Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
olası
"olası"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
olası
potential
s.
2
Yaygın Kullanım
olası
possible
s.
3
Yaygın Kullanım
olası
probable
s.
General
4
Genel
olası
prospective
s.
5
Genel
olası
a priori
s.
6
Genel
olası
eventual
s.
7
Genel
olası
off
s.
8
Genel
olası
likely
s.
9
Genel
olası
liable
s.
10
Genel
olası
plausible
s.
11
Genel
olası
presumptive
s.
12
Genel
olası
earthly
s.
13
Genel
olası
incidental
s.
14
Genel
olası
feasible
s.
15
Genel
olası
in the air
s.
16
Genel
olası
contingent
s.
17
Genel
olası
conceivable
s.
18
Genel
olası
allowable
s.
19
Genel
olası
probable
s.
20
Genel
olası
verisimilar
s.
21
Genel
olası
verisimilous
s.
22
Genel
olası
mortal
s.
23
Genel
olası
presumable
s.
24
Genel
olası
sympathetic
s.
25
Genel
olası
conceivably
zf.
26
Genel
olası
contingently
zf.
27
Genel
olası
aiblins
zf.
28
Genel
olası
like
ed.
Phrases
29
İfadeler
olası
poss (possible)
expr.
Colloquial
30
Konuşma Dili
olası
in all likelihood
expr.
31
Konuşma Dili
olası
in all probability
expr.
Idioms
32
Deyim
olası
a good bet
i.
33
Deyim
olası
a safe bet
i.
34
Deyim
olası
within the realm of possibility
zf.
35
Deyim
olası
within the realms of possibility
zf.
36
Deyim
olası
in the cards
expr.
37
Deyim
olası
on the cards
expr.
38
Deyim
olası
within the realms of possibility
expr.
Trade/Economic
39
Ticaret/Ekonomi
olası
potential
s.
Technical
40
Teknik
olası
probable
s.
41
Teknik
olası
possible
s.
Statistics
42
İstatistik
olası
allowable
s.
Archaic
43
Eski Kullanım
olası
sympathetical
s.
"olası"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 287 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
olası olmayan
improbable
s.
General
2
Genel
olası hata
probable error
i.
3
Genel
olası olma
likelihood
i.
4
Genel
olası harekat
possible action
i.
5
Genel
olası olmama
improbability
i.
6
Genel
olası işbirliği
possible cooperation
i.
7
Genel
olası işbirliği
potential cooperation
i.
8
Genel
olası sonuç
eventuality
i.
9
Genel
olası büyüklük
stochastic quantity
i.
10
Genel
olası tehlike
potential danger
i.
11
Genel
olası netice
eventuality
i.
12
Genel
olası risk faktörleri
potential risk factors
i.
13
Genel
olası risk faktörleri
possible risk factors
i.
14
Genel
olası risk faktörleri
probable risk factors
i.
15
Genel
olası ortak
prospective partner
i.
16
Genel
olası çözümler
possible solutions
i.
17
Genel
olası yükümlülük
potential liability
i.
18
Genel
olası gelişmeler
potential developments
i.
19
Genel
olası gelişmeler
possible developments
i.
20
Genel
olası bir devalüasyon
a possible devaluation
i.
21
Genel
olası muhtemel bir devalüasyon
a possible devaluation
i.
22
Genel
olası sonuç
implication
i.
23
Genel
olası karar
way
i.
24
Genel
olası hareket
way
i.
25
Genel
olası sonuç
way
i.
26
Genel
olası sonucu açısından değerlendirilen plan veya seçenek
bet
i.
27
Genel
işe alınmak istenen gerçek veya olası çalışanların listesi
white list
i.
28
Genel
olası insan ilişkileri sisteminin detaylı teorik projeksiyonu
model
i.
29
Genel
olası olma
likehood [obsolete]
i.
30
Genel
olası durum
lookout [uk]
i.
31
Genel
olası durum
look-out [uk]
i.
32
Genel
olası olmayan şey
improbability
i.
33
Genel
olası olmama
improbableness
i.
34
Genel
olası kullanımlar
possibility
i.
35
Genel
olası başarılar
possibility
i.
36
Genel
hedeflenen olası nitelikler
possibility
i.
