uzlaşmaz

Bedeutungen von dem Begriff "uzlaşmaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	uzlaşmaz	uncompromising adj.
Yet again, the European Parliament has adopted an uncompromising stance, which we oppose. Avrupa Parlamentosu bir kez daha, karşı çıktığımız uzlaşmaz bir tutum benimsemiştir. More Sentences
2	Common Usage	uzlaşmaz	irreconcilable adj.
Are our positions irreversible and irreconcilable? Tutumlarımız geri dönülmez ve uzlaşmaz nitelikte midir? More Sentences
General
3	General	uzlaşmaz	intransigent adj.
The intransigent leader refused to compromise on any of his policies. Uzlaşmaz lider, politikalarının herhangi birinden ödün vermeyi reddediyordu. More Sentences
4	General	uzlaşmaz	irreconcilable adj.
Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts. Helen'in forumunda bir ya da iki fırın eldiveni kullanıp kullanmama konusunda uzlaşmaz bir ayrılık yaşanmıştır. More Sentences
5	General	uzlaşmaz	naysayer n.
6	General	uzlaşmaz	difficile adj.
7	General	uzlaşmaz	hard-line adj.
8	General	uzlaşmaz	irreconciliable adj.
9	General	uzlaşmaz	trenchant adj.
10	General	uzlaşmaz	all-or-nothing adj.
11	General	uzlaşmaz	unreconcilable adj.
12	General	uzlaşmaz	head-on adj.
13	General	uzlaşmaz	rigid adj.
14	General	uzlaşmaz	hard-line adj.
15	General	uzlaşmaz	immovable adj.
16	General	uzlaşmaz	intransigeant adj.
Law
17	Law	uzlaşmaz	unyielding adj.
Slang
18	Slang	uzlaşmaz	hard-assed adj.

Bedeutungen, die der Begriff "uzlaşmaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 11 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	uzlaşmaz yaklaşım	sternness n.
2	General	uzlaşmaz olma	unyieldingness n.
3	General	uzlaşmaz kimse	hardface n.
4	General	uzlaşmaz kimse	irreconcilable n.
5	General	uzlaşmaz fikir veya inançların çatışması	irreconcilable n.
6	General	uzlaşmaz bir şekilde	intransigently adv.
7	General	uzlaşmaz biçimde	disagreeably adv.
Colloquial
8	Colloquial	uzlaşmaz karşıtlık	a stark contrast n.
Politics
9	Politics	uzlaşmaz tutum	uncompromising attitude n.
10	Politics	uzlaşmaz kimse	intransigent n.
11	Politics	uzlaşmaz kimse	intransigeant n.