odaklanmış - Türkisch Englisch Wörterbuch

odaklanmış

Bedeutungen von dem Begriff "odaklanmış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
odaklanmış focused adj.
Now it seems that everything is focused around illegal immigration.
Şimdi her şey yasadışı göç etrafında odaklanmış gibi görünüyor.

More Sentences
odaklanmış focussed adj.
Tom doesn't seem very focussed at the moment.
Tom şu anda pek odaklanmış görünmüyor.

More Sentences
Technical
odaklanmış focused adj.
The operations funded focused mostly on basic healthcare.
Finanse edilen operasyonlar çoğunlukla temel sağlık hizmetlerine odaklanmıştır.

More Sentences
odaklanmış focussed adj.
Tom doesn't seem very focussed at the moment.
Tom şu an çok da odaklanmış görünmüyor.

More Sentences
General
odaklanmış in focus adj.
odaklanmış preoccupied adj.
odaklanmış pointed adj.
Idioms
odaklanmış on task expr.
odaklanmış on the stick expr.

Bedeutungen, die der Begriff "odaklanmış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 32 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
odaklanmış kalmak stay focused v.
Tom was trying to stay focused.
Tom odaklanmış kalmaya çalışıyordu.

More Sentences
tek amaca odaklanmış single-minded adj.
With a single-minded determination, she pursued her goal.
Tek bir amaca odaklanmış bir kararlılıkla hedefine doğru ilerledi.

More Sentences
odaklanmış grup görüşmesi focused group interviewing n.
iyi odaklanmış in focus adj.
bir noktaya odaklanmış centred on adj.
değere odaklanmış value-driven adj.
afrika veya afrika halklarına odaklanmış olan afrocentric adj.
aşırı odaklanmış overfocussed adj.
iç dünyasına odaklanmış ingrown adj.
odaklanmış bir şekilde focusedly adv.
Colloquial
sadece iyi not almaya odaklanmış öğrenci grade-grubber n.
tamamen odaklanmış all adj.
sadece iyi not almaya odaklanmış grade-grubbing adj.
tamamen odaklanmış locked in adj.
Idioms
asıl konuya odaklanmış down to brass tacks adj.
asıl önemli olan yönlere odaklanmış down to brass tacks adj.
tamamen odaklanmış in the zone expr.
Trade/Economic
odaklanmış pazarlama target marketing n.
odaklanmış pazarlama focused marketing n.
odaklanmış pazarlama concentrated marketing n.
Media
ciddi haberlere odaklanmış hard adj.
Technical
odaklanmış yükün demetli geçirimli elektron mikroskobu focussed ion beam transmission electron microscope n.
odaklanmış yükün demeti focussed ion beam n.
odaklanmış yükün demetli taramalı elektron mikroskobu focussed ion beam scanning electron microscope n.
odaklanmış yükün demetli mikroskop focussed ion beam microscope n.
odaklanmış kızılötesi erke kaynağı focused infrared energy welding n.
Computer
belirli bir konuya odaklanmış sürümler focused releases n.
Medical
dar ve odaklanmış x-ışınları demeti microbeam n.
Education
belirli bir akademik alana odaklanmış üniversite öğrencisi major n.
Philosophy
sanskritçe kutsal metinlerin yorumlanmasına odaklanmış bir ortodoks hindu felsefesi mimamsa n.
sanskritçe kutsal metinlerin yorumlanmasına odaklanmış olan ortodoks bir hindu felsefesi purva mimamsa n.
sanskritçe kutsal metinlerin yorumlanmasına odaklanmış olan ortodoks bir hindu felsefesi uttara mimamsa n.