uzlaşmaz - Türkçe İngilizce Sözlük

uzlaşmaz

"uzlaşmaz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
uzlaşmaz uncompromising s.
Yet again, the European Parliament has adopted an uncompromising stance, which we oppose.
Avrupa Parlamentosu bir kez daha, karşı çıktığımız uzlaşmaz bir tutum benimsemiştir.

More Sentences
uzlaşmaz irreconcilable s.
Are our positions irreversible and irreconcilable?
Tutumlarımız geri dönülmez ve uzlaşmaz nitelikte midir?

More Sentences
General
uzlaşmaz intransigent s.
The intransigent leader refused to compromise on any of his policies.
Uzlaşmaz lider, politikalarının herhangi birinden ödün vermeyi reddediyordu.

More Sentences
uzlaşmaz irreconcilable s.
Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Helen'in forumunda bir ya da iki fırın eldiveni kullanıp kullanmama konusunda uzlaşmaz bir ayrılık yaşanmıştır.

More Sentences
uzlaşmaz naysayer i.
uzlaşmaz difficile s.
uzlaşmaz hard-line s.
uzlaşmaz irreconciliable s.
uzlaşmaz trenchant s.
uzlaşmaz all-or-nothing s.
uzlaşmaz unreconcilable s.
uzlaşmaz head-on s.
uzlaşmaz rigid s.
uzlaşmaz hard-line s.
uzlaşmaz immovable s.
uzlaşmaz intransigeant s.
Law
uzlaşmaz unyielding s.
Slang
uzlaşmaz hard-assed s.

"uzlaşmaz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uzlaşmaz yaklaşım sternness i.
uzlaşmaz olma unyieldingness i.
uzlaşmaz kimse hardface i.
uzlaşmaz kimse irreconcilable i.
uzlaşmaz fikir veya inançların çatışması irreconcilable i.
uzlaşmaz bir şekilde intransigently zf.
uzlaşmaz biçimde disagreeably zf.
Colloquial
uzlaşmaz karşıtlık a stark contrast i.
Politics
uzlaşmaz tutum uncompromising attitude i.
uzlaşmaz kimse intransigent i.
uzlaşmaz kimse intransigeant i.