Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yaşama
"yaşama"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yaşama
survival
i.
2
Genel
yaşama
living
i.
Trade/Economic
3
Ticaret/Ekonomi
yaşama
subsistence
i.
4
Ticaret/Ekonomi
yaşama
living
i.
"yaşama"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 301 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birlikte yaşama
living together
i.
2
Genel
birlikte yaşama
cohabiting
i.
3
Genel
yeniden yaşama dönme
reincarnation
i.
4
Genel
beraber yaşama
cohabitation
i.
5
Genel
köyde yaşama
rustication
i.
6
Genel
yaşama gücü
stamina
i.
7
Genel
ayrı yaşama
legal separation
i.
8
Genel
ahlak kurallarına aykırı olarak yaşama
loose living
i.
9
Genel
mutluluk ve sağlık içinde yaşama
welfare
i.
10
Genel
daha uzun yaşama
survival
i.
11
Genel
bir arada yaşama
coexistence
i.
12
Genel
birlikte yaşama
concubinage
i.
13
Genel
birlikte yaşama
cohabitation
i.
14
Genel
beklenen yaşama süresi
life expectancy
i.
15
Genel
ot gibi yaşama
vegetation
i.
16
Genel
nikahsız olarak birlikte yaşama
free love
i.
17
Genel
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı
patriality
i.
18
Genel
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama
asceticism
i.
19
Genel
yaşama bağlılık
conduct of life
i.
20
Genel
birlikte yaşama
common marriage
i.
21
Genel
yaşama gücü
vigor
i.
22
Genel
toplumdan uzak yaşama
seclusion
i.
23
Genel
yaşama gücü
vitality
i.
24
Genel
toplu halde yaşama
gregariousness
i.
25
Genel
yaşama gücü
vigour
i.
26
Genel
ayrı yaşama
noncohabitation
i.
27
Genel
yaşama yeteneği
viability
i.
28
Genel
bir arada yaşama yanlısı
communalist
i.
29
Genel
yaşama geçirme
implementation
i.
30
Genel
mağarada yaşama
troglodytism
i.
31
Genel
yaşama hakkı
the right to life
i.
32
Genel
yaşama ortamı
habitat
i.
33
Genel
sağlıklı yaşama koşulları
sanitary living conditions
i.
34
Genel
yaşama becerisi
survival skill
i.
35
Genel
resmi nikahsız beraber yaşama
common-law marriage
i.
36
Genel
yaşama alanı
living space
i.
37
Genel
yaşama hacmi
living unit
i.
38
Genel
yaşama gücü
viability
i.
39
Genel
yaşama ihtimali
expectation of life
i.
40
Genel
yaşama düzeyi
level of living
i.
41
Genel
yaşama yüzdesi
survival percent
i.
42
Genel
yaşama düzeyi
subsistence level
i.
43
Genel
dost hayatı yaşama
cohabitation without being legally married
i.
44
Genel
metres hayatı yaşama
cohabitation without being legally married
i.
45
Genel
toplumdan uzak yaşama
reclusion
i.
46
Genel
yaşama isteği
a desire to live
i.
47
Genel
yaşama isteği
will to live
i.
48
Genel
yaşama becerileri
living skills
i.
49
Genel
esas yaşama alanı
main living area
i.
50
Genel
barış içinde bir arada yaşama
peaceful coexistence
i.
51
Genel
birlikte yaşama kültürü
culture of living together
i.
52
Genel
yaşama birimi
living unit
i.
53
Genel
yabancı bir ülkede yaşama
living in a foreign country
i.
54
Genel
yaşama sevinci
joie de vivre
i.
55
Genel
yaşama sevinci
the joy of living
i.
56
Genel
yaşama döndürme
resurrecting
i.
57
Genel
yaşama sevinci
joy of life
i.
58
Genel
yaşama sevinci
zest for life
i.
59
Genel
yaşama sevinci
joy of living
i.
