riskli - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

riskli



"riskli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
riskli risky s.
riskli hazardous s.
General
riskli hairy s.
riskli venturesome s.
riskli dicey s.
riskli adventurous s.
riskli not healthy s.
riskli dangerous s.
riskli venturous s.
riskli chancy s.
riskli wildcat s.
riskli precarious s.
riskli dodgy s.
riskli jeopardous s.
riskli dareful s.
riskli perilous s.
riskli touch-and-go s.
riskli wild-cat s.
riskli dicy (dicey) s.
riskli adventuristic s.
riskli adventuresome s.
riskli chanceful [obsolete] s.
riskli chancey s.
riskli kittle s.
riskli hazardable s.
riskli heroic s.
riskli heroical s.
riskli dangerful [obsolete] s.
riskli long s.
riskli riskful s.
riskli discriminous [obsolete] s.
riskli infirm s.
riskli fearful s.
riskli plightful s.
Colloquial
riskli hairy s.
riskli a bit dicey zf.
riskli a bit dodgy zf.
Idioms
riskli a bit dicey zf.
riskli a bit dodgy zf.
Technical
riskli hazardous s.
riskli risky s.
Psychology
riskli at risk s.
Archaic
riskli doubtful s.
Slang
riskli moody s.
British Slang
riskli dicey s.
riskli dodgy s.

"riskli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 172 sonuç

Türkçe İngilizce
General
riskli girişim plunge i.
afetin olabileceği yüksek riskli yerler high probable risk areas for disaster i.
riskli girişim long shot i.
riskli girişim gamble i.
ağaç gövdelerinin bataklık vb riskli zeminlere yanyana yatırılmasıyla oluşturulan yol corduroy road i.
riskli girişim wildcat i.
atılım (riskli) foray i.
riskli davranış risky behaviour i.
riskli girişim perilous venture i.
riskli iş risky job i.
riskli durum ragged edge i.
çok riskli işlere giren kimse adventurer i.
riskli girişim adventure i.
son derece riskli yol tightrope i.
riskli durum tinderbox i.
riskli teşebbüs emprise i.
riskli durum harm's way i.
riskli durum hazard i.
riskli olma hazardousness i.
cesur ve riskli hareketler derring-do i.
riskli olma riskiness i.
riskli iş flier i.
riskli yatırım flier i.
ağır ve riskli bir bahse girme plunge i.
riskli hale gelmek become risky f.
riskli bile olsa birşeyi denemek take a chance on f.
riskli yatırım yapmak job f.
daha riskli dicier s.
yüksek riskli high risk s.
düşük riskli low risk s.
riskli olmayan nonhazardous s.
çok riskli very risky s.
çok riskli too risky s.
aşırı riskli over-venturesome s.
son derece riskli awful s.
çok riskli high-wire s.
az riskli odds-on s.
riskli bir şekilde chancily zf.
riskli olarak dodgily zf.
riskli bir şekilde jeopardously zf.
riskli olarak jeopardously zf.
riskli bir şekilde hazardously zf.
aşırı riskli bir şekilde riskily zf.
Phrases
çok/aşırı riskli/tehlikeli can alıcı önemde as much as (one's) life is worth zf.
Colloquial
riskli girişim plunge i.
riskli girişim a leap in the dark i.
riskli girişim leap in the dark i.
biraz riskli a bit dicey expr.
Idioms
sonuçları beklendiği kadar yarar getirmeyebilecek riskli plan/girişim a bridge too far i.
riskli durum slick incline i.
riskli durum slippery slope i.
riskli durum slippery hill i.
riskli iş high-wire act i.
riskli bir durum a slippery slope i.
riskli bir durum a sticky situation [uk/australia] i.
geri dönülmesi riskli bir iş/durum a tiger by the tail i.
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) (make) one false move i.
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) (make) a false move i.
riskli anlaşma dicey deal i.
riskli durum dicey deal i.
riskli yer/durum the lion's mouth i.
çok riskli bir durumda olmak sit on a powder keg f.
çok riskli bir şey yapmak risk life and limb f.
çok riskli bir durumda olmak be sitting on a powder keg f.
riskli bir iş yapmak skate on thin ice f.
riskli işler yapmak sail close to the wind f.
riskli işler yapmak stick one's chin out f.
riskli bir iş yapmak be (skating/walking) on thin ice f.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land upon one's feet f.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land upon both feet f.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land on both feet f.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land on one's feet f.
çok tehlikeli ya da riskli bir şey yapmak dance on the razor's edge f.
riskli bir pozisyonda olmak hold a wolf by the ears f.
riskli bir şey yapmak take a gamble f.
riskli bir girişimde bulunmak take a gamble f.
riskli bir iş yapmak be (walking) on thin ice f.
riskli bir girişim olmak be a long shot f.
riskli bir iş yapmak be skating on thin ice f.
riskli olmak be touch-and-go (whether...) f.
riskli/kötü bir durumla yüzleşmek bite the biscuit f.
riskli bir şey yapmak do a dare f.
(bir konuda) riskli bir girişimde bulunmak take a flyer (on something) [us] f.
riskli iş yapmak work without a net f.
çok riskli fraught with danger s.
çok riskli fraught with peril s.
çok riskli bir durumda sitting on a powder keg s.
riskli bir iş yapan skating on thin ice s.
(biri/bir şey) için fazla tehlikeli/riskli too hot for (someone or something) s.
biri için fazla tehlikeli/riskli too hot for somebody s.
tehlikeye açık/riskli bir yerde/durumda between wind and water zf.
çok riskli durum on thin ice expr.
riskli durumda on the edge expr.
riskli bir durumda/duruma on a slippery slope expr.
riskli durumda on the beam-ends expr.
riskli durumda on your beam ends expr.
Speaking
çok riskli it's too risky expr.
riskli ve sonucu ağır olabilir the stakes are high expr.
Trade/Economic
geliri, işi ve varlığı olmayan borçlulara verilen yüksek riskli bir kredi türü ninja loan i.
değersiz, yüksek riskli şirket tahvili junk bond i.
riskli yatırımlar risky investments i.
riskli spekülasyonlar rash speculations i.
riskli aktif değerler risk assets i.
riskli işlere yatırılan sermaye venture capital i.
riskli işlere yatırılan sermaye risk capital i.
riskli varlık risky asset i.
riskli girişim venture i.
riskli iş adventure i.
riskli iş venture i.
riskli kredi risky loan i.
riskli spekülasyon risky speculation i.
riskli yatırım risky investments i.
riskli değer artış fonları growth fund i.
yüksek riskli yatırım fonları hedge funds i.
yüksek riskli yatırım fonu hedge fund i.
yüksek riskli kurumsal borç high-risk corporate debt i.
yüksek riskli yatırım a high-risk investment i.
riskli anlaşma dodgy deal i.
sürekli değer kazanıp kaybeden riskli hisse senedi yo-yo stock i.
riskli işlere yatırılan sermaye venture capital i.
kısa vadeli kazançlar için yüksek riskli hisse senedi alıp satan para yöneticisi gunslinger i.
riskli varlık risk-on asset i.
az riskli high-grade s.
çok yüksek kazanç getirebilecek olan riskli yatırım sheep (sky high earnings expectations possibly) kısalt.
Law
riskli teşebbüs venture i.
Politics
kara paranın aklanmasının önlenmesinde yüksek riskli sektörler anti-money laundering high-risk sectors i.
yüksek riskli konut kredisi krizi subprime mortgage crisis i.
Insurance
yüksek riskli yatırım fonları hedge funds i.
Technical
riskli alan risk area i.
Computer
riskli yazılım riskware i.
Aeronautic
yangınları söndürmek için taşıdığı kimyasalları riskli alanlara dökmek üzere tasarlanmış uçak tanker plane i.
Medical
düşük riskli operasyonlar low-risk operations i.
düşük riskli göğüs ağrılı hasta low-risk patient with chest pain i.
riskli/kötü sağ ventriküler fonksiyon compromised right ventricular function i.
riskli/kötü sol ventriküler fonksiyon compromised left ventricular function i.
yüksek riskli hastaların belirlenmesi detection of high risk patients i.
yüksek riskli grup high risk group i.
yüksek riskli genetik faktörler high-risk genetic factors i.
yüksek riskli grup high-risk group i.
yüksek riskli bebeklerin takibi follow-up of high risk neonates i.
yüksek riskli operasyonlar high risk operations i.
yüksek riskli mikroorganizmalar high risk microorganisms i.
yüksek riskli gebelik high-risk pregnancy i.
yüksek riskli gebelik high risk pregnancy i.
yüksek riskli prostat kanseri high risk prostate cancer i.
yüksek riskli bebekler high risk neonates i.
yüksek riskli gebelikler high risk pregnancies i.
yüksek riskli lokalize prostat kanseri high-risk localized prostate cancer i.
riskli tedavi heroic treatment i.
yüksek riskli major s.
Psychology
riskli olduğunun farkında olarak yapılan davranış/eylem risk-accepted consensual kink i.
riskli grup risk group i.
sağlık açısından riskli davranışlar health-compromising behaviors i.
riskli olduğunun farkında olarak yapılan davranış/eylem risk-aware consensual kink i.
Pathology
yüksek-riskli gebelikler high-risk pregnancies i.
yüksek-riskli gebelik high-risk pregnancy i.
Environment
biyolojik riskli temas biologically risky contact i.
riskli olarak belirlenen malzemeler specified risk materials i.
Military
kargoların riskli limandan farklı bir limana aktarılması port evacuation of cargoes i.
Sport
(golfte) uzun mesafeden riskli atışlar yapmaya çalışmak press f.
Baseball
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra suicide squeeze i.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra suicide squeeze play i.
Card
(rakibi) daha yüksek ve riskli olabilecek bir teklife teşvik amacıyla teklif vermek push f.
Wagering
yüksek riskli faaliyet longshot i.
riskli girişim longshot i.
spekülasyona dayanan riskli küçük teşebbüs veya kumar flutter [uk] i.
Archaic
riskli iş emprise i.
riskli girişim emprise i.
riskli uğraş emprise i.
Slang
riskli girişim crapshoot i.
riskli olarak kabul edilen fakat iyi bir yatırım olarak görülen devlet tahvilleri fallen angels i.
riskli iş crapshoot i.