boyunca

Meanings of "boyunca" in English Turkish Dictionary : 42 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	boyunca	during prep.
Bears hibernate during winter. Ayılar kış boyunca kış uykusuna yatarlar. More Sentences
2	Common Usage	boyunca	through prep.
I am trying to work my way systematically through our week. Haftamız boyunca sistematik bir şekilde ilerlemeye çalışıyorum. More Sentences
General
3	General	boyunca	all along adv.
All along the Seine, there are lamps. Tüm Seine nehri boyunca lambalar vardır. More Sentences
4	General	boyunca	all through adv.
They prefer drivers on the road who can be called on at any time of the day or night, all through the week. Hafta boyunca günün veya gecenin herhangi bir saatinde çağrılabilecek sürücüleri tercih ediyorlar. More Sentences
5	General	boyunca	through adv.
Through the refinement process, all transgenic material has been removed. Arıtma süreci boyunca tüm transgenik materyaller çıkarılmıştır. More Sentences
6	General	boyunca	across prep.
Every year, thousands of people drive across the continent on holiday. Her yıl binlerce insan tatil için kıta boyunca araba kullanıyor. More Sentences
7	General	boyunca	round prep.
It is very cold here all the year round. Bütün yıl boyunca burada hava çok soğuk. More Sentences
8	General	boyunca	down prep.
How often have those words been uttered down the centuries? Bu sözler yüzyıllar boyunca ne kadar sık söylenmiştir? More Sentences
9	General	boyunca	over prep.
This is the first specific indicator which will reflect developments in this sector over a ten-year period. Bu, on yıllık bir dönem boyunca bu sektördeki gelişmeleri yansıtacak ilk belirli göstergedir. More Sentences
10	General	boyunca	during prep.
We will have to work very hard during the weeks and months until then. O zamana kadar geçecek haftalar ve aylar boyunca çok sıkı çalışmamız gerekecek. More Sentences
11	General	boyunca	for prep.
People can be kept for enormously long periods of time awaiting trial. İnsanlar yargılanmayı beklerken çok uzun süreler boyunca tutulabiliyor. More Sentences
12	General	boyunca	as long as conj.
This has been one of the weaknesses down the years, for as long as I can remember. Hatırlayabildiğim kadarıyla bu, yıllar boyunca zayıflıklardan biri olmuştur. More Sentences
13	General	boyunca	long (along) abrev.
Angola is a devastated country, which has experienced twenty-six long years of civil war without a break. Angola, yirmi altı yıl boyunca aralıksız iç savaş yaşamış, harap olmuş bir ülkedir. More Sentences
Technical
14	Technical	boyunca	through expr.
That has been very good and very effective through the year. Bu, yıl boyunca çok iyi ve çok etkili olmuştur. More Sentences
Common Usage
15	Common Usage	boyunca	along adv.
16	Common Usage	boyunca	throughout adv.
General
17	General	boyunca	livelong adj.
18	General	boyunca	over the course of adj.
19	General	boyunca	along with adv.
20	General	boyunca	along adv.
21	General	boyunca	throughout adv.
22	General	boyunca	thruout [dialect] adv.
23	General	boyunca	traverse [obsolete] adv.
24	General	boyunca	alength adv.
25	General	boyunca	by prep.
26	General	boyunca	in the course of prep.
27	General	boyunca	pending prep.
28	General	boyunca	throughout prep.
29	General	boyunca	alongst prep.
30	General	boyunca	doon [scotland] prep.
31	General	boyunca	doun [scotland] prep.
32	General	boyunca	cross prep.
Phrases
33	Phrases	boyunca	during the course of prep.
34	Phrases	boyunca	as so long as expr.
Colloquial
35	Colloquial	boyunca	right along prep.
36	Colloquial	boyunca	in the course of prep.
Idioms
37	Idioms	boyunca	along the way adv.
Technical
38	Technical	boyunca	throughout prep.
39	Technical	boyunca	along prep.
Latin
40	Latin	boyunca	sic passim adv.
Archaic
41	Archaic	boyunca	whereby adv.
42	Archaic	boyunca	thorough prep.

Meanings of "boyunca" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	sahil boyunca gitmek	coast v.
Tom turned on cruise control and coasted for a while. Tom hız kontrolünü açtı ve bir süre sahil boyunca gitti. More Sentences
2	General	(içine, boyunca) yayılmak	interpenetrate v.
The aroma of spices interpenetrated the air. Baharatların aroması havaya yayılıyordu. More Sentences
3	General	yıl boyunca açık	year-round adj.
The museum is open year-round. Müze yıl boyunca açıktır. More Sentences
4	General	kırsal kesim boyunca	cross-country adj.
They went on a cross-country hike through forests and fields. Ormanların ve tarlaların içinden, kırsal kesim boyunca yürüyüşe çıktılar. More Sentences
5	General	yıl boyunca olan	year-round adj.
The tropical resort offers year-round sunshine. Tropik tatil köyünde yıl boyunca güneş ışığının keyfini çıkarmak mümkün. More Sentences
6	General	tarih boyunca	throughout history adv.
Why, then, has there been so little attention paid to mountains throughout history? O halde tarih boyunca dağlara neden bu kadar az ilgi gösterilmiştir? More Sentences
7	General	gece boyunca	throughout the night adv.
Evidence shows children sleep more peacefully throughout the night with lemon balm. Kanıtlar, çocukların melisa ile gece boyunca daha huzurlu uyuduklarını göstermektedir. More Sentences
8	General	bütün gün boyunca	all day long adv.
She stayed at home all day long yesterday. O dün bütün gün boyunca evde kaldı. More Sentences
