parçalanmış - Türkçe İngilizce Sözlük

parçalanmış

"parçalanmış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
parçalanmış fragmented s.
With 4,5 million agricultural holdings, the structure of land ownership in Turkey is fragmented.
4,5 milyon tarımsal işletme ile Türkiye'de arazi mülkiyeti yapısı parçalanmış durumda.

More Sentences
parçalanmış broken s.
I come from a broken home.
Parçalanmış bir aileden geliyorum.

More Sentences
parçalanmış shattered s.
The teacup fell down and shattered.
Çay fincanı düştü ve parçalandı.

More Sentences
parçalanmış lacerate s.
I have seen an Iraqi baby's lacerated head, lacerated by the weapons of those who call themselves liberators.
Kendilerine kurtarıcı diyenlerin silahlarıyla parçalanmış Iraklı bir bebeğin parçalanmış kafasını gördüm.

More Sentences
Technical
parçalanmış ripped s.
The house was ripped apart by the tornado.
Ev hortum tarafından parçalandı.

More Sentences
General
parçalanmış disjoined s.
parçalanmış tattered s.
parçalanmış shivered s.
parçalanmış shredded s.
parçalanmış weathered s.
parçalanmış betorn s.
parçalanmış chopped-up s.
parçalanmış chopped up s.
parçalanmış riven s.
parçalanmış confract s.
parçalanmış dissolute [obsolete] s.
parçalanmış distract [obsolete] s.
parçalanmış distraught [obsolete] s.
parçalanmış cut s.
parçalanmış fissioned s.
parçalanmış rip (ripped) kısalt.
Colloquial
parçalanmış bunged up s.
Idioms
parçalanmış in shreds expr.
Politics
parçalanmış Balkanized s.
parçalanmış balkanised s.
Technical
parçalanmış decomposed s.
parçalanmış comminuted s.
parçalanmış weathered s.
Computer
parçalanmış tokenised s.
parçalanmış tokenized s.
Food Engineering
parçalanmış parted s.
parçalanmış divided s.
Math
parçalanmış fractal s.
Slang
parçalanmış scronched [dated] s.

"parçalanmış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

Türkçe İngilizce
General
parçalanmış aile fragmented family i.
parçalanmış aile broken family i.
parçalanmış toplum fragmented society i.
daha parçalanmış shiverer s.
patlama nedeniyle parçalanmış blown s.
kabaca parçalanmış hewn s.
Colloquial
parçalanmış aile broken home i.
füzeyle) vurulup parçalanmış shot away s.
kendi içerisinde parçalanmış divided against itself s.
Idioms
yırtılıp parçalanmış in shreds expr.
içi parçalanmış to pieces expr.
Technical
parçalanmış kaya decomposed rock i.
parçalanmış vinç kit crane i.
parçalanmış sözcük işlemi split-word operation i.
Computer
(video oyunları) genellikle ateşli silah oyunlarında parçalanmış bir karakterin parçaları gib i.
Construction
makadamda kullanılan parçalanmış göztaşı blue metal i.
makadamda kullanılan parçalanmış bazalt blue metal i.
(inşaat) tünelin patlama ile açılan ucundaki parçalanmış moloz muck pile i.
Medical
parçalanmış kırık comminuted fracture i.
parçalanmış (kırık) comminute s.
Gastronomy
üzerine parçalanmış buz konularak servis edilen, limon kabuğu ile süslenmiş bir likör mist i.
(hindistan'da) parçalanmış tahıl dal i.
Chemistry
termal parçalanmış nafta ve gaz yağı thermal cracked naphtha and gas oil i.
parçalanmış alkali selüloz crumb i.
buhar ile parçalanmış steam-cracked s.
hidrojenle parçalanmış hydrocracked s.
Biology
enzimatik olarak parçalanmış enzymatically degraded s.
hayvansal salgıyla parçalanmış secretitious s.
Environment
parçalanmış dağ devastated mountain i.
Art
parçalanmış vücut temsili anatomy [obsolete] i.
Printery
parçalanmış eski kağıt parçaları shreds i.
Slang
tost ekmeği üzerinde kremalı parçalanmış sığır eti (genelde askeri gazinolarda bulunan bir yemek) shit on a shingle [us] i.
tost ekmeği üzerinde kremalı parçalanmış sığır eti (genelde askeri gazinolarda bulunan bir yemek) something on a shingle i.
tost ekmeği üzerinde kremalı parçalanmış sığır eti (genelde askeri gazinolarda bulunan bir yemek) stew on a shingle i.
Star Wars
parçalanmış kaya the shattered rock i.