Geçmiş

promise

"promise" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	promise i.	söz
2	Yaygın Kullanım	promise f.	söz vermek
General
3	Genel	promise i.	umut verici şey
4	Genel	promise i.	taahhüt
5	Genel	promise i.	cennet
6	Genel	promise i.	umut
7	Genel	promise i.	vaat
8	Genel	promise f.	vadetmek
9	Genel	promise f.	garanti etmek
10	Genel	promise f.	ant içmek
11	Genel	promise f.	temin etmek
12	Genel	promise f.	ikrar vermek
13	Genel	promise f.	vaatte bulunmak
14	Genel	promise f.	belirli bir duruma işaret etmek
15	Genel	promise f.	taahhüt etmek
16	Genel	promise f.	umutlu olmak
17	Genel	promise f.	umut vermek
18	Genel	promise f.	göstermek
19	Genel	promise f.	vaat etmek
20	Genel	promise f.	-eceğe benzemek
21	Genel	promise f.	söz vermek
22	Genel	promise f.	belirtisi olmak
Trade/Economic
23	Ticaret/Ekonomi	promise i.	taahhüt
Law
24	Hukuk	promise f.	söz vermek

"promise" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 244 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	vain promise i.	boş söz
2	Genel	breach of promise i.	nişan bozma
3	Genel	promise of marriage i.	evlenme vaadi
4	Genel	land of promise i.	hedef
5	Genel	promise of revenge i.	intikam yemini
6	Genel	election campaign promise i.	seçim kampanyası vaadi
7	Genel	land of promise i.	erek
8	Genel	campaign promise i.	seçim kampanyası vaadi
9	Genel	breach of promise i.	söz verip evlenmeme
10	Genel	written promise i.	yazılı taahhüt
11	Genel	promise for sale i.	satış vaadi
12	Genel	promise to sell i.	satış vaadi
13	Genel	formal promise i.	resmi vaat
14	Genel	formal promise i.	resmi söz
15	Genel	marriage promise i.	evlenme vaadi
16	Genel	false promise of marriage i.	evlenme vaadiyle kandırma
17	Genel	marriage promise i.	evlilik vaadi
18	Genel	promise of freedom i.	özgürlük vaadi
19	Genel	scout promise i.	izci sözü
20	Genel	scout promise i.	izci andı
21	Genel	promise ring i.	söz yüzüğü
22	Genel	pinky promise i.	serçe parmaklarını birbirine sarıp söz mü deme
23	Genel	tantalizing promise i.	kışkırtıcı vaat
24	Genel	show some promise f.	umut vermek
25	Genel	break a promise f.	dönmek
26	Genel	promise in literature f.	edebiyatta söz vermek
27	Genel	keep your promise f.	sözünü tutmak
28	Genel	give a promise f.	söz vermek
29	Genel	make a promise f.	vaatte bulunmak
30	Genel	break a promise f.	sözünde durmamak
31	Genel	promise someone the moon f.	birine olmayacak vaatlerde bulunmak
32	Genel	break a promise f.	sözünden dönmek
33	Genel	get a promise out of somebody f.	söz almak
34	Genel	keep one's promise f.	sözünden dönmemek
35	Genel	go back on one's promise f.	sözünden dönmek
36	Genel	keep one's promise f.	sözünü yerine getirmek
37	Genel	renege on a promise f.	sözünden dönmek
38	Genel	break one's promise f.	sözünü tutmamak
39	Genel	break one's promise f.	sözünden dönmek
40	Genel	make somebody promise f.	ant verdirmek
41	Genel	break a promise f.	sözünü tutmamak
42	Genel	break one's promise f.	çamura yatmak
43	Genel	be as good as one's promise f.	sözünü tutmak
44	Genel	welsh on one's promise f.	sözünü tutmamak
45	Genel	obtain a promise f.	söz almak
46	Genel	keep one's promise f.	sözünü tutmak
47	Genel	be as good as one's promise f.	sözünü yerine getirmek
48	Genel	promise each other f.	sözleşmek
49	Genel	make a promise f.	söz vermek
50	Genel	be as good as one's promise f.	sözünde durmak
51	Genel	keep a promise f.	sözünde durmak
52	Genel	show promise f.	başarılı olacağa benzemek
53	Genel	show promise f.	umut vadetmek
54	Genel	keep one's promise f.	söz tutmak
55	Genel	fulfill one's promise f.	sözünü tutmak
56	Genel	fulfill one's promise f.	söz tutmak
57	Genel	promise to support (someone) f.	yardım edeceğine söz vermek
58	Genel	make a promise f.	vaadde bulunmak
59	Genel	bind with a promise to wed f.	söz kesmek
60	Genel	bind with a promise to wed f.	sözlenmek
61	Genel	bind with a promise to wed f.	söz takmak
62	Genel	promise hope f.	umut vaat etmek
63	Genel	fulfil the promise f.	sözünü yerine getirmek
64	Genel	make a promise of marriage f.	evlenme sözü vermek
65	Genel	make a promise of marriage f.	evleneceğine yemin etmek
66	Genel	keep promise f.	sözünü yerine getirmek
67	Genel	deliver on one's promise f.	sözünde durmak
68	Genel	deliver on one's promise f.	sözünü tutmak
69	Genel	uphold one's promise f.	sözünü tutmak
70	Genel	promise oneself f.	kendine söz vermek
71	Genel	bind with a promise to wed f.	söz yüzüğü takmak
72	Genel	promise one's self f.	adamak
73	Genel	promise one's self f.	ahdetmek
74	Genel	promise one's self f.	ant içmek
75	Genel	promise one's self f.	yüksek özgüveni olmak
76	Genel	promise one's self f.	kendinden emin olmak
77	Genel	promise to return something home f.	bir şeyi eve getirmeye söz vermek
Phrasals
78	Öbek Fiiller	promise something to someone f.	birine bir şeyi söz vermek
79	Öbek Fiiller	promise to f.	-e söz vermek
80	Öbek Fiiller	promise to f.	için söz vermek
81	Öbek Fiiller	promise to f.	(bir şey) sözü vermek
82	Öbek Fiiller	promise to f.	(bir şey) vereceğine söz vermek
Phrases
83	İfadeler	don't promise what you can't deliver expr.	tutamayacağın sözleri verme
84	İfadeler	with a lick and a promise expr.	yalapşap
85	İfadeler	on a promise expr.	güvencesiyle
86	İfadeler	on a promise expr.	güvencesini alarak
Colloquial
87	Konuşma Dili	lick-and-promise i.	baştan savma
88	Konuşma Dili	empty promise i.	boş vaat
89	Konuşma Dili	lick-and-promise i.	üstünkörü
90	Konuşma Dili	lots of promise i.	gelecek başarılara dair bir çok umut
91	Konuşma Dili	lots of promise i.	gelecekteki üstün başarıya dair büyük potansiyel
92	Konuşma Dili	promise not to be offended expr.	kırılmayacağına söz ver
93	Konuşma Dili	a promise is a promise expr.	söz sözdür
94	Konuşma Dili	promise me expr.	söz ver bana
95	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	iyi bir şey mi söylüyorsun kötü bir şey mi söylüyorsun?
96	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	bu bir tehdit mi yoksa bir vaat mi?
97	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	tehdit mi yoksa vaat mi ediyorsun?
