dikey - Türkisch Englisch Wörterbuch

dikey

Bedeutungen von dem Begriff "dikey" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dikey vertical adj.
Our company's structure is rigidly vertical.
Şirketimizin yapısı tamamen dikeydir.

More Sentences
General
dikey vertical n.
He was determined to climb the vertical cliff.
Dikey uçuruma tırmanmaya kararlıydı.

More Sentences
dikey vertical adj.
This is just an example of how horizontal policies and vertical sectoral solutions complement each other.
Bu, yatay politikaların ve dikey sektörel çözümlerin birbirini nasıl tamamladığının sadece bir örneğidir.

More Sentences
dikey vertically adv.
It would also guarantee that vertically divided markets did not arise.
Ayrıca dikey olarak bölünmüş piyasaların ortaya çıkmamasını da garanti altına alacaktır.

More Sentences
Technical
dikey vertical adj.
Metal barriers, inappropriate vertical signs and kerbs are among the causes behind an enormous number of victims.
Metal bariyerler, uygun olmayan dikey işaretler ve bordürler çok sayıda kurbanın arkasındaki nedenler arasındadır.

More Sentences
Food Engineering
dikey vertical adj.
Will horizontal enlargement not obstruct vertical enlargement?
Yatay genişleme dikey genişlemeyi engellemeyecek mi?

More Sentences
Common Usage
dikey perpendicular adj.
General
dikey normal adj.
dikey sheer adj.
dikey plumbous adj.
dikey orthogonal adj.
dikey plumb adj.
dikey upright adj.
dikey upended adj.
dikey up-and-down adj.
dikey orthometric adj.
dikey apeak adv.
Technical
dikey upright adj.
dikey perpendicular adj.
Computer
dikey portrait adj.
dikey columnar adj.
dikey down adv.
Marine
dikey apeak adj.
Food Engineering
dikey perpendicular adj.
dikey orthogonal adj.
Math
dikey orthogonal adj.
Biochemistry
dikey ordinate adj.
dikey longitudinal adj.
Archaic
dikey downright adj.

Bedeutungen, die der Begriff "dikey" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dikey çizgi vertical n.
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.
Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.

More Sentences
dikey çizgi vertical n.
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.
Mary dikey çizgili giysiler giymeyi seviyor, çünkü bunların insanı daha ince gösterdiğini duymuş.

More Sentences
Politics
dikey anlaşma vertical agreement n.
The next item is the Commission communication on vertical agreements and concerted practices in the automobile industry.
Bir sonraki konu, otomobil sektöründeki dikey anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin Komisyon tebliğidir.

More Sentences
Computer
dikey çizgiler vertical lines n.
He drew some vertical lines on the paper.
Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.

More Sentences
General
dikey çatışma vertical conflict n.
dikey bütünleşme vertical integration n.
dikey mevzuat vertical legislation n.
kayakçının aşağı kayabileceği dikey mesafe skiable vertical n.
dikey devlet hierarchical state n.
dikey düşüş vertical drop n.
dikey stabilizator vertical stabilizer n.
dikey çizgi perpendicular line n.
dikey makas vertical cutter n.
dikey kesit elevation n.
dikey çizgi perpendicular n.
dikey yükseklik vertical height n.
dikey yaşam hattı vertical lifeline n.
topun bir iple dikey bir sırığa asıldığı ve iki kişi arasında oynanan bir top oyunu tetherball n.
dikey mesafe vertical distance n.
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak abc soil n.
dikey kazık arrectary [obsolete] n.
dikey düzlem vertical n.
dikey çember vertical n.
kirişteki dikey üye vertical n.
dikey fotoğraf vertical n.
tahıl taşıma sisteminde kovaları taşıyan kayışın dikey kısmını içeren kasa leg n.
lunaparkta havada dikey dönüş hareketini simüle eden oyuncak loop-the-loop n.
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç lorraine cross n.
