in places

"in places" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	in places zf.	yer yer

"in places" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	in some places zf.	bazı yerlerde
In some places, the ocean is deeper than the tallest mountains are high! Bazı yerlerde okyanus, en yüksek dağların yüksekliğinden daha derindir! More Sentences
Idioms
2	Deyim	in high places expr.	yüksek mevkilerde
Tom certainly has a lot of friends in high places. Tom'un kesinlikle yüksek mevkilerde bir sürü arkadaşı var. More Sentences
General
3	Genel	have friends in the right places f.	torpili olmak
4	Genel	look for excitement in wrong places f.	yanlış yerlerde heyecan aramak
5	Genel	break one’s arm in three places f.	kolunu üç yerinden kırmak
6	Genel	break one’s arm in three places f.	kolunu üç yerden kırmak
7	Genel	be stabbed in six places f.	altı yerinden bıçaklanmak
8	Genel	rich in historical places s.	tarihi mekanlarıyla zengin
9	Genel	rich in historical places s.	tarihi mekanları ile zengin
10	Genel	rich in historical places s.	tarihi yerleriyle zengin
11	Genel	rich in historical places s.	tarihi yerleri ile zengin
12	Genel	in crowded places zf.	kalabalık yerlerde
Proverb
13	Atasözü	one cannot be in two places at once	on tane elim yok. her yere aynı anda koşamam/yetişemem
Idioms
14	Deyim	friends in high places i.	yüksek yerlerde tanıdık
15	Deyim	friends in high places i.	torpil
16	Deyim	have friends in high places f.	yüksek yerlerde tanıdıkları olmak
17	Deyim	have friends in high places f.	yüksek mevkilerde tanıdıkları olmak
18	Deyim	know someone in high places f.	yüksek yerlerde tanıdığı olmak
19	Deyim	have friends in high places f.	yüksek yerlerde dostları olmak
20	Deyim	be in two places at once f.	aynı anda iki yerde birden olmak
21	Deyim	be in two places at once f.	her şeye aynı anda yetişmek
22	Deyim	can't be in two places at once f.	on tane eli olmamak
23	Deyim	can't be in two places at once f.	her yere aynı anda koşamamak/yetişememek
24	Deyim	can't be in two places at once f.	aynı anda iki yerde birden olamamak
25	Deyim	have curves in all the right places f.	kıvrımlı hatlara sahip olmak
26	Deyim	have curves in all the right places f.	yuvarlak hatlı bir vücuda sahip olmak
27	Deyim	have curves in all the right places f.	balık etli olmak
28	Deyim	have curves in all the right places f.	düzgün vücut hatlarına sahip olmak
29	Deyim	in high places expr.	yüksek yerlerde/makamlarda
Speaking
30	Konuşma	I have friends in high places expr.	yüksek yerlerde tanıdıklarım var
31	Konuşma	I have friends in high places expr.	yüksek yerlerde dostlarım var
Trade/Economic
32	Ticaret/Ekonomi	manufacturing industry not classified in another places i.	başka yerlerde sınıflandırılmamış imalat sanayii
Slang
33	Argo	curves in all the right places i.	kıvrımlı hatlara sahip vücut
34	Argo	curves in all the right places i.	yuvarlak hatlı vücut
35	Argo	curves in all the right places i.	balık etli vücut
36	Argo	curves in all the right places i.	düzgün vücut