Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çocuk kaçırmak | kidnap v. | ||
You thought you were going to kidnap the kid, didn't you? Aklın sıra çocuğu kaçıracaktın değil mi? More Sentences |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | (adam/çocuk) kaçırmak | kidnap v. | ||
It has kidnapped innocent Japanese civilians, most of whom have died in mysterious circumstances. Masum Japon sivilleri kaçırmış ve bunların çoğu gizemli bir şekilde ölmüştür. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kaçırmak (çocuk vb) | kidnap v. | ||
Law | ||||
Law | kadın veya çocuk kaçırmak | abduct v. |