60
Genel
yaşama sanatı
the art of living
i.
61
Genel
birbirinden uzakta ilişki yaşama
long distance relationship
i.
62
Genel
yaşama enerjisi
energy of life
i.
63
Genel
yaşama döndürme maskesi
resuscitation mask
i.
64
Genel
yaşama alanı
living quarters
i.
65
Genel
yaşama alanı
quarters
i.
66
Genel
yaşama alanı
living quarters (in a house)
i.
67
Genel
tekrar yaşama
reliving
i.
68
Genel
tekrar yaşama
re-experiencing
i.
69
Genel
birlikte yaşama
coexistence
i.
70
Genel
güneyli yaşama yancısı
pro-southern
i.
71
Genel
evlenmeden birlikte yaşama
civil partnership
i.
72
Genel
vahşi hayatta yaşama yeteneği
bushcraft
i.
73
Genel
yaşama sebebi
ikigai (a reason for being)
i.
74
Genel
yaşama tutkusu
ikigai (a reason for being)
i.
75
Genel
sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran yaşama sevinci
ikigai (a reason for being)
i.
76
Genel
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma
animateness
i.
77
Genel
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma
animation
i.
78
Genel
maceralar yaşama
adventuring
i.
79
Genel
macera yaşama
adventuring
i.
80
Genel
yeniden yaşama dönme
rebirth
i.
81
Genel
yeniden yaşama dönen kimse
rebirther
i.
82
Genel
toplumdan uzak yaşama
recluseness
i.
83
Genel
toplumdan dışlanmış halde yaşama
reclusion
i.
84
Genel
toplumdan uzak yaşama
reclusiveness
i.
85
Genel
birden fazla kişiyle cinsel hayat yaşama
tomcatting
i.
86
Genel
birlikte yaşama
coliving
i.
87
Genel
yaşama arzusu
desire to live
i.
88
Genel
yaşama gücü
vital principle
i.
89
Genel
yaşama enerjisi
vital principle
i.
90
Genel
yaşama gücü
life principle
i.
91
Genel
yaşama enerjisi
life principle
i.
92
Genel
bir mahallede yaşama
vicinage
i.
93
Genel
yaşama gücünün tezahürü
vitality
i.
94
Genel
yaşama gücünün somutlaşmış hali
vitality
i.
95
Genel
yaşama coşkusu
vril
i.
96
Genel
sabır, özveri, besleyici olma ve cinselliği sadece evlilikte yaşama gibi değerlere önem veren ve özellikle birtakım latin amerikalı kültürlerde yaygın olan, geleneksel dişiliğin güçlü veya abartılı bir formu
marianismo
i.
97
Genel
yaşama gücü
blood
i.
98
Genel
bataklıkta yaşama
bogtrotting
i.
99
Genel
dost hayatı yaşama
hetaerism
i.
100
Genel
dost hayatı yaşama
hetairism
i.
101
Genel
dini yaşama kendini adayıp kısmen veya tamamen inzivada yaşayan insan topluluğu
monastery
i.
102
Genel
yaşama alanı olarak kullanılan küçük mekan
mousehole
i.
103
Genel
yaşama dönüş
reviction
i.
104
Genel
sürü halinde yaşama
gregarianism
i.
105
Genel
sürü halinde yaşama
gregariousness
i.
106
Genel
yaşama gücü
heartbeat
i.
107
Genel
birtakım kategorilerdeki mahkumların hapishane çevresinde kurulan sınırlı alanda yaşama özgürlüğü
rule
i.
108
Genel
başka insanlarla yaşama
community
i.
109
Genel
topluluk olarak yaşama
community
i.
110
Genel
akıl karışıklığı yaşama
dismayedness
i.
111
Genel
dost hayatı yaşama
concubinacy [obsolete]
i.
112
Genel
nikahsız birliktelik yaşama
concubinacy [obsolete]
i.
