sirup n.
ilaç kullanım talimatları drug usage instructions n.
ilaç deposu pharmaceutical warehouse n.
ilaç deposu drug warehouse n.
ilaç parası money for medicine n.
ilaç şişesi pills bottle n.
ilaç şişesi capsule bottle n.
ilaç kıtlığı medicine shortage n.
ilaç sıkıntısı medicine shortage n.
ilaç azlığı medicine shortage n.
ilaç ücretleri medication prices n.
ilaç fiyatları prices of medication n.
ilaç fiyatları medication prices n.
ilaç ücretleri prices of medication n.
uzak doğu'da ilaç yapımında kullanılan kuru bambu özütü tabasheer n.
hipertansiyon, kalp yetmezliği, anjin ve migren için kullanılan bir ilaç calan n.
ağrı dindiren merhem/ilaç balsam n.
orta doğu'ya özgü ilaç saklamaya yarayan bir tür çömlek albarello n.
demir içerikli ilaç, su vb. chalybeate n.
rahatlatıcı ilaç relaxative n.
gevşetici ilaç relaxative n.
zorla ilaç içirmeye yarayan alet drencher n.
her derde deva ilaç elixir n.
tıkanmayı iyileştiren ilaç ecphractic n.
amerika yerlilerinin hayvan derisinden yapıp yanlarında taşıdığı ilaç çantası medicine bag n.
bit ve uyuzböceği öldürmek için kullanılan bir ilaç markası kwell® n.
ilaç şişesi viole n.
ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme menticide n.
müshil veya sersemletici ilaç katılmış likör micky n.
(su, parfüm, ilaç) havaya püskürtülmüş küçük sıvı damlaları mist n.
yasa dışı ilaç kaçakçısı mule n.
yasa dışı ilaç dağıtımı yapan kimse mule n.
rastgele ilaç alma dabbling n.
rastgele ilaç içme dabbling n.
ilaç uygulama aracı delivery system n.
ilaç uygulama teknolojisi delivery system n.
ilaç verme cihazı delivery system n.
ilaç uygulama cihazı delivery system n.
guarana bitkisinin tohumlarından yapılan, içeceklere katılan ve de bitkisel ilaç olarak kullanılabilen bir preparat guarana n.
hint kino ağacının ilaç, bronzlaşma için kullanılan kırmızımsı ya da siyah reçinesi gum kino n.
ilaç bilimi iamatology n.
eskiden ilaç olarak kullanılan ve toz haline getirilmiş insan veya hayvan parçalarını içeren karışım mummy n.
belirli bir dozda ilaç dost [dialect] n.
şarap ve baharatla hazırlanıp eskiden ilaç olarak kullanılan bir likör ipocras [obsolete] n.
keyif verici etkileri için alınan ilaç drug of abuse n.
keyif verici etkileri için alınan ilaç street drug n.
ilaç verme druggery n.
ilaç verme drugging n.
ilaç satan kimse drugster [obsolete] n.
her derde deva ilaç cureall n.
(ilaç) enjekte edilebilir madde injectable n.
kuvvetlendirici ilaç, içecek invigorant n.
ilaç uygulama kalemi pen n.
ilaç kalemi pencil n.
güçlendirici ilaç potentiator n.
ilaç kimyageri pharmaceutical chemist n.
ilaç üretimi pharming n.
psikoaktif ilaç kullanımı pharming n.
kafayı bulmak için ilaç kullanımı pharming n.
tıbbi ilaç physics n.
iyileştirici ilaç physics [obsolete] n.
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde preparative n.
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde preparatory n.
kusturucu ilaç puker [obsolete] n.
maddeyi rahatlama amaçlı ilaç niyetine alma self-medication n.
kendi kendine ilaç kullanma self-medication n.
kimseye danışmadan ilaç kullanma self-medication n.
ilaç dışı müdahaleler nonpharmacologic interventions n.
koruyucu ilaç protective n.
ilaç vermek physic v.
uyuşturucu ilaç katmak (yiyeceğe/içeceğe) drug v.
hazırlamak (ilaç vb) dispense v.
ilaç almak get drugged v.
ilaç yapıp vermek dispense v.
ilaç vermek drug v.
ilaç vermek medicate v.
hazırlamak (ilaç) dispense v.
ilaç hazırlamak dispense v.
ilaç katmak medicate v.
belli ölçüde ilaç vermek dose v.
vermek (ilaç/ceza vb) administer v.
ilaç vermek administer v.
ilaç vermek medicine v.
ilaç vermek administer a medicine v.
ilaç olarak vermek exhibiting v.
içine ilaç katmak medicate v.
fazla miktarda ilaç vermek (birine) overdose with v.
içkisine ilaç katmak mix drink with a drug v.
içkisine ilaç katmak drug one's drink v.
ilaç vermek administer medication v.
ilaç vermek give someone medication v.
(ilaç/reçete vb) hazırlamak dispense v.
ilaç sürmek apply ointment v.
ilaç sürmek put on ointment v.
ilaç sürmek rub on ointment v.
dozunu arttırmak (ilaç vb) potentiate v.
ilaç satmak sell drug v.
ilaç içmek receive medication v.
ilaç içmek take medication v.
ilaç içmek take drug v.
ilaç gibi gelmek be a shot in the arm v.
(ilaç/reçete) hazırlamak dispense v.
ilaç bırakmak quit taking drugs v.
ilaç yazmak prescribe medication v.
ilaç tedavisi uygulamak give medication v.
ilaç tedavisi uygulamak administer medication v.
çok fazla ilaç alıyor olmak be on a load of medication v.
hap/ilaç vermek pill v.
eczaneden reçetesiz ilaç almak buy a drug in a drugstore without a prescription v.
ilaç içmek take medicine v.
ilaç içmek take medicine v.
istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için kesintili, çoğunlukla konsantre dozajlarda (ilaç) vermek pulse v.
(ilaç vererek) uyarmak hype v.
ilaç olarak vermek give v.
uyuşturucu ilaç gibi hissizleştirmek opiate v.
damara ilaç enjekte etmek mainline v.
ilaç hazırlamak dispence [obsolete] v.
(damar yolu ile) ilaç uygulamak infuse v.
(düzenli veya sık sık) ilaç almak pop v.
(yaraya) ilaç kalemi uygulamak pencil v.
(maddeyi) kendi kendine ilaç niyetine kullanmak self-medicate v.
kendi kendine ilaç almak self-medicate v.
(deri altına) ilaç enjekte etmek skin pop v.
ilaç kullanımına ait pharmaceutical adj.
etkili (ilaç) sovereign adj.
diüretik ilaç diuretic adj.
sistemik (ilaç) systemic adj.
ağızdan alınan (ilaç) oral adj.
etkisiz (çare/ilaç vb) ineffectual adj.
ilaç özelliği olan medicinal adj.
hastalığı vücudun başka bir bölümüne taşıyan ilaç revulsive adj.
canlandırıcı ilaç cordial adj.
etkisiz (çare/ilaç vb) ineffective adj.
dozu artırılmış (ilaç vb) potentiated adj.
güç veren (ilaç/gıda) restorative adj.
ilaç kullanımı ile ilgili pharmaceutical adj.
ilaç etki etmez drug-proof adj.
ilaç gibi acı olan medicinal adj.
tadı ilaç gibi olan medicinal adj.
hayati risk teşkil etmeyen veya acı vermeyen bir rahatsızlığın tedavisinde kullanılan (ilaç) lifestyle adj.
hayati risk teşkil etmeyen veya acı vermeyen bir rahatsızlığın tedavisinde kullanılan (ilaç) life-style adj.
sürekli ilaç kullanımına ihtiyaç duyan dependant adj.
sürekli ilaç kullanımına ihtiyaç duyan dependent adj.
(ilaç) kullanıma uygun olmayan incompatible adj.
ilaç zerki sonrası postdrug adj.
ilaç uygulandıktan sonra gelişen postdrug adj.
(alkol, ilaç) fazla miktarda etken madde içeren stiff adj.
(alkol, ilaç) etkili stiff adj.
(alkol, ilaç) güçlü stiff adj.
(alkol, ilaç) tesirli stiff adj.
(ilaç) böcek öldüren systemic adj.
ilaç yardımıyla anlamı veren ön ek narco- pref.
ilaç anlamı veren son ek -in suf.
Phrasals
(ilaç, solüsyon vb.) hazırlamak put up v.
ilaç vermek administer (something) to (one) v.
birine fazla miktarda (ilaç vb) vermek overdose someone with something v.
birine fazla miktarda (ilaç vb) vermek overdose (someone) (on something) v.