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç cross of lorraine n.
radar ekranındaki çim benzeri dikey çizgilere sebep olan elektronik titreşim grass n.
yatay ve dikey çizgilerden oluşan ağ grid n.
dikey sürgülü kanadı olup karşı ağırlıkları bulunmayan pencere guillotine n.
kenarın üzerine atılan dikey dikiş overhand stitch n.
su kütlesinin dikey orta bölümü mid-water n.
delikli kartta deliğin açılabileceği bir dizi dikey konum column n.
(bulmaca) çözümü dikey yazılan ipucu down n.
amerika'nın erken koloni dönemine ait evlerde öne doğru çıkıntı yapan ikinci katın altındaki dikey kalasın ucu drop n.
kıç dikey peak n.
baş dikey peak n.
dikey yapı elemanında oymalı dekoratif kenar pendant n.
koloni dönemi amerikan evlerinin ikinci katından uzanan dikey ahşap kenar pendant n.
(koloni dönemi amerikan evleri) dikey kiriş ucu pendant n.
dikey yönlü aranjman position n.
(saat hareketliliğinin devam edebileceği) dikey yönlü ayarlama position n.
dikey kısmı oval, yatay kısmı dairesel olan bir cisim orbiculate n.
monoklinal sistemde dikey ve yanal eksenlere paralel iki düzleme verilen ad orthopinacoid n.
dikey ve yatay ögelerin öne çıktığı mimari bir tarz prairie style n.
dikey olarak ortadan bölünmüş sütun semicolumn n.
dikey yırtık vertical tear n.
aristoteles'in deniz kestanesi fenerinin beş büyük dikey bölümünden her biri pyramid n.
dikey balistik açı superelevation n.
yeniden dikey hale getirmek redress [obsolete] v.
dikey hale gelmek upend v.
(zıpkın) dikey yerleştirmek peak v.
dikey çevirmek peak v.
dikey yöne getirmek peak v.
(kürekleri) dikey tutmak peak v.
dikey duruma getirmek outroot v.
(dikey yüzeyi) kaplamak fresco v.
dikey yükseliş göstermek sky v.
daha dikey sheerer adj.
dikey durumdan eğik duruma geçmiş haded adj.
dikey (düşen) plummeted adj.
dikey bütünleşmiş vertical integrated adj.
dikey bütünleşmiş vertically-integrated adj.
yarı dikey subvertical adj.
dikey olmayan nonvertical adj.
dikey olmayan unerect adj.
dikey çizgilerle bölünmüş vergette adj.
dikey giden down adj.
(arma) dikey çizgiler ile dört parçaya ayrılan paly adj.
(arma) dikey çizgiler ile dörtten fazla bölüme ayrılan paly adj.
dikey konumda tutulan ported adj.
uzun ekseni az çok dikey olan orthotropic adj.
gemi veya uçağın omurgasına dikey olarak abeam adv.
dikey vaziyette at right angles adv.
dikey olarak apeak adv.
dikey anlamı veren ön ek ortho- pref.
Idioms
dikey veya yatay olmayan bir çizginin eğiminin nasıl hesaplanacağını hatırlamak için kullanılan anımsatıcı ifade rise over run v.
Trade/Economic
bir doğrunun dikey ekseni kestiği nokta y intercept n.
dikey toplanma vertical integration n.
dikey holding vertical holding n.
dikey genişleme vertical expansion n.
dikey büyüme vertical growing n.
dikey bütünleşme vertical integration n.
dikey sendika vertical labor union n.
dikey entegrasyon vertical integration n.
dikey yüzde yöntemi vertical analysis n.
dikey piyasa vertical market n.
dikey açıklık vertical space n.
dikey birleşme vertical combination n.
dikey yüzde bilançosu vertical percentage balance sheet n.
dikey birleşmeler vertical mergers n.
dikey yüzdeler analizi vertical analysis n.
dikey geçiş sınavı external transfer exam n.
dikey birleşme vertical merger n.
dikey analiz vertical analysis n.
dikey bütünleşme stratejisi vertical integration strategy n.
dikey eksen vertical axis n.
dikey yüzde gelir tablosu vertical percentage income statement n.
dikey ticaret vertical trade n.
dikey birleşme vertical integration n.
dikey vergi adaleti vertical tax equity n.
dikey eşitlik vertical equity n.
dikey bütünleşme vertical integration n.
dikey dosyalama vertical filing n.
dikey pazar vertical market n.
dikey yüzde analizi common-size percentage n.
dikey terfi vertical promotion n.
dikey hareketlilik vertical mobility n.
gelir tablosu dikey analizi vertical analysis of a financial statement n.
geriye doğru dikey bütünleşme backward vertical integration n.
ileriye doğru dikey bütünleşme forward vertical integration n.
mali tabloların dikey analizi vertical analysis n.
yönetimli dikey pazarlama sistemi administered vertical marketing system n.
yukarı dikey yoğunlaşma upper vertical concentration n.
Law
dikey birleşme vertical integration n.
Politics
dikey ilişki vertical relation n.
dikey mantık vertical logic n.
Industry
silindiri manivelanın üzerinde yer alan dikey buhar makinesi overhead engine n.
sandalyenin sırtını oluşturmak üzere dikey yerleştirilmiş ince ve düz çubuklar slat n.
Technical
fırınlarda tavaları tutan tepsilerin asıldığı dikey döner tekerlek reel n.
dikey bir kutup üzerinde dönen kollardan oluşan çamaşır kurutma makinesi reel n.
görüntüdeki veya haritadaki noktaları bulmak için koordinatlar sağlayan, yatay ve dikey çizgilerden oluşan çizim reference grid n.
üzerindeki dikey ve ufak silikon bıçaklar yardımıyla sıvılarla etkileşime girebilen, ticari uygulamalarda kullanılan sentetik bir yüzey nanograss n.
arıza nedeniyle dikey yer değiştirme miktarı throw n.
dikey şaft grubunun alt rulmanı toe n.
altımetreler ve dikey hız indikatörleri için basınç sistemi pilot static system n.
ağızda dikey çatlağı split finish n.
bir uçağın yalpa yapmasını azaltmak için kullanılan ve dikey düzlemde dönen jiroskoptan oluşan bir cihaz gyrostabilizer n.
bir uçağın yalpa yapmasını azaltmak için kullanılan ve dikey düzlemde dönen jiroskoptan oluşan bir cihaz gyrostabiliser n.
dikey çizgi vertical line n.
dikey şasi tower n.
dikey makine vertical engine n.
dikey çekme süreci up-draw process n.
dikey kazan vertical boiler n.
dikey ve sabit boru standpipe n.
dikey baca-fırınlar vertical shaft furnaces n.
dikey eşlik denetimi vertical parity check n.
dikey pompa veya tulumba vertical pump n.
dikey ezme ayağı vertical reduction stand n.
dikey tip evaporator vertical type evaporator n.
dikey besleme vertical feed n.
dikey gezinge orthogonal trajectory n.
dikey örgüler orthogonal weaves n.
dikey açılan kapak tweel n.
dikey gerilimler principal stresses n.
dikey karartma aralığı vertical blanking interval n.
dikey sigortalı yük ayırıcı vertical fuse switch disconnector n.
dikey konumdaki numune vertically oriented specimen n.
dikey borulu kazan vertical tube boiler n.
dikey dönüşüm orthogonal transformation n.
dikey matkap upright drilling machine n.
döner ızgaralı dikey fırın rotary grate shaft kiln n.
dikey şaftlı türbin vertical shaft turbine n.
dikey kurutucu tower drier n.
dikey türbin vertical turbine n.
dikey çizgi vertical rule n.
dikey tek vuruşlu gotik harf kullanma vertical single-stroke gothic lettering n.
dikey biçimleme vertical shaping n.
dikey takviye parçası vertical stiffencr n.
dikey yükleme vertical loading n.
dikey milli çalıştırma camshaft vertical shaft drive n.
dikey burkulma vertical deformation n.
dikey laplama aygıtı vertical lapping machine n.
dikey tip kompresör vertical compressor n.
dikey broşlama vertical broaching n.
dikey sürekli galvaniz hattı vertical continuous galvanizing line n.
dikey ilerletme vertical feed n.
dikey sarmal taşıyıcı screw elevator n.
dikey ya da düşey kazan vertical boiler n.
dikey ivme vertical acceleration n.
dikey izdüşüm orthographic projection n.
dikey izdüşüm orthogonal projection n.
dikey torna tezgahı vertical boring mill n.
dikey kuyruk fin n.
dikey yatış vertical bank n.
dikey veya düşey kaynak vertical weld n.
dikey eleman vertical member n.
dikey tip evaporatör vertical type evaporator n.
dikey fırında çinko üretimi zinc vertical retorting n.
dikey torna vertical turning machine n.
dikey hidrolik pres hydraulic vertical pres n.
dikey kuyu fırın vertical pit-type furnace n.
dikey çatlak vertical crack n.
dikey referans vertical reference n.
dikey kesit vertical section n.
dikey baca-fırınlar vertical flue-ovens n.
dikey şasi upright n.
dikey yol axial road n.
dikey tasarım vertical design n.
dikey yeğinlik vertical intensity n.
dikey aydınlatıcı vertical illuminator n.
dikey yakma vertical firing n.
dikey çıkış borusu stand pipe n.
dikey düzleyici vertical straightener n.
dikey eksen perpendicular axis n.
dikey delik açma makinesi vertical boring machine n.
dikey plan vertical plane n.
dikey burkulma twist n.
dikey gerçek gerilim principal true stress n.
dikey aydınlatma vertical illumination n.
dikey sekme vertical tabulation n.
dikey tavlama fırını vertical annealing furnace n.
dikey eksen y-axis n.
dikey kesme vertical cutting n.
dikey tip sigortalı yük ayırıcı vertical fuse switch disconnector n.
dikey amortisör vertical damper n.
dikey şeritli testereleme upright bandsawing n.
dikey kum dreni vertical sand drain n.
dikey yanılsama vertical illusion n.
dikey ekseni etrafında döndüren dişli spur pinion n.
dikey yanma deneyi vertical burning test n.
dikey parlak tavlama hattı vertical bright annealing line n.
dikey plaka vertical plate n.
dikey aşınma upward wear n.
dikey maça fırını tower oven n.
dikey tornalama vertical turning n.
dikey-bacalı fırınlar vertical-flue ovens n.
dikey destek vertical stay n.
dikey kuvvet perpendicular force n.
dikey yüzey taşlama vertical surface grinding n.
dikey eşlik denetimi transverse parity check n.
dikey konumlu kaynaklama vertical position welding n.
dikey lip evaporator vertical type evaporator n.
dikey karartma vertical blanking n.
dikey takviye parçası vertical stiffener n.
dikey sürekli döküm makinesi vertical type continuous casting machine n.
ev tipi dikey kanalizasyon sistemi vertical house sewage system n.
ince dikey yüzey çizgisi cat scratch n.
ince dikey yüzey çizikleri drag marks n.
kesite dikey kuvvet normal force n.
kesite dikey gerilim katsayısı normal-stress coefficient n.
kesite dikey gerilim normal stress n.
kurcetayı dik tutmak için kullanılan dikey direkler trestletree n.
küçük uçağın dikey olarak tırmanışa geçip daha sonra durarak aşağı doğru yaptığı manevra whipstall n.
laboratuvarda oluklanmadan sonra dikey ezilme dayanımının belirlenmesi determination of edge crush resistance after laboratory flutting n.
normal dikey gerilme çatlağı normal vertical tension crack n.
ön dikey destek front vertical stay n.
silindirleri dikey olarak yan yana motor in-line engine n.
sürekli dikey çekme updraw n.
uçağın dikey stabilizeri fin n.
yer döşemelerinin dikey direnci vertical resistance of a floor coverings n.
yatay veya dikey sapma declination n.
yatay ve dikey iki bileşen ile mehengirden oluşan ölçü aleti internal dial gauge n.