37
Genel
olası bir durum olma
prospectiveness
i.
38
Genel
olası ihtimaller
prospects
i.
39
Genel
olası olmak
might
f.
40
Genel
olası yanlış anlaşılmaları önlemek için açıklama yapmak
set the record straight
f.
41
Genel
olası olmak
be likely
f.
42
Genel
olası olmak
may
f.
43
Genel
olası gözükmek
seem possible
f.
44
Genel
olası gözükmek
look probable
f.
45
Genel
olası gelmek
sound possible
f.
46
Genel
olası gözükmek
seem probable
f.
47
Genel
olası bir facianın önüne geçilmek
prevent a potential disaster
f.
48
Genel
olası bir facianın önüne geçilmek
prevent a possible disaster
f.
49
Genel
olası bir facianın önüne geçilmek
prevent a probable disaster
f.
50
Genel
olası bir facianın önüne geçmek
prevent a possible disaster
f.
51
Genel
olası bir facianın önüne geçmek
prevent a potential disaster
f.
52
Genel
olası bir facianın önüne geçmek
prevent a probable disaster
f.
53
Genel
olası hale getirmek
make possible
f.
54
Genel
olası kılmak
make possible
f.
55
Genel
olası kılmak
make it possible
f.
56
Genel
olası bir suikasttan kurtulmak
escape possible assassination
f.
57
Genel
olası olmak
micht [scotland]
f.
58
Genel
olası olmak
mun
f.
59
Genel
olası sonuçlarından kaçmak
beat
f.
60
Genel
olası olmak
stand a show
f.
61
Genel
lanet olası
darned
s.
62
Genel
lanet olası
cursed
s.
63
Genel
lanet olası
imprecatory
s.
64
Genel
olası olmayan
improbable
s.
65
Genel
lanet olası
damnable
s.
66
Genel
lanet olası
bloody
s.
67
Genel
lanet olası
blithering
s.
68
Genel
kör olası
everlasting
s.
69
Genel
olası olmayan
unlikely
s.
70
Genel
lanet olası
blasted
s.
71
Genel
kör olası
damned
s.
72
Genel
olası olmayan
unapt
s.
73
Genel
lanet olası
damned
s.
74
Genel
kör olası
wretched
s.
75
Genel
lanet olası
ruddy
s.
76
Genel
lanet olası
freaking
s.
77
Genel
olası olmayan
unconceivable
s.
78
Genel
(pekiştirici olarak) lanet olası
blame
s.
79
Genel
lanet olası
blankety
s.
80
Genel
lanet olası
blankety-blank
s.
81
Genel
lanet olası
blanky [uk]
s.
82
Genel
betonla/toprakla/yeraltına yerleştirilerek olası patlama/ısı tehlikesinden korunan
hardened
s.
83
Genel
lanet olası
dang
s.
84
Genel
olası olmayan
ironic
s.
85
Genel
lanet olası
doggone
s.
86
Genel
lanet olası
so-and-so
s.
87
Genel
oldum olası
always
zf.
88
Genel
olası olduğunda
when possible
zf.
89
Genel
olası olmayan
improbably
zf.
90
Genel
olası olmayan
unprobably
zf.
91
Genel
daha az olası
less likely
zf.
92
Genel
olası şekilde
after the flesh
zf.
93
Genel
olası olmayan bir şekilde
unreally
zf.
94
Genel
daha olası
sooner
zf.
95
Genel
lanet olası
drat
ünl.
96
Genel
lanet olası
dod
ünl.
97
Genel
lanet olası!
doggone
ünl.
Phrasals
98
Öbek Fiiller
(bir şey yapması) olası olmak
stand to (do something)
f.
Phrases
99
İfadeler
bir işin olası sonuçları
the deuce to pay
i.
100
İfadeler
çok daha az olası
far less likely
expr.
101
İfadeler
gerçekleşmesi daha olası/muhtemel senaryo
more likely scenario
expr.
102
İfadeler
oldum olası
from my earliest recollection
expr.
103
İfadeler
oldum olası
for as long as I've known
expr.
104
İfadeler
(bir şey) pek olası değil
(the) odds are against (something)
expr.
Colloquial
105
Konuşma Dili
lanet olası kimse/şey
the son of a gun [us]
i.
106
Konuşma Dili
lanet olası kimse/şey
a son of a gun [us]
i.
107
Konuşma Dili
gayet muhtemel/oldukça olası bir şey olmak
be to be expected
f.
108
Konuşma Dili
lanet olası
blinking
s.
109
Konuşma Dili
lanet olası
blooming
s.
110
Konuşma Dili
lanet olası
flipping
s.
111
Konuşma Dili
lanet olası yanki
damn yankee
expr.
112
Konuşma Dili
oldum olası böyleydi
it was ever so
expr.
113
Konuşma Dili
oldum olası böyleydi
it was ever thus
expr.
114
Konuşma Dili
lanet olası
funking
expr.
115
Konuşma Dili
lanet olası (biri/bir şey)
(someone or something) be damned
expr.
116
Konuşma Dili
olası değil
don't bet on it
expr.
117
Konuşma Dili
(bir şey) pek muhtemel/olası/mümkün değil
I wouldn't bet on (something)
expr.
118
Konuşma Dili
hangi lanet olası yere?
where in sam hill?
expr.
119
Konuşma Dili
pek muhtemel/olası değil
wouldn't bet on it
expr.
Idioms
120
Deyim
olası tehlike
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa]
i.
121
Deyim
muhtemel/olası görülen şey
a twinkle in someone's eye
i.
122
Deyim
muhtemel/olası görülen şey
a gleam in someone's eye
i.
123
Deyim
kolej balosuna gidilecek olası partner
potential formal date
i.
124
Deyim
gayet muhtemel/oldukça olası bir şey olmak
be (only) to be expected
f.
125
Deyim
gerçek olmayan bir şeyi olası kabul etmek
suspend disbelief
f.
126
Deyim
olası tehlikelere karşı ihtiyatlı olmamak
leave (one's) guard down
f.
127
Deyim
olası tehlikelere karşı tedbirli olmamak
leave (one's) guard down
f.
128
Deyim
olası tehlikelere karşı dikkatli olmamak
leave (one's) guard down
f.
129
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel kişi olmak
be in the frame
f.
130
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel olmak
be in the frame
f.
131
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel olmamak
be out of the frame
f.
132
Deyim
başarması muhtemel/olası olmak
be in with a shout
f.
133
Deyim
(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) başarması muhtemel/olası olmak
be in with a shout (of something/of doing something)
f.
134
Deyim
'-in olası görünmesine neden olmak
lend color to
f.
135
Deyim
bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend colour to something [uk]
f.
136
Deyim
bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend color to something [us]
f.
137
Deyim
(bir şeyin) olası görünmesine neden olmak
lend color to (something)
f.
138
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel
in the frame
s.
139
Deyim
pek muhtemel/olası değil
I wouldn't count on it
expr.
140
Deyim
pek muhtemel/olası değil
I wouldn't bet on it
expr.
141
Deyim
devenin iğne deliğinden geçmesi kadar olası
as a pig loves marjoram
expr.
142
Deyim
başarması muhtemel/olası
in with a shout
expr.
143
Deyim
pek olası değil
that will be the day
expr.
144
Deyim
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are against (someone or something)
expr.
145
Deyim
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are against something/somebody doing something
expr.
146
Deyim
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
147
Deyim
(birinin/bir şeyin) başarması olası
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
Speaking
148
Konuşma
lanet olası bir hiçliğin ortasında
in the middle of damn nowhere
expr.
149
Konuşma
olası değil
I wouldn’t bet on it
expr.
150
Konuşma
olası değil
I don’t bet on it
expr.
151
Konuşma
olası ama zor ihtimal
possible, but not likely
expr.
152
Konuşma
olası değil
not likely
expr.
Trade/Economic
153
Ticaret/Ekonomi
satıcının mal veya hizmetlerini olası müşterilerine tanıtmak için basın yayın araçlarıyla yaptırdığı paralı tanıtma faaliyeti
advertizing
i.
154
Ticaret/Ekonomi
ekonomide bireylerin tüm olası ürün ve fiyatları analiz ederek özgürce karar aldığı varsayımı
rationality
i.
155
Ticaret/Ekonomi
bir hisse senedinin gelecekteki olası pay sayısı artışları dikkate alınarak en yüksek pay ayrıldıktan sonraki getirişi
fully diluted earnings per share
i.