(hayvana ya da insana) ilaç vermek dope up v.
bırakmak istemek (ilaç/uyuşturucu) want off v.
kurtulmak istemek (ilaç/uyuşturucu) want off v.
bırakmasını istemek (ilaç/uyuşturucu) want off v.
kurtulmasını istemek (ilaç/uyuşturucu) want off v.
birine/bir hayvana ilaç vermek dope someone (or an animal) up v.
ilaç vermek drug out v.
uyuşturucu ilaç katmak (yiyeceğe/içeceğe) drug out v.
içkisine ilaç katmak drug out v.
fazla miktarda (ilaç) vermek overdose with (something) v.
(birinin) reçetesine (bir şey/ilaç) yazmak prescribe (something) for (someone) v.
(birine) reçeteyle (bir ilaç) vermek prescribe (something) for (someone) v.
(bir hastalık, sorun) için (bir ilaç) yazmak prescribe (something) for (something) v.
(bir hastalık, sorun) için reçeteyle (bir ilaç) vermek prescribe (something) for (something) v.
birine (bir şey/bir ilaç) vermek pump somebody full of something v.
Colloquial
ilaç tableti tab n.
ilaç gibi gelen şey a shot in the arm n.
sahte/korsan ilaç betty n.
yatıştırıcı (ilaç) tranq n.
ishali önleyen ilaç liquid cork [dated] n.
ilaç üreticileri drugmakers n.
ilaç üreticisi drugmaker n.
aşırı doz (ilaç, uyuşturucu) od n.
sedatif hipnotik bir ilaç jellies n.
sert içki/tonik/ilaç jollop n.
sağlık ve ilaç alanında fenomen kimse patient influencer n.
takipçileri/hayranları tarafından pazarlama amaçlı sağlık ve ilaç tavsiyelerine güvenilen kimse patient influencer n.
(bitkisel) ilaç muti [south african] n.
ilaç gibi gelmek just what the doctor ordered v.
aşırı dozda vermek (ilaç, uyuşturucu) od v.
(bir şeye) ilaç katmak hocus (something) v.
(bir şeye) ilaç karıştırmak hocus (something) v.
içkisine ilaç katmak/karıştırmak hocus (something) v.
ilaç gibi olmak be just the thing v.
içkisine/içeceğine (ilaç, uyuşturucu) katmak/karıştırmak hocus (something) v.
(ilaçlardan/ilaç veya uyuşturucu kullanmış gibi) kafası karışmak/uçmak/bulanmak space off v.
(ilaçlardan/ilaç veya uyuşturucu kullanmış gibi) aptallaşmak space off v.
(ilaçlardan/ilaç veya uyuşturucu kullanmış gibi) zihni bulanıklaşmak space off v.
ilaç vermek sort v.
seyreltilmiş (ilaç) stepped on adj.
sulandırılmış (ilaç) stepped on adj.
ilaç gibi just the thing expr.
(mahkumların) yanında/elinde bulundurduğu (ilaç, hap) ip (in possession)
Idioms
(ilaç) iğne vurulma/olma a shot in the arm n.
(ilaç) iğne vurulma/olma shot in the arm n.
sihirli ilaç/tedavi magic bullet n.
tavsiye edilen ilaç tedavisi drug of choice n.
tercih edilen ilaç tedavisi drug of choice n.
ilaç gibi gelen (şey) money from home n.
yaygın kullanılan/tercih edilen/revaçta olan ilaç tedavisi drug of choice n.
yanında ilaç taşıma pill-in-the-pocket n.
bir belirti olduğunda almak üzere yanında ilaç taşıma pill-in-the-pocket n.
sürekli ilaç taşıma pill-in-the-pocket n.
uygun olmayan şekilde ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği pill mill n.
sorumsuzca ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği pill mill n.
yasa dışı şekilde ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği pill mill n.
reçetesiz ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği pill mill n.
ilaç içermeyen hap sugar pill n.
uyuşturucu ilaç a mickey finn n.
etkisiz hale getiren ilaç a mickey finn n.
birinin içkisine gizlice koyulan ilaç a mickey finn n.
birinin kendinden geçmesini sağlayan ilaç a mickey finn n.
bayıltıcı ilaç a mickey finn n.
en iyi ilaç the best medicine n.
(ilaç) iğne vurulmak/olmak get a bang in the arm v.
eczaneden ilaç almak get (one's) prescription filled v.
ilaç almak üzere reçete ile eczaneye başvurmak get (one's) prescription filled v.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip somebody a micky v.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip someone a mickey v.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip someone a mickey finn v.
ilaç gibi gelmek hit the spot v.
ilaç gibi gelmek ring the bell v.
uyarıcı ilaç almış olmak be (down) on (one's) uppers v.
ilaç gibi olmak/gelmek be just what the doctor ordered v.
düzenli olarak (ilaç vb almak) at full strength expr.
hiç sektirmeden (ilaç vb almak) at full strength expr.
Speaking
(iğne/ilaç) bu biraz acıtacak this might sting a bit expr.
herhangi bir ilaç kullanıyor musunuz? are you taking any medications? expr.
sürekli kullandığınız bir ilaç var mı? are you taking any medications? expr.
herhangi bir ilaç kullanıyor musun? are you taking any medications? expr.
sürekli kullandığın bir ilaç var mı? are you taking any medications? expr.
Trade/Economic
gıda ilaç ve kozmetik sanayii food drug and cosmetic industry n.
gıda ilaç ve kozmetik endüstrisi food drug and cosmetic industry n.
gizli bir formül ile yapılan ilaç patent medicine n.
hazır ilaç proprietary medicine n.
ilaç mümessili pharmaceutical representative n.
ilaç sanayii pharmaceutical industry n.
ilaç ve tıbbi cihaz şirketi pharmaceutical and medical device company n.
ilaç ve tedavi masrafları medical expenses n.
ilaç şirketleri pharmaceutical companies n.
ilaç ve kozmetik sanayii drug and cosmetic industry n.
kozmetik ve ilaç sanayii cosmetic and pharmaceutical industry n.
müstahzar ilaç proprietary medicine n.
tescilli ilaç proprietary medicine n.
obezite tedavisinde kullanılan bir ilaç markası xenical® n.
patentli ilaç brand-name drug n.
patentli ilaç proprietary drug n.
ilaç firmalarının hisse senetleri drugs n.
ilaç şirketlerinin tahvilleri drugs n.
ilaç dükkanı druggist's [canada] [us] n.
ilaç firmaları pharma n.
ilaç endüstrisi pharma n.
ilaç firması pharma n.
nüfuzlu ilaç firması pharma n.
küresel sağlık sektöründe etkili ilaç firması pharma n.
ilaç endüstrisine ait pharma adj.
ilaç endüstrisini kapsayan pharma adj.
Law
londra eczacılar derneği'nin ilaç yazma, hazırlama ve satma yetkisi verdiği kimyager apothecary n.
Politics
ilaç kesintisi medicine deductions n.
ilaç kodeksinin düzenlenmesine dair sözleşme protokolü protocol to the convention on the elaboration of a european pharmacopoeia n.
Institutes
araştırmacı ilaç firmaları derneği association of research-based pharmaceutical companies n.
ilaç fabrikası komutanlığı command of pharmaceutical factory n.
ilaç ve eczacılık genel müdürlüğü general directorate for pharmaceuticals and pharmacy n.
ilaç kurumu drug administration n.
türkiye ilaç ve tıbbî cihaz kurumu pharmaceuticals and medical devices administration of turkey n.
türkiye ilaç ve tıbbi cihaz kurumu turkish medicines and medical devices agency n.
türkiye ilaç ve tibbi cihaz kurumu turkish medicines and medical devices agency n.
birleşik devletler gıda ve ilaç dairesi food and drug administration n.
(abd) gıda ve ilaç dairesi fda (food and drug administration) n.
ilaç ve sağlık bakım ürünlerini düzenleme kurulu mhra (medicines and healthcare products regulatory agency) abrev.
Industry
aköz sıvı ilaç mixture n.
Insurance
(abd'de) sağlık sigortası kapsamında sunulan ilaç yardımındaki finansman açığı doughnut hole [us] n.
Technical
antimon kapsayan ilaç antimonial n.
arıtılmamış ilaç galenical n.
bir kerede verilen ilaç dosage n.
çocuk felcine karşı kullanılan bir ilaç gamma globulin n.
ilaç satan kişi druggist n.
ısıtıcı ilaç calefacient n.
ilaç ambalajlanması medicine packaging n.
ilaç yapımında kullanılan acı bir reçine galbanum n.
kesmek ve uyutmak için verilen bir ilaç pentothal sodium n.
kene öldürücü ilaç miticide n.
kusturucu ilaç apomorphine n.
ruhsat dışı ilaç kullanımı off-label drug use n.
tüter ilaç fumigant n.
yatıştırıcı ve uyuşturucu bir ilaç luminal n.
metabolizma hızını artırarak kalori yaktırma vadeden reçetesiz ilaç fat burner n.
bir doz ilaç almak dose v.
