Geçmiş

willing

"willing" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 22 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	willing s.	hevesli
2	Yaygın Kullanım	willing s.	gönüllü
3	Yaygın Kullanım	willing s.	istekli
General
4	Genel	willing i.	isteme
5	Genel	willing i.	gönüllülük
6	Genel	willing s.	gönülden gelen
7	Genel	willing s.	candan
8	Genel	willing s.	hazır
9	Genel	willing s.	içten
10	Genel	willing s.	razı
11	Genel	willing s.	rıza gösteren
12	Genel	willing s.	içten gelen
13	Genel	willing s.	ihtiyari
14	Genel	willing s.	meyilli
15	Genel	willing s.	eğilimli
16	Genel	willing s.	irade ile ilgili
17	Genel	willing s.	seçme gücü ile ilgili
18	Genel	willing s.	iradeli
Geography
19	Coğrafya	willing i.	new york eyaletinde yerleşim yeri
Archaic
20	Eski Kullanım	willing zf.	seve seve
21	Eski Kullanım	willing zf.	isteyerek
22	Eski Kullanım	willing zf.	bayıla bayıla

"willing" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	the willing suspension of disbelief i.	olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması
2	Genel	willing [obsolete] i.	vasiyetin yerine getirilmesi
3	Genel	willing [obsolete] i.	vasiyetin gerçekleştirilmesi
4	Genel	willing horse i.	canla başla çalışan kimse
5	Genel	be willing to f.	razı olmak
6	Genel	not to be willing to say f.	ağzı varmamak
7	Genel	make willing f.	istekli hale getirmek
8	Genel	be willing to f.	can atmak
9	Genel	not to be willing to say f.	dili varmamak
10	Genel	be willing to pay f.	gözden çıkarmak
11	Genel	be willing f.	gönlü olmak
12	Genel	not be willing to settle for f.	yetinmemek
13	Genel	be willing to f.	gönüllü olmak
14	Genel	willing to comply s.	uyum sağlamaya istekli
15	Genel	willing to cooperate s.	işbirliğine hazır
16	Genel	willing [obsolete] s.	kasti
17	Genel	willing [obsolete] s.	kasıtlı
18	Genel	willing [obsolete] s.	kasten
19	Genel	willing [australia] s.	çalışkan
20	Genel	willing [australia] s.	faal
21	Genel	willing [australia] s.	gayretli
22	Genel	willing and able s.	gönüllü
23	Genel	willing and able s.	istekli
24	Genel	god willing ünl.	inşallah
25	Genel	god willing ünl.	allah kısmet ederse
26	Genel	god willing ünl.	allahın izniyle
27	Genel	god willing! ünl.	inşallah
28	Genel	god willing ünl.	allah isterse
Phrases
29	İfadeler	the spirit is willing, but the body is weak expr.	yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
30	İfadeler	the spirit is willing, but one's body is weak expr.	yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
31	İfadeler	I'm willing to bet expr.	bahse girerim ki
Proverb
32	Atasözü	the spirit is willing but the flesh is weak	istek var ama derman yok
33	Atasözü	the spirit is willing, but the body is weak	istek var ama derman yok
34	Atasözü	the spirit is willing, but one's body is weak	istek var ama derman yok
Colloquial
35	Konuşma Dili	a willing horse i.	çalışmayı seven kimse
36	Konuşma Dili	a willing horse i.	canla başla çalışan
37	Konuşma Dili	ready and willing s.	hazır ve nazır
38	Konuşma Dili	ready and willing s.	hazır ve istekli
39	Konuşma Dili	more than willing to expr.	çok istekli/hevesli
40	Konuşma Dili	more than willing to expr.	çoktan/dünden hazır/razı
41	Konuşma Dili	gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr.	herhangi bir aksilik çıkmazsa
42	Konuşma Dili	gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr.	kısmetse
43	Konuşma Dili	gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr.	her şey yolunda giderse
44	Konuşma Dili	wtb (wanting/willing to buy) expr.	almak isteme
45	Konuşma Dili	wts (wanting/willing to sell) expr.	satmak isteme
46	Konuşma Dili	wtt (wanting/willing to trade) expr.	satmak isteme
Idioms
47	Deyim	willing buyer willing seller i.	alan razı satan razı
48	Deyim	willing buyer willing seller i.	alan memnun satan memnun
49	Deyim	show willing [uk/australia] f.	istekli olmak
50	Deyim	show willing [uk/australia] f.	hevesli olmak
51	Deyim	show willing [uk/australia] f.	istemek
52	Deyim	lord willing and the creek don't rise expr.	allah izin verirse
53	Deyim	lord willing and the creek don't rise expr.	herhangi bir aksilik çıkmazsa
54	Deyim	ready, willing, and able expr.	hazır, istekli ve yapabilir (durumda)
55	Deyim	lord willing and the creek don't rise expr.	kısmetse
56	Deyim	(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.	her şey yolunda giderse
57	Deyim	(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.	her şey iyi giderse
58	Deyim	(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.	allah izin verirse
59	Deyim	(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.	herhangi bir aksilik çıkmazsa
60	Deyim	(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.	kısmetse
61	Deyim	the spirit is willing expr.	istek var (ama…)
62	Deyim	the spirit is willing, but the/(one's) flesh is weak expr.	istek var ama derman yok
63	Deyim	the spirit is willing, but the/(one's) flesh is weak expr.	istek var ama derman yok
Speaking
64	Konuşma	god willing and the creek don't rise expr.	allah izin verirse
65	Konuşma	god willing and the creek don't rise expr.	herhangi bir aksilik çıkmazsa
66	Konuşma	I'm willing to do whatever it takes to keep my business afloat expr.	işimi ayakta tutacak ne varsa yapmaya hazırım
67	Konuşma	god willing expr.	kısmetse
68	Konuşma	god willing and the creek don't rise expr.	kısmetse
Law
69	Hukuk	willing to s.	amade
70	Hukuk	willing to s.	hazır
Environment
71	Çevre	tariff that customers are willing to pay i.	abonelerin ödeme istekliliğinde olduğu tarife