famine - Türkisch Englisch Wörterbuch

famine

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "famine" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
famine n. kıtlık
The public's perception of hunger is very often the televisual one of famine.
Kamuoyunun açlık algısı çoğu zaman televizyondaki kıtlık algısıdır.

More Sentences
General
famine n. kıtlık
The UN estimates that seven and a half million people are at risk of famine in this devastated country.
BM, bu harap olmuş ülkede yedi buçuk milyon insanın kıtlık riski altında olduğunu tahmin ediyor.

More Sentences
famine n. sıkıntı
Famine caused great distress among the people.
Açlık insanlar arasında büyük sıkıntıya neden oldu.

More Sentences
famine n. açlık
Their departure will spell the end of farms, famine for 12 million inhabitants of Zimbabwe and widespread poverty.
Onların gidişi çiftliklerin sonu, 12 milyon Zimbabwe sakini için açlık ve yaygın yoksulluk anlamına gelecektir.

More Sentences
famine n. yokluk
famine n. ciddi yiyecek kıtlığı
famine n. kıtlık dönemi
famine n. yoksun olma
famine n. (kaynak) az bulunma
famine n. kitlesel yiyecek kıtlığı
famine n. şiddetli gıda yokluğu
Archaic
famine n. gıda sıkıntısı
famine n. aşırı açlık
famine n. açlıktan ölme
famine n. aşırı iştah

Bedeutungen, die der Begriff "famine" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
famine early warning system n. kıtlığın önceden tahminine yarayan sistem
famine victim n. açlık kurbanı
famine victims n. açlık kurbanları
famine relief n. açlıkla savaşım
famine period n. kıtlık dönemi
a period of famine n. kıtlık dönemi
suffer famine v. kıtlık çekmek
face famine v. kıtlıkla karşılaşmak
face famine v. kıtlıkla yüz yüze olmak
face famine v. kıtlık çekmek
famine-stricken adj. kıtlık yaşayan
famine-stricken adj. kıtlığın vurduğu
in the famine zone adv. kitlik bölgesi̇nde
Idioms
either feast or famine expr. ya çok fazla ya da çok az
feast or famine expr. ya çok fazla ya da çok az
feast or famine expr. ya çok iyi ya çok kötü
feast or famine expr. bir ortası/normali yok
Trade/Economic
housing famine n. konut kıtlığı
Politics
water famine n. su kıtlığı
oxford committee for famine relief (oxfam) n. oxfam kıtlıkla mücadele örgütü
Technical
mass famine n. kitlesel kıtlık
Pathology
famine fever n. tifo hastalığı
famine fever n. tifo ateşi
famine fever n. tifüs ateşi
famine fever n. tekrarlayıcı humma
famine fever n. raci humma
famine fever n. kanda tespit edilen akut, bulaşıcı, enfeksiyöz bir hastalık
famine fever n. açlık
famine fever n. açlık ödemi
Social Sciences
famine hypothesis n. kıtlık hipotezi
famine relief n. kıtlık yaşanan bölgede açlığı azaltıcı organize faaliyet
famine relief n. kıtlık yardımı
History
the irish famine n. büyük kıtlık
the irish famine n. irlanda'da patates küfünden kaynaklanan bir kıtlık dönemi