|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| General |
|
| 1 |
General |
self preservation n.
|
kendini koruma |
|
My sense of self preservation keeps me from jumping out of perfectly good airplanes.
Kendimi koruma duygum beni mükemmel uçaklardan atlamaktan alıkoyuyor.
More Sentences
|
| 2 |
General |
self-examination n.
|
kendi kendini inceleme |
|
We are not content with self-examination.
Kendi kendimizi incelemekle yetinmiyoruz.
More Sentences
|
| 3 |
General |
self-defense n.
|
savunma |
|
Tom took a self-defense class.
Tom savunma dersi aldı.
More Sentences
|
| 4 |
General |
self-improvement n.
|
kendini geliştirme |
|
It is both a way of achieving self-improvement and of enhancing one's job prospects.
Bu hem kişinin kendini geliştirmesinin hem de iş olanaklarını arttırmasının bir yoludur.
More Sentences
|
| 5 |
General |
self-government n.
|
özerklik |
|
It is my belief that the European Charter for Local Self-Government has many merits.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın birçok faydası olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
| 6 |
General |
self-preservation n.
|
kendini koruma |
|
First liberalisation, then regulation again, and the heading for this scenario is self-preservation.
Önce serbestleştirme, sonra tekrar düzenleme ve bu senaryonun başlığı kendini koruma.
More Sentences
|
| 7 |
General |
self-government n.
|
özyönetim |
|
These peoples can only be protected by a large degree of self-government or by secession.
Bu halklar ancak geniş bir özyönetim ya da ayrılma yoluyla korunabilir.
More Sentences
|
| 8 |
General |
self-respect n.
|
öz saygı |
|
The poor do not wish to beg for life; they value their self-respect and dignity in the same way as we do.
Yoksullar yaşamak için dilenmek istemezler; onlar da bizim gibi öz saygılarına ve haysiyetlerine değer verirler.
More Sentences
|
| 9 |
General |
self-esteem n.
|
özsaygı |
|
Tom has low self-esteem.
Tom'un özsaygısı az.
More Sentences
|
| 10 |
General |
self-service n.
|
self servis |
|
The cafeteria was self-service.
Kafeterya self servis idi.
More Sentences
|
|
|
| 11 |
General |
self-interest n.
|
kişisel çıkar |
|
Could other elements be at play, such as self-interest and looking after the group's supporters?
Kişisel çıkar ve grubun destekçilerini kollamak gibi başka unsurlar da söz konusu olabilir mi?
More Sentences
|
| 12 |
General |
self-help n.
|
kendi kendine yardım |
|
We realise that aid has to act as an incentive and help bridge the way to self-help.
Yardımın bir teşvik unsuru olması ve kendi kendine yardıma giden yolda köprü vazifesi görmesi gerektiğinin farkındayız.
More Sentences
|
| 13 |
General |
self-importance n.
|
kibir |
|
The pompous professor was full of his own self-importance.
Kendini beğenmiş profesör kibirle doluydu.
More Sentences
|
| 14 |
General |
self-pity n.
|
kendine acıma |
|
Tom didn't have time for self-pity.
Tom'un kendine acımak için zamanı yoktu.
More Sentences
|
| 15 |
General |
self-defence n.
|
meşru müdafaa |
|
The destruction of these cultural treasures has nothing to do with security and self-defence.
Bu kültürel hazinelerin yok edilmesinin güvenlik ve meşru müdafaa ile hiçbir ilgisi yoktur.
More Sentences
|
| 16 |
General |
self-publishing n.
|
kişisel yayıncılık |
|
Self-publishing may be an attractive option.
Kişisel yayıncılık çekici bir seçenek olabilir.
More Sentences
|
| 17 |
General |
self-expression n.
|
kendini ifade etme |
|
Art therapy provides a creative outlet for individuals to engage in self-expression.
Sanat terapisi, bireylerin kendilerini ifade etmeleri konusunda yaratıcı bir çıkış noktası oluşturmaktadır.
More Sentences
|
| 18 |
General |
self-reliance n.
|
kendine güven |
|
The great thing about trade is that it brings self-reliance; trade brings opportunities for jobs and for investments.
Ticaretin en güzel yanı kendine güven getirmesidir; ticaret iş ve yatırım fırsatları getirir.
More Sentences
|
| 19 |
General |
self-interest n.
|
çıkar |
|
The very narrow-minded French national self-interest makes the implementation of agricultural reforms impossible .
Çok dar görüşlü Fransız ulusal çıkarları, tarım reformlarının uygulanmasını imkansız hale getirmektedir.
More Sentences
|
| 20 |
General |
self-confidence n.
|
kendine güven |
|
Before the First World War, our continent was characterised by optimism, self-confidence and faith in the future.
Birinci Dünya Savaşı'ndan önce kıtamız iyimserlik, kendine güven ve geleceğe olan inançla karakterize ediliyordu.
More Sentences
|
| 21 |
General |
self-defense n.
|
meşru müdafaa |
|
The police established that Dan acted within the bounds of self-defense.
Polis, Dan'in meşru müdafaa sınırları içinde hareket ettiğini tespit etti.
More Sentences
|
| 22 |
General |
self-control n.
|
kendini kontrol etme |
|
No one said that self-control was easy.
Kendini kontrol etmek kolaydır diyen olmadı.
More Sentences
|
| 23 |
General |
self-centeredness n.
|
benmerkezcilik |
|
One of the greatest dangers in your human relations is self-centeredness.
İnsan ilişkilerinizdeki en büyük tehlikelerden biri benmerkezciliktir.
More Sentences
|
| 24 |
General |
self-assessment n.
|
öz değerlendirme |
|
The employee conducted a self-assessment of his performance.
Çalışan, kendi performansına ilişkin bir öz değerlendirme yaptı.
More Sentences
|
| 25 |
General |
self-help n.
|
kişisel gelişim |
|
She relied on self-help books to improve her confidence.
Özgüvenini geliştirmek için kişisel gelişim kitaplarına bel bağlıyordu.
More Sentences
|
| 26 |
General |
self-confidence n.
|
özgüven |
|
There was a sense of great self-confidence and harmony between the institutions.
Kurumlar arasında büyük bir özgüven ve uyum duygusu vardı.
More Sentences
|
| 27 |
General |
self-criticism n.
|
özeleştiri |
|
No, I do believe there must be a certain amount of self-criticism.
Hayır, belli bir miktar özeleştiri yapılması gerektiğine inanıyorum.
More Sentences
|
| 28 |
General |
self-employment n.
|
serbest meslek |
|
Another important point in the outcome is a strong definition of self-employment.
Sonuçtaki bir diğer önemli nokta da serbest meslek kavramının güçlü bir şekilde tanımlanmasıdır.
More Sentences
|
| 29 |
General |
self-respect n.
|
kendine saygı |
|
Don't you have any self-respect?
Sizin hiç kendinize saygınız yok mu?
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 30 |
Common Usage |
self sacrifice n.
|
fedakarlık |
|
|
|
| 31 |
Common Usage |
self-seeker n.
|
çıkarcı |
|
| 32 |
Common Usage |
self n.
|
öz |
|
| 33 |
Common Usage |
self-seeking n.
|
çıkarcılık |
|
| 34 |
Common Usage |
self-esteem n.
|
izzetinefis |
|
| 35 |
Common Usage |
self-givenness n.
|
öz verilmişlik |
|
| 36 |
Common Usage |
self-givenness n.
|
ayırt edici özellik |
|
| 37 |
Common Usage |
self-givenness n.
|
karakteristik |
|
| 38 |
Common Usage |
self-contained adj.
|
müstakil |
|
| 39 |
Common Usage |
self-seeking adj.
|
çıkarcı |
|
| 40 |
Common Usage |
self-sacrificing adj.
|
fedakar |
|
| 41 |
Common Usage |
self pron.
|
kendi |
|
| General |
|
| 42 |
General |
self education n.
|
kendi kendini yetiştirme |
|
| 43 |
General |
self defence n.
|
meşru müdafaa |
|
| 44 |
General |
self parking disk drive n.
|
otomatik park özellikli disk sürücü |
|
| 45 |
General |
self n.
|
kişilik |
|
| 46 |
General |
care for the self n.
|
benlik kaygısı |
|
| 47 |
General |
self seeker n.
|
egoist |
|
| 48 |
General |
self n.
|
karakter |
|
| 49 |
General |
self n.
|
çıkar |
|
| 50 |
General |
self interest n.
|
kişisel çıkar |
|
| 51 |
General |
self management n.
|
özyönetim |
|
| 52 |
General |
self discovery n.
|
keşif |
|
| 53 |
General |
self devotion n.
|
özveri |
|
| 54 |
General |
self consciousness n.
|
kendi halini düşünme |
|
| 55 |
General |
self starter n.
|
otomatik starter |
|
| 56 |
General |
self incrimination n.
|
kendi kendini suçlama |
|
| 57 |
General |
self assurance n.
|
kendini güvenceye alma |
|
| 58 |
General |
self distrust n.
|
kendine güvenmeyiş |
|
| 59 |
General |
self examining n.
|
kendi vicdanını tetkik |
|
| 60 |
General |
self control n.
|
kendini kontrol etme |
|
| 61 |
General |
self sufficiency n.
|
kimseye muhtaç olmama |
|
| 62 |
General |
transmit self test n.
|
verici öz testi |
|
| 63 |
General |
self esteem n.
|
onur |
|
| 64 |
General |
self despair n.
|
umutsuzluk |
|
| 65 |
General |
self betterment n.
|
kendi kendini iyileştirme |
|
| 66 |
General |
self hatred n.
|
kendinden nefret etme |
|
| 67 |
General |
self possession n.
|
soğukkanlılık |
|
| 68 |
General |
self sacrifice n.
|
özveride bulunma |
|
| 69 |
General |
self organization n.
|
kendini örgütleme |
|
| 70 |
General |
self defence n.
|
savunma |
|
|
|
| 71 |
General |
self testing n.
|
oto test |
|
| 72 |
General |
split self in literature n.
|
edebiyatta bölünmüş kişilik |
|
| 73 |
General |
self pollination n.
|
kendi kendini tozlama |
|
| 74 |
General |
self torture n.
|
kendine işkence |
|
| 75 |
General |
self made man n.
|
kendi kendini yetiştirmiş adam |
|
| 76 |
General |
self indulgence n.
|
rahatına düşkünlük |
|
| 77 |
General |
self deception n.
|
kendi kendini aldatma |
|
| 78 |
General |
self determination n.
|
özerklik |
|
| 79 |
General |
self discipline n.
|
kendini tutma |
|
| 80 |
General |
self protection n.
|
kendini koruma |
|
| 81 |
General |
self indulgence n.
|
kendi kendini şımartma |
|
| 82 |
General |
self denial n.
|
özveri |
|
| 83 |
General |
self n.
|
şahıs |
|
| 84 |
General |
self assessment n.
|
kendi kendini değerlendirme |
|
| 85 |
General |
self destructing program n.
|
kendini yok eden program |
|
| 86 |
General |
self n.
|
nefs |
|
| 87 |
General |
self relation n.
|
kendi kendini ifade etme |
|
| 88 |
General |
self possession n.
|
temkin |
|
| 89 |
General |
mirror self n.
|
ayna benlik |
|
| 90 |
General |
self complementing code n.
|
kendini tümleyen kod |
|
| 91 |
General |
self appointment n.
|
kendi kendini tayin etme |
|
| 92 |
General |
self pollination n.
|
kendi kendine döllenme |
|
| 93 |
General |
self n.
|
kendilik |
|
| 94 |
General |
self reliance n.
|
yiğitlik |
|
| 95 |
General |
self respect n.
|
özsaygı |
|
| 96 |
General |
self evaluation n.
|
öz değerlendirme |
|
| 97 |
General |
self destruction n.
|
kendi kendine zarar verme |
|
| 98 |
General |
self directed group work n.
|
kendine dönük grup çalışması |
|
| 99 |
General |
self mortification n.
|
kendini küçük düşürme |
|
| 100 |
General |
self disgust n.
|
kendinden nefret etme |
|
| 101 |
General |
self government n.
|
özerklik |
|
| 102 |
General |
self discipline n.
|
iç/öz disiplin |
|
| 103 |
General |
self preservation n.
|
nefsini koruma |
|
| 104 |
General |
self realization n.
|
kendini gerçekleştirme |
|
| 105 |
General |
self starter n.
|
marş |
|
| 106 |
General |
self sacrifice n.
|
fedakarlık etme |
|
| 107 |
General |
self supervision n.
|
kendinin gözetimi |
|
| 108 |
General |
self perception n.
|
kendini algılama |
|
| 109 |
General |
self n.
|
hususiyet |
|
| 110 |
General |
self concern n.
|
kaygı |
|
| 111 |
General |
self n.
|
ben kavramı |
|
| 112 |
General |
self verification n.
|
kendi kendini doğrulayan |
|
| 113 |
General |
self respect n.
|
onur |
|
| 114 |
General |
self regulation n.
|
kendinden ayarlama |
|
| 115 |
General |
self deceit n.
|
kendi kendini aldatma |
|
| 116 |
General |
self criticism n.
|
özeleştiri |
|
| 117 |
General |
self despair n.
|
düşüncesizlik |
|
| 118 |
General |
self sacrifice n.
|
özveri |
|
| 119 |
General |
self n.
|
özbenlik |
|
| 120 |
General |
self realization n.
|
kendi kendine gerçekleştirme |
|
| 121 |
General |
self assertion n.
|
kendi kendini savunma |
|
| 122 |
General |
self starter n.
|
sendeleme |
|
| 123 |
General |
self indulgence n.
|
kendine düşkünlük |
|
| 124 |
General |
self n.
|
şahsi çıkar |
|
| 125 |
General |
self identity n.
|
öz kimlik |
|
| 126 |
General |
self worship n.
|
kendini beğenme |
|
| 127 |
General |
self abasement n.
|
kendini alçaltma |
|
| 128 |
General |
self condemnation n.
|
kendi kendini kınama |
|
| 129 |
General |
self accusation n.
|
kendi kendini suçlama |
|
| 130 |
General |
self importance n.
|
kendini yüksek görme |
|
| 131 |
General |
self expression n.
|
kendini ifade etme |
|
| 132 |
General |
self in children n.
|
çocuklarda benlik kavramı |
|
| 133 |
General |
self psychology n.
|
benlik psikolojisi |
|
| 134 |
General |
self n.
|
özellik |
|
| 135 |
General |
self reliance n.
|
tamlık |
|
| 136 |
General |
self help techniques n.
|
kendi kendine yardım teknikleri |
|
| 137 |
General |
self abasement n.
|
alçalma |
|
| 138 |
General |
self reliance n.
|
kendine güvenme |
|
| 139 |
General |
self devotion n.
|
fedakarlık |
|
| 140 |
General |
self reliance n.
|
özgüven |
|
| 141 |
General |
self esteem n.
|
kendine saygı |
|
| 142 |
General |
self presentation n.
|
öz sunu |
|
| 143 |
General |
self defense n.
|
savunma |
|
| 144 |
General |
self adaptive system n.
|
özuyarlanan sistem |
|
| 145 |
General |
self justification n.
|
kendini haklı çıkarma |
|
| 146 |
General |
self complacency n.
|
kendini beğenme |
|
| 147 |
General |
self determination n.
|
otonomi |
|
| 148 |
General |
self punishment n.
|
kendini cezalandırma |
|
| 149 |
General |
self denial n.
|
feragat |
|
| 150 |
General |
self esteem n.
|
kendini beğenme |
|
| 151 |
General |
self portrait n.
|
otoportre |
|
| 152 |
General |
self abandonment n.
|
fedakarlık |
|
| 153 |
General |
self n.
|
şahsiyet |
|
| 154 |
General |
self government n.
|
kendi kendini idare etme |
|
| 155 |
General |
self reference n.
|
kendine başvurma |
|
| 156 |
General |
self n.
|
kişi |
|
| 157 |
General |
self praise n.