98	Konuşma Dili	I (can) promise you expr.	sana garanti edebilirim
99	Konuşma Dili	I (can) promise you expr.	benden söylemesi
100	Konuşma Dili	I (can) promise you expr.	sana söz verebilirim
101	Konuşma Dili	I (can) promise you expr.	sana yemin edebilirim
Idioms
102	Deyim	lick and a promise i.	baştan savma
103	Deyim	a lick and a promise i.	baştan savma
104	Deyim	breach of promise i.	evlenme vaadini yerine getirmeme
105	Deyim	a lick and a promise i.	sallapati
106	Deyim	a lick and a promise i.	üstünkörü
107	Deyim	cast-iron promise or arrangement i.	yüzde yüz güven veren söz/anlaşma
108	Deyim	a lot of promise i.	büyük bir potansiyel
109	Deyim	a lot of promise i.	büyük vaatler
110	Deyim	a lot of promise i.	gelecek için büyük umut
111	Deyim	breach of promise i.	sözünden dönme
112	Deyim	breach of promise i.	söz verip tutmama
113	Deyim	breach of promise i.	sözünü tutmama
114	Deyim	promise someone the moon f.	birine olmayacak vaatlerde bulunmak
115	Deyim	promise the moon to someone f.	birine olmayacak vaatlerde bulunmak
116	Deyim	give something a lick and a promise f.	bir şeyi üstünkörü yapmak
117	Deyim	promise the moon to someone f.	dünyaları vadetmek
118	Deyim	promise the moon f.	dünyaları vadetmek
119	Deyim	promise somebody the moon f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
120	Deyim	promise somebody the earth f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
121	Deyim	have a lot of promise f.	gelecek vadetmek
122	Deyim	show a lot of promise f.	gelecek vadetmek
123	Deyim	give something a lick and a promise f.	hızlı silmek/temizlemek
124	Deyim	promise somebody the earth f.	olmayacak duaya amin demek
125	Deyim	promise somebody the moon f.	olmayacak duaya amin demek
126	Deyim	break one's promise f.	sözünden dönmek
127	Deyim	keep one's promise f.	sözünde durmak
128	Deyim	break one's promise f.	sözünü yerine getirmemek
129	Deyim	go back on one's promise f.	sözünden dönmek
130	Deyim	renege on one's promise f.	sözünden dönmek
131	Deyim	keep a promise f.	sözünde durmak
132	Deyim	break one's promise f.	sözünden caymak
133	Deyim	keep one's promise f.	sözünü tutmak
134	Deyim	keep a promise f.	sözünü tutmak
135	Deyim	live up to one's promise f.	verdiği sözü tutmak
136	Deyim	live up to one's promise f.	verdiği sözü yerine getirmek
137	Deyim	keep a promise f.	verdiği sözü tutmak
138	Deyim	hold promise f.	umut/ümit vadetmek
139	Deyim	keep one's promise f.	verdiği sözü tutmak
140	Deyim	give a lick and a promise f.	yalapşap yapmak
141	Deyim	give a lick and a promise f.	üstünkörü yapmak
142	Deyim	promise (one) the world f.	(birine) dünyaları vadetmek
143	Deyim	promise (one) the world f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
144	Deyim	promise (one) the world f.	(birine) olanaksız vaatlerde bulunmak
145	Deyim	promise (somebody) the moon f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
146	Deyim	promise (somebody) the moon f.	olmayacak duaya amin demek
147	Deyim	promise (somebody) the earth f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
148	Deyim	promise (somebody) the earth f.	olmayacak duaya amin demek
149	Deyim	promise (somebody) the world f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
150	Deyim	promise (somebody) the world f.	olmayacak duaya amin demek
151	Deyim	promise (one) the earth f.	(birine) gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
152	Deyim	promise (one) the earth f.	olmayacak duaya amin demek
153	Deyim	promise (one) the earth f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
154	Deyim	promise (one) the earth f.	(birine) dünyaları vadetmek
155	Deyim	promise (one) the moon f.	(birine) gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
156	Deyim	promise (one) the moon f.	olmayacak duaya amin demek
157	Deyim	promise (one) the moon f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
158	Deyim	promise (one) the moon f.	(birine) dünyaları vadetmek
159	Deyim	promise the earth f.	gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
160	Deyim	promise the earth f.	olmayacak duaya amin demek
161	Deyim	promise the earth f.	olmayacak vaatlerde bulunmak
162	Deyim	promise the earth f.	dünyaları vadetmek
163	Deyim	promise (somebody) the moon f.	(birine) gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
164	Deyim	promise (somebody) the moon f.	olmayacak duaya amin demek
165	Deyim	promise (somebody) the moon f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
166	Deyim	promise (somebody) the moon f.	(birine) dünyaları vadetmek
167	Deyim	promise (somebody) the earth f.	(birine) gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
168	Deyim	promise (somebody) the earth f.	olmayacak duaya amin demek
169	Deyim	promise (somebody) the earth f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
170	Deyim	promise (somebody) the earth f.	(birine) dünyaları vadetmek
171	Deyim	promise (somebody) the world f.	(birine) gerçekleşmeyecek bir şeyin sözünü vermek
172	Deyim	promise (somebody) the world f.	olmayacak duaya amin demek
173	Deyim	promise (somebody) the world f.	(birine) olmayacak vaatlerde bulunmak
174	Deyim	promise (somebody) the world f.	(birine) dünyaları vadetmek
175	Deyim	a promise made is a promise kept expr.	verilen söz yerine getirilir
176	Deyim	a promise made is a promise kept expr.	söz veriyorsan yerine getireceksin
177	Deyim	a promise made is a promise kept expr.	verilen söz tutulur
Speaking
178	Konuşma	i promise you i.	benden söylemesi
179	Konuşma	promise me you're not doing anything foolish expr.	aptalca bir şey yapmadığına dair bana söz ver
180	Konuşma	you have to promise me expr.	bana söz vermelisin
181	Konuşma	I can't promise you that expr.	bunun sözünü veremem
182	Konuşma	promise me you won't leave me alone in there expr.	beni orada yalnız bırakmayacağına söz ver
183	Konuşma	you can't promise something like that expr.	böyle bir şeye söz veremezsin
184	Konuşma	the next time you make a promise try to keep it expr.	bir daha söz verdiğinde tutmaya çalış
185	Konuşma	promise me expr.	bana söz ver
186	Konuşma	you made me a promise expr.	bana söz vermiştin
187	Konuşma	you know i can't promise you that expr.	bunun sözünü veremeyeceğimi biliyorsun
188	Konuşma	promise me you'll come back expr.	geri döneceğine söz ver
189	Konuşma	I promise I won't laugh expr.	gülmeyeceğime söz veriyorum
190	Konuşma	I promise you! expr.	orası kesin!
191	Konuşma	I can't promise them anything I can't deliver expr.	onlara tutamayacağım bir söz veremem
192	Konuşma	I can't promise but I'll try to be there expr.	söz veremiyorum ama orada olmaya çalışırım
193	Konuşma	I promise you expr.	sana söz veriyorum
194	Konuşma	I promise you expr.	sana söyleyeyim
195	Konuşma	I promise that I'll never call you expr.	seni asla aramayacağıma söz veriyorum
196	Konuşma	I promise expr.	söz veriyorum
197	Konuşma	I promise you! expr.	sana söz veriyorum!
198	Konuşma	I promise I'll get the money back expr.	söz veriyorum parayı geri alacağım
199	Konuşma	I promise I can fix it expr.	söz veriyorum düzelteceğim
200	Konuşma	(do you) promise? expr.	söz mü?
201	Konuşma	I can't promise but I'll try to be there expr.	söz veremiyorum ama gelmeye çalışırım
202	Konuşma	I promise I won't call her expr.	söz veriyorum onu aramayacağım
203	Konuşma	I promise you! expr.	size söz veriyorum!
204	Konuşma	I made a promise I couldn't keep expr.	tutamayacağım bir söz verdim
205	Konuşma	I promise you expr.	vallahi doğru
206	Konuşma	I made a promise I couldn't keep expr.	yerine getiremeyeceğim bir söz verdim
207	Konuşma	I promise you expr.	yemin ederim
Trade/Economic
208	Ticaret/Ekonomi	available-to-promise i.	ATP
209	Ticaret/Ekonomi	promise performance of third party i.	başkasının fiilini üstlenme
210	Ticaret/Ekonomi	promise to take a mortgage i.	bir ipoteği alma taahhüdü
211	Ticaret/Ekonomi	breach of promise i.	evlilik sözünü tutmama
212	Ticaret/Ekonomi	service promise i.	hizmet vaadi
213	Ticaret/Ekonomi	available to promise i.	karşılanabilen miktar
214	Ticaret/Ekonomi	brand promise i.	marka vaadi
215	Ticaret/Ekonomi	promise to pay i.	ödeme vaadi
216	Ticaret/Ekonomi	promise to pay i.	ödeme sözü
217	Ticaret/Ekonomi	promise to pay i.	ödeme taahhüdü
218	Ticaret/Ekonomi	promise to sell i.	satış taahhüdü
219	Ticaret/Ekonomi	promise of sale i.	satış vaadi
220	Ticaret/Ekonomi	oral promise i.	sözlü vaat
221	Ticaret/Ekonomi	oral promise to pay i.	sözlü ödeme vaadi
222	Ticaret/Ekonomi	oral promise i.	şifahi vaat
223	Ticaret/Ekonomi	written promise i.	yazılı taahhüt
224	Ticaret/Ekonomi	written promise in payment i.	yazılı ödeme sözü
225	Ticaret/Ekonomi	available-to-promise s.	sevkiyata hazır
Law
226	Hukuk	promise of gift i.	bağışlama vaadi
227	Hukuk	breach of promise i.	evlenme vaadini yerine getirmeme
228	Hukuk	promise of marriage i.	evlenme vaadi
229	Hukuk	collateral promise i.	ikinci derecede taahhüt
230	Hukuk	public promise i.	ilanen vaat
231	Hukuk	breach of promise i.	nişanı bozma
232	Hukuk	oral promise i.	sözlü vaat
Politics
233	Siyasal	election promise i.	seçim vaadi
234	Siyasal	electoral promise i.	seçim vaadi
235	Siyasal	oral promise i.	sözlü vaat
Automotive
236	Otomotiv	volkswagen service promise i.	volkswagen hizmet vaadi
Literature
237	Edebiyat	rash promise i.	boş söz/vaat
238	Edebiyat	blind promise i.	boş söz/vaat
Religious
239	Dini	land of promise i.	vadedilmiş topraklar
240	Dini	land of promise i.	(eski ahit'te) filistin
241	Dini	land of promise i.	(eski ahit'te) kenan diyarı
242	Dini	land of promise i.	umut bağlanan daha iyi ülke
243	Dini	land of promise i.	daha iyi bir şartta yaşam
Geography
244	Coğrafya	promise city i.	iowa eyaletinde şehir