Geçmiş

walk the walk

"walk the walk" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	walk the walk f.	icraata geçmek
2	Konuşma Dili	walk the walk f.	icraata dökmek

"walk the walk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a walk in the forest i.	ormanda yürüyüş
2	Genel	walk the wards f.	viziteye çıkmak
3	Genel	go for a walk in the fresh air f.	hava almak
4	Genel	walk the streets f.	sokaklarda sürtmek
5	Genel	walk the plank f.	atılmak
6	Genel	go for a walk in the moonlight f.	mehtaba çıkmak
7	Genel	walk the streets f.	sokak sokak dolaşmak
8	Genel	walk away from the accident with only minor injuries f.	hafif sıyrıklarla kurtulmak
9	Genel	walk away from the accident with only minor injuries f.	hafif sıyrıklarla atlatmak
10	Genel	walk on the street f.	yolda yürümek
11	Genel	walk on the road f.	yolda yürümek
12	Genel	walk across the street f.	karşıya geçmek
13	Genel	walk on the street f.	sokakta yürümek
14	Genel	walk the dog f.	köpek gezdirmek
15	Genel	walk through the wall f.	duvardan geçmek
16	Genel	walk through the wall f.	duvarın içinden geçmek
17	Genel	walk around on the street f.	sokakta dolaşmak
18	Genel	walk the floor f.	volta atmak
19	Genel	walk along the road f.	yol boyunca yürümek
20	Genel	take the dog for a walk f.	köpeği gezintiye çıkarmak
21	Genel	walk the dog f.	köpeği gezdirmek
22	Genel	walk the dog f.	köpeği dolaştırmak
23	Genel	walk without lifting the feet f.	ayağını kaldırmadan yürümek
24	Genel	walk through the jungle f.	ormanın içinden geçmek
25	Genel	walk out the door f.	kapıdan çıkmak
26	Genel	walk the shore f.	sahili dolaşmak
27	Genel	walk to the balcony with hands clasped tightly together f.	elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek
28	Genel	walk in the dark f.	karanlıkta yürümek
29	Genel	take the dog for a walk f.	köpeği yürüyüşe çıkarmak
30	Genel	take the dog for a walk f.	köpeği yürüyüşe çıkartmak
31	Genel	walk on the beach f.	sahilde/kumsalda yürümek
32	Genel	walk down the street f.	sokaktan aşağı doğru yürümek
33	Genel	walk up the street f.	sokaktan yukarı doğru yürümek
34	Genel	walk across the bridge f.	köprüden geçmek
35	Genel	walk up the stairs one at a time f.	basamakları tek tek çıkmak
36	Genel	walk into the room f.	odaya girmek
37	Genel	walk on the red carpet f.	kırmızı halının üzerinde yürümek
38	Genel	walk on the red carpet f.	kırmızı halıda yürümek
39	Genel	walk on the bridge f.	köprü üzerinde yürümek
40	Genel	walk into the house with shoes on f.	eve ayakkabıyla girmek
41	Genel	take the dog for a walk f.	köpeği gezdirmek
42	Genel	walk along the river f.	nehir kenarında yürümek
Phrases
43	İfadeler	walk the path of truth expr.	doğru yolda yürü
Colloquial
44	Konuşma Dili	walk the line f.	orta yolda gitmek
45	Konuşma Dili	don't talk the talk if you can't walk the walk expr.	yapamayacağın şeyi söyleme/iddia etme
46	Konuşma Dili	don't talk the talk if you can't walk the walk expr.	yüksekten atma
47	Konuşma Dili	don't talk the talk if you can't walk the walk expr.	desteksiz atma
Idioms
48	Deyim	cock of the walk i.	bir yerde borusu öten kişi
49	Deyim	cock of the walk i.	bir grupta diğer üyeleri bastıran
50	Deyim	cock of the walk i.	diğer üyeleri sindiren
51	Deyim	cock of the walk i.	kendisiyle övünen
52	Deyim	walk on the wild side i.	maceralı bir süreç
53	Deyim	walk on the wild side i.	çılgınca bir süreç
54	Deyim	walk on the wild side i.	hovarda zamanlar
55	Deyim	walk on the wild side i.	çılgın zamanlar
56	Deyim	walk on the wild side i.	macera dolu zamanlar
57	Deyim	a walk in the park i.	çocuk oyuncağı
58	Deyim	a walk in the park i.	çantada keklik
59	Deyim	a walk in the park i.	çok kolay iş
60	Deyim	a walk in the park i.	sorunsuz iş
61	Deyim	a walk in the park i.	meşakkatsiz iş
62	Deyim	walk the plank f.	bir makamı zorla boşaltmak
63	Deyim	walk through the fire f.	ciddi zorluklara rağmen devam etmek
64	Deyim	walk the chalk f.	(bir şeyi) başarmak
65	Deyim	walk the chalk f.	(bir şeyi) yapabildiğini göstermek/kanıtlamak
66	Deyim	walk the chalk f.	(bir alanda) yetkinliğini göstermek
67	Deyim	walk into the lion's den f.	aslanın inine girmek
68	Deyim	walk the extra mile f.	biraz daha uğraşmak/çabalamak
69	Deyim	walk the line f.	çizgiyi aşmak
70	Deyim	walk down the aisle f.	dünya evine girmek
71	Deyim	walk the floor f.	heyecandan bir sağa bir sola yürümek
72	Deyim	walk down the aisle f.	evlenmek
73	Deyim	walk off the job f.	greve gitmek
74	Deyim	walk off the job f.	işten çıkmak
75	Deyim	walk and chew gum at the same time f.	iki/ birçok işi aynı anda yapabilmek
76	Deyim	walk off the job f.	işi bırakmak
77	Deyim	be the cock of the walk f.	küçük dağları ben yarattım havasında olmak
78	Deyim	walk down the aisle f.	nikah masasına oturmak
79	Deyim	walk the talk f.	konuştuğu gibi davranmak
80	Deyim	walk the talk f.	söylediği ile yaptığı bir olmak
81	Deyim	walk on the balls of the feet f.	parmak ucunda yürümek
82	Deyim	walk the line f.	sınırı aşmak
83	Deyim	walk the line f.	sınırda dolaşmak
84	Deyim	walk the plank f.	(işinden) kovulmak/atılmak
85	Deyim	walk the talk f.	(teoriyi) pratiğe dökmek
86	Deyim	walk the extra mile f.	[bir şeyi elde etmek] gerekenden fazlasını yapmak
87	Deyim	walk the plank f.	(işlediği bir suçun) cezasını çekmek/cezasına katlanmak
88	Deyim	walk the beat f.	devriye gezmek
89	Deyim	walk the beat f.	asayişi sağlamak
90	Deyim	walk over the course f.	(yarış atı) tek bir atın katıldığı bir yarışta kazanmak için yalnızca hipodromu baştan başa yürümek
91	Deyim	walk over the course f.	tereyağından kıl çeker gibi kazanmak
92	Deyim	walk the chalk line f.	katı bir şekilde uymak
93	Deyim	walk the chalk line f.	çok itaatkar olmak
94	Deyim	walk the chalk line f.	doğrudan ayrılmamak
95	Deyim	walk the chalk mark f.	katı bir şekilde uymak
96	Deyim	walk the chalk mark f.	katı bir şekilde yerine getirmek
97	Deyim	walk the hospitals f.	hastaneyi arşınlamak
98	Deyim	walk the hospital f.	hastaneyi arşınlamak
99	Deyim	walk the streets f.	(fahişe) sokakta müşteri aranmak
100	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yoldan ayrılmamak
101	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yoldan sapmamak
102	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yoldan şaşmamak
103	Deyim	walk the straight and narrow f.	katı ahlaki prensiplere göre yaşamak
104	Deyim	walk the straight and narrow f.	cennete giden yoldan şaşmamak
105	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yolu takip etmek
106	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yolda kalmak
107	Deyim	walk the straight and narrow f.	doğru yolda yürümek
108	Deyim	take a walk on the wild side f.	maceraya atılmak
109	Deyim	take a walk on the wild side f.	çılgınlık yapmak
110	Deyim	take a walk on the wild side f.	hovardalık yapmak
111	Deyim	take a walk on the wild side f.	çılgınca şeyler yapmak
112	Deyim	take a walk on the wild side f.	macera yaşamak
113	Deyim	walk on the wild side f.	maceraya atılmak
114	Deyim	walk on the wild side f.	çılgınlık yapmak
115	Deyim	walk on the wild side f.	hovardalık yapmak
116	Deyim	walk on the wild side f.	çılgınca şeyler yapmak
117	Deyim	walk on the wild side f.	macera yaşamak
118	Deyim	go/walk down the aisle f.	dünya evine girmek
119	Deyim	go/walk down the aisle f.	evlenmek
120	Deyim	go/walk down the aisle f.	nikah masasına oturmak
121	Deyim	talk the talk and walk the walk f.	söylediği ile yaptığı bir olmak
122	Deyim	talk the talk and walk the walk f.	konuştuğu gibi davranmak
123	Deyim	talk the talk, walk the walk f.	söylediği ile yaptığı bir olmak
124	Deyim	talk the talk, walk the walk f.	konuştuğu gibi davranmak
125	Deyim	cock of the walk expr.	aşırı gururlu
126	Deyim	the cock of the walk expr.	burnu havada
127	Deyim	talk the talk don't walk the walk expr.	konuşur ama söylediklerini de uygular (lafta kalmaz)
128	Deyim	talk the talk ... walk the walk expr.	laf çok iş yok
129	Deyim	the cock of the walk expr.	kibirli
130	Deyim	if you can't walk the walk, don't talk the talk expr.	yapamayacağın şeyi söyleme/iddia etme
131	Deyim	if you can't walk the walk, don't talk the talk expr.	yüksekten atma
132	Deyim	if you can't walk the walk, don't talk the talk expr.	desteksiz atma
Speaking
133	Konuşma	don't walk on the grass expr.	çimenlerin üstünde yürümeyin
134	Konuşma	talk the talk ... walk the walk expr.	laf çok eylem yok
135	Konuşma	talk the talk ... walk the walk expr.	laf bol da eylem yok
136	Konuşma	walk to the end of the street expr.	sokağın sonuna yürü
137	Konuşma	walk to the end of the street expr.	sokağın sonuna kadar yürü
138	Konuşma	you resemble her in the way you walk expr.	yürüyüşün ona benziyor
Marine
139	Denizcilik	walk the plank f.	güvertenin üzerindeki kalasta gözleri bağlı olarak yürümeye mecbur olmak
Religious
140	Dini	walk after the flesh f.	günah içinde yaşamak
141	Dini	walk after the spirit f.	kutsal ruh'u ve tanrı'nın sözünü rehber edinmek
142	Dini	walk in the flesh f.	hayatın doğal akışını yaşamak
143	Dini	walk in the light f.	dine inanarak yaşamak
144	Dini	walk after the flesh f.	dünyevi zevklere dalmak
Slang
145	Argo	walk in the park i.	çok kolay yapılan bir şey
146	Argo	walk in the park i.	çocuk oyuncağı
147	Argo	walk the dinosaur f.	çırılçıplak sokağa çıkmak
148	Argo	walk the dinosaur f.	dal taşak sokağa çıkmak
149	Argo	take the dog for a walk f.	işemek
150	Argo	walk the streets f.	sokaklara düşmek
151	Argo	walk the streets f.	sokağa düşmek
152	Argo	talk the talk but never walk the walk expr.	laf var icraat yok