ortasına - Türkçe İngilizce Sözlük

ortasına

"ortasına" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ortasına amidst zf.
ortasına amid ed.

"ortasına" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 97 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kitap ortasına eklenen sayfalar insert i.
sofra ortasına konulan süslü kase epergne i.
(genelde mutfağın ortasına yerleştirilmiş) mutfak masası kitchen island i.
hintli kadınlarını kaşlarının ortasına yapıştırdıkları nokta şeklindeki süs bindhi i.
1 mayıs kutlamaları kapsamında yürütülen spor faaliyetlerinin yapıldığı açık alanın tam ortasına konulan, çiçeklerle kaplanmış uzun sırık may pole i.
tek kişinin ortasına yerleşerek kaydığı kızak monoski i.
fıçının ortasına en yakın demir çember bulge hoop i.
turtaların ortasına konulan kuş şeklindeki seramik biblo pie bird i.
yalpalama derecesini görmek için geminin ortasına asılan sarkaç ship pendulum i.
mayıs ortasından ağustos ortasına kadarki sezon summer [uk] i.
birleşik devletler'in güney ve ortasına özgü uzun ve tırmanıcı bir bitki supplejack i.
tartışmanın ortasına dalmak jump in the middle of the discussion f.
yüzünün ortasına yumruğu patlatmak punch someone directly in the face f.
ortasına almak surround f.
bedenin ortasına ait mesial s.
bir dişin çenenin ön kısmının ortasına en yakın olan yüzeyine ait veya ilişkin mesal s.
güzergah ortasına ilişkin midcourse s.
sabahın ortasına ait mid-morning s.
gecenin ortasına ait midnight s.
mevsim ortasına ait mid-season s.
yaz ortasına ait midsummer s.
kış ortasına ait midwinter s.
kraliçe victoria devri'nin ortasına ait mid-victorian s.
aniden başka bir şeyin ortasına çıkan bir şeyle ilgili intersilient s.
suratının ortasına bang in the face zf.
Phrasals
kendini birşeyin ortasına atmak hurl oneself into f.
şişen hamurun ortasına yumrukla bastırıp hava kabarcıklarını çıkarmak punch down f.
(bir şeyle başka bir şeyin) arasına/ortasına düşmek fall between (something and something else) f.
cup diye ortasına düşmek fall in f.
cup diye ortasına düşmek fall into f.
birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin ortasına atmak put someone or something among someone or something f.
(bir grubun) arasına/ortasına düşmek fall among (a group) [dated] f.
ortasına düşmek fall between f.
-in ortasına/içine atmak hurl into f.
-in ortasına atmak put among f.
kuyruğun ortasına ite kaka dalmak push in f.
Phrases
kafanın ortasına upside the head expr.
Idioms
bir şeyin ortasına bırakmak leave (something) lying around f.
iki gözünün ortasına vurmak hit someone between the eyes f.
iki gözünün ortasına vurmak hit someone right between the eyes f.
(birinin) iki gözünün ortasına vurmak hit (one) (right) between the eyes f.
ağzının ortasına right in the kisser expr.
tam ağzının ortasına right in the kisser expr.
tam ortasına slap-bang in the middle expr.
Technical
silindirik boru dökmek için döküm kalıbı ortasına yerleştirilen metal destek chaplet i.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm weaver's hitch i.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm becket bend i.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm weaver's knot i.
ok çentiklerinden korumak için yay kirişinin ortasına sarılan iplik veya sicim whipping i.
iki ucundan ortasına doğru dişleri olan eğe double-ender i.
araba falakasının ortasına takılan bir klips tertibatı singletree center clip i.
Textile
yarım (baldırın ortasına kadar) bot/çizme mid-calf boots i.
Architecture
yuvarlak çiçeğin ortasına yerleştirilmiş bir top şeklinde oyulmuş süs ballflower i.
Construction
silindirik boru dökmek için döküm kalıbı ortasına yerleştirilen metal destek anchor i.
hamaylıyı yukarı çekmek için seren yelkeninin ortasına yerleştirilen malzeme glut i.
Furniture
masa ortasına konulan gösterişli gümüş kase epergne i.
Marine
dümeni geminin ortasına yerleştirmek ease the helm f.
dümeni geminin ortasına yerleştirmek right the helm f.
dümen yekesinin geminin ortasına gelmesine izin vermek ease the helm f.
Medical
çeneye, alt çenenin ortasına veya böcek çenesine ait olan mental s.
Anatomy
nazal bölgenin ortasına ait mesonasal s.
Dentistry
dişin çenenin ön kısmının ortasına en yakın yüzeyine ait veya ilişkin mesial s.
Gastronomy
ortasına soğan konan düz ve yuvarlak bir tür hamur işi bialy i.
etin ne kadar piştiğini denetlemek için rostonun ortasına yerleştirilen termometre meat thermometer i.
Marine Biology
teleostei alt sınıfına mensup bazı kemikli balıkların korakoid kavislerinin ortasına ait veya ilişkin mesocoracoid s.
Botanic
amerika birleşik devletleri'nin güney ve ortasına özgü sarı çiçekli çok yıllık bir ot gravelweed (verbesina helianthoides) i.
birleşik devletler'in güney ve ortasına özgü uzun ve tırmanıcı bir bitki berchemia scandens i.
Fishery
misina ortasına sabitlenen kanca sniggle i.
Education
genellikle üniversite döneminin ortasına denk gelen, öğrencilerin okuma veya araştırmaya yoğunlaşması amacıyla ders yapılmayan hafta reading week i.
Linguistics
sözcüğün ortasına konan ek infix i.
(orta fransızca'dan farklı olarak) 800'lerden 1300'lerin ortasına kadar konuşulan fransızca old french i.
1100'lerin ortasından 1500'lerin ortasına kadar konuşulan izlandaca old icelandic i.
1500'lerin ortasına kadar konuşulan italyanca old italian i.
1300'lerin ortasına kadar konuşulan iskandinav dilleri old norse i.
1500'lerin ortasına kadar konuşulan portekizce old portuguese i.
1500'lerin ortasına kadar konuşulan provensal old provençal i.
sözcüğün ortasına ek yerleştirme infixation i.
sözcüğün ortasına ek yerleştirme infixion i.
History
orta çağda masanın ortasına konulan tuzluğun üst kısmındaki sandalyelere ev sahibinin alt kısmındaki sandalyelere de konukların oturması saltfoot i.
orta çağda masanın ortasına konulan tuzluğun üst kısmındaki sandalyelere ev sahibinin alt kısmındaki sandalyelere de konukların oturması above the salt i.
(eskiden avrupa'da) alnın ortasına takılan bir tür mücevher ferronière i.
Geography
kuzeybatı ve kuzey-kuzeybatı yönlerinin tam ortasına denk gelen yön northwest by north i.
kuzeybatı ve batı-kuzeybatı yönlerinin tam ortasına denk gelen yön northwest by west i.
kuzeydoğu ve kuzey-kuzeydoğu arasındaki noktanın tam ortasına yöne doğru northeast by north zf.
kuzeybatı ve kuzey-kuzeybatı yönlerinin tam ortasına denk gelen yöne doğru northwest by north zf.
kuzeybatı ve batı-kuzeybatı yönlerinin tam ortasına denk gelen yöne doğru northwest by west zf.
dere veya nehrin ortasına doğru midstream zf.
Military
iki kanadın ortasına yerleştirilmiş birlik center of an army i.
iki kanadın ortasına yerleştirilmiş birlikler center of an army i.
Hunting
gece görüşü sağlamak üzere gezin yanlarına ve arpacığın ortasına konan parlak halka ring i.
tetikten dipçik taban ortasına kadar olan mesafe length of pull i.
Sport
(bilardo) beyaz topun ortasına yapılan vuruş bottom i.
Football
(topu) sağ veya sol kanattan saha ortasına atmak cross f.
Baseball
(topu) vurucu alanının ortasına göndermek serve up f.
(sıkışık oyun ile) koşucuyu üçüncü kaleden saha ortasına getirmek squeeze f.
Art
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi diorama i.
Bookbindery
kitabın ortasına atılan tek dikiş single stitch i.