| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | rich with s. | ile zengin |
| Konuşma Dili | rich with s. | ile dolu |
| Konuşma Dili | rich with s. | bakımından zengin |
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | rich with historical places s. | tarihi yerleri ile zengin |
| Genel | rich with historical places s. | tarihi mekanları ile zengin |
| Genel | rich with historical places s. | tarihi yerleriyle zengin |
| Genel | rich with parks s. | parklarıyla zengin |
| Genel | rich with historical places s. | tarihi mekanlarıyla zengin |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | be rich with something f. | -ile zengin olmak |
| Öbek Fiiller | be rich with something f. | -ile dolu/bol olmak |
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | rich with (something) s. | (bir şeyiyle) zengin |
| Konuşma Dili | rich with (something) s. | (bir şeyle) dolu |
| Konuşma Dili | rich with (something) s. | (bir şey) bakımından zengin |
| Mining | ||
| Maden | with sulphide-rich i. | sülfürce zengin |
| Gastronomy | ||
| Mutfak | any rich cake with a creamy filling i. | pasta |
