İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | take refuge f. | sığınmak | ||
Layla took refuge at her parents' house. Layla ebeveynlerinin evine sığındı. More Sentences |
||||
Genel | take refuge f. | başka bir ülkeye sığınmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | take refuge in f. | sığınmak | ||
That is why it takes refuge in ‘lying on a massive scale’, as we say in Greece. Bu nedenle Yunanistan'da söylediğimiz gibi 'büyük ölçekte yalan söylemeye' sığınıyor. More Sentences |
||||
Genel | take refuge behind f. | arkasına sığınmak | ||
We must not take refuge behind the reports published last year, because the linearity is no longer what it was. Geçen yıl yayınlanan raporların arkasına sığınmamalıyız çünkü doğrusallık artık eskisi gibi değil. More Sentences |
||||
Genel | take refuge in f. | kapağı atmak | ||
Genel | take refuge in f. | iltica etmek | ||
Genel | take refuge in f. | -e sığınmak | ||
Genel | take refuge in Allah f. | yaradana sığınmak | ||
Genel | take refuge in Allah f. | Allah'a sığınmak | ||
Genel | take refuge behind f. | ardına sığınmak | ||
Idioms | ||||
Deyim | take refuge in (something or some place) f. | (bir şeye/bir yere) sığınmak |