omelet - Türkçe İngilizce Sözlük

omelet

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"omelet" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
omelet i. omlet
Sue, I told you not to order the six-pound omelet.
Sue, sana 2.7 kiloluk omlet sipariş etme demiştim.

More Sentences
Gastronomy
omelet i. omlet
You have to break an egg to make an omelet.
Omlet yapmak için yumurtayı kırmalısın.

More Sentences
omelet i. kaygana

"omelet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
General
french omelet i. fransız omleti
fluffy omelet i. yumuşak omlet
Phrases
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
Proverb
you cannot make an omelet without breaking eggs (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you cannot make an omelet without breaking eggs yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
you can't make an omelet without breaking eggs (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you can't make an omelet without breaking eggs yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you can't make an omelet without breaking eggs bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
you can't make an omelet without breaking some eggs (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you can't make an omelet without breaking some eggs yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you can't make an omelet without breaking some eggs bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
you have to break eggs to make an omelet bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
you have to break eggs to make an omelet (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you have to break eggs to make an omelet yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
Gastronomy
rolled omelet i. rulo omlet
vegetable omelet i. sebzeli omlet
denver omelet i. batı omleti: jambon, yeşil biber ve soğan ile hazırlanan bir omlet
omelet pan i. sahan
omelet pan i. omlet tavası
firm omelet i. süt veya krema ile çırpılan bir omlet çeşidi
fluffy omelet i. yumurtanın beyazının ayrıca çırpılıp sarısına eklenmesi ile yapılan sufle benzeri bir omlet
spanish omelet i. ispanyol omleti