Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | uzlaşmaz | uncompromising s. | ||
Yet again, the European Parliament has adopted an uncompromising stance, which we oppose. Avrupa Parlamentosu bir kez daha, karşı çıktığımız uzlaşmaz bir tutum benimsemiştir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | uzlaşmaz | irreconcilable s. | ||
Are our positions irreversible and irreconcilable? Tutumlarımız geri dönülmez ve uzlaşmaz nitelikte midir? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | uzlaşmaz | intransigent s. | ||
The intransigent leader refused to compromise on any of his policies. Uzlaşmaz lider, politikalarının herhangi birinden ödün vermeyi reddediyordu. More Sentences |
||||
Genel | uzlaşmaz | irreconcilable s. | ||
Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts. Helen'in forumunda bir ya da iki fırın eldiveni kullanıp kullanmama konusunda uzlaşmaz bir ayrılık yaşanmıştır. More Sentences |
||||
Genel | uzlaşmaz | naysayer i. | ||
Genel | uzlaşmaz | difficile s. | ||
Genel | uzlaşmaz | hard-line s. | ||
Genel | uzlaşmaz | irreconciliable s. | ||
Genel | uzlaşmaz | trenchant s. | ||
Genel | uzlaşmaz | all-or-nothing s. | ||
Genel | uzlaşmaz | unreconcilable s. | ||
Genel | uzlaşmaz | head-on s. | ||
Genel | uzlaşmaz | rigid s. | ||
Genel | uzlaşmaz | hard-line s. | ||
Genel | uzlaşmaz | immovable s. | ||
Genel | uzlaşmaz | intransigeant s. | ||
Law | ||||
Hukuk | uzlaşmaz | unyielding s. | ||
Slang | ||||
Argo | uzlaşmaz | hard-assed s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | uzlaşmaz yaklaşım | sternness i. | ||
Genel | uzlaşmaz olma | unyieldingness i. | ||
Genel | uzlaşmaz kimse | hardface i. | ||
Genel | uzlaşmaz kimse | irreconcilable i. | ||
Genel | uzlaşmaz fikir veya inançların çatışması | irreconcilable i. | ||
Genel | uzlaşmaz bir şekilde | intransigently zf. | ||
Genel | uzlaşmaz biçimde | disagreeably zf. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | uzlaşmaz karşıtlık | a stark contrast i. | ||
Politics | ||||
Siyasal | uzlaşmaz tutum | uncompromising attitude i. | ||
Siyasal | uzlaşmaz kimse | intransigent i. | ||
Siyasal | uzlaşmaz kimse | intransigeant i. |