paylaşan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

paylaşan



"paylaşan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
paylaşan participant i.

"paylaşan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
birinin duygularını anlayıp paylaşan sympathetic s.
General
eşini paylaşan kimse swinger i.
başrolü paylaşan oyuncu co-star i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup clique i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup coterie i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup ingroup i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup pack i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup camp i.
ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup inner circle i.
başrolü paylaşan oyuncu costar i.
(genelde nikahsız) aynı evi paylaşan kimse cohabitant i.
kabini paylaşan kişi cabinmate i.
ortak bir ilgiyi paylaşan insan topluluğu community of interest i.
ortak bir ilgiyi paylaşan insan topluluğu interest-based community i.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanarak paylaşan kimse corecipient i.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanarak paylaşan kimse co-recipient i.
aynı dini inancı paylaşan insan topluluğu faith community i.
ortak çıkar veya hedef paylaşan küçük grup loop i.
bilgiyi toplayarak analiz eden ve paylaşan sistemler information-based processes i.
hobilerini insanlarla paylaşan kimse crotcheteer i.
ortak bir iş veya ilgi alanı paylaşan insanlar people i.
partneriyle nikah bağı olmaksızın aynı evi paylaşan kimse de facto [australia] i.
gelirin arahat trafiğini paylaşan taşıyıcıların arasında paylaştırılması division i.
ayrı seri numarayı paylaşan karşılıklı sayfalar folio i.
tiyatro kumpanyasının gider ve karları paylaşan üyesi sharer [obsolete] i.
aynı duyguları paylaşan sympathetic s.
aynı evi paylaşan cohabiting s.
bir sırrı paylaşan in on s.
sırrını paylaşan privy to s.
sırrını paylaşan in on s.
başkalarının dertlerini paylaşan sympathetic s.
başkasının acısını paylaşan compatible [obsolete] s.
aynı gökyüzünü paylaşan cosphered s.
aynı zayıflıkları paylaşan fellow s.
aynı güçlü yanları paylaşan fellow s.
Phrases
(bir süredir biriyle) aynı evi paylaşan with (someone) for (some amount of time) expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer amaçları, idealleri paylaşan in phase (with someone or something) [uk] expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer zevkleri paylaşan in phase (with someone or something) [uk] expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer amaçları, idealleri paylaşan in sync (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer zevkleri paylaşan in sync (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşan in tune with (someone or something) expr.
Colloquial
kendi hakkında çok fazla kişisel bilgi paylaşan kimse oversharer i.
kendi hakkında haddinden fazla bilgi paylaşan kimse oversharer i.
kendi hakkında bilinmemesi gereken/karşıdakinin bilmek istemeyeceği bilgileri paylaşan kimse oversharer i.
aynı yatağı paylaşan kişiler bedfellows i.
ortak bölge ya da değerler paylaşan kadınların desteklediği kadın favorite daughter i.
ortak bölge ya da değerler paylaşan erkeklerin desteklediği erkek favorite son i.
(bir sırrı) paylaşan in on (something) expr.
Idioms
ateşli bir şekilde fikirlerini paylaşan on (one's) soapbox expr.
ateşli bir şekilde fikirlerini paylaşan on your soapbox expr.
Politics
aynı düşünceyi paylaşan insanlar topluluğu camp i.
yüksek bir makamı paylaşan iki kişi duumvirate i.
Computer
dosya paylaşan file-sharer i.
gönderiyi paylaşan op (original poster) kısalt.
internet forumlarında gönderiyi paylaşan kişiyi belirtmek için kullanılan kısaltma op (original poster) kısalt.
Radio
taşıyıcı dalgayla aynı frekansı paylaşan bir yerel osilatör setiyle iki radyo sinyalinin kombinasyonundan üretilen veya ilgili homodyne s.
Automotive
taşıtın entegre olduğu şasi ile gerilimi paylaşan yapısı monocoque i.
Pathology
okul, iş yeri veya askerlik gibi aynı sosyal ortamı paylaşan bir grup insanda görülen, genellikle bulantı, baş dönmesi, bayılma, baş ağrısı ve cilt döküntüsü gibi belirtilerle karakterize edilen bir hastalık mass sociogenic illness i.
Biology
ortak atayı paylaşan bir grup benzer dna dizisinden her biri homolog i.
ortak atayı paylaşan bir grup benzer dna dizisinden her biri homologue i.
belirli bir genetik yapıyı paylaşan insan sınıfı veya grubu genotype i.
Astronomy
yaklaşık olarak aynı yörüngeyi paylaşan birkaç gök cismine ait veya ilişkin co-orbital s.
Zoology
başka hayvan türleriyle yuvasını paylaşan nidicolous s.
Botanic
(bazı sınıflandırmalarda) sakızağacıgiller ile aynı bölgeyi paylaşan bitki familyası terebinthaceae i.
Fishery
balıkçı grubunun risk ve karı paylaşan üyesi shareman i.
balıkçı grubunun risk ve kârı paylaşan üyesi sharesman i.
Education
britanya'da beceri ve deneyimlerini diğer öğretmenlerle paylaşan öğretmen advanced skills teacher i.
History
ortak bir dini merkezi veya türbeyi paylaşan komşu antik yunan devletlerin kurduğu konseyde bir delege amphictyon i.
ortak bir dini merkezi veya türbeyi paylaşan komşu antik yunan devletlerin kurduğu konseyde delegeler amphictyons i.
ortak bir dini merkezi veya türbeyi paylaşan (komşu antik yunan devletler birliği) amphictyonic s.
Archaeology
kurgan kültürünü paylaşan halk veya halklara mensup kimse kurgan i.
olmek kültürünü paylaşan çeşitli halklardan birinin üyesi olmec i.
Religious
benzer görüşleri paylaşan bir grup teolog theology i.
Archaic
ortak atayı paylaşan benzer dna dizilerinden her biri homologon i.
Slang
seks sırasında eşini paylaşan/değiştiren kimse swinger i.
internet mecralarında sürekli kendi sitesinin linkini paylaşan kimse link whore i.