banned - Türkisch Englisch Wörterbuch

banned

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "banned" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
banned adj. yasaklı
Nitrofen is a herbicide and has been a banned substance in the European Union since 1988.
Nitrofen bir herbisittir ve 1988'den beri Avrupa Birliği'nde yasaklı bir maddedir.

More Sentences
banned adj. yasaklanmış
We now have a ban on one of these flame retardants, and the two others have undergone risk assessment.
Şu anda bu alev geciktiricilerden biri yasaklanmış durumda ve diğer ikisi de risk değerlendirmesine tabi tutuldu.

More Sentences
banned adj. kaçak
banned adj. illegal

Bedeutungen, die der Begriff "banned" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 12 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be banned v. yasaklanmak
Seat belts should be banned.
Emniyet kemerleri yasaklanmalı.

More Sentences
long-banned visit n. uzun zaman yasaklanmış ziyaret
be banned from driving v. trafikten menedilmek
politically banned adj. siyaset yasaklı
banned from politics adj. siyaset yasaklı
long-banned adj. uzun zaman yasaklanmış
Speaking
it was banned expr. yasaklandı
Politics
banned organization n. yasaklı örgüt
Computer
banned people n. yasaklı kişiler
access to this web site is banned expr. bu siteye erişim engellenmiştir
Cinema
banned film n. yasaklanmış film
banned film n. yasak film