Geçmiş

salt with

"salt with" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 11 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	salt with f.	ile canlandırmak
2	Öbek Fiiller	salt with f.	ile dinamikleştirmek
3	Öbek Fiiller	salt with f.	ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek
4	Öbek Fiiller	salt with f.	ile zenginleştirmek
5	Öbek Fiiller	salt with f.	ile cazip göstermek
6	Öbek Fiiller	salt with f.	ile olduğundan değerli göstermek
7	Öbek Fiiller	salt with f.	ile süslemek
8	Öbek Fiiller	salt with f.	ile tuzlamak
9	Öbek Fiiller	salt with f.	içine cezbedici bir şey koymak
10	Öbek Fiiller	salt with f.	tuzak olarak bir şey atmak/koymak
11	Öbek Fiiller	salt with f.	ile cazip hale getirmek

"salt with" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 63 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) canlandırmak
2	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) dinamikleştirmek
3	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek
4	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) zenginleştirmek
5	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) cazip göstermek
6	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) olduğundan değerli göstermek
7	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) süslemek
8	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	bir şifreyi daha güvenli hale getirmek için rastgele veri katmanı uygulamak
9	Öbek Fiiller	salt (something) with (something) f.	şifreyi rastgele veri ekleyerek daha güvenli hale getirmek
10	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeyi bir şeyle tuzlamak
11	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeyi bir çeşit tuzla tuzlamak
12	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeye bir şeyi yem olarak koymak/atmak
13	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeyin içine cezbedici bir şey koymak
14	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeye tuzak olarak bir şey atmak/koymak
15	Öbek Fiiller	salt something with something f.	bir şeyi bir şeyle cazip hale getirmek
Phrases
16	İfadeler	with a grain of salt expr.	ihtiyat kaydıyla
17	İfadeler	with a grain of salt expr.	inanmayarak
18	İfadeler	with a grain of salt expr.	kuşkuyla
19	İfadeler	with a grain of salt expr.	şüphe ile
20	İfadeler	with a grain of salt expr.	şüpheyle
Idioms
21	Deyim	take something with a pinch of salt f.	ihtiyatla yaklaşmak
22	Deyim	take something with a grain of salt f.	ihtiyatla yaklaşmak
23	Deyim	take something with a grain of salt f.	kuşku ile karşılamak
24	Deyim	take something with a pinch of salt f.	kuşku ile karşılamak
25	Deyim	take something with a pinch of salt f.	şüphe ile yaklaşmak
26	Deyim	take something with a grain of salt f.	şüphe ile yaklaşmak
27	Deyim	take what (one) says with a pinch of salt f.	(birinin) söylediği bir şeye ihtiyatla yaklaşmak
28	Deyim	take what (one) says with a pinch of salt f.	(birinin) söylediği bir şeye kuşkuyla yaklaşmak
29	Deyim	take what (one) says with a pinch of salt f.	(birinin) söylediği bir şeye şüpheyle yaklaşmak
30	Deyim	take what (one) says with a pinch of salt f.	(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak
31	Deyim	take what (one) says with a pinch of salt f.	(birinin) söylediği bir şeye hemen inanmamak
32	Deyim	eat salt with [dated] [uk] f.	-e konuk olmak
33	Deyim	eat salt with [dated] [uk] f.	-in sofrasına konuk olmak
34	Deyim	eat salt with (someone) [uk] f.	(birine) konuk olmak
35	Deyim	eat salt with (someone) [uk] f.	(birinin) sofrasına konuk olmak
36	Deyim	eat salt with (someone) [uk] f.	(birinin) evinde kalmak
37	Deyim	take with a pinch of salt f.	ihtiyatla yaklaşmak
38	Deyim	take with a pinch of salt f.	kuşku ile karşılamak
39	Deyim	take with a pinch of salt f.	şüphe ile yaklaşmak
40	Deyim	with a grain of salt zf.	çekinceli olarak
41	Deyim	with a grain of salt zf.	emin olmadan
42	Deyim	with a grain of salt zf.	tereddütle
43	Deyim	with a grain of salt zf.	tedirginlikle
44	Deyim	with a grain of salt zf.	çok güvenmeden
45	Deyim	with a pinch of salt zf.	çekinerek
46	Deyim	with a pinch of salt zf.	emin olmadan
47	Deyim	with a pinch of salt zf.	tereddütle
48	Deyim	with a pinch of salt zf.	tedirginlikle
49	Deyim	with a pinch of salt zf.	çok güvenmeden
50	Deyim	take it with a grain of salt expr.	ihtiyatla yaklaş
51	Deyim	take it with a pinch of salt expr.	ihtiyatla yaklaş
52	Deyim	with a grain of salt expr.	kuşku ile
53	Deyim	take it with a pinch of salt expr.	şüphe ile yaklaş
54	Deyim	take it with a pinch of salt expr.	şüpheyle yaklaş
55	Deyim	take it with a grain of salt expr.	şüpheyle yaklaş
56	Deyim	take it with a grain of salt expr.	şüphe ile yaklaş
57	Deyim	with a pinch of salt expr.	kuşkuyla
58	Deyim	with a pinch of salt expr.	şüpheyle
59	Deyim	with a pinch of salt expr.	ihtiyatla
60	Deyim	with a pinch of salt expr.	ihtiyatla
61	Deyim	with a pinch of salt expr.	şüpheyle
62	Deyim	with a pinch of salt expr.	çekinceyle
Technical
63	Teknik	freeze-thaw cycling with de-icing salt immersion i.	buz çözücü tuz içinde donma-çözülme deneyi