156
Ticaret/Ekonomi
meydana gelmesi olası zararlar için ayrılmış özel ihtiyat
special contingency reserve
i.
157
Ticaret/Ekonomi
olası adi hisse senedi
potential ordinary share
i.
158
Ticaret/Ekonomi
olası oy hakları
potential voting rights
i.
159
Ticaret/Ekonomi
olası muhtemel zararlar karşılığı
reserve for contingencies
i.
160
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar karşılığı
contingent reserve
i.
161
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar için ayrılan karşılık paralar
reserve for contingencies
i.
162
Ticaret/Ekonomi
olası uygulama
prospective application
i.
163
Ticaret/Ekonomi
olası durumlar için ayrılan ihtiyat fonu
contingency reserves
i.
164
Ticaret/Ekonomi
olası rezerv
possible reserve
i.
165
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar için bulundurulan yedek
reserve for contingencies
i.
166
Ticaret/Ekonomi
olası riskleri ve zararları en aza indirmek için yapılan yatırım
hedge fund
i.
167
Ticaret/Ekonomi
olası talep
potential demand
i.
168
Ticaret/Ekonomi
olası borç
contingent liability
i.
169
Ticaret/Ekonomi
olası masraflar
possible costs
i.
170
Ticaret/Ekonomi
olası durumlar planlaması
contingency planning
i.
171
Ticaret/Ekonomi
olası masraflar
possible expenses
i.
172
Ticaret/Ekonomi
olası en yüksek etkinlik
optimum efficiency
i.
173
Ticaret/Ekonomi
olası zararlara karşılık olarak ayrılan fon
contingency fund
i.
174
Ticaret/Ekonomi
olası değer
expected value
i.
175
Ticaret/Ekonomi
olası çözümler içinde en iyisi
optimal solution
i.
176
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar fonu
contingent fund
i.
177
Ticaret/Ekonomi
olası anlaşma zemini
zone of possible agreement (zopa)
i.
178
Ticaret/Ekonomi
olası zarar tavanı
probable maximum loss
i.
179
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar için genel ihtiyat
general contingency reserve
i.
180
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar için bulundurulan yedek
excess reserve
i.
181
Ticaret/Ekonomi
olası zararlar karşılığı
provision for contingencies
i.
182
Ticaret/Ekonomi
reklam sonrası ürüne talebin olup olmadığını veya yapılan reklamın markaya olası etkilerinin araştırıldığı çalışma
post-testing
i.
183
Ticaret/Ekonomi
reklam sonrası ürüne talebin olup olmadığını veya yapılan reklamın markaya olası etkilerinin araştırıldığı çalışma
ad effectiveness tracking
i.
184
Ticaret/Ekonomi
satıcının mal veya hizmetlerini olası müşterilerine tanıtmak için basın yayın araçlarıyla yaptırdığı paralı tanıtma faaliyeti
advertising
i.
185
Ticaret/Ekonomi
reklam sonrası ürüne talebin olup olmadığını veya yapılan reklamın markaya olası etkilerinin araştırıldığı çalışma
ad tracking
i.
186
Ticaret/Ekonomi
tekrar meydana gelmesi olası gözükmeyen masraf
non-recurring charge
i.
187
Ticaret/Ekonomi
tahsili olası görülmeyen hesaplar
estimated uncollectible accounts
i.
188
Ticaret/Ekonomi
yönetimde olası durumlar modeli
contingency model of leadership
i.
189
Ticaret/Ekonomi
işe alınmak istenen gerçek veya olası çalışanların listesi
whitelist
i.
190
Ticaret/Ekonomi
belirli koşulların belirtilen parametreler dahilinde olması halinde olası bir finansal sonucun matematiksel temsili
modeling
i.
191
Ticaret/Ekonomi
şirketin olası dolandırıcılık durumlarında sorumluluk altında olmamak için çeşitli önlemler alması
liability engineering
i.
192
Ticaret/Ekonomi
yunanistan'ın ab ortak para birimi kullanan ülkeler grubundan olası çıkışı
grexit
i.
193
Ticaret/Ekonomi
(komisyonlu işte) işverenin işçiye gelecekteki (olası) komisyonlar için verdiği avans
draw
i.
194
Ticaret/Ekonomi
(fiyat düşmeden hemen önce) hisse alarak/satarak olası karı kaybetmek
whipsaw
f.
Law
195
Hukuk
olası kast
eventual intent
i.
196
Hukuk
olası neden
probable cause
i.
197
Hukuk
olası bir şeyin doğru olup olmadığına bakılmaksızın varsayılması
fiction
i.
Politics
198
Siyasal
olası ihtilaf bölgeleri
potential zones of conflict
i.
199
Siyasal
olası etki
potential impact
i.
200
Siyasal
seçilmesi olası olmayan
unelectable
s.
Insurance
201
Sigortacılık
olası en yüksek zarar
maximum possible loss
i.
Advertising
202
Reklam
olası müşterilerin dikkatini çekebilecek reklam alanı
full position
i.
Technical
203
Teknik
henüz tam olarak bilinmeyen olası bir insan türü
homo-floresiensis
i.
204
Teknik
olası hata nedeni
possible cause of error
i.
205
Teknik
olası sapma hatası
probable error deflection
i.
206
Teknik
olası yanılgı
probable error
i.
207
Teknik
olası büyük
possible superior
i.
208
Teknik
olası hata
probable error
i.
209
Teknik
olası hata sebebi
possible cause of error
i.
Computer
210
Bilgisayar
olası eşleştirmeler
possible matches
i.
211
Bilgisayar
olası sahipler
possible owners
i.
212
Bilgisayar
olası tutarsızlıklar
possible inconsistencies
i.
213
Bilgisayar
sekiz olası değeri temsil eden üç bitlik grup
octet
i.
214
Bilgisayar
olası en büyük
maximum
s.
Informatics
215
Bilişim
en olası değer
most probable value
i.
216
Bilişim
olası müşterileri etkilemek için internet sayfasına gereksiz yere eklenmiş animasyonlu grafikler
dancing baloney
i.
Marine
217
Denizcilik
olası yağış
probable precipitation
i.
218
Denizcilik
olası kayıp
presumptive loss
i.
219
Denizcilik
olası kayma mesafesi
probable sliding distance
i.
220
Denizcilik
olası maximum su seviyesi
probable maximum water level
i.
Petrol
221
Petrol
hem ham petrol hem de gazyağının olası bileşeni olan, yapay olarak üretilebilen renksiz bir sıvı
tridecane
i.
Medical
222
Medikal
insan üzerinde olası kanserojen etkileri olan
possible human carcinogen
i.
223
Medikal
olası vaka
probable case
i.
Psychology
224
Psikoloji
kişinin eksik yanları ve bunların olası sonuçları ile karşı karşıya getirildiği bir yöntem
confrontation
i.
Food Engineering
225
Gıda
kullanıcıya olası bir zarar vermesini önlemek amacıyla zorunlu bir onarım için üretici tarafından ürünün geri istenmesi
food recall
i.
Math
226
Matematik
(oyun teorisinde) katılımcının izlediği stratejinin en az avantajlı sonucunda meydana gelen minimum olası kazançların en geniş kümesi
maximin
i.
Geometry
227
Geometri
verilen uzaydaki tüm olası düz çizgiler
complex of lines
i.
Logic
228
Mantık
olası dünya
possible world
i.
229
Mantık
olası ancak kanıtlanmamış
moral
s.
230
Mantık
mantıksal olarak olası
logically possible
s.
Statistics
231
İstatistik
olası sapma
probable deviation
i.
Biology
232
Biyoloji
m-rna nükleotid dizisinin protein zincirinde okunabileceği üç olası yoldan her biri
reading frame
i.
233
Biyoloji
taksonun evrimleşirken alabileceği ve genetik, ekolojik veya diğer faktörlerce tanımlanan olası vücut biçimleri
morphospace
i.
234
Biyoloji
organizmanın gelişirken alabileceği ve genetik, ekolojik veya diğer faktörlerce tanımlanan olası vücut biçimleri
morphospace
i.
235
Biyoloji
olası insan yaşam süresinin istatistiksel hesaplamasıyla ilgili
biometric
s.
Astronomy
236
Gökbilim
evrendeki yaşamın olası kökeni, dağılımı, evrimi ve geleceğini inceleyen bilim dalı
astrobiology
i.
237
Gökbilim
evrendeki yaşamın olası kökeni, dağılımı, evrimi ve geleceğini inceleyen bilim insanı
astrobiologist
i.
Zoology
238
Zooloji
olası düşmanlarına karşı renk gibi özel savunma mekanizmasına sahip olan canlı
aposematic
s.
Linguistics
239
Dilbilim
olası anlam
meaning potential
i.
Religious
240
Dini
olası dünyaların içinde en iyisi olmasa da dünyanın iyi olduğu doktrini
bonism
i.
Philosophy
241
Felsefe
(kant felsefesinde) özellikle zaman ve mekana ilişkin olası algı biçimleriyle ilgili bir doktrin
transcendental aesthetic
i.
242
Felsefe
bazı şeylerin olası olduğu inancı
possibilism
i.
Environment
243
Çevre
en olası sayı
most probable number
i.
Geology
244
Jeoloji
olası dokanak
probable boundary
i.
Military
245
Askeri
iki uçak arasında olası çarpışma riskini içeren tehlikeli durum
near miss
i.
Basketball
246
Basketbol
basket olması olası şut
snowbird
i.
Art
247
Sanat
sanatsal figürün postürünün ifade ettiği olası değişim
motion
i.
Archaic
248
Eski Kullanım
olası olmak
mote
f.
Slang
249
Argo
seni lanet olası salak
you damn fool
i.
250
Argo
birinin lanet olası ağzı
puke hole
i.
251
Argo
birçok olası işverenle çalışan/işçi adayının buluştuğu/yüz yüze geldiği pazar
slave market
i.
252
Argo
lanet olası moruk
fop (fucking old person)
i.
253
Argo
lanet olası
bally
s.
254
Argo
lanet olası
fricking
s.
255
Argo
lanet olası
ding-dong
s.
256
Argo
lanet olası
blighted
s.
257
Argo
lanet olası
blinding
s.
258
Argo
lanet olası
blistering
s.
259
Argo
lanet olası
bloody well
s.
260
Argo
lanet olası şey
son of a biscuit
ünl.
261
Argo
lanet olası şey
son of a biscuit eater
ünl.
262
Argo
lanet olası
friggin'
ünl.
263
Argo
lanet olası …
a bitch of (something)
expr.
264
Argo
lanet olası …
bitch of (a someone or something)
expr.
265
Argo
kapa şu lanet olası çeneni
STFU (Shut The Fuck Up)
expr.
266
Argo
lanet olası çeneni kapa
shut the fuck up
expr.
267
Argo
lanet olası çeneni kapa
shut your fucking mouth
expr.
268
Argo
lanet olası pislik
fucking piece of shit
expr.
269
Argo
lanet olası
fucking
expr.
270
Argo
lanet olası
fuckin
expr.
271
Argo
lanet olası
effing
expr.
272
Argo
lanet olası
f-ing
expr.
273
Argo
lanet olası
(in) the devil
expr.
274
Argo
lanet olası talimatları okuyun
read the fucking instructions
expr.
275
Argo
lanet olası talimatları okuyun!
read the fucking instructions!
expr.
276
Argo
tek yapmanız gereken lanet olası talimatları okumak!
read the fucking instructions!
expr.
277
Argo
lanet olası
mf (motherfucking)
expr.
278
Argo
lanet olası …
bitch of
expr.
279
Argo
lanet olası biri/bir şey
bitch of a someone/something
expr.
280
Argo
lanet olası talimatları okuyun
rtfi (read the fucking instruction)
expr.
281
Argo
lanet olası
the chuff [uk]
expr.
282
Argo
lanet olası
drop you!
exclam.
283
Argo
hangi lanet olası yere
where (in) (the) hell
exclam.
284
Argo
hangi lanet olası yere?
where in (the) sam hill?
exclam.
285
Argo
hangi lanet olası
who (in) (the) sam hill
exclam.
286
Argo
lanet olası çeneni kapa
sthu (shut the hell up)
exclam.
Modern Slang
287
Modern Argo
lanet olası tüm gün
afd (all fucking day)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olası
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy