Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | paranın karşılığı | money's worth i. | ||
Tom wanted to get his money's worth. Tom parasının karşılığını almak istedi. More Sentences |
||||
Ticaret/Ekonomi | paranın karşılığı | value for money i. | ||
The Commission considers this to be a significant number and that the hotlines give good value for money. Komisyon bunun önemli bir rakam olduğunu ve yardım hatlarının verilen paranın karşılığını verdiğini düşünmektedir. More Sentences |
||||
Speaking | ||||
Konuşma | paranın karşılığı | your money's worth i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | paranın karşılığı denetimi | value-for-money audit i. |
Idioms | ||
Deyim | harcanılan paranın karşılığı | bang for the buck i. |
Deyim | (birinin) harcadığı/verdiği paranın fazlasıyla karşılığı | a bigger bang for (one's) buck i. |
Deyim | verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı | a bigger bang for the buck i. |
Deyim | verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı | bigger bang for the buck s. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler | agiotage i. |
Ticaret/Ekonomi | eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler | agio i. |
Ticaret/Ekonomi | harcanan paranın karşılığı denetimi | value-for-money auditing i. |
Ticaret/Ekonomi | paranın karşılığı denetimi | value for money auditing i. |