9	General	gece boyunca	all night long adv.
I cried all night long. Ben bütün gece boyunca ağladım. More Sentences
10	General	yol boyunca	along the way adv.
I should like to express my thanks for all the efforts made and for the unfailing support and the help along the way. Yapılan tüm çabalar ve yol boyunca eksik olmayan destek ve yardımlar için teşekkürlerimi ifade etmek isterim. More Sentences
11	General	gece boyunca	all night adv.
All night outside with no food, freezing, and he didn't even catch a cold. Gece boyunca dışarıda yiyecek bir şey olmadan o dondurucu soğukta nezle bile olmamış. More Sentences
12	General	hafta sonu boyunca	over the weekend adv.
And already tonight and over the weekend, you'll be able to see it. Ve bu gece ve hafta sonu boyunca, bunu görebileceksiniz. More Sentences
13	General	gün boyunca	around the clock adv.
They worked around the clock. Onlar gün boyunca çalıştılar. More Sentences
14	General	yıllar boyunca	over the years adv.
One case in point is Ethiopia, which we have discussed again and again over the years. Yıllar boyunca tekrar tekrar tartıştığımız Etiyopya bu konuda bir örnek teşkil etmektedir. More Sentences
15	General	sahil boyunca	along the beach adv.
Otoyo enjoyed the beautiful spring day and walked along the beach. Otoyo, güzel ilkbahar gününün tadını çıkardı ve sahil boyunca yürüdü. More Sentences
16	General	bir saat boyunca	for an hour adv.
It is quite outrageous that we should sit for an hour voting on what should have been resolved by the committee. Komite tarafından karara bağlanması gereken bir konuda bir saat boyunca oturup oylama yapmamız oldukça çirkindir. More Sentences
17	General	gün boyunca	throughout the day adv.
I have replied calmly throughout the day and we have discussed these questions at great length. Gün boyunca sakin bir şekilde cevap verdim ve bu soruları uzun uzun tartıştık. More Sentences
18	General	yüzyıllar boyunca	for centuries adv.
The principle of the independent pursuit of knowledge has, for centuries, strongly characterised research in Europe. Bağımsız bilgi arayışı ilkesi, yüzyıllar boyunca Avrupa'daki araştırmaları güçlü bir şekilde karakterize etmiştir. More Sentences
19	General	sahil boyunca	along the shore adv.
My favorite pastime is strolling along the shore. En sevdiğim eğlence sahil boyunca gezinmektir. More Sentences
20	General	yüzyıllar boyunca	throughout the centuries adv.
Throughout the centuries humankind has tracked the sun, the stars, and the universe. Yüzyıllar boyunca insanoğlu güneşi, yıldızları ve evreni izledi. More Sentences
21	General	yıllar boyunca	throughout the years adv.
For the first time in the 1990s, consumer price inflation declined throughout the year. 1990'lı yıllarda ilk kez tüketici fiyatları enflasyonu yıl boyunca düşmüştür. More Sentences
22	General	nesiller boyunca	for generations adv.
Regarding Palestine, the whole region has for generations been trying to cope with this problem. Filistin'le ilgili olarak tüm bölge nesiller boyunca bu sorunla baş etmeye çalışmıştır. More Sentences
23	General	kıyı boyunca	along the shore adv.
We walked along the shore of the lake. Göl kıyısı boyunca yürüdük. More Sentences
24	General	gün boyunca	during the day adv.
I see it as a good start that we are able, today, to discuss it during the day. Bugün bu konuyu gün boyunca tartışabilmemizi iyi bir başlangıç olarak görüyorum. More Sentences
25	General	yıllar boyunca	for many years adv.
He worked as a diplomat for many years. O yıllar boyunca diplomat olarak çalıştı. More Sentences
26	General	yıllar boyunca	for years adv.
For years he has dragged his people into wars and sacrificed prosperity and social and economic progress to this cause. Yıllar< boyunca/span> halkını savaşlara sürükledi ve refahı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi bu uğurda feda etti. More Sentences
27	General	süresi boyunca	during prep.
We were fully agreed about these matters during the period in which we sat almost side by side here in Parliament. Burada, Parlamento'da neredeyse yan yana oturduğumuz süre boyunca bu konularda tam bir mutabakat içindeydik. More Sentences
Phrasals
28	Phrasals	boyunca gitmek	sail along (something) v.
They sailed along the west coast of Africa. Onlar Afrika'nın batı kıyısı boyunca gittiler. More Sentences
29	Phrasals	boylu boyunca yatmak	lie down v.
You need to lie down. Boylu boyunca yatmalısın. More Sentences
30	Phrasals	boyunca akmak	flow along v.
The river flows along the north of island. Nehir adanın kuzeyi boyunca akar. More Sentences
Colloquial
31	Colloquial	uzun yıllar boyunca	for many years expr.
We all share the conviction that failure in this area would damage the project of enlargement for many years to come. Bu alandaki başarısızlığın genişleme projesine uzun yıllar boyunca zarar vereceği kanaatini hepimiz paylaşıyoruz. More Sentences
Speaking
32	Speaking	hayatım boyunca	all my life expr.
All my life, I've been a man of peace. Hayatım boyunca barış yanlısı bir adam oldum. More Sentences
General
33	General	kayalık uçurum dizisi (ırmak boyunca uzanan)	palisades n.
34	General	ekvatoryal karşı akıntının orta afrika'nın kuzeybatı kıyısı boyunca güneye doğru akan uzantısı	guinea current n.
35	General	yaz boyunca erimeden kalan buz kitlesi	taryn n.
36	General	bir siper veya asker saffı boyunca ateş etme	enfilading n.
37	General	dağ sırtı boyunca uzanan yol veya patika	ridgeway n.
38	General	hristiyanlarda kutsal hafta boyunca sadece belirli gıdaların alınması	xerophagy n.
39	General	kıyı boyunca işleyen ticari gemi	coaster n.
40	General	hindistan’da 600 yıl boyunca varlığını sürdüren bir katiller ve hırsızlar tarikatı	thuggee n.
41	General	roman katoliklerinin dokuz gün boyunca yaptığı bir ibadet	novena n.
42	General	gün boyunca uyuma	diurnation n.
43	General	ırmak boyunca giden yol	river road n.
44	General	(bütün) ömrü boyunca	one's entire lifetime n.
45	General	bir kişinin hayatı boyunca alkol, sigara ve uyuşturucudan uzak yaşamayı seçmesi	straight edge n.
46	General	abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün	black friday n.
47	General	eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkının üyesi	catawba n.
48	General	eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkı	catawbas n.
49	General	hudson nehri boyunca uzanan asma köprü	tappan zee bridge n.
50	General	bütün yol boyunca	the entire way n.
51	General	bütün yol boyunca	the whole way n.
52	General	uzun süre boyunca ısısını koruyan malzemeden üretilmiş, ısıyı saklamakta kullanılan alet	thermophore n.
53	General	hindistan'da 600 yıl boyunca varlığını sürdüren bir katil ve hırsız tarikatı	thuggeeism n.
54	General	boylu boyunca geçme	trajection n.
55	General	bir kalkan boyunca uzanan yatay şerit	trangle n.
56	General	sınır boyunca uzanan toprak parçası	march n.
57	General	halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü	matthew walker n.
58	General	halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü	matthew walker knot n.
59	General	eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse	mandan n.
60	General	(demiryolu hattı boyunca yer alan) küçük ve önemsiz kasaba	whistle-stop n.
61	General	20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere	light n.
62	General	at sırtının orta çizgisi boyunca uzanan koyu renkli şerit	list n.
63	General	kıyı veya nehir boyunca görülen batık çamurdan sahil	mudbank n.
64	General	su akıntısını yakalayıp tekneyi akıntı boyunca ilerleten cihaz	mule n.
65	General	nehir boyunca inşa edilen yol	riverwalk n.
66	General	nehir boyunca uzanan tahta kaldırım	riverwalk n.
67	General	sdizgin yularları boyunca uzanan sıkıp gevşetme halkası	button n.
68	General	paralel çizgiler boyunca hareket eden eşdeğer iki zıt kuvvet	couple n.
69	General	gösterinin belirli bir dönem boyunca oynatılması	playdate n.
70	General	elektronik devreyi kısa süre boyunca çalıştıran sinyal	gate n.
71	General	(yün dokumada) kumaş boyunca tek bir motifin tekrar etmesi	gate [uk] n.
72	General	taşınabilir sunağın ön yüzü boyunca uzanan resim veya heykel	predella n.
73	General	kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı	shahaptian n.
74	General	kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı	shahaptin n.
75	General	bir hikaye boyunca ana karakterin gelişimi ve değişimi	hero's journey n.
76	General	derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter	shallow character n.
77	General	derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter	flat character n.
78	General	derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter	one-dimensional character n.
79	General	ana kalıp veya cetvelin kenarının, bir geminin kavisli bir parçası boyunca yer alan noktalara olan mesafelerini gösteren sayılar	spiling n.
80	General	boyunca gitmek	range v.
81	General	boylu boyunca uzanmak	recline v.
82	General	boyunca devam etmek (belirli bir süre)	stretch v.
83	General	boyunca gitmek	run along v.
84	General	belirli bir yer boyunca yayılıvermek (ağrı)	shoot v.
85	General	safha safha vermek (bir olayın tarihini belirli bir süre boyunca)	trace v.
86	General	(sahil) boyunca seyretmek	range v.
87	General	yol boyunca yürümek	walk along the road v.
88	General	nehir boyunca yuva yapmak	nest along the river v.
89	General	hayatı boyunca tekerlekli sandalyede olmak	be in a wheelchair one’s entire life v.
90	General	hayatının geri kalanı boyunca belden aşağısı felç olarak kalmak	be paralyzed from the waist down for the rest of one's life v.
91	General	(nehir, sahil vb.) boyunca tadını çıkararak yürümek	stroll along (a river, a beach) v.
92	General	(cadde vb.) boyunca dolaşmak	reel [obsolete] v.
93	General	boyunca geçmek	thoroughfare v.
94	General	boylu boyunca geçmek	traject v.
95	General	boylu boyunca uzanmak	bestride v.
96	General	boyunca akmak	lave v.
97	General	sınır oluşturacak şekilde boylu boyunca uzanmak	margin v.
98	General	(bir şey) boyunca hızla taşımak	whirry v.
99	General	(bir şey) boyunca hızla sürmek	whirry v.
100	General	düz çizgi belirlemek için bir şey boyunca bakarak hedef almak	bone v.
101	General	boylu boyunca dalgalanmak	break v.
102	General	uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek	hold up v.
103	General	bir yer boyunca yerleştirmek	line v.
104	General	bir yer boyunca yerleştirilmek	line v.
105	General	kenarları boyunca kesmek	butt v.
106	General	(karkası) omurga boyunca kesmek	chine v.
107	General	hat boyunca yönlendirmek	direction v.
108	General	çok uzun süre boyunca saklamak	overkeep v.
109	General	boyunca bulunmak	interlard v.
110	General	… boyunca yerleştirmek	distribute v.
111	General	boylu boyunca uzatmak	distribute v.
112	General	boyunca gitmek	crosscut v.
113	General	boyunca ilerlemek	crosscut v.
114	General	odun veya kütükten boylu boyunca köprü yapmak	corduroy v.
115	General	(yol, rota) boyunca ilerlemek	follow v.
116	General	(gece) boyunca uyumak	outsleep v.
117	General	kavisli çizgi boyunca kesmek	scoop v.
118	General	(sakal gibi) kıyı boyunca uzanarak çevrelemek	beard v.
119	General	boyunca uzanmak	span v.
120	General	(naaşı) boylu boyunca uzatmak	streek v.
121	General	çağlar boyunca	eonian adj.
122	General	gece boyunca süren	nightlong adj.
123	General	uzun zaman boyunca edinilegelmiş	inbred adj.
124	General	yıl boyunca devam eden	yearlong adj.
125	General	tüm hafta boyunca	weeklong adj.
126	General	bir siper veya asker saffı boyunca ateş edilmiş	enfiladed adj.
127	General	boylu boyunca uzanmış	recumbent adj.
128	General	gece boyunca (süren)	nightlong adj.
129	General	bütün yıl boyunca	year-round adj.
130	General	tüm yıl boyunca	year-round adj.
131	General	bir dilin tarih boyunca ne kadar değişime uğradığını ortaya istatistik	lexicostatistical adj.
132	General	çağlar boyunca	aeonian adj.
133	General	sınır boyunca	transborder adj.
134	General	medyan düzlemi boyunca geçen	transmedian adj.
135	General	medyan düzlemi boyunca geçen	transmedial adj.
136	General	yıl boyunca aktif	year-around adj.
137	General	yıl boyunca çalışan	year-around adj.
138	General	yıl boyunca açık	year-around adj.
139	General	yıl boyunca hizmet veren	year-around adj.
140	General	yıl boyunca hizmet veren	year-round adj.
141	General	sene boyunca çiçek açan	everblooming adj.
142	General	yarışma boyunca birinci olan	wire-to-wire adj.
143	General	bir yarışma boyunca liderlik eden	wire-to-wire adj.
144	General	bir nesnenin veya yerin genişliği boyunca yönlendirerek	widthwise adj.
145	General	(bir şey) boyunca homojen yapı veya bileşimde olan	homogeneal adj.
146	General	belirli süre boyunca yaşamış olan	old adj.
147	General	bir yıl boyunca saklanan	overyear adj.
148	General	bir yıl boyunca muhafaza edilen	overyear adj.
149	General	eyalet boyunca	counterstate [dialect] [us] adj.
150	General	(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan	favorite adj.
151	General	(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan	favourite adj.
152	General	boyunca ilerleyen	percurrent adj.
153	General	elektrik dağıtımın farklı bölgelerde çeşitli süreler boyunca durdurulduğu (kesinti)	rolling adj.
154	General	kıyı boyunca uzanan	shory adj.
155	General	çap boyunca	diametrically adv.
156	General	boylu boyunca	at length adv.
157	General	sıra boyunca	all along the line adv.
158	General	tüm gün boyunca	daylong adv.
159	General	belli bir süre boyunca	part time adv.
160	General	boylu boyunca	at full length adv.
161	General	tüm yıl boyunca	all the year round adv.
162	General	yol boyunca	enroute adv.
163	General	boylu boyunca en nihayet	at length adv.
164	General	yıl boyunca	all the year round adv.
165	General	hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir gece boyunca	all the livelong night adv.
166	General	uzun yıllar boyunca	through long ages adv.
167	General	bütün hayatım boyunca	in all my experience adv.
168	General	hiç bitmeyecekmiş gibi gelen gece boyunca	at the livelong night adv.
169	General	boylu boyunca	lengthwise adv.
170	General	kıyı boyunca	alongshore adv.
171	General	boylu boyunca	from end to end adv.
172	General	gece boyunca	nightlong adv.
173	General	sistem boyunca	systemwide adv.
174	General	bütün yıl boyunca	year by year out adv.
175	General	boylu boyunca	lengthways adv.
176	General	sabah boyunca	all morning adv.
177	General	kıyı boyunca	coastwise adv.
178	General	hayatı boyunca	throughout one's life adv.
179	General	boylu boyunca	along the whole length of adv.
180	General	tüm yıl boyunca	all year round adv.
181	General	yol boyunca	all the way adv.
182	General	yol boyunca	beside the road adv.
183	General	yol boyunca	along the road adv.
184	General	yol boyunca	throughout the journey adv.
185	General	birinin tüm yetişme çağı boyunca	throughout one's entire upbringing adv.
186	General	birinin yetiştirilme çağı boyunca	throughout one's entire upbringing adv.
187	General	deniz kıyısı boyunca	along the seashore adv.
188	General	çağlar boyunca	down the ages adv.
189	General	bütün yıl boyunca	year round adv.
190	General	gün boyunca	all day long adv.
191	General	çalıştığı süre boyunca	for the duration of his/her service adv.
192	General	asırlar boyunca	for centuries adv.
193	General	sahil boyunca	coastwise adv.
194	General	boyunca/süresince	all the way through adv.
195	General	insanlık boyunca	throughout the human history adv.
196	General	insanlık tarihi boyunca	throughout the human history adv.
197	General	tarih boyunca	historically adv.
198	General	önümüzdeki uzun yıllar boyunca	for years to come adv.
199	General	yıllar boyunca	over the course of many years adv.
200	General	başparmak boyunca	thumb lengthwise adv.
201	General	tüm yıl boyunca	for a whole year adv.
202	General	bütün bir yıl boyunca	for a whole year adv.
203	General	hayat boyunca	for life adv.
204	General	bütün yaşamı boyunca	for life adv.
205	General	insanlık tarihi boyunca	throughout the history of mankind adv.
206	General	tüm yıl boyunca	during the entire year adv.
207	General	boylu boyunca	along [obsolete] adv.
208	General	bir yazı boyunca	under adv.
209	General	yıl boyunca	yearlong adv.
210	General	bir nesnenin veya yerin genişliği boyunca yönlendirerek	widthways adv.
211	General	saatler boyunca	for hours at a time adv.
212	General	geçen sene boyunca	yesteryear adv.
213	General	hatırı sayılır bir süre boyunca	much adv.
214	General	bir süre boyunca	right along adv.
215	General	bir süre boyunca	o'er adv.
216	General	sezon dışı boyunca	off-season adv.
217	General	şeklin çapı boyunca	diametrically adv.
218	General	tüm gün boyunca	all day long adv.
219	General	kırsal kesim boyunca	cross-country adv.
220	General	kasaba boyunca	crosstown adv.
221	General	boylu boyunca	flatling adv.
222	General	yassı tarafı boyunca	flatlong adv.
223	General	tüm alan boyunca	over adv.
224	General	gece boyunca	over adv.
225	General	süresi boyunca	in the course of prep.
226	General	(zaman aralığı) boyunca	in prep.
227	General	boyunca anlamı veren ön ek	per- pref.
228	General	belirli bir alan veya bölge boyunca uzanan	wide suf.
229	General	belirli bir alan veya bölge boyunca etkili olan	wide suf.
Phrasals
230	Phrasals	kenarı boyunca yırtmak	tear along v.
231	Phrasals	boyunca gitmek/ilerlemek	tear along v.
232	Phrasals	boylu boyunca uzatmak	lay out v.
233	Phrasals	yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak	run away with v.
234	Phrasals	boyunca hızla gitmek	rush along v.
235	Phrasals	boyunca uzanmak	extend across v.
236	Phrasals	boyunca hızla gitmek	belt along v.
237	Phrasals	boyunca uçmak	fly through v.
238	Phrasals	boyunca uzanmak	extend along v.
239	Phrasals	boylu boyunca uzanmak	lie down v.
240	Phrasals	boyunca hızla gitmek	pelt along v.
241	Phrasals	boyunca uçmak	fly along v.
242	Phrasals	boyunca süzülmek/kaymak	slide along v.
243	Phrasals	boyunca hızla gitmek	bucket along v.
244	Phrasals	boyunca/içine serpiştirmek	intersperse throughout v.
245	Phrasals	boyunca uzanmak	stretch across (something) v.
246	Phrasals	boyunca hızla gitmek	cannonball along v.
247	Phrasals	boylu boyunca uzanmak	stretch out v.
248	Phrasals	ilerlemek (bir alan vb. boyunca)	move across v.
249	Phrasals	süresince/boyunca uyumak	sleep through something v.
250	Phrasals	(boylu boyunca) uzanmak	stretch away v.
251	Phrasals	(boylu boyunca) kesmek	cut through something v.
252	Phrasals	(bir yer) boyunca çabucak seyahat etmek	cruise through (something) v.
253	Phrasals	bir yer boyunca çabucak seyahat etmek	cruise through v.
254	Phrasals	tekerlekli bir araçla bir yer boyunca gitmek	roll down v.
255	Phrasals	boyunca sürmek/itmek	roll down v.
256	Phrasals	bir aracı bir yol boyunca sürmek	drive up v.
257	Phrasals	bir araçla bir yol boyunca seyahat etmek	drive up v.
258	Phrasals	aracı bir yol boyunca sürmek	drive up v.
259	Phrasals	araçla bir yol boyunca seyahat etmek	drive up v.
260	Phrasals	(bir şeyi bir şey/yer) boyunca dağıtmak	diffuse (something) through (something) v.
261	Phrasals	(bir şeyi bir şey/yer) boyunca yaymak	diffuse (something) through (something) v.
262	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca hızla ilerlemek	hurtle through (something) v.
263	Phrasals	son hızla bir yer boyunca ilerlemek	hurtle through something v.
264	Phrasals	kontrat süresi boyunca bir şeyi garanti etmek	lock in v.
265	Phrasals	(bir durumda) boylu boyunca yatmak/uzanmak	repose in (something) v.
266	Phrasals	(bir şeyin) içine boylu boyunca yatırmak/uzatmak	repose in (something) v.
267	Phrasals	bir süre boyunca dayanmak	last out v.
268	Phrasals	boyunca akın etmek	pour through v.
269	Phrasals	boyunca izdiham oluşturmak	pour through v.
270	Phrasals	boyunca kalabalık bir şekilde hareket etmek	pour through v.
271	Phrasals	(bir şeyle bir şey) boyunca bir çizgi yaratmak	seam (something) with (something) v.
272	Phrasals	(bir şey) boyunca ıslanmak	splatter up (something) v.
273	Phrasals	(bir şey) boyunca ıslatmak	splatter up (something) v.
274	Phrasals	boylu boyunca düşmek	drop across (someone or something) v.
275	Phrasals	boylu boyunca yerleştirmek	drop across (someone or something) v.
276	Phrasals	boylu boyunca sermek	drop something across something v.
277	Phrasals	boylu boyunca yerleştirmek	drop something across something v.
278	Phrasals	boylu boyunca düşmek	drop across someone or something v.
279	Phrasals	boylu boyunca yerleştirmek	drop across someone or something v.
280	Phrasals	boylu boyunca akmak	flow across (something) v.
281	Phrasals	boylu boyunca akmak	flow across something v.
282	Phrasals	(bir şeyi bir şeye ya da bir yere) boylu boyunca serpmek	spread across (something or some place) v.
283	Phrasals	bir yeri boylu boyunca yürümek	trek across something v.
284	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca duyulmak	resound through (something or some place) v.
285	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca çınlamak	resound through (something or some place) v.
286	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca yankılanmak	resound through (something or some place) v.
287	Phrasals	bir şey boyunca yankılanmak	resound through something v.
288	Phrasals	bir şey boyunca yankılanmak	resound throughout something v.
289	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca hızla hareket etmek	swarm through (something or some place) v.
290	Phrasals	bir şey boyunca hızla hareket etmek	swarm through something v.
291	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca çınlamak	resound throughout (something or some place) v.