|
kendini yüceltme/övme |
|
| 158 |
General |
self n.
|
zat |
|
| 159 |
General |
self indulgence n.
|
vurdumduymazlık |
|
| 160 |
General |
self interest n.
|
bencillik |
|
| 161 |
General |
self regard n.
|
özsaygı |
|
| 162 |
General |
self-possession n.
|
vakar |
|
| 163 |
General |
self doubt n.
|
kendinden şüphe etme |
|
| 164 |
General |
self direction n.
|
kendi kendini yönetme |
|
| 165 |
General |
self torment n.
|
kendine işkence |
|
| 166 |
General |
self grooming n.
|
kendi kendini temizleme |
|
| 167 |
General |
self betterment n.
|
kendi kendini düzeltme |
|
| 168 |
General |
self improvement n.
|
kendi kendini geliştirme |
|
| 169 |
General |
self inquisition n.
|
kişisel engizasyon |
|
| 170 |
General |
self sufficiency n.
|
olgunluk |
|
| 171 |
General |
self n.
|
nefis |
|
| 172 |
General |
self abuse n.
|
suistimal |
|
| 173 |
General |
self storage n.
|
kiralık depo |
|
| 174 |
General |
self interest n.
|
kendi çıkarı |
|
| 175 |
General |
self check n.
|
öz sağlama |
|
| 176 |
General |
self healing n.
|
kendi kendini iyileştirme |
|
| 177 |
General |
self abasement n.
|
kendini rezil etme |
|
| 178 |
General |
self abasement n.
|
bayağılaşma |
|
| 179 |
General |
self abasement n.
|
küçülme |
|
| 180 |
General |
self control n.
|
irade |
|
| 181 |
General |
self control n.
|
kendine hakim olma |
|
| 182 |
General |
self knowledge n.
|
kendini tanıma |
|
| 183 |
General |
self consciousness n.
|
özbilinçlilik |
|
| 184 |
General |
self learning n.
|
kendiliğinden öğrenme |
|
| 185 |
General |
self learning n.
|
kendi kendine öğrenme |
|
| 186 |
General |
self esteem n.
|
özsaygı |
|
| 187 |
General |
self determination n.
|
kendi kaderini tayin etme |
|
| 188 |
General |
self identification n.
|
kendini kimliklendirme |
|
| 189 |
General |
self identification n.
|
kendini idrak etme |
|
| 190 |
General |
a self-governing state n.
|
özerk bir devlet |
|
| 191 |
General |
lack of self-respect n.
|
haysiyetsizlik |
|
| 192 |
General |
insuranced self-employed institution n.
|
bağ-kur |
|
| 193 |
General |
self-sufficiency n.
|
kimseye muhtaç olmama |
|
| 194 |
General |
self-love n.
|
özsevgi |
|
| 195 |
General |
self-selection n.
|
kendi kendini seçme |
|
| 196 |
General |
self-esteem n.
|
onur |
|
| 197 |
General |
self-determination n.
|
otonomi |
|
| 198 |
General |
self-pollination n.
|
kendi kendini tozlama |
|
| 199 |
General |
self-care n.
|
kişisel bakım |
|
| 200 |
General |
self-revelation n.
|
kendini ifşa etme |
|
| 201 |
General |
social self-sacrifice n.
|
sosyal fedakarlık |
|
| 202 |
General |
self-instruction n.
|
öz eğitim |
|
| 203 |
General |
self-stimulation n.
|
kendi kendini uyaran |
|
| 204 |
General |
self-abasement n.
|
alçalma |
|
| 205 |
General |
self-regard n.
|
özsaygı |
|
| 206 |
General |
self-respect n.
|
özsaygı |
|
| 207 |
General |
self-interest n.
|
bencillik |
|
| 208 |
General |
self-determination n.
|
self determinasyon |
|
| 209 |
General |
self-importance n.
|
kurum |
|
| 210 |
General |
self-control n.
|
kendine hakimiyet |
|
| 211 |
General |
self-admiration n.
|
hayranlık duyma |
|
| 212 |
General |
self-respect n.
|
izzetinefis |
|
| 213 |
General |
self-indulgence n.
|
kendi isteklerini frenlememe |
|
| 214 |
General |
self-portrait n.
|
bir ressamın çizdiği kendi portresi |
|
| 215 |
General |
self-actualisation n.
|
özgerçekleştirim |
|
| 216 |
General |
self-test n.
|
kendi kendini kontrol |
|
| 217 |
General |
self-revelation n.
|
kendi hakkında bilgi verme |
|
| 218 |
General |
self-respect n.
|
onur |
|
| 219 |
General |
self-employed person n.
|
serbest meslek sahibi |
|
| 220 |
General |
self-sufficiency n.
|
öz yeterlilik |
|
| 221 |
General |
self-gratification n.
|
kendi zevklerinin esiri olma |
|
| 222 |
General |
self-identity n.
|
öz kimlik |
|
| 223 |
General |
self-determination n.
|
selfdeterminasyon |
|
| 224 |
General |
self-advancement n.
|
kendi kendini geliştirme |
|
| 225 |
General |
self-consciousness n.
|
kendini bilme |
|
| 226 |
General |
self-absorption n.
|
kendini meşgul etme |
|
| 227 |
General |
self-realizing n.
|
kendini gerçekleştirme |
|
| 228 |
General |
self-determination n.
|
kendi kaderini tayin hakkı |
|
| 229 |
General |
self-indulgence n.