çabuk etki eden (ilaç, kimyasal madde) quick-acting adj.
Aeronautic
havaya ait ilaç aviation medicine n.
Medical
akne tedavisinde uygulanan bir ilaç acetoxyl n.
emilimi tetikleyen ilaç veya ajan absorbefacient n.
emilime neden olan ilaç veya ajan absorbefacient n.
teskin edici ilaç acetanilid n.
simetidin etken maddesini içeren tescilli ilaç markası tagamet n.
grip virüsünün ataklarını ve vücuda yayılmasını önleyen antiviral bir ilaç tamiflu n.
morfinden daha az bağımlılık yapan analjezik ilaç markası talwin n.
ağızdan alınan antiaritmik ilaç tambocor n.
ağızdan alınan antiaritmik ilaç flecainide n.
prostat rahatsızlıklarına endike ilaç etken maddesi tamsulosin n.
artrit tedavisinde kullanılan bir anti-enflamatuar ilaç tandearil n.
ilaç verme administration n.
adrenerjik ilaç adrenergic n.
adrenerjik ilaç adrenergic drug n.
cinsel güç arttırıcı ilaç tadalafil n.
uyku kaçıran ilaç agrypnotic n.
kalp hızını artıran ilaç vb. madde cardioaccelerator n.
bölgesel anestetik (ilaç) regional anesthetic n.
kanserin gelişmesini önleyen kimyasal madde, ilaç ve gıda takviyeleri kullanma chemoprevention n.
hastalıkları önlemek için kimyasal ve ilaç kullanımı chemoprophylaxis n.
kimyasal madde, ilaç ve besin takviyeleri ile hastalığın önlenmesi chemoprophylaxis n.
hastanın zararlı olduğuna şartlanmasından ötürü hastalık semptomları yaratan zararsız ilaç/madde nocebo n.
verilen ilaç ya da maddenin zararlı olduğunu düşünen hastanın bu şartlanmadan ötürü hastalık semptomları göstermesi nocebo effect n.
çoklu ilaç direnci multi drug resistance n.
tıpta ilaç veya tedavi olarak ısının incelenmesi thermatology n.
tıpta ilaç veya tedavi olarak ısının incelenmesi thermotherapy n.
genel anestezik ilaç general anaesthetic n.
savaşılan hastalığın belirtilerine karşıt belirtiler yaratan ilaç tedavileri uygulayan doktor allopath n.
avrupa birliği ortak ülkelerin ilaç ruhsatlandırma yetkilileri arasında işbirliği anlaşması collaboration agreement between drug regulatory authorities in european union associated countries n.
antiretroviral ilaç rejimleri antiretroviral drug regimens n.
avrupa ilaç dairesi european medicines agency (emea) n.
ağız ilaç uygulanması oral administration n.
akut ilaç zehirlenmesi acute drug poisoning n.
ateş düşürücü ilaç antipyretic n.
advers ilaç reaksiyonu adverse drug reaction n.
afyonlu ilaç opiate n.
ağız kuruluğu için kullanılan bir ilaç pilocarpine n.
ağızdan ilaç alımı oral administration n.
ağrıyı hafifleten ilaç emollient n.
akılcı ilaç kullanımı rational drug use n.
akut migren tedavisinde kullanılan bir ilaç zolmitriptan n.
alkol veya sedatif ilaç alımı alcohol or sedative drug abuse n.
alzheimer hastalarının hafıza kaybını ve diğer bilişsel noksanlıklarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç tacrine n.
amfetaminli ilaç pep pill n.
ana ilaç parent drug n.
antiartritik ilaç antiarthritic n.
antidepresif ilaç nortriptyline n.
antiepileptik ilaç antiepileptic drug n.
antipsikotik ilaç tedavisi antipsychotic drug treatment n.
antireflü ilaç tedavisi antireflux medication n.
antitüberkülo ilaç antituberculoid drug n.
antitüberküloz ilaç direnci resistance to antituberculosis drugs n.
antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatit antituberculosis drug induced hepatitis n.
antiviral ilaç antiviral medication n.
araştırma aşamasında yeni ilaç investigational new drug n.
arsenik içeren ilaç arsenical n.
aşırı ilaç duyarlılığı drug hypersensitivity n.
aşırı ilaç kullanımı baş ağrısı rebound headache n.