İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | unfulfilled s. | yerine getirilmemiş | ||
If no promises are made or promises remain unfulfilled, this critical attitude will naturally increase. Eğer hiçbir söz verilmez ya da verilen sözler yerine getirilmezse bu eleştirel tutum doğal olarak artacaktır. More Sentences |
||||
Genel | unfulfilled s. | karşılanmamış | ||
Genel | unfulfilled s. | yerine getirelemeyen | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | unfulfilled s. | uygulanmamış | ||
Ticaret/Ekonomi | unfulfilled s. | yapılmamış |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | unfulfilled necessity i. | yerine getirilmemiş zorunluluk |
Genel | unfulfilled desire i. | ukde |
Genel | remain unfulfilled f. | yapılmamak |
Genel | remain unfulfilled f. | yerine getirilmemiş olmak |
Genel | remain unfulfilled f. | karşılanmamış olmak |
Genel | remain unfulfilled f. | sözde kalmak |