113
Genel
bokun içinde yaşama
dunghill
i.
114
Genel
varlık içinde yaşama
fat city
i.
115
Genel
aynı dönemde yaşama
coevalneity
i.
116
Genel
başkalarıyla yaşama
conversation [obsolete]
i.
117
Genel
canlılardaki yaşama gücü
divine spark
i.
118
Genel
doğada yaşama becerisi ve tecrübesi
fieldcraft
i.
119
Genel
paylaşımlı dairede yaşama
flatting [australia/new zealand]
i.
120
Genel
evli olunmayan partnerle birlikte yaşama
cohabitation
i.
121
Genel
yaşama gücü
stamen [obsolete]
i.
122
Genel
kıtlık yaşama
starving
i.
123
Genel
büyük açlık yaşama
starving
i.
124
Genel
boyunduruk altında yaşama
subjectness
i.
125
Genel
yaşama döndürmek
resuscitate
f.
126
Genel
yaşama döndürmek
resurrect
f.
127
Genel
yaşama döndürmek
restore somebody to life
f.
128
Genel
yaşama döndürmek
bestow hand on somebody
f.
129
Genel
yaşama geçirmek
make real
f.
130
Genel
yaşama geçirmek
make actual
f.
131
Genel
yaşama geçirmek
actualize
f.
132
Genel
yeni bir yaşama kapılarını açmak
start a new life
f.
133
Genel
yaşama sokmak
actualize
f.
134
Genel
yaşama sokmak
make real
f.
135
Genel
yaşama döndürmek
bring to
f.
136
Genel
yaşama döndürmek
revivify
f.
137
Genel
yaşama döndürmek
revive a person
f.
138
Genel
yaşama döndürmek
bring round
f.
139
Genel
yaşama döndürmek
return someone to consciousness
f.
140
Genel
yaşama döndürmek
recover or restore from apparent death
f.
141
Genel
yaşama döndürmek
restore someone to life
f.
142
Genel
yaşama döndürmek
bring around
f.
143
Genel
yaşama döndürmek
revive
f.
144
Genel
yaşama döndürmek
bring back
f.
145
Genel
yaşama geçirmek
actualise
f.
146
Genel
yaşama sokmak
actualise
f.
147
Genel
yaşama döndürmek
bring one round
f.
148
Genel
kırsalda yaşama mecbur bırakmak
rusticate
f.
149
Genel
kırsal yaşama uygun hale getirmek
rusticize [us]
f.
150
Genel
kırsal yaşama uygun hale getirmek
rusticise [uk]
f.
151
Genel
yaşama döndürmek
inspirit
f.
152
Genel
yaşama ihtimali düşük olmak
scrape along
f.
153
Genel
yaşama olanak vermek
support life
f.
154
Genel
grup halinde yaşama eğilimi gösteren
gregarious
s.
155
Genel
yaşama elverişsiz
uninhabitable
s.
156
Genel
yaşama elverişsiz
undwellable [obsolete]
s.
157
Genel
yaşama sevinci olan kimse
zingy
s.
158
Genel
yaşama azmi olan
vivacious
s.
159
Genel
kırsal yaşama özgü
homespun
s.
160
Genel
kırsal yaşama uygun
rustic
s.
161
Genel
kırsal yaşama adapte olan
rustic
s.
162
Genel
kırsal yaşama uygun
rustical
s.
163
Genel
kırsal yaşama adapte olan
rustical
s.
164
Genel
önceki yaşama ait
prelife
s.
Phrasals
165
Öbek Fiiller
süreçte aksaklıklar yaşama
push forward
f.
166
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir durumdan) yaşama döndürmek
resurrect (something) from (something)
f.
167
Öbek Fiiller
-den yaşama döndürmek
resurrect from
f.
Proverb
168
Atasözü
yaşamak için ye yemek için yaşama
eat to live but do not live to eat
169
Atasözü
yaşamak için ye yemek için yaşama
eat to live not live to eat
Colloquial
170
Konuşma Dili
yaşama nedeni
breath of life
i.
171
Konuşma Dili
yaşama hevesi
desire to live
i.
172
Konuşma Dili
yaşama enerjisi
breath of life
i.
173
Konuşma Dili
yeni bir yaşama şansı
new lease on life
i.
174
Konuşma Dili
birlikte yaşama
marriage lite
i.
175
Konuşma Dili
tüm yaşama şansını yitirmek
have had it
f.
Idioms
176
Deyim
köprü altlarında yaşama
beggar's bush
i.
177
Deyim
debdebe içinde yaşama
high living
i.
178
Deyim
hızlı yaşama
fast living
i.
179
Deyim
spartalı gibi yaşama
spartan existence
i.
180
Deyim
yük treninin en arkasında bulunan ve mürettebat için yaşama ve uyuma alanı sağlayan vagon
monkey wagon [dated]
i.
181
Deyim
yaptığın şeyin aynısını yaşama
a dose of your own medicine
i.
182
Deyim
yaptığın şeyin aynısını yaşama
a taste of your own medicine
i.
183
Deyim
yaşama sevinci
lust for life
i.
184
Deyim
yaşama tutkusu/arzusu
lust for life
i.
185
Deyim
bir eli yağda bir eli balda yaşama
the lap of luxury
i.
186
Deyim
yaşama dönmek
come alive
f.
187
Deyim
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give somebody a new lease on life
f.
188
Deyim
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give somebody a new lease of life
f.
189
Deyim
yaşama sevinci vermek
bring back to life
f.
190
Deyim
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
get back to nature
f.
191
Deyim
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
get back to nature
f.
192
Deyim
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
go back to nature
f.
193
Deyim
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
go back to nature
f.
194
Deyim
denizcilik hayatından karada sabit yaşama geçmek
swallow the anchor
f.
195
Deyim
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give a new lease of life
f.
196
Deyim
(birinin) yaşama sevincini almak
take it out of (one)
f.
197
Deyim
kırsal yaşama geçmek
go back to the pa
f.
198
Deyim
yaptığının aynısını yaşama
dose of your own medicine
expr.
199
Deyim
çok zor günler yaşama
to hell and back
expr.
200
Deyim
cehennemi yaşama
to hell and back
expr.
Speaking
201
Konuşma
yaşama isteği/hevesi
will to live
i.
Trade/Economic
202
Ticaret/Ekonomi
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi
adhibition
i.
203
Ticaret/Ekonomi
borçla yaşama
living beyond the means
i.
204
Ticaret/Ekonomi
doğuşta yaşama ümidi
life expectancy at birth
i.
205
Ticaret/Ekonomi
imkanlarının ötesinde yaşama
living beyond the means
i.
206
Ticaret/Ekonomi
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi
application
i.
207
Ticaret/Ekonomi
muhtemel yaşama müddeti
probable life
i.
208
Ticaret/Ekonomi
ortalama yaşama süresi
life expectancy
i.
209
Ticaret/Ekonomi
yaşama standardı
standard of living
i.
210
Ticaret/Ekonomi
yaşama şekilleri
modes of living
i.
211
Ticaret/Ekonomi
yaşama standardı
standard of life
i.
Law
212
Hukuk
ayrı yaşama
separation
i.
213
Hukuk
ayrı yaşama izni
separation order
i.
214
Hukuk
ayrı yaşama sebebiyle boşanma
divorce based upon living separate
i.
215
Hukuk
beraber yaşama
cohabitation
i.
216
Hukuk
birlikte yaşama
living together
i.
217
Hukuk
dost hayatı yaşama
living in adultery
i.
218
Hukuk
dost hayatı yaşama
cohabitation
i.
219
Hukuk
dost hayatı yaşama
concubinage
i.
220
Hukuk
evlilik dışında karı koca gibi yaşama
illicit cohabitation
i.
221
Hukuk
evli çiftlerin ayrı yaşama beyanları
notarial separation
i.
222
Hukuk
evli bir çift gibi birlikte yaşama
cohabitation
i.
223
Hukuk
evlenmeden beraber yaşama
unlawful cohabitation
i.
224
Hukuk
karının kocayla birlikte yaşama yükümlülüğü
consortium
i.
225
Hukuk
metres hayatı yaşama
concubinage
i.
226
Hukuk
metres hayatı yaşama
cohabitation
i.
227
Hukuk
resmi nikahsız beraber yaşama
common law marriage
i.
228
Hukuk
yaşama hakkı
right to life
i.
229
Hukuk
konut sahibiyle anlaşma uyarınca konutta hak iddia etmeyip konutun belirli bölümünde yaşama hakkına sahip kimse
lodger
i.
Politics
230
Siyasal
barış içinde birarada yaşama
peaceful coexistence
i.
231
Siyasal
barış içinde bir arada yaşama
peaceful co-existence
i.
232
Siyasal
özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar hakkında sözleşme
convention on wetlands of international importance, especially as waterfowl habitat
i.
233
Siyasal
temel yaşama hakkı
inherent right to life
i.
234
Siyasal
(bir çocuğun) yaşama hakkı
survival rights
i.
Insurance
235
Sigortacılık
yaşama beklentisi
life expectancy
i.
Technical
236
Teknik
yaşama gücü
vital force
i.
237
Teknik
yaşama kabiliyeti
viability
i.
Telecom
238
Telekom
yaşama süresi
time to live
i.
Architecture
239
Mimarlık
(şato ve otellerin) yaşama mekanlarını barındıran asıl bloku
corps de logis
i.
Marine
240
Denizcilik
yaşama riski
risk to life
i.
241
Denizcilik
yaşama ortamı
living environment
i.
Mining
242
Maden
fiziksel yapıda değişiklik yaşama durumu
paramorphism
i.
Medical
243
Medikal
bir arada yaşama
co-existence
i.
244
Medikal
ön direktif (yaşama iradesi)
advance directive
i.
245
Medikal
tedavi amacıyla yaylalarda veya dağlık yerlerde yaşama
orinotherapy
i.
246
Medikal
yeniden yaşama dönme
anabiosis
i.
247
Medikal
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı bir yöntem
mouth-to-mouth
i.
248
Medikal
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı (yöntem)
mouth-to-mouth
s.
Psychology
249
Psikoloji
göğüs ağrısı yaşama korkusu
anginophobia
i.
250
Psikoloji
yaşama güçlü bir bağlılık duyan kimse
biophile
i.
251
Psikoloji
yaşama duyulan sevgi
biophilia
i.
252
Psikoloji
adada yaşama saplantısı
islomania
i.
Physiology
253
Fizyoloji
yaşama gücü
vis vitae
i.
Statistics
254
İstatistik
yaşama devam işlevi
survivor function
i.
Biology
255
Biyoloji
yaşama savaşı
struggle of living
i.
256
Biyoloji
yaşama kabiliyeti olmama
abiosis
i.
257
Biyoloji
yaşama direnci
vital resistance
i.
258
Biyoloji
yaşama yeteneği
viability
i.
259
Biyoloji
bazı bitki ve böceklerde karıncalara bağımlılık veya yakın yaşama durumu
myrmecophilism
i.
260
Biyoloji
yaşama dair
zoetic [rare]
s.
261
Biyoloji
parazite benzer yaşama eğilimi gösteren
parasitoid
s.
Marine Biology
262
Deniz Biyolojisi
artan üretim modeli yaşama oranı
surplus production model survival rate
i.
263
Deniz Biyolojisi
karada ve suda yaşama yeteneği
amphibious
i.
264
Deniz Biyolojisi
populasyonun yaşama yeteneği analizi
population viability analysis
i.
265
Deniz Biyolojisi
yaşama oranı
survival rate
i.
Astronomy
266
Gökbilim
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
comfort zone
i.
267
Gökbilim
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
goldilocks zone
i.
268
Gökbilim
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
habitable zone
i.
269
Gökbilim
galaksinin yaşama elverişli bölgesi
galactic habitable zone
i.
270
Gökbilim
yaşama elverişli gezegen
habitable world
i.
271
Gökbilim
yaşama dünya'dan daha elverişli olan varsayımsal ötegezegenler
superhabitable planet
i.
Zoology
272
Zooloji
grup halinde yaşama eğilimi göstermeyen
ungregarious
s.
Social Sciences
273
Sosyal Bilimler
yaşama ve ölüme izin verme gücü ile egemen güç
thanatopolitics
i.
274
Sosyal Bilimler
yaşama ve ölme gücü arasındaki kesişme noktası
thanatopolitics
i.
275
Sosyal Bilimler
bir arada yaşama yanlısı
communist
i.
276
Sosyal Bilimler
gelenekselleşmiş yaşama özgü özellikler
institutionalism
i.
Education
277
Eğitim
engellilere temel yaşama becerilerinin öğretildiği program
habilitation
i.
Literature
278
Edebiyat
pastoral yaşama uygun giyim ve davranışlar
arcadianism
i.
Religious
279
Dini
manevi sebeplerle dünya zevklerinden uzak yaşama pratiği
askesis
i.
280
Dini
dinini yaşama
faithing
i.
Philosophy
281
Felsefe
yaşama felsefesi
philosophy of life
i.
282
Felsefe
yaşama coşkusu
élan vital
i.
283
Felsefe
yaşama coşkusu
life force
i.
284
Felsefe
doğaya ve yaşama dair süreçlerin fiziksel olarak belirlendiğini ve bu süreçlerin fizik ve kimya kanunlarıyla tamamen açıklanabileceğini öne süren felsefi görüş
mechanism
i.
Environment
285
Çevre
özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar sözleşmesi (ramsar sözleşmesi)
the convention on wetlands of international importance
i.
286
Çevre
özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar sözleşmesi (ramsar sözleşmesi)
especially as waterfowl habitat
i.
287
Çevre
türe ait bireylerin gruplar halinde yaşama veya diğer türlerin bireyleri arasına dağılma eğilimi
sociability
i.
Geography
288
Coğrafya
mississippi nehri ile rocky dağları arasında yer alıp kurak ve yaşama elverişsiz olduğu düşünülen bölgeler
desert
i.
Slang
289
Argo
kötü bir uyuşturucu deneyimi yaşama
bum trip
i.
290
Argo
çok sayıda elmasa sahip olarak yaşama
living chilly
i.
291
Argo
birlikte yaşama (evli olmadan)
shacking
i.
292
Argo
lsd almadığı halde tekrar lsd kafası yaşama
free trip
i.
293
Argo
bedavadan kafa yaşama
free trip
i.
294
Argo
kristal met kafası yaşama
ice-skating
i.
295
Argo
kendi partnerinden başka biriyle cinsel ilişki yaşama
opp (sexual encounters with "other people")
i.
296
Argo
farklı ırktan biriyle ilişki yaşama/flört etme konusunda açık
down with the swirl
s.
297
Argo
iş arkadaşınla ilişki yaşama
don't dip your pen in (the) company ink
expr.
298
Argo
birlikte çalıştığı biriyle ilişki yaşama
don't dip your pen in (the) company ink
expr.
Modern Slang
299
Modern Argo
anda kalarak yaşama
a quarter mile at a time
i.
300
Modern Argo
bulunduğu anda yaşama
a quarter mile at a time
i.
301
Modern Argo
primitif yaşama dönüşü savunan ideoloji
anarcho-primitivism
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yaşama
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy