Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
give condolence
heating technique
belirli bir zamanda
History
Sentences
Meanings of
"belirli bir zamanda"
in English Turkish Dictionary : 4 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
belirli bir zamanda
at a given time
adv.
2
General
belirli bir zamanda
off
adv.
3
General
belirli bir zamanda
of
prep.
4
General
belirli bir zamanda
round about
prep.
Meanings of
"belirli bir zamanda"
with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
belirli bir durumda ve zamanda giyilen kıyafet
regalia
n.
2
General
kıyafet (belirli bir durumda/zamanda giyilen)
regalia
n.
3
General
uzay ve zamanda belirli bir noktanın koordinatlarına karşılık gelen karmaşık bir değişken
twistor
n.
4
General
zamanda belirli bir nokta
minute
n.
5
General
belirli bir zamanda şişelenmiş içecek
bottling
n.
6
General
belirli bir zamanda şişelenmiş şarap
bottling
n.
7
General
belirli bir zamanda alınan tek bir numune veya ölçüm
grab sample
n.
8
General
(belirli zamanda belirli bir işlem esnasında) akan sıvı miktarı
running
n.
9
General
(belirli bir zamanda) mevcut olanlar
potluck
n.
10
General
belirli bir zamanda üretilen miktar
output
n.
11
General
tarifeye göre belirli bir zamanda olmak
be scheduled
v.
12
General
programa göre belirli bir zamanda olmak
be scheduled
v.
13
General
belirli bir zamanda olması gerekmek
be due
v.
14
General
(belirli bir mesafede, zamanda, hızda) seyahat etmek
log
v.
Phrasals
15
Phrasals
bir şeyi ilerde belirli bir zamanda yapmayı planlamak
slate for
v.
16
Phrasals
belirli bir zamanda/tarihte olmak
fall on
v.
17
Phrasals
belirli bir zamanda/tarihte olmak
fall upon
v.
18
Phrasals
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
fall upon (something)
v.
19
Phrasals
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
fall on (something)
v.
20
Phrasals
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
fall on (someone or something)
v.
21
Phrasals
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
fall onto (someone or something)
v.
22
Phrasals
(belirli bir zamanda) bir şey ayarlamak/organize etmek
get something together (for a particular time)
v.
23
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir şeyi) belirli bir zamanda yapmasını planlamak
slate (someone or something) for (something)
v.
Idioms
24
Idioms
(belirli bir zamanda) kurs almak/kursa gitmek
take a course (in something)
v.
Trade/Economic
25
Trade/Economic
kısa zamanda belirli bir değer artışı kaydeden fonlar
go-go funds
n.
26
Trade/Economic
belirli bir zamanda kullanılabilen birbirine eş finansal ürün sayısı
issue
n.
Technical
27
Technical
bir cismin zamanda belirli noktadaki hızı
instantaneous velocity
n.
Transportation
28
Transportation
belirli bir yerde ve zamanda kullanılan ulaşım modu oranlarının dağılımı
mode split
n.
29
Transportation
belirli bir yerde ve zamanda bir ulaşım modunu kullanan yolcu ve yolculukların oranı
mode share
n.
Psychology
30
Psychology
her bir görevi belirli zamanda yapmayı tercih eden kişilik tipi
monochronic
n.
Physics
31
Physics
(klasik mekanikte) bir sistemin veya belirli bir zamanda bu sistemde etkili olan kuvvetlerin dinamik değişkenlerinin değerlerinin ileriki zamanda yer alan değişkenlerin değerlerini tümüyle belirlediği ilkesi
determinism
n.
32
Physics
belirli bir mesafedeki kütle çekiminin birim zamanda yarattığı ivme
gravitation constant
n.
Astronomy
33
Astronomy
(gök cismi) belirli bir zamanda belirli bir konumda olduğu varsayılan
fictitious
adj.
Astrology
34
Astrology
gezegenlerin, güneşin, ayın vb. konumlarını belirli bir zamanda ve yerde gösteren diyagram
chart
n.
Military
35
Military
talep edilen lojistik desteğin belirtilen bir zamanda ve belirli bir varış noktasına verilmesi
time-definite delivery
n.
36
Military
(kara ve deniz topçu ateş desteğinde) belirli bir zamanda vurulması planlanan hedef
scheduled target
n.
37
Military
belirli bir zamanda nükleer silah ile vurulması planlanmış hedef
scheduled target (nuclear)
n.
38
Military
belirli bir zamanda vurulması planlanan hedefler
scheduled targets
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of belirli bir zamanda
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy