focused - Türkisch Englisch Wörterbuch

focused

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "focused" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
focused adj. odaklanmış
The operations funded focused mostly on basic healthcare.
Finanse edilen operasyonlar çoğunlukla temel sağlık hizmetlerine odaklanmıştır.

More Sentences
Technical
focused adj. odaklanmış
The operations funded focused mostly on basic healthcare.
Finanse edilen operasyonlar çoğunlukla temel sağlık hizmetlerine odaklanmıştır.

More Sentences
General
focused adj. üzerine odaklanılmış
focused adj. amacına kanalize olmuş
focused adj. sağlam kararlılık gösteren
Optics
focused adj. bir noktada birleşen (ışık ışınları)
focused adj. net görüntü elde edecek şekilde ayarlanmış (optik sistem)

Bedeutungen, die der Begriff "focused" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
stay focused v. odaklan
Stay focused, therefore, on what you have presented.
Bu nedenle sunduğunuz şeye odaklanın.

More Sentences
stay focused v. odaklanmış kalmak
We've got to stay focused.
Odaklanmış kalmak zorundayız.

More Sentences
stay focused v. konsantrasyonunu bozma
Stay focused.
Konsantrasyonunu bozma.

More Sentences
focused group interviewing n. odaklanmış grup görüşmesi
be focused on v. üzerine odaklanılmış olmak
stay focused v. odaklanmak
stay focused v. dikkatin dağılmasın
stay focused v. konsantrasyonunu bozmamak
stay focused on the target v. hedefe kilitlenmek
emotion-focused adj. duygu odaklı
problem-focused adj. problem odaklı
value-focused adj. değer odaklı
Trade/Economic
focused interview n. bireye odaklı mülakat
taxpayer focused service principle n. mükellef odaklı hizmet ilkesi
focused marketing n. odaklanmış pazarlama
focused interview n. robert merton tarafından geliştirilmiş ortak sorunları olan bireylerin kendilerini grupla birlikte açığa vurmalarını hedefleyen mülakat
focused strategy n. bir kuruluşun temel faaliyetleri hariç tüm faaliyetlerini elden çıkarıp toplanan kaynakları rakiplerinin arasından sıyrılmasını sağlayacak becerilerine ayırdığı iş stratejisi
customer-focused adj. müşteri odaklı
Politics
export-focused growth n. ihracat odaklı büyüme
Technical
focused infrared energy welding n. odaklanmış kızılötesi erke kaynağı
focused receptivity n. odaklı alıcılık
Computer
focused releases n. belirli bir konuya odaklanmış sürümler
Medical
solution-focused strategic therapy n. çözüm odaklı stratejik terapi
fast (focused abdominal sonography for trauma) n. travma için karın odaklı sonografi
Psychology
emotion-focused coping n. duygu odaklı başa çıkma
emotion-focused therapy n. duygu-odaklı terapi
problem-focused coping n. problem odaklı başa çıkma
solution-focused short-term psychological counseling n. çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma