Geçmiş

tehdit eden

"tehdit eden" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	tehdit eden	minacious s.
2	Genel	tehdit eden	minatory s.
3	Genel	tehdit eden	threatening s.
4	Genel	tehdit eden	thundery s.
5	Genel	tehdit eden	impendent s.
6	Genel	tehdit eden	incumbent [obsolete] s.
7	Genel	tehdit eden	orgulous s.

"tehdit eden" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	tehdit eden şey	menace i.
2	Genel	sağlığı tehdit eden risk	health risk i.
3	Genel	tehdit eden unsurlar	factors that threaten i.
4	Genel	tehdit eden unsurlar	threatening factors i.
5	Genel	biyolojik çeşitliliği tehdit eden faktörler	factors threatening the biological diversity i.
6	Genel	biyolojik çeşitliliği tehdit eden faktörler	threats to biological diversity i.
7	Genel	tehdit eden kimse	threatener i.
8	Genel	tehdit eden kimse	menacer i.
9	Genel	tehdit eden kimse	denunciator i.
10	Genel	tehdit eden şey	impendency i.
11	Genel	tehdit eden dört kuvvet	four horsemen i.
12	Genel	yaşamı tehdit eden	life threatening s.
13	Genel	savaşla tehdit eden	warlike s.
14	Genel	hayatı tehdit eden	life-threatening s.
15	Genel	gizlice tehdit eden	darkling s.
Colloquial
16	Konuşma Dili	askeri güç ile tehdit eden	sabre-rattling s.
Law
17	Hukuk	toplumun refahını tehdit eden maddelerin tüketimini yasaklayan kanunlar	sumptuary laws i.
18	Hukuk	toplumun refahını tehdit eden maddelerin tüketimini yasaklayan kanunlar	sumptuariae leges i.
19	Hukuk	ihlal edilen veya tehdit edilen bir hakkın mahkemece hak arayan lehine sonuçlandırılmasını talep eden bir tür dava	declarator i.
20	Hukuk	(13. ve 15. yüzyıllarda) toplum refahını tehdit eden lüks tüketime koyulan yasaklar	sumptuary law i.
Medical
21	Medikal	hayatı tehdit eden alerjik reaksiyon	life-threatening allergic reaction i.
22	Medikal	hayatı tehdit eden klinik bir komplikasyon/durum	a life-threatening clinical condition i.
23	Medikal	hayatı tehdit eden bakteriyel hastalık	life-threatening bacterial disease i.
24	Medikal	hayatı tehdit eden yaralanma	life-threatening injury i.
25	Medikal	hayatı tehdit eden karaciğer hastalığı	life-threatening liver disease i.
26	Medikal	hayatı tehdit eden klinik komplikasyon	life-threatening clinical complication i.
27	Medikal	hayatı tehdit eden komplikasyon	life-threatening complication i.
28	Medikal	hayatı tehdit eden hastalık	life-threatening illness i.
29	Medikal	insan hayatını tehdit eden tıbbi acil	life threatening medical emergency i.
30	Medikal	yaşamı tehdit eden fizyopatolojik değişiklikler	life-threatening physiopathological changes i.
31	Medikal	yaşamı tehdit eden ağır metabolik dekompansasyon	life-threatening severe metabolic decompensation i.
32	Medikal	yaşamı tehdit eden bir tablo	a life threatening clinical entity i.
33	Medikal	yaşamı tehdit eden durumlar	life-threatening conditions i.
Biochemistry
34	Biyokimya	genellikle imalatçılardan para sızdırma amacıyla tüketim mallarına sağlığı tehdit eden maddeler katma	consumer terrorism i.
Environment
35	Çevre	yaşamı tehdit eden şeyler	existential threat i.
Modern Slang
36	Modern Argo	hayatı tehdit eden durumlar dışında ateist olan kimse	airport atheist i.