292	Phrasals	(bir şey/yer) boyunca yankılanmak	resound throughout (something or some place) v.
293	Phrasals	boyunca akmak	pour along v.
294	Phrasals	… boyunca zıplamak	bounce along v.
295	Phrasals	… boyunca hoplamak	bounce along v.
296	Phrasals	boyunca sıraya girmek	line up along v.
297	Phrasals	boyunca sıra oluşturmak	line up along v.
298	Phrasals	boyunca sıraya sokmak	line up along v.
299	Phrasals	boyunca sıra yapmak	line up along v.
300	Phrasals	(bir şey) boyunca yukarı çekmek/kaldırmak	pull up along (something) v.
301	Phrasals	(bir şey) boyunca hızla çekmek	pull up along (something) v.
302	Phrasals	(bir şey) boyunca park etmek	pull up along (something) v.
303	Phrasals	(bir şey) boyunca dizilmek	pull up along (something) v.
304	Phrasals	(bir şey) boyunca arka arkaya/yan yana durmak	pull up along (something) v.
305	Phrasals	(birini) yol/süreç boyunca teşvik etmek	urge (one) along v.
306	Phrasals	birini yol/süreç boyunca teşvik etmek	urge someone along v.
307	Phrasals	boyunca devam etmek	carry through v.
308	Phrasals	boyunca sürmek	carry through v.
309	Phrasals	birini (bir şey) boyunca ayakta tutmak	carry someone through (something) v.
310	Phrasals	birini (bir şey) boyunca geçindirmek	carry someone through (something) v.
311	Phrasals	birinin (bir şey) boyunca dayanmasını sağlamak	carry someone through (something) v.
312	Phrasals	(bir şey) boyunca sürünerek ilerlemek/yürümek	crawl across (something) v.
313	Phrasals	boyunca emeklemek	crawl along v.
314	Phrasals	boyunca sürünmek	crawl along v.
315	Phrasals	boyunca yavaşça sürünmek/hareket etmek	creep along v.
316	Phrasals	(bir şeyi/yeri) boylu boyunca kesmek	cut across (something) v.
317	Phrasals	(bir şey) boyunca kesmek	cut along (something) v.
318	Phrasals	boyunca dağıtmak	diffuse through v.
319	Phrasals	boyunca yaymak	diffuse through v.
320	Phrasals	(bir şey) boyunca uzanmak	extend across (something) v.
321	Phrasals	(biri/bir şey) boyunca yayılmak	extend over (someone or something) v.
322	Phrasals	üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça süzülmek	float through v.
323	Phrasals	üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça ilerlemek	float through v.
324	Phrasals	(bir şeye/bir şey boyunca) zor dayanmak	flounder through (something) v.
325	Phrasals	boylu boyunca akmak	flow across v.
326	Phrasals	boyunca akıp gitmek	flow along v.
327	Phrasals	boyunca devam etmek	go along v.
328	Phrasals	boyunca gitmek/ilerlemek	go along v.
329	Phrasals	birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek	guide someone or something across (something) v.
330	Phrasals	birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca yol göstermek	guide someone or something across (something) v.
331	Phrasals	birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca rehberlik etmek	guide someone or something across (something) v.
332	Phrasals	boyunca hızla ilerlemek	hurtle through v.
333	Phrasals	(bir şeyi bir şey) boyunca serpiştirmek/serpmek	intersperse (something) throughout (something) v.
334	Phrasals	(birine bir süre boyunca) yetecek olmak	last (one) (up) until (something) v.
335	Phrasals	(bir süre boyunca) yeterli olmak	last (up) until (something) v.
336	Phrasals	boyunca sıralanmak/dizilmek	line up on v.
337	Phrasals	boyunca sıralamak/dizmek	line up on v.
338	Phrasals	(izlediği/okuduğu/dinlediği bir şey) boyunca kafa sallamak	nod through v.
339	Phrasals	(birine/bir şeye bir şey) boyunca bakmak	nurse (someone or something) through (something) v.
340	Phrasals	(birine/bir şeye bir hastalık) boyunca bakmak	nurse (someone or something) through (something) v.
341	Phrasals	(bir şeye bir yer/bir şey boyunca) kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek	pilot (something) through (something or some place) v.
342	Phrasals	(bir şeye bir yer/bir şey boyunca) rota vermek	pilot (something) through (something or some place) v.
343	Phrasals	(bir şeyi bir şey/bir yer boyunca) yönlendirmek	pilot (something) through (something or some place) v.
344	Phrasals	boyunca kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek	pilot through v.
345	Phrasals	boyunca rota vermek	pilot through v.
346	Phrasals	boyunca yönlendirmek	pilot through v.
347	Phrasals	(belirli bir süreyle/süre boyunca) pompalamak	pump for v.
348	Phrasals	(belirli bir süre boyunca) basmak/basıp basıp çekmek	pump for v.
349	Phrasals	(belirli bir süre boyunca/süredir) pompalayarak çekmek	pump for v.
350	Phrasals	(belirli bir süredir/süre boyunca) emerek/vakumlayarak çıkarmak	pump for v.
351	Phrasals	(bir şey) boyunca koşmak	race through (something) v.
352	Phrasals	boyunca duyulmak	resound through v.
353	Phrasals	(bir şey) boyunca koşmak	run through (something) v.
354	Phrasals	(bir şey) boyunca çizgi halinde var olmak	run through (something) v.
355	Phrasals	(bir şey) boyunca yayılmak	run through (something) v.
356	Phrasals	(tekneyle/uçakla) bir rota boyunca gitmek	sail along v.
357	Phrasals	(bir süre) boyunca dayanmak	see out v.
358	Phrasals	(bir şey) boyunca kaymak	skid across (something) v.
359	Phrasals	(bir şeyin) yüzeyi boyunca kaymak	skid across (something) v.
360	Phrasals	(bir şey) boyunca kaydırmak	skid across (something) v.
361	Phrasals	(bir şeyin) yüzeyi boyunca kaydırmak	skid across (something) v.
362	Phrasals	aşağı doğru/boyunca akın etmek	stream down v.
363	Phrasals	(bir şey/bir yer boyunca) ağır adımlarla yürümek	tramp through (something or some place) v.
364	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek	travel across (something or some place) v.
365	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek	travel through (something or some place) v.
366	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek	trek across (something or some place) v.
367	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca yürümek	trek across (something or some place) v.
368	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek	trek through (something or some place) v.
369	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca yürümek	trek through (something or some place) v.
370	Phrasals	(bir şey) boyunca dengede yürümek	trip along v.
371	Phrasals	(bir şey/bir yer) boyunca grup halinde/grupça/topluca yürümek	troop across (something or some place) v.
372	Phrasals	boyunca grup halinde/grupça yürümek	troop across v.
Phrases
373	Phrases	uzun tarihi boyunca	during its long history adv.
374	Phrases	bütün haziran boyunca	all through june adv.
375	Phrases	gemi boyunca	fore and aft adv.
376	Phrases	bütün yıl boyunca	all the year round expr.
377	Phrases	bütün sene boyunca	all year long expr.
378	Phrases	çalıştığı süre boyunca	during his/her service expr.
379	Phrases	dolaşım süresi boyunca	during its currency expr.
380	Phrases	günler boyunca	for days and days expr.
381	Phrases	geçerlilik süresi boyunca	during its currency expr.
382	Phrases	hayatı boyunca	man and boy expr.
383	Phrases	müfredat boyunca	across the curriculum expr.
384	Phrases	mevsim boyunca	throughout the season expr.
385	Phrases	önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince	for the next few years expr.
386	Phrases	sezon boyunca ortalama sadece 2 gün	average of only 2 days during the season expr.
387	Phrases	tüm yıl boyunca	all year long expr.
388	Phrases	tüm sene boyunca	all year long expr.
389	Phrases	yıl boyunca	all the year round expr.
390	Phrases	yüzyıllar boyunca	through the centuries expr.
391	Phrases	boyunca (uzun bir zaman/dönem)	down through (something) expr.
392	Phrases	uzun bir süre boyunca	down through something expr.
393	Phrases	gelecek yüzyıl boyunca	during the next century expr.
394	Phrases	hayatı boyunca	to the end of (one's) days expr.
395	Phrases	bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle çalışan	with (someone) for (some amount of time) expr.
396	Phrases	bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle iş yapan	with (someone) for (some amount of time) expr.
397	Phrases	gelecek yüzyıllar boyunca	for centuries to come expr.
398	Phrases	gelecek asırlar boyunca	for centuries to come expr.
399	Phrases	gelecek onyıllar boyunca	for decades to come expr.
400	Phrases	çağlar boyunca	for eons expr.
401	Phrases	aradan geçen yıllar boyunca	over the intervening years expr.
Proverb
402	Proverb	boyunca kaz	hate begets hate
Colloquial
403	Colloquial	yamaçta su akışını sağlamak için yol boyunca yapılmış küçük bir sırt veya boşluk	thank-you-ma'am n.
404	Colloquial	pasifik okyanusu boyunca yer alan bölge	the coast [usa] n.
405	Colloquial	kuzey kutup dairesi'nin kuzeyinde yaz boyunca günün her saati güneş ışığı alan ülke	land of the midnight sun n.
406	Colloquial	kasaba boyunca ilerleyen otobüs	crosstown n.
407	Colloquial	boylu boyunca yatmak	measure one's length v.
408	Colloquial	boylu boyunca uzanmak	measure one's length v.
409	Colloquial	altı ay boyunca haftada üç kere	three times a week for six months expr.
410	Colloquial	geçtiğimiz yıl boyunca	over the past year expr.
411	Colloquial	evliliğim boyunca	all the years I've been married expr.
412	Colloquial	gün boyunca	all the livelong day expr.
413	Colloquial	kariyerim boyunca	for all of my career expr.
414	Colloquial	dört mevsim boyunca	all year round expr.
415	Colloquial	dört mevsim boyunca	all year round expr.
416	Colloquial	(bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle) çalışan	with (someone or something) for (some amount of time) expr.
417	Colloquial	(bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle) iş yapan	with (someone or something) for (some amount of time) expr.
Idioms
418	Idioms	kıyı boyunca yelken açmak	run down a coast v.
419	Idioms	boylu boyunca yere serilmek	measure out one's length v.
420	Idioms	birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek	mark someone for life v.
421	Idioms	hastalığı boyunca birine bakmak	see somebody through one's illness v.
422	Idioms	hastalığı boyunca birine destek olmak	see somebody through one's illness v.
423	Idioms	hafta boyunca bir şey yapmak	make a day/night/week of it v.
424	Idioms	gün boyunca bir şey yapmak	make a day/night/week of it v.
425	Idioms	gece boyunca bir şey yapmak	make a day/night/week of it v.
426	Idioms	bir sırrı hayatı boyunca saklamak	take a secret to (one's) grave v.
427	Idioms	bir sırrı hayatı boyunca saklamak	take the secret to (one's) grave v.
428	Idioms	bir sırrı hayatı boyunca saklamak	take a secret to the grave v.
429	Idioms	bir sırrı hayatı boyunca saklamak	take the secret to the grave v.
430	Idioms	bir yol boyunca hızla uçmak	wing one's way v.
431	Idioms	bir yol boyunca hızla uçmak	wing its way v.
432	Idioms	içinde boylu boyunca uzanmak	lie in v.
433	Idioms	(birini) hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek	mark (one) for life v.
434	Idioms	hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek	mark for life v.
435	Idioms	boylu boyunca yatmak	measure your length [obsolete] v.
436	Idioms	boylu boyunca uzanmak	measure your length [obsolete] v.
437	Idioms	boylu boyunca yere serilmek	measure your length [obsolete] v.
438	Idioms	boyunca dikkatle ilerlemek	work (one's) way along v.
439	Idioms	boyunca sistemli bir şekilde ilerlemek	work (one's) way along v.
440	Idioms	boyunca ilerlemek	work way along v.
441	Idioms	uzun süreler boyunca	no end adv.
442	Idioms	tüm yıl boyunca	all round the year [brit] expr.
443	Idioms	yıl boyunca	round the year [brit] expr.
444	Idioms	bütün hayatı boyunca	in all (one's) puff expr.
445	Idioms	bütün hayatı boyunca	man and boy expr.
446	Idioms	boylu boyunca	at full length expr.
447	Idioms	hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca	till (one's) dying day expr.
448	Idioms	hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca	to (one's) dying day expr.
449	Idioms	hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca	until (one's) dying day expr.
450	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle birlikte	with someone for some amount of time expr.
451	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle ilişki içerisinde	with someone for some amount of time expr.
452	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle sevgili	with someone for some amount of time expr.
453	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle beraber	with someone for some amount of time expr.
454	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle bir beraberlik içinde	with someone for some amount of time expr.
455	Idioms	(belli bir zaman) boyunca	at a clip expr.
456	Idioms	hayatı boyunca	in all (one's) (born) days expr.
457	Idioms	bütün hayatı boyunca	in all (one's) (born) days expr.
458	Idioms	hayatı boyunca	in all one's born days expr.
459	Idioms	bütün hayatı boyunca	in all one's born days expr.
460	Idioms	bütün hayatı boyunca	in all your puff [uk] expr.
461	Idioms	ayın ilk sabahında uyanınca söylenen ve o ay boyunca şans getireceğine inanılan bir ifade	rabbit, rabbit(, rabbit) expr.
462	Idioms	hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca	to your dying day expr.
Speaking
463	Speaking	bana hayatım boyunca iyi davrandın	you've been good to me my whole life expr.
464	Speaking	bu hayatım boyunca yaptığım en kötü şey	this is the worst thing i've ever done expr.
465	Speaking	cadde boyunca ilerle	go along the street expr.
466	Speaking	hayatım boyunca	all through my life expr.
467	Speaking	hayatım boyunca	through all my life expr.
468	Speaking	gün boyunca yağmur yağdı	it rained all day expr.
469	Speaking	gün boyunca yağmur yağdı	it has rained all day expr.
470	Speaking	gün boyunca yağmur yağdı	it rained all day long expr.
471	Speaking	koridor boyunca git	go along the corridor expr.
472	Speaking	seyahat boyunca uyudum	I slept through the entire flight expr.
Trade/Economic
473	Trade/Economic	kişinin yaşam süresi boyunca belirli bir muafiyet kapsamına girmeyen, bağış olarak belirlenen ve dolayısıyla miras vergisi yükümlülüğü doğuran değer aktarımı	chargeable transfer n.
474	Trade/Economic	dönem boyunca adi hisse senetlerinin ağırlıklı ortalama sayısı	weighted average number of common shares during the period n.
475	Trade/Economic	hayat boyunca irat	life annuity n.
476	Trade/Economic	hayat boyunca gelir	income for life n.
477	Trade/Economic	hayat boyunca mülk sahibi	life tenant n.
478	Trade/Economic	satıcının alıcıya tedarik ettiği malın belirli bir süre boyunca çalışacağını garanti eden teminat mektubu	retention bond n.
479	Trade/Economic	şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir	garden leave n.
480	Trade/Economic	vade boyunca tedavülde bulunan ortalama tahvil miktarı	average float n.
481	Trade/Economic	yararlanacak kişiye hayat boyu veya belirli süre boyunca taksitli olarak belli bir paranın ödenmesini öngören sigorta poliçesi	annuity agreement n.
482	Trade/Economic	yaşamı boyunca bir maldan yararlanma hakkına sahip olan	life tenant n.
483	Trade/Economic	belirli dönem boyunca toplanan makbuzlar	pickup n.
484	Trade/Economic	üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi	csa (csar-capable assets) n.
Law
485	Law	kadının kocasının mallarının belli bir kısmından yaşamı boyunca yararlanması hakkı	dower by the common law n.
486	Law	ömür boyunca irtifa hakkı sahibi	life tenant n.
487	Law	ömür boyunca birine mal ettirilen mülk	estate for life n.
488	Law	ömür boyunca mülk sahibi	life tenant n.
489	Law	ömür boyunca birine mal ettirilen mülk	life estate n.
490	Law	ömür boyunca gelir sözleşmesi	life annuity contract n.
491	Law	ömür boyunca devam eden ölüm sigortası	whole life assurance n.
492	Law	ömür boyunca gelir	life annuity n.
493	Law	20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere	ancient light n.
494	Law	(bazı avrupa birliği üyesi ülkelerde) sanatçı veya mirasçılarının, sanatçının yaşamı boyunca veya ölümünden sonraki 70 yıl içinde yeniden satılan sanat eserinden pay alma hakkı	droit de suite n.
495	Law	ağır suçtan yargılanan kişinin yargılandığı süre boyunca kefaletle bırakılamaz şekilde hapiste kalması	preventive detention n.
Politics
496	Politics	(abd'nin bazı yerel yönetim bölgelerinde) bölgede yerel mülk sahibi olup belirli bir süre boyunca burada ikamet etmiş kayıtlı seçmen	freeholder n.
497	Politics	(belirli bir sürenin) tamamı boyunca hükmetmek	outreign v.
Industry
498	Industry	sahil şeridi boyunca bulunan petrol ve gaz tesisleri	offshore assets n.
499	Industry	sahil şeridi boyunca bulunan madencilik ve endüstriyel tesisler	offshore assets n.
500	Industry	sahil şeridi boyunca bulunan okyanus termal enerji dönüşüm tesisleri	offshore assets n.