|
rahatına düşkünlük |
|
| 230 |
General |
self-consciousness n.
|
kendinin farkında olma |
|
| 231 |
General |
self-guided learning tools n.
|
kendine kılavuzluk eden öğrenme araçları |
|
| 232 |
General |
self-leadership n.
|
kendi kendini yönlendirebilme |
|
| 233 |
General |
self-rule n.
|
otonomi |
|
| 234 |
General |
self-assessment n.
|
kendi kendini değerlendirme |
|
| 235 |
General |
self-will n.
|
ölmez |
|
| 236 |
General |
self-despair n.
|
umutsuzluk |
|
| 237 |
General |
self-pity n.
|
kendini zavallı hissetme |
|
| 238 |
General |
self-handicapping n.
|
kendini engelleme |
|
| 239 |
General |
self-restraint n.
|
cebrinefs |
|
| 240 |
General |
self-determination n.
|
kendi geleceğini saptama |
|
| 241 |
General |
self-aggrandizement n.
|
kendi kendine abartma |
|
| 242 |
General |
self-censor n.
|
otosansür |
|
| 243 |
General |
self-abnegation n.
|
fedakarlık |
|
| 244 |
General |
self-acceptance n.
|
kendini kabul |
|
| 245 |
General |
self-starter n.
|
son derece enerjik kimse |
|
| 246 |
General |
self-control n.
|
kendini tutma |
|
| 247 |
General |
self-acceptance n.
|
kendini kabul etme |
|
| 248 |
General |
self-approbation n.
|
kendi kendini övme |
|
| 249 |
General |
self-command n.
|
kendi kendine hakimiyet |
|
| 250 |
General |
self-possession n.
|
kendine hakim olma |
|
| 251 |
General |
social self-altruism n.
|
sosyal fedakarlık |
|
| 252 |
General |
self-reproach n.
|
kendini suçlama |
|
| 253 |
General |
self-analysis n.
|
kendi kendini analiz etme |
|
| 254 |
General |
self-control n.
|
öz denetim |
|
| 255 |
General |
self-improvement n.
|
kişisel gelişim |
|
| 256 |
General |
self-defeating behavior n.
|
başarısızlığa neden olan davranış |
|
| 257 |
General |
self-accusation n.
|
kendi kendini cezalandırma |
|
| 258 |
General |
self presentation n.
|
öz-sunum |
|
| 259 |
General |
self-interest n.
|
çıkarcılık |
|
| 260 |
General |
self-reporting n.
|
kendiliğinden bildirme |
|
| 261 |
General |
self-help n.
|
kendi kendine yetme |
|
| 262 |
General |
self-sacrifice n.
|
esirgemezlik |
|
| 263 |
General |
self-employed women n.
|
serbest çalışan kadınlar |
|
| 264 |
General |
self-defensive deception n.
|
takkiye |
|
| 265 |
General |
self-worth n.
|
kendini beğenme |
|
| 266 |
General |
self-realization in old age n.
|
yaşlılarda öz gerçekleştirim |
|
| 267 |
General |
self-indictment n.
|
kişinin kendi kendini itham etmesi |
|
| 268 |
General |
self-reference n.
|
öz-imleme |
|
| 269 |
General |
self-will n.
|
benlikçilik |
|
| 270 |
General |
self-seekingness n.
|
menfaatperestlik |
|
| 271 |
General |
self-performance n.
|
öz-performans |
|
| 272 |
General |
self-portrait n.
|
otoportre |
|
| 273 |
General |
self-admiration n.
|
kendi kendini beğenme |
|
| 274 |
General |
self-image n.
|
kişinin kendini tanıması |
|
| 275 |
General |
verbal self-defense n.
|
sözlü savunma |
|
| 276 |
General |
self-possessed n.
|
itidal sahibi |
|
| 277 |
General |
self-sufficiency n.
|
öz yeterlik |
|
| 278 |
General |
self-government n.
|
muhtariyet |
|
| 279 |
General |
self-perception n.
|
öz algılama |
|
| 280 |
General |
self-satisfaction n.
|
kendi kendini memnun etme |
|
| 281 |
General |
self-denial n.
|
özveri |
|
| 282 |
General |
self-assertion n.
|
benlik davası |
|
| 283 |
General |
self-destruction n.
|
özyıkım |
|
| 284 |
General |
self-deprecation n.
|
bireyin kendisiyle dalga geçmesi |
|
| 285 |
General |
self-scrutiny n.
|
özirdeleme |
|
| 286 |
General |
self-denial n.
|
feragat |
|
| 287 |
General |
self-depreciation n.
|
kendini değersiz hissetme |
|
| 288 |
General |
self-awakening n.
|
kendi kendine uyanış |
|
| 289 |
General |
self-respect n.
|
izzet-i nefis |
|
| 290 |
General |
self-betterment n.
|
kendi kendini iyileştirme |
|
| 291 |
General |
self-command n.
|
kendi kendine telkin |
|
| 292 |
General |
self-effacement n.
|
geri plana çekilme |
|
| 293 |
General |
self-proclaimed expert n.
|
alanında uzman |
|
| 294 |
General |
self-understanding n.
|
kendini anlama |
|
| 295 |
General |
self-discovery n.
|
kendini bulma |
|
| 296 |
General |
self-service machine n.
|
öz hizmet makinesi |
|
| 297 |
General |
self-possession n.
|
denge |
|
| 298 |
General |
self-decomposition n.
|
kendiliğinden bozunma |
|
| 299 |
General |
self-revelation n.
|
kendini açma |
|
| 300 |
General |
self-satisfaction n.
|
kendinden memnun olma |
|
| 301 |
General |
self-advertisement n.
|
kendi kendinin reklamını yapma |
|
| 302 |
General |
self-worth n.
|
onur |
|
| 303 |
General |
self-education n.
|
özöğrenim |
|
| 304 |
General |
self-governance n.
|
kendi kendini yönetme |
|
| 305 |
General |
self-defence n.
|
savunma |
|
| 306 |
General |
self-praise n.
|
övünme |
|
| 307 |
General |
self-deception n.
|
kendini aldatma |
|
| 308 |
General |
self-test n.
|
öz sınama |
|
| 309 |
General |
self-reflectivity n.
|
özdüşünümsellik |
|
| 310 |
General |
self-abuse n.
|
bir kimsenin kendi kabiliyetlerinin kasti olarak yanlış kullanması |
|
| 311 |
General |
self-efficacy n.
|
öz-yeterlik |
|
| 312 |
General |
self-accusation n.
|
kendi kendini suçlama |
|
| 313 |
General |
self-devotion n.
|
fedakarlık |
|
| 314 |
General |
self-worth n.
|
kendine saygı |
|
| 315 |
General |
self-consciousness n.
|
özbilinç |
|
| 316 |
General |
self-defensive deception n.
|
takiye |
|
| 317 |
General |
self-esteem in children n.
|
çocuklarda öz saygı |
|
| 318 |
General |
self-respect n.
|
haysiyet |
|
| 319 |
General |
self-efficacy n.
|
kendi kendine yapabilir |
|
| 320 |
General |
self-governance n.
|
öz yönetim |
|
| 321 |
General |
self-possession n.
|
temkin |
|
| 322 |
General |
self-will n.
|
inatçılık |
|
| 323 |
General |
self-referentiality n.
|
özgöndergelilik |
|
| 324 |
General |
self-realization n.
|
kendini gerçekleştirme |
|
| 325 |
General |
self-abnegation n.
|
özveri |
|
| 326 |
General |
self-pollination n.
|
kendi kendine döllenme |
|
| 327 |
General |
self-attribution n.
|
kendine yükleme |
|
| 328 |
General |
self-seeker n.
|
menfaatçi |
|
| 329 |
General |
self-perceiving n.
|
öz algılama |
|
| 330 |
General |
self-directed group work n.
|
kendine dönük grup çalışması |
|
| 331 |
General |
self-annealing n.
|
kendi kendine sertlik verme |
|
| 332 |
General |
self-organization n.
|
kendi kendini organize etme |
|
| 333 |
General |
self-criticism n.
|
otokritik |
|
| 334 |
General |
self-reflexivity n.
|
özdüşünümsellik |
|
| 335 |
General |
self-perceiving n.
|
kendi kendine algılayış |
|
| 336 |
General |
self-management-direction n.
|
öz yönetim |
|
| 337 |
General |
self-perceiving n.
|
kendi kendine algılama |
|
| 338 |
General |
self-commitment n.
|
kendini adama |
|
| 339 |
General |
self-authentication n.
|
kendi kendini onaylama |
|
| 340 |
General |
self-possession n.
|
soğukkanlılık |
|
| 341 |
General |
self-concept n.
|
kendini algılama |
|
| 342 |
General |
self-sacrifice n.
|
feragat |
|
| 343 |
General |
self-awakening n.
|
kendiliğinden uyanma |
|
| 344 |
General |
self-assurance n.
|
kendine güven |
|
| 345 |
General |
national self-determination n.
|
ulusal self-determinasyon |
|
| 346 |
General |
self-support n.
|
kendini geçindirme |
|
| 347 |
General |
self-possession n.
|
itidal |
|
| 348 |
General |
self-sacrifice n.
|
fedakarlık |
|
| 349 |
General |
self-management n.
|
öz yönetim |
|
| 350 |
General |
self-destruction n.
|
kendi kendine zarar verme |
|
| 351 |
General |
self-contentment n.
|
kendi kendinden memnun olma |
|
| 352 |
General |
self-regulation n.
|
kendi kendini düzenleyen |
|
| 353 |
General |
self-betterment n.
|
kendi kendini düzeltme |
|
| 354 |
General |
self-actualization n.
|
özgerçekleştirim |
|
| 355 |
General |
self-denial n.
|
riyazet |
|
| 356 |
General |
self-restraint n.
|
kendine hakim olma |
|
| 357 |
General |
self-respect n.
|
şeref |
|
| 358 |
General |
self-pity n.
|
kendi kendine acıma |
|
| 359 |
General |
self-affection n.
|
öz-etkilenim |
|
| 360 |
General |
self-denial n.
|
kendini inkar etme |
|
| 361 |
General |
self-righting n.
|
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot |
|
| 362 |
General |
self-love n.
|
kendini sevme |
|
| 363 |
General |
self-determination n.
|
kendi kaderini tayin hakkı |
|
| 364 |
General |
self-control n.
|
kendine hakim olma |
|
| 365 |
General |
self-respect n.
|
benlik saygısı |
|
| 366 |
General |
self-stick interlocking fastener n.
|
iç içe geçmeli yapışkan bant |
|
| 367 |
General |
self-change n.
|
kendini değiştirme |
|
| 368 |
General |
self-rating of n.
|
özbeğeni |
|
| 369 |
General |
self-guided improvement n.
|
bireyin kendi kendini geliştirmesi |
|
| 370 |
General |
self-seeking n.
|
çıkar |
|
| 371 |
General |
self-determination n.
|
hür irade |
|
| 372 |
General |
self-annihilation n.
|
intihar |
|
| 373 |
General |
self-appointment n.
|
kendi kendini tayin etme |
|
| 374 |
General |
self-destruction n.
|
kendini baltalama |
|
| 375 |
General |
self-respect n.
|
benlik |
|
| 376 |
General |
self-approbation n.
|
kendi kendini onaylama |
|
| 377 |
General |
self-hypnosis n.
|
kendi kendini hipnoz etme |
|
| 378 |
General |
self-worship n.
|
kendi kendine tapma |
|
| 379 |
General |
self-devotion n.
|
özveri |
|
| 380 |
General |
self-suggestion n.
|
kendi kendini telkin |
|
| 381 |
General |
self-restraint n.
|
kendini tutma |
|
| 382 |
General |
self-organizing systems n.
|
benlik organize sistemleri |
|
| 383 |
General |
self-indictment n.
|
kabahati kendinde görme |
|
| 384 |
General |
self-consciousness n.
|
kendi halini düşünme |
|
| 385 |
General |
self-destruction n.
|
kendi kendini yok etme |
|
| 386 |
General |
self-transcendence n.
|
kendini aşmışlık |
|
| 387 |
General |
self-acceptance in adolescence n.
|
ergenlikte kendini kabul |
|
| 388 |
General |
self-determination n.
|
self-determinasyon |
|
| 389 |
General |
self-ignition n.
|
otomatik ateşleme |
|
| 390 |
General |
self-development n.
|
kendini geliştirme |
|
| 391 |
General |
self-perceiving n.
|
öz algı |
|
| 392 |
General |
self-assessment n.
|
kendi kendini denetleme |
|
| 393 |
General |
self-affirming n.
|
öz-olumlama |
|
| 394 |
General |
self-destruction n.
|
intihar |
|
| 395 |
General |
self-sufficiency n.
|
kendine yetme |
|
| 396 |
General |
self-actualization n.
|
öz yapabilirlik |
|
| 397 |
General |
self-contradiction n.
|
kendisiyle çatışma |
|
| 398 |
General |
self-regression model n.
|
içsel kaynaklı azalım modeli |
|
| 399 |
General |
self indulgence n.
|
zevk-ü safa |
|
| 400 |
General |
self-sacrifice n.
|
özveri |
|
| 401 |
General |
self-fulfillment n.
|
kendi kendini gerçekleştirme |
|
| 402 |
General |
self-possession n.
|
sakinlik |
|
| 403 |
General |
self-complacency n.
|
halinden memnunluk |
|
| 404 |
General |
self-abuse n.
|
mastürbasyon |
|
| 405 |
General |
self-perceiving n.
|
öz algılayış |
|
| 406 |
General |
self-fulfillment n.
|
kendini gerçekleştirme |
|
| 407 |
General |
self-absorption n.
|
öz soğurma |
|
| 408 |
General |
self-absorption n.
|
sadece kendisiyle ilgilenme |
|
| 409 |
General |
self-determination n.
|
özerklik |
|
| 410 |
General |
self-actualization n.
|
öz-gerçekleştirme |
|
| 411 |
General |
self-contradiction n.
|
kendisiyle çelişme |
|
| 412 |
General |
self-control n.
|
kendini ayarlama |
|
| 413 |
General |
self-help n.
|
kendi başına yapabilme |
|
| 414 |
General |
self-rule n.
|
özerklik |
|
| 415 |
General |
self-reliance n.
|
özgüven |
|
| 416 |
General |
self-denial n.
|
kendini tutma |
|
| 417 |
General |
self-perpetuation n.
|
kendi kendini yenileme |
|
| 418 |
General |
self-conductivity n.
|
öz iletkenlik |
|
| 419 |
General |
self-awareness n.
|
özfarkındalık |
|
| 420 |
General |
self-gratification n.
|
kendi arzularının esiri olma |
|
| 421 |
General |
self-evaluation n.
|
öz değerlendirme |
|
| 422 |
General |
self destruct n.
|
kendi kendini yok etme |
|
| 423 |
General |
self stick interlocking fastener n.
|
iç içe geçmeli yapışkan bant |
|
| 424 |
General |
(a) relationship based on self-interest n.
|
çıkar ilişkisi |
|
| 425 |
General |
self-educated performer n.
|
alaylı oyuncu |
|
| 426 |
General |
self checking n.
|
otomatik kontrollü |
|
| 427 |
General |
self made man n.
|
kendi kendini yetiştirmiş insan |
|
| 428 |
General |
self-questioning n.
|
kendini sorgulama |
|
| 429 |
General |
self mutilation n.
|
kendi kendini sakatlama |
|
| 430 |
General |
self denial n.
|
nefsinden feragat |
|
| 431 |
General |
self denial n.
|
kendinden verme |
|
| 432 |
General |
self denial n.
|
nefsine hakim olma |
|
| 433 |
General |
relational self narrative n.
|
ilişkisel öz-anlatı |
|
| 434 |
General |
self-recrimination n.
|
kendini suçlama |
|
| 435 |
General |
self-recrimination n.
|
otokritik |
|
| 436 |
General |
self-recrimination n.
|
özeleştiri |
|
| 437 |
General |
self-assertiveness n.
|
iddiacılık |
|
| 438 |
General |
self-negation n.
|
kendini inkar |
|
| 439 |
General |
self-negation n.
|
kendi ihtiyaçlarını görmezden gelme |
|
| 440 |
General |
self-perpetuating n.
|
belirsiz bir süre için devam etme özelliğine sahip |
|
| 441 |
General |
sense of self n.
|
benlik algısı |
|
| 442 |
General |
self-validating n.
|
kendi kendine doğrulama |
|
| 443 |
General |
sense of self n.
|
benlik bilinci |
|
| 444 |
General |
self-awakening n.
|
kişisel aydınlanma |
|
| 445 |
General |
self-efficacy n.
|
öz yeterlik |
|
| 446 |
General |
self-significance n.
|
öz önem |
|
| 447 |
General |
self-conceit n.
|
kendini beğenmişlik |
|
| 448 |
General |
self-significance n.
|
öz anlam |
|
| 449 |
General |
self-tanning lotion n.
|
güneşsiz bronzlaştırıcı losyon |
|
| 450 |
General |
self dramatisation n.
|
kişinin kendini acındırması |
|
| 451 |
General |
self dramatization n.
|
kişinin kendini acındırması |
|
| 452 |
General |
self-love n.
|
kendini beğenme |
|
| 453 |
General |
self-abuse n.
|
istimna |
|
| 454 |
General |
self-abuse n.
|
kendini aşağılama |
|
| 455 |
General |
self defense n.
|
meşru müdafaa |
|
| 456 |
General |
self-improvement n.
|
şahsi tekamül |
|
| 457 |
General |
self-discipline n.
|
şahsi disiplin |
|
| 458 |
General |
self-improvement n.
|
kendi kendini geliştirme |
|
| 459 |
General |
self-certification n.
|
kendi kendine belgelendirme |
|
| 460 |
General |
self-certificating n.
|
kendi kendine belgelendirme |
|
| 461 |
General |
self-expression skill n.
|
kendini ifade etme becerisi |
|
| 462 |
General |
self-expression skill n.
|
kendini ifade etme kabiliyeti |
|
| 463 |
General |
ability of self-expression n.
|
kendini ifade etme becerisi |
|
| 464 |
General |
ability of self-expression n.
|
kendini ifade etme kabiliyeti |
|
| 465 |
General |
self-report n.
|
kendi kendine rapor etme |
|
| 466 |
General |
sense of self n.
|
benlik duygusu |
|
| 467 |
General |
academic self-concept n.
|
akademik benlik kavramı |
|
| 468 |
General |
self-fulfillment n.
|
kendini gerçekleme |
|
| 469 |
General |
self-enhancement n.
|
kendini geliştirme |
|
| 470 |
General |
self-enhancement n.
|
kendini yükseltme |
|
| 471 |
General |
self-righteousness n.
|
kendini üstün görme |
|
| 472 |
General |
self-righteousness n.
|
ben bilirimcilik |
|
| 473 |
General |
self-invited guest n.
|
davetsiz misafir |
|
| 474 |
General |
self-invited guest n.
|
davetsiz gelen misafir |
|
| 475 |
General |
self-refuting idea n.
|
kendini çürüten fikir |
|
| 476 |
General |
self-regarding n.
|
kendini önemseme |
|
| 477 |
General |
self-regarding n.
|
özsaygı |
|
| 478 |
General |
self-competence n.
|
öz yetkinlik |
|
| 479 |
General |
self-immolation n.
|
canına kıyma |
|
| 480 |
General |
self-immolation n.
|
kendini feda etme |
|
| 481 |
General |
self-immolation n.
|
intihar |
|
| 482 |
General |
self-stick note pad n.
|
yapışkanlı not kağıdı |
|
| 483 |
General |
self-stick note n.
|
yapışkanlı not kağıdı |
|
| 484 |
General |
self service store n.
|
tezgahtarsız mağaza |
|
| 485 |
General |
self-dependence n.
|
bağımsızlık |
|
| 486 |
General |
self-fulfilling prophecy n.
|
kendi kendini gerçekleştiren kehanet |
|
| 487 |
General |
self-fulfilling prophecy n.
|
kendini doğrulayan kehanet |
|
| 488 |
General |
self-fulfilling prophecy n.
|
olması beklenildiği için bir olayın vuku bulması |
|
| 489 |
General |
self-exposure n.
|
kendini ifşa etme |
|
| 490 |
General |
self-exposure n.
|
kendini açığa çıkarma |
|
| 491 |
General |
self-worth n.
|
kendilik değeri |
|
| 492 |
General |
self image n.
|
benlik saygısı |
|
| 493 |
General |
lower-self and higher-self n.
|
alt benlik ve üst benlik |
|
| 494 |
General |
self-actualization needs n.
|
kendini tamamlama ihtiyaçları |
|
| 495 |
General |
self-actualization needs n.
|
kendini gerçekleştirme ihtiyaçları |
|
| 496 |
General |
self-loathing n.
|
kendinden nefret etme |
|
| 497 |
General |
self-hatred n.
|
kendinden nefret etme |
|
| 498 |
General |
self-fulfillment n.
|
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet |
|
| 499 |
General |
self-fulfillment n.
|
kişisel tatmin |
|
| 500 |
General |
self-satisfaction n.
|
kişisel tatmin |
|
