Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yoğun ışık | brights i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | çok parlak ve yoğun olmak (ışık, renk) | glare f. |
Idioms | ||
Deyim | (güneş veya ışık için) yukarından yoğun bir şekilde üstüne vurmak | blaze down on (someone or something) f. |
Technical | ||
Teknik | yoğun ışık veren bir lamba (sinema) | sun lamp i. |
Medical | ||
Medikal | yoğun darbeli ışık | intensive pulse light i. |
Chemistry | ||
Kimya | kimyasalı yoğun ışık parlaması ile ayrıştırıp geçici olarak ortaya çıkan molekül parçalarını spektroskopik olarak gözlemleme | flash photolysis i. |
Botanic | ||
Botanik | yüksek sıcaklık veya yoğun ışık sebebiyle bitki dokularında görülen yanma ve esmerleşme | scalding i. |
Botanik | yoğun ışık maruziyeti sonucu yapraklarda nişasta oluşumunun durması | solarization i. |
Botanik | yoğun ışık maruziyeti sonucu yapraklarda nişasta oluşumunun durması | solarisation i. |
Photography | ||
Fotoğrafçılık | asal gazla dolu olup kısa ışık patlaması veya yoğun ışık parlamaları üreten elektrik lambası | flashlamp i. |
Fotoğrafçılık | yoğun ışık gönderen (mercek) | fast s. |