|
- Sue, I told you not to order the six-pound omelet.
- Sue, sana 2.7 kiloluk omlet sipariş etme demiştim.
- Can you cook an omelet?
- Bir omlet yapabilir misin?
- Can you cook an omelet?
- Omlet yapabilir misin?
- In life as with omelets, the timing is important.
- Omlette olduğu gibi hayatta da zamanlama önemlidir.
- I can not even cook an omelet.
- Omlet bile pişiremiyorum.
- I'm not making an omelet for him.
- Onun için omlet yapmayacağım.
- I can't even cook an omelet.
- Omlet bile pişiremiyorum.
- Tom made an omelet.
- Tom omlet yaptı.
- I'm not making an omelet for him.
- Ben onun için omlet yapmıyorum.
- I made an omelet for breakfast.
- Kahvaltı için bir omlet yaptım.
- I made an omelet for breakfast.
- Kahvaltı için omlet yaptım.
- I can't even cook an omelet.
- Ben omlet bile yapamam.
- Tom made an omelet.
- Tom bir omlet yaptı.
- You have to break an egg to make an omelet.
- Omlet yapmak için bir yumurta kırmak zorundasın.
- You have to break an egg to make an omelet.
- Omlet yapmak için yumurtayı kırmalısın.
Show More (12)
|
