Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
places
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"places"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Theatre
1
Tiyatro
places
i.
sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı
2
Tiyatro
places
i.
sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı
"places"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 139 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
imaginary places
i.
hayali yerler
2
Genel
these places
i.
buraları
3
Genel
shopping places
i.
alışveriş mekanları
4
Genel
these places
i.
şuraları
5
Genel
high places
i.
yüksek mertebeler
6
Genel
places for giving alms
i.
ihtiyaçgah
7
Genel
recreation places
i.
dinlenme mekanı
8
Genel
places of entertainment
i.
eğlence mekanları
9
Genel
public places
i.
halka açık yerler
10
Genel
some places
i.
bazı yerler
11
Genel
important places
i.
önemli yerler
12
Genel
top places
i.
üst sıralar
13
Genel
cultural places to visit
i.
ziyaret edilecek kültürel yerler
14
Genel
historic places to visit
i.
ziyaret edilecek tarihi yerler
15
Genel
historical places of turkey
i.
türkiye'nin tarihi yerleri
16
Genel
damp places
i.
nemli yerler
17
Genel
visiting historical places
i.
tarihi yerlerin ziyaret edilmesi
18
Genel
visiting historical places
i.
tarihi yerleri ziyaret etme
19
Genel
places of usage
i.
kullanım yerleri
20
Genel
unexplored places
i.
keşfedilmemiş yerler
21
Genel
places to visit
i.
ziyaret edilecek yerler
22
Genel
places to visit
i.
gezilmesi gereken yerler
23
Genel
famous places
i.
ünlü yerler
24
Genel
places of entertainment
i.
eğlence yerleri
25
Genel
high places
i.
yönetici siyasi çevreler
26
Genel
go places
f.
başarılı olmak
27
Genel
go places
f.
mesleğinde ilerlemek
28
Genel
have friends in the right places
f.
torpili olmak
29
Genel
look for excitement in wrong places
f.
yanlış yerlerde heyecan aramak
30
Genel
break one’s arm in three places
f.
kolunu üç yerinden kırmak
31
Genel
break one’s arm in three places
f.
kolunu üç yerden kırmak
32
Genel
be stabbed in six places
f.
altı yerinden bıçaklanmak
33
Genel
take photos of historical places
f.
tarihi yerlerin fotoğrafını çekmek
34
Genel
go many places
f.
birçok yere gitmek
35
Genel
see new places
f.
yeni mekanlar görmek
36
Genel
see new places
f.
yeni yerler görmek
37
Genel
rich with historical places
s.
tarihi yerleriyle zengin
38
Genel
rich in historical places
s.
tarihi mekanlarıyla zengin
39
Genel
rich in historical places
s.
tarihi mekanları ile zengin
40
Genel
rich with historical places
s.
tarihi mekanlarıyla zengin
41
Genel
rich with historical places
s.
tarihi yerleri ile zengin
42
Genel
rich with historical places
s.
tarihi mekanları ile zengin
43
Genel
rich in historical places
s.
tarihi yerleriyle zengin
44
Genel
rich in historical places
s.
tarihi yerleri ile zengin
45
Genel
in crowded places
zf.
kalabalık yerlerde
46
Genel
in places
zf.
yer yer
47
Genel
in some places
zf.
bazı yerlerde
Phrasals
48
Öbek Fiiller
trade places with
f.
yer değiştirmek
49
Öbek Fiiller
commute between (places)
f.
(iş/okul ve ev) arasında her gün gidip gelmek
50
Öbek Fiiller
commute between (places)
f.
(iki yer) arasında sürekli gidip gelmek
51
Öbek Fiiller
commute between (places)
f.
her gün (yaşadığı ve çalıştığı yer) arasında gidip gelmek
Phrases
52
İfadeler
places to see before you die
expr.
ölmeden önce görülmesi gereken yerler
Proverb
53
Atasözü
one cannot be in two places at once
on tane elim yok. her yere aynı anda koşamam/yetişemem
Colloquial
54
Konuşma Dili
designated places
i.
belirlenmiş yerler
55
Konuşma Dili
special places
i.
özel yerler
56
Konuşma Dili
trade places
f.
yer değiştirmek
57
Konuşma Dili
trade places
f.
rolleri değişmek
58
Konuşma Dili
trade places
f.
yerine geçmek
59
Konuşma Dili
trade places
f.
yerinde olmak
60
Konuşma Dili
that kid's going places
expr.
bu çocuk adam olur
61
Konuşma Dili
quiet places
expr.
sessiz yerler
Idioms
62
Deyim
friends in high places
i.
yüksek yerlerde tanıdık
63
Deyim
friends in high places
i.
torpil
64
Deyim
trade places with (someone)
f.
(birinin) yerinde olmak
65
Deyim
go places
f.
başarılı olmak
66
Deyim
go places
f.
bahtı açık olmak
67
Deyim
go places
f.
seyahat etmek
68
Deyim
have friends in high places
f.
yüksek yerlerde dostları olmak
69
Deyim
change places with
f.
yer değiştirmek
70
Deyim
have friends in high places
f.
yüksek yerlerde tanıdıkları olmak
71
Deyim
have friends in high places
f.
yüksek mevkilerde tanıdıkları olmak
72
Deyim
know someone in high places
f.
yüksek yerlerde tanıdığı olmak
73
Deyim
make places
f.
