on case - Türkçe İngilizce Sözlük

on case

"on case" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
on case expr. davanın/işin üzerinde
on case expr. durumu araştıran/inceleyen
on case expr. problemle/sorunla ilgilenen

"on case" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç

İngilizce Türkçe
General
action on the case [obsolete] i. dava nevinden
evaluate on a case-by-case basis f. olay/vaka bazında değerlendirme yapmak
work on a case f. bir dava üstünde çalışmak
Phrases
in case end up on a desert island expr. ıssız adaya düşersen
Idioms
have a case on (someone) f. (birine) vurulmak
have a case on (someone) f. (birine) tutulmak
have a case on (someone) f. (birine) aşık olmak
have a case on (someone) f. (birine) vurgun olmak
have a case on (someone) f. (birine) sevdalı olmak
have a case on (someone) f. (birini) sevmek
get on somebody's case f. birisini rahatsız edecek şekilde eleştirmek
get on someone's case f. birisiyle uğraşmak
keep on someone's case f. birisiyle uğraşmak
be on someone's case f. birisiyle uğraşmak
be on the case f. davanın/işin üzerinde olmak
get on someone's case f. eleştirmek
keep on someone's case f. eleştirmek
be on someone's case f. eleştirmek
be on the case f. problemle/sorunla ilgilenmek
have a case on f. (birine) tutulmak
have a case on f. tutkun olmak
have a case on f. kara sevdaya düşmek
have a case on f. abayı yakmak
have a case on f. aşık olmak
be on (one's) case f. (biriyle) uğraşmak
be on (one's) case f. (birinin) kafasını ütülemek
be on (one's) case f. (birinin) başının etini yemek
be on (one's) case f. (birini) rahatsız etmek
be on (one's) case f. (birini) taciz etmek
be on (one's) case f. (birini) sinir etmek
be on somebody's case f. birini eleştirmek
be on somebody's case f. birinin başının etini yemek
be on somebody's case f. birini taciz etmek
be on somebody's case f. birinin ensesinde boza pişirmek
be on somebody's case f. birinin başının etini yemek
be on somebody's case f. birini sıkboğaz etmek
be on somebody's case f. birini sürekli eleştirmek
be on the case f. durumu araştırmak
be on the case f. durumu incelemek
get on (one's) case f. (birinin) üstüne gitmek
get on (one's) case f. (birini) sıkıştırmak
get on (one's) case f. (birine) baskı yapmak
on (one's) case expr. sürekli (birinin) ensesinde/tepesinde
on (one's) case expr. (birinin) yakasına yapışmış
on (one's) case expr. (birinin) ensesinde boza pişiren
on (one's) case expr. (birinin) başının etini yiyen
on (one's) case expr. (birini) sürekli taciz halinde
on (one's) case expr. (birini) sıkıştırıp duran
on the case expr. davanın/işin üzerinde
on the case expr. problemle/sorunla ilgilenen
on the case expr. durumu araştıran
on the case expr. durumu inceleyen
Speaking
how many people are working on this case? expr. bu davada kaç kişi çalışıyor?
we worked on a case last night expr. dün gece bir dava üstünde çalıştık
Law
action on the case i. dava nevinden
decision based on the merits of the case i. dosyanın esasına ilişkin karar
case on trial i. muhakemesi devam eden dava
appellate court's decision on the merits of case i. yargıtayın davanın esasına dair kararı
trespass on the case expr. dava nevinden