ölçüyü işaretlemek için çubuk üzerine çizilen dikey çizgi bar n.
ahşap bir geminin yanları ve bölmelerindeki dikey kaplama berthing n.
tepesine yakın bir yerinden yatay bir çubukla kesilmiş daha uzun dikey bir çubuk latin cross n.
dikey açıları ölçmek için kullanılan bir aygıta bağlı dereceli bir yay vertical limb n.
(izdüşüm) dikey bir çizgiden geçen düzlem vertical plane n.
panel çerçevesinin dikey ve yatay çitlerin düz ve kalıplanmamış kısmı margin n.
çok sayıda iğneli yazıcıda ve tüm lazer yazıcılarda bulunan bir özellik olan karakterleri çok küçük yatay ve dikey hareketlerle konumlandırma microspacing n.
kağıt yapımı makinesindeki mikser benzeri işleve sahip dikey bölme midfeather n.
(buhar kazanında) yangın kutusu veya ateşleme odasındaki dikey su alanı midfeather n.
ortorombik kristalin hem dikey eksene hem de daha kısa yanal eksene paralel düzlemi brachypinacoid n.
bir pasajın tekrar edilmesi gerektiğini ifade eden, iki veya dört adet dikey noktadan oluşan bir işaret repeat n.
payanda üzerine dikey yerleştirilmiş bir çift pim oarlock n.
manyetik meridyenin dikey düzleminde serbestçe dönen bir pusula iğnesinin ufukla yaptığı açı dip n.
deniz uçağı şamandırasının dikey yer değiştirmesi rise n.
deniz uçağı gövdesinin dikey yer değiştirmesi rise n.
dikey dağıtım borusu riser n.
dikey dönüş borusu riser n.
denizin derinliklerindeki dikey akıntıları belirleyen bir cihaz bathyclinograph n.
elektronik cihazda parça monte edilen dikey destek bay n.
kolon kromatografisinde kullanılan dikey cam tüp column n.
buhar kazanının tepesindeki dikey hazne dome n.
dikey eksen etrafında dönen açılır-kapanır köprü pivot bridge n.
gövdesinden dikey destek geçen yel değirmeni post mill n.
geminin makine dairesinin üzerinde bulunan, demir kafesle kapatılmış dikey boşluk fiddley n.
dikey torna carousel lathe n.
ışık veya diğer ters dalga radyasyonunu titreşimler iki dikey düzlemde kalacak şekilde etkileme polarization n.
dikey sapma square n.
etüt ölçümünde hatayı en aza indirmek için aynı nesneye tekrar bakmak amacıyla ölçme aracını yatay ve dikey olarak 180 derece döndürmek change face v.
dikey olarak aşağıya düşmek plummet v.
dikey duruma getirmek upright v.
(çanı) dikey konuma getirmek set v.
dikey delikli vertically perforated adj.
dikey bütünleşmeye benzer quasi-vertical integration adj.
üç dikey seride dizilmiş tristichous adj.
üç dikey seride dizilmiş triserial adj.
dikey düzlemle açı oluşturacak şekilde yapılan (petrol kuyusu sondajı) directional adj.
binanın dikey bölümüne ait sciagraphical adj.
dikey anlamı veren ön ek orth- pref.
Computer
a dikey lt vertical n.
açık dikey light vertical n.
birim dikey küme orthonormal set n.
clip art ve dikey metin clip art and vertical text n.
dışa dikey kapama split vertical out n.
dikey ölçek vertical scale n.
dikey boyut vertical size n.
dikey boyutlar vertical size n.
dikey kılavuz aralığı vertical every n.
dikey üç nokta vertical ellipsis n.
dikey kılavuz çizgisi vertical grid n.
dikey liste vertical list n.
dikey durak karakteri vertical tabulation character n.
dikey başlangıç vertical origin n.
dikey aralık vertical gap n.
dikey hata denetimi vertical redundancy check n.
dikey eşlik denetimi column check n.
dikey ayna vertical mirror n.
dikey kılavuz vertical grid n.
dikey çift çubuklar normlar double vertical bars n.
dikey kayıt vertical record n.
dikey metin vertical text n.
dikey çerçeve vertical frame n.
dikey etiketler vertical labels n.
dikey şasi deskside n.
dikey düzen vertical layout n.
dikey izdüşüm orthogonal projection n.
dikey tek çubuklar single vertical bars n.
dikey ilerletme vertical feed n.
dikey kılavuz çizgileri vertical gridlines n.
dikey aralık vertical spacing n.
dikey çizgi vertical line n.
dikey hizalama vertical alignment n.
dikey metin akışı vertical text flow n.
dikey cetvel vertical ruler n.
dikey besleme vertical feed n.
dikey hareket tilt n.
dikey yansıtma mirror vertical n.
dikey aralık vertical pitch n.
dikey kaydırma vertical scroll n.
dikey eşitleme vsync n.
dikey kaydırma çubuğu vertical scroll bar n.
dikey bölme vertical split n.
dikey konum vert position n.
dikey boyutlandırma vertical resize n.
dikey dışarı vertical out n.
dikey eksen vertical axis n.
dikey eşlik vertical parity n.
içe dikey kapama split vertical in n.
k dikey dk vertical n.
kesik çizgili dikey dashed vertical n.
koyu dikey dark vertical n.
küçük boyut dikey kesir reduced-size vertical fraction n.
sağ dikey right vertical n.
sağ dikey çubuk right vertical bar n.
sol dikey çubuk left vertical bar n.
tam boyut dikey kesir full-size vertical fraction n.
ufak dikey çatı minitower n.
ufak dikey şasi minitower n.
yatay/dikey kaydırma pan n.
klavyedeki uzun dikey çizgi pipe n.
dar dikey narrow vertical adj.
dikey düşey portrait adj.
dikey dağılmış vertical distributed adj.
yatay/dikey landscape/portrait adj.
dikey sayı number down expr.
dikey besle feed portrait expr.
dikey değil no vertical expr.
dikey ters çevir flip vertical expr.
dikey yerleştir vertical expr.
dikey metinden from text vert expr.
dikey çevir flip y expr.
dikey döşe tile vertically expr.
dikey döndür flip vertical expr.
dikey/yatay portrait/landscape expr.
dikey aralığı artır increase vertical space expr.
dikey aralığı eşitle equalize vertical space expr.
dikey aralığı azalt decrease vertical space expr.
dikey ortaya hizala align center expr.
dikey içeri vertical in expr.
dikey çevir flip vertical expr.
dikey ortala vertical center expr.
salt dikey vertical only expr.
sütunlarda dikey olarak down in columns expr.
Informatics
adreslenebilen dikey konum addressable vertical position n.
birim dikey küme orthonormal set n.
dikey bina kablosu vertical cable n.
dikey karartma vertical blanking n.
dikey monitör portrait monitor n.
dikey sekme vertical tabulation n.
dikey vektör column vector n.
dikey akıtma vertical scrolling n.
dikey sıralama heap sort n.
dikey eşlik denetimi transversal parity check n.
dikey form portrait mode n.
dikey eşlik vertical parity n.
dikey yaslama vertical justification n.
dikey kaydırma vertical scrolling n.
yivli dikey vurum serrated vertical pulse n.
Telecom
adreslenebilen dikey konum addressable vertical position n.
dikey kutuplaşma vertical polarisation n.
dikey pazar vertical market n.
dikey sıralama vertical tabulation n.
dikey ve yatay birleşme vertical integration and horizontal integration n.
dikey gri ölçekli çizelge vertical grey-scale chart n.
dikey frekans bölmeli çoklama orthogonal frequency division multiplexing n.
dikey çözüm sağlayıcı vertical solution provider n.
dikey kutuplanma vertical polarization n.
dikey portal vertical portal n.
dikey yük vertical load n.
dikey internet anakapısı vertical portal n.
dikey güç aktarma vertical leveraging n.
dikey bina kablosu riser cable n.
yatay ve dikey birleşme vertical integration and horizontal integration n.
dikey senkronizasyon vertical sync n.
Electric
çeyrek dalga dikey dipol anteni ground-plane aerial n.
binanın elektrik kablosu sisteminde iki katı birbirine bağlayan dikey tel riser n.
Mechanic
dikey torna tezgahı turning and boring mill n.
dikey veya yatay ayarlanabilir kızakları olan torna tezgahı turret slide tool n.
krank mili dikey silindirin üstünde ya da altında olan buhar makinesi vertical steam engine n.
yatay veya dikey şaftlı ve iki tamburlu bir buharlı veya elektrikli vinç windlass n.
tarımda kullanılan, dikey bir tambura sahip olup traktörle çalıştırılan bir vinç windlass n.
dikey izdüşümlü mekanik çizim horizontal section n.
bir tür mil ile kaldırılarak vanayı hareket ettiren dikey çubuk lifting rod n.
kavisli ve düzensiz çizgiler kesmek için kullanılan dar ve dikey testereli tezgah gig saw n.
kafesoymada süslü desenler yapmak için kullanılan dar ve dikey testereli tezgah gig saw n.
dikey hareketi önlemeye yarayan bilezik ruff n.
Television
dikey karartma vertical blanking n.
(televizyon ekranında) sürekli dikey dalgalanma flopover [us] n.
dikey olarak düz olan flatscreen [dated] adj.
görüntü ekranı dikey olarak düz fakat yatay olarak yuvarlak olan flatscreen [dated] adj.
Radio
emisyonları dikey koni şeklinde yayılan bir tür radyo vericisi z marker beacon n.
Textile
dikey etek bastırma vertical hemstitch n.
dikey serme perpendicularlaid n.
dikey çözgülü dokuma tezgahı high-warp loom n.
giyim için kullanılan dikey fitilli pamuk taklidi bir kumaş moreen n.
dikey döndürülen halkaya soldan sağa döndürülerek yapılan bir ip eğirme şekli butterfly n.
dokuma tezgahındaki dikey tel çerçevelerden her biri heddle n.
iki kenarı birleştiren ve her bir ilmeğin kenarların oluşturduğu dikiş yerlerinin üzerinden geçirildiği, bitişik ve dikey ilmekler atılarak yapılan dikiş overhand n.
dikiş yerinin, düğme iliğinin veya etek ucunun kenarını kısa ve dikey dikişlerle dikmek overhand v.
iki kenarı birleştiren bitişik ve dikey ilmeklerle dikilmiş overhand adj.
Architecture
nüfus yoğunluğunu en üst düzeye çıkararak çevredeki kırsal alanı koruyan dikey şehir planlaması arcology n.
vazo benzeri ters yapıda dikey eleman ballister n.
genelde kabartmalarda kullanılan, tekrar eden yatay ve dikey çizgilerden meydana gelen bir süsleme motifi key pattern n.
genelde kabartmalarda kullanılan, tekrar eden yatay ve dikey çizgilerden meydana gelen bir süsleme motifi greek fret n.
genelde kabartmalarda kullanılan, tekrar eden yatay ve dikey çizgilerden meydana gelen bir süsleme motifi greek key n.
dikey yapısal eleman vertical n.
pencere veya kapı kenarından duvara doğru inen dikey açıklık düzlemi reveal n.
merdiven boşluğunun dikey yüksekliği rise n.
çatının dikey yüksekliği rise n.
kenarları dikey olup pervazı yatay olmayan pencere açıklığı batement light n.
metopun dikey ekseninden gelen boşluk ditriglyph n.
kupola veya kubbeyi taşıyan dikey duvar drum n.
moloz duvardaki dikey kesme taş katmanı pier n.
dikey yapı elemanında oymalı dekoratif kenar pendent n.
koloni dönemi amerikan evinin ikinci katından uzanan dikey ahşap kenar pendent n.
(koloni dönemi amerikan evleri) dikey kiriş ucu pendent n.
(iskelet yapıda) iki dayanak arasındaki dikey açıklık portal n.
dikey direklerin yatay direkleri desteklediği mimari bir yapı post and lintel n.
dikey izdüşüm planı orthograph n.
(bina) dikey yükseklik orthograph n.
(eski terim sistemlerinde) binanın dikey bölümü sciagraph n.
(eski terim sistemlerinde) binanın dikey bölümü sciagraphy n.
dikey üslup perpendicular n.
Construction
dikey saplanmış çiviler arasına gerilen yatay takviye şeridi nogging n.
kalınlığı bir tuğla genişliğinde olan dikey tuğla tabakası tier n.
kalınlığı bir tuğla genişliğinde olan dikey tuğla tabakası withe n.
dikey ve yatay kirişleri birleştirmek için eğik olarak çakılan çivi toenail n.
güverteler arasındaki dikey şaft trunking n.
dikey sandviç paneller vertical sandwich panels n.
dikey delikli tuğla vertically perforated brick n.
ufak dikey şasi minitower n.
ufak dikey çatı minitower n.
taze betonun dikey yüzeyindeki çıkıntı belly n.
dikey veya yatay yükleri desteklemek üzere tasarlanmış köprü veya su kemeri çapraz çerçevesi bent n.
sağlam malzemeden üretilen dikey yapı elemanı whale n.
yatay-dikey duvar örgüsü long-and-short work n.
(binada) dikey boru riser main n.
(binada) dikey boru riser pipeline n.
(binada) dikey boru riser pipe n.
dikey kerestelerin yatay keresteleri desteklediği çit modeli post-and-rail fence n.
Automotive
dikey karbüratör updraft carburettor n.
dikey dalga yaylı segman formflex ring n.
dikey eksen vertical axis n.
dikey ivme vertical acceleration n.
dikey yük vertical load n.
enlemesine dikey düzlem transverse plane n.
iki dikey siyah çizgili yeşil bayrak greenflag with two vertical black stripes n.
otomobilde her bir tekerin bağımsız şekilde dikey hareketini sağlayan ön tekerlek süspansiyonu knee action n.
Railway
rayda oluşan dikey yönlü bozulma vertical deformation of the rail n.
(demiryolunda) rayın başı ve sonu arasındaki daha ince dikey kesit web n.
Aeronautic
helikopter benzeri, dikey havalanabilen uçak tiltrotor n.
azaltılmış dikey ayırma minimali onayı reduced vertical separation minime approval n.
azaltılmış dikey ayırma minimali çıkış noktası reduced vertical separation minima exit point n.
anlık dikey hız göstergesi instantaneous vertical speed indicator n.
azaltılmış dikey ayırma miniması reduced vertical separation minimum n.
azaltılmış dikey ayırma miniması onayı reduced vertical separation minima approval n.
azaltılmış dikey ayırma minimali reduced vertical separation minimum n.
azaltılmış dikey ayırma minimali giriş noktası reduced vertical separation minima entry point n.
bir uçağın dikey olarak kalkması vertical take off and landing n.
dikey kavis vertical curve n.
dikey kalkış ve iniş vertical take off and landing n.
dikey dönüş looping-the-loop n.
dikey kalkabilen jet uçağı jump jet n.
dikey hız vertical speed n.
dikey hava fotoğrafı vertical air n.
dikey ayırma vertical separation n.
dikey iniş kalkış yapan hava aracı vertical takeoff and landing aircraft n.
dikey sapma vertical deviation n.
dikey örtme derecesi vertical coverage n.
dikey kalkış vertical takeoff n.
dikey savruntu vertical gust n.
dikey iniş/kalkış yapan hava aracı vertical take-off and landing aircraft n.
minimum dikey iniş hızı minimum speed of vertical descent n.
sabit dikey yüzey fin n.
uçakların uzunluk eksenine dikey olan yön abeam n.
kısa mesafede dikey kalkış ve iniş yapan hava aracı v/stol (vertical and short takeoff and landing.) n.