(iki tane zil) yer değiştirmek
74
Deyim
be going places
f.
ilerleme kaydetmek
75
Deyim
be going places
f.
bir yerlere gelmek
76
Deyim
be going places
f.
başarı sağlamak
77
Deyim
be going places
f.
geleceği parlak olmak
78
Deyim
be going places
f.
başarı şansı yüksek olmak
79
Deyim
be in two places at once
f.
aynı anda iki yerde birden olmak
80
Deyim
be in two places at once
f.
her şeye aynı anda yetişmek
81
Deyim
can't be in two places at once
f.
on tane eli olmamak
82
Deyim
can't be in two places at once
f.
her yere aynı anda koşamamak/yetişememek
83
Deyim
can't be in two places at once
f.
aynı anda iki yerde birden olamamak
84
Deyim
change places
f.
yer değiştirmek
85
Deyim
change places
f.
birbirinin yerine geçmek
86
Deyim
change/swap places (with somebody)
f.
(biriyle) yer değiştirmek
87
Deyim
change/swap places (with somebody)
f.
(birinin) yerine geçmek
88
Deyim
change places with (one)
f.
(biriyle) yer değiştirmek
89
Deyim
change places with (one)
f.
(birinin) yerine geçmek
90
Deyim
change places with someone
f.
biriyle yer değiştirmek
91
Deyim
change places with someone
f.
birinin yerine geçmek
92
Deyim
change/swap places
f.
yer değiştirmek
93
Deyim
change/swap places
f.
(birinin) yerine geçmek
94
Deyim
have curves in all the right places
f.
kıvrımlı hatlara sahip olmak
95
Deyim
have curves in all the right places
f.
yuvarlak hatlı bir vücuda sahip olmak
96
Deyim
have curves in all the right places
f.
balık etli olmak
97
Deyim
have curves in all the right places
f.
düzgün vücut hatlarına sahip olmak
98
Deyim
of all places
expr.
onca yerin içinde
99
Deyim
of all places
expr.
o kadar yerin arasında
100
Deyim
in high places
expr.
yüksek yerlerde/makamlarda
101
Deyim
in high places
expr.
yüksek mevkilerde
Speaking
102
Konuşma
switch places with me
expr.
benimle yer değiş
103
Konuşma
I have friends in high places
expr.
yüksek yerlerde tanıdıklarım var
104
Konuşma
I like to explore new places
expr.
yeni yerler keşfetmeyi seviyorum
105
Konuşma
I have friends in high places
expr.
yüksek yerlerde dostlarım var
106
Konuşma
I like to discover new places
expr.
yeni yerler keşfetmeyi seviyorum
107
Konuşma
I like to explore new places
expr.
yeni yerler keşfetmek hoşuma gidiyor
108
Konuşma
I like to discover new places
expr.
yeni yerler keşfetmek hoşuma gidiyor
109
Konuşma
are there any interesting places to walk nearby?
expr.
yakınlarda yürünebilecek ilginç yerler var mı?
Trade/Economic
110
Ticaret/Ekonomi
manufacturing industry not classified in another places
i.
başka yerlerde sınıflandırılmamış imalat sanayii
111
Ticaret/Ekonomi
walkways and working places
i.
yürüme yolları ve çalışma yerleri
Law
112
Hukuk
damaging places of worship and cemeteries
i.
ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
113
Hukuk
opening entertainment places without licence
i.
ruhsatsız temaşa yerleri açma
114
Hukuk
open places for amusement or other places open the public without a license
f.
ruhsatsız temaşa yerleri vesair umuma mahsus yerler açmak
Politics
115
Siyasal
united states national register of historic places
i.
birleşik devletler tarihi yerler ulusal kayıtları
116
Siyasal
detention places
i.
gözaltı merkezleri
117
Siyasal
historic places trust [new zealand]
i.
tarihi yerler mutemetliği
Technical
118
Teknik
dry cleaning places
i.
kuru temizleme yerleri
Computer
119
Bilgisayar
network places
i.
ağ yerleri
120
Bilgisayar
network places
i.
ağ bağlantıları
121
Bilgisayar
my network places
i.
ağ bağlantılarım
122
Bilgisayar
other places
i.
diğer yerler
123
Bilgisayar
favorite places
i.
en sık aranan yerler
124
Bilgisayar
decimal places
i.
ondalık yerleri
125
Bilgisayar
decimal places
i.
ondalık basamaklar
126
Bilgisayar
media places
i.
ortam yerleri
127
Bilgisayar
decimal places
i.
ondalık basamak sayısı
128
Bilgisayar
favorite places
i.
sık aranan yerler
129
Bilgisayar
places bar item
expr.
çubuk öğesi yerleştir
130
Bilgisayar
add to favorite places
expr.
sık aranan yerlere ekle
131
Bilgisayar
add to favorite places
expr.
sevilen yerlere ekle
Psychology
132
Psikoloji
attachment to places
i.
yerlere bağlanma
Physics
133
Fizik
central places theory
i.
merkezi yerler teorisi
134
Fizik
theory of central places
i.
merkezi yerler teorisi
Military
135
Askeri
protected persons/places
i.
savaş hukuku kapsamında korunan statüdeki kişi ve kuruluşlar
Slang
136
Argo
curves in all the right places
i.
kıvrımlı hatlara sahip vücut
137
Argo
curves in all the right places
i.
yuvarlak hatlı vücut
138
Argo
curves in all the right places
i.
balık etli vücut
139
Argo
curves in all the right places
i.
düzgün vücut
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of places
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy