İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | monitor i. | monitör | ||
That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor. Uzaylı'nın monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni de muhtemelen budur. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | monitor f. | izlemek | ||
We have put a considerable number of safeguards in place that allow us to monitor the use of our funds. Fonlarımızın kullanımını izlememize olanak tanıyan çok sayıda tedbiri uygulamaya koyduk. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | monitor i. | monitör | ||
Moving the application or web browser to another monitor is still visible to the participants. Uygulamayı veya web tarayıcısını başka bir monitöre taşımak katılımcılara görünür olmaya devam edecektir. More Sentences |
||||
Genel | monitor f. | takip etmek | ||
I call on the Commission to monitor this issue very closely. Komisyon'u bu konuyu çok yakından takip etmeye çağırıyorum. More Sentences |
||||
Genel | monitor f. | denetlemek | ||
It must monitor the permissibility of the transmission of data originating from Europol. Europol kaynaklı verilerin aktarılmasına izin verilip verilmediğini denetlemelidir. More Sentences |
||||
Genel | monitor f. | gözlemlemek | ||
This is why it is important to monitor the effectiveness of the measures. Bu nedenle tedbirlerin etkililiğinin gözlemlenmesi önemlidir. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | monitor | monitör | ||
That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor. Muhtemelen uzaylının monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni budur. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telekom | monitor | monitör | ||
Sami was watching the interrogation on monitors. Sami sorguyu monitörden izliyordu. More Sentences |
||||
Telekom | monitor | izlemek | ||
That brings me to stage two, which is application, and stage three, which is monitoring. Bu da beni ikinci aşama olan uygulamaya ve üçüncü aşama olan izlemeye getiriyor. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | monitor | monitör | ||
Have you calibrated your monitor? Monitörünüzü kalibre ettiniz mi? More Sentences |
||||
Otomotiv | monitor | monitör | ||
This monitor has a much larger resolution than my old one. Bu monitörün eskisinden çok daha yüksek çözünürlüğü var. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | monitor i. | ekran | ||
Yaygın Kullanım | monitor f. | gözlemek | ||
General | ||||
Genel | monitor i. | gözetle | ||
Genel | monitor i. | sınıf başkanı | ||
Genel | monitor i. | gözlem sistemi | ||
Genel | monitor i. | izleme sistemi | ||
Genel | monitor i. | izleme tertibatı | ||
Genel | monitor i. | gözleme | ||
Genel | monitor i. | gözlemci öğrenci | ||
Genel | monitor i. | varan | ||
Genel | monitor i. | fener | ||
Genel | monitor i. | ışınım monitörü | ||
Genel | monitor i. | denetlik | ||
Genel | monitor i. | gözleyici | ||
Genel | monitor i. | gözlem | ||
Genel | monitor i. | gözlemleyici | ||
Genel | monitor i. | tavsiyeci | ||
Genel | monitor i. | talimatçı | ||
Genel | monitor i. | kınayıcı | ||
Genel | monitor i. | hatırlatıcı | ||
Genel | monitor i. | uyarıcı | ||
Genel | monitor i. | ikazcı | ||
Genel | monitor i. | öğütçü | ||
Genel | monitor i. | gizli olmayıp yazılabilen eser metni | ||
Genel | monitor i. | gizli olmayıp yazılabilen talimat metni | ||
Genel | monitor f. | kontrol etmek | ||
Genel | monitor f. | göz kulak olmak | ||
Genel | monitor f. | kayıt hazırlığında veya kayıt sırasında (ses) seviyesini veya kalitesini kontrol etmek | ||
Genel | monitor f. | kayıt hazırlığında veya kayıt sırasında (ses) seviyesini veya kalitesini düzenlemek | ||
Genel | monitor f. | gözetlemek | ||
Genel | monitor f. | gözlemci olarak davranmak | ||
Genel | monitor f. | yönlendirmek | ||
Genel | monitor f. | yönetmek | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | monitor i. | denetleyici | ||
Ticaret/Ekonomi | monitor | eşgüdümcü | ||
Ticaret/Ekonomi | monitor | gözetimci | ||
Technical | ||||
Teknik | monitor i. | basınç kaptörü / algılayıcısı | ||
Teknik | monitor i. | basınç algılayıcısı | ||
Teknik | monitor i. | ölçüm aleti | ||
Teknik | monitor i. | (aşırı radyasyon) uyarı veren alet | ||
Teknik | monitor i. | katot ışınlı görüntüleme tüpü | ||
Teknik | monitor i. | monitör nozülü | ||
Teknik | monitor i. | hidrolik madencilikte ve yangınla mücadelede kullanılan nozül | ||
Teknik | monitor i. | makine üzerindeki alet tutan ek parça | ||
Teknik | monitor f. | yoğunluğun belirlenen sınırlar dahilinde olup olmadığını belirlemek için radyasyon yoğunluğunu test etmek | ||
Teknik | monitor f. | radarla (uçağı) takip etmek | ||
Teknik | monitor | vites göstergesi monitörü | ||
Teknik | monitor | görüntü birimi | ||
Teknik | monitor | görüntüleyici | ||
Teknik | monitor | kontrol etmek | ||
Teknik | monitor | izleme aygıtı | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | monitor | izleme | ||
Bilgisayar | monitor | görüntü uçbirimi | ||
Bilgisayar | monitor | gözleyici | ||
Bilgisayar | monitor | izle | ||
Informatics | ||||
Bilişim | monitor | görüntü birimi | ||
Telecom | ||||
Telekom | monitor | ekran | ||
Telekom | monitor | görüntü birimi | ||
Architecture | ||||
Mimarlık | monitor i. | monitör tepesi | ||
Mimarlık | monitor i. | çatının yanlarında alçak pencereleri veya panjurları olup ışık ve hava girişi için kullanılan yükseltilmiş kısım | ||
Biochemistry | ||||
Biyokimya | monitor | tekser | ||
Military | ||||
Askeri | monitor i. | eskiden kıyı operasyonlarında kullanılan ağır zırhlı bir savaş gemisi | ||
Askeri | monitor i. | kıyı bombardımanında kullanılan küçük bir tür modern savaş gemisi | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | monitor i. | bir şekli dikleştirmek için arkasına yerleştirilen tahta | ||
Eski Kullanım | monitor i. | zırhlı araç | ||
Eski Kullanım | monitor i. | zırhlı gemi | ||
Reptiles | ||||
Sürüngenler | monitor i. | eski dünya'ya özgü çeşitli büyük ve tropikal kertenkelelere verilen ad |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | monitör | monitor i. | ||
Have you calibrated your monitor? Monitörünüzü ayarladınız mı? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | monitör | monitor i. | ||
This monitor has a much larger resolution than my old one. Bu monitör, benim eski monitörümden çok daha büyük bir çözünürlüğe sahip. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | monitör | monitor i. | ||
Tom sneezed all over Mary's monitor and keyboard. Tom, Mary'nin monitörüne ve klavyesine hapşırdı. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telekom | monitör | monitor i. | ||
The monitor's stopped working. Bu monitor çalışmayı durdurdu. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | monitör | monitor i. | ||
Otomotiv | monitör | monitor i. |