|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
statute mile i.
|
mil |
|
2 |
Genel |
passenger mile i.
|
yolcu mili |
|
3 |
Genel |
statute mile i.
|
1609 metrelik mesafe |
|
4 |
Genel |
land mile i.
|
kara mili |
|
5 |
Genel |
square mile i.
|
milkare |
|
6 |
Genel |
nautical mile i.
|
deniz mili 1852 metre |
|
7 |
Genel |
geographical mile i.
|
deniz mili |
|
8 |
Genel |
ton mile i.
|
ton mil |
|
9 |
Genel |
a mile and a half i.
|
bir buçuk mil |
|
10 |
Genel |
air mile i.
|
deniz mili 1852 metre |
|
11 |
Genel |
last mile i.
|
hüküm giymiş kimsenin hücresinden idam edileceği yere kadar yürüdüğü mesafe |
|
12 |
Genel |
half mile i.
|
yarım millik yarış |
|
13 |
Genel |
half-mile i.
|
yarım mil |
|
|
14 |
Genel |
half-mile i.
|
800 metre |
|
15 |
Genel |
half-mile i.
|
yarım millik yarış |
|
16 |
Genel |
swedish mile i.
|
(isveç'te) 10 km'ye eşit uzunluk |
|
17 |
Genel |
swedish mile i.
|
isveç mili |
|
18 |
Genel |
country mile i.
|
uzun mesafe |
|
19 |
Genel |
international mile i.
|
uluslararası mil |
|
20 |
Genel |
international mile i.
|
bir uzaklık ölçüsü |
|
21 |
Genel |
survey mile i.
|
abd'ye özgü 1609,347 metreye denk bir ölçü birimi |
|
22 |
Genel |
have a criminal record a mile long f.
|
sabıkası kabarık olmak |
|
23 |
Genel |
get a mile f.
|
seyahat ederken yol kat etmek |
|
24 |
Genel |
3-mile-long s.
|
3 mil uzunluğunda |
|
25 |
Genel |
half mile s.
|
yarım millik |
|
26 |
Genel |
half-mile s.
|
yarım millik |
|
Phrasals |
|
27 |
Öbek Fiiller |
spot (something) a mile off f.
|
(bir şey) geliyorum demek |
|
28 |
Öbek Fiiller |
spot (something) a mile off f.
|
(bir şeyi) yüz metreden fark etmek |
|
Phrases |
|
29 |
İfadeler |
from a mile away expr.
|
önceden |
|
30 |
İfadeler |
from a mile away expr.
|
bayağı önceden |
|
31 |
İfadeler |
from a mile away expr.
|
çok uzaktan |
|
32 |
İfadeler |
from a mile away expr.
|
bir kilometre öteden |
|
Proverb |
|
33 |
Atasözü |
give someone an inch and he'll take a mile
|
yüz verirsen astarını isterler |
|
|
34 |
Atasözü |
give someone an inch and he'll take a mile
|
yüz verince astarını istemek |
|
35 |
Atasözü |
a miss is as good as a mile
|
başarının kıl payıyla ya da büyük bir farkla kaçırılmasının önemi yoktur |
|
36 |
Atasözü |
a miss is as good as a mile
|
kaybetme kaybetmedir |
|
37 |
Atasözü |
a miss is as good as a mile
|
önemli olan hatice değil neticedir |
|
38 |
Atasözü |
a miss is as good as a mile
|
kaybetmenin az farkla veya çok farkla olması fark etmez |
|
39 |
Atasözü |
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
|
yaşamadan yargılama |
|
40 |
Atasözü |
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
|
birini anlayıp dinlemeden yargılama |
|
41 |
Atasözü |
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
|
kendini birinin yerine koymadan yargılama |
|
42 |
Atasözü |
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile
|
(birine) yüz verirsen astarını ister |
|
43 |
Atasözü |
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile
|
(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
44 |
Atasözü |
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile
|
(birine) selam verir borçlu çıkarsın |
|
45 |
Atasözü |
give (someone) an inch and they'll take a mile
|
(birine) yüz verirsen astarını ister |
|
46 |
Atasözü |
give (someone) an inch and they'll take a mile
|
(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
47 |
Atasözü |
give (someone) an inch and they'll take a mile
|
(birine) selam verir borçlu çıkarsın |
|
Colloquial |
|
48 |
Konuşma Dili |
mile-high city i.
|
denver |
|
49 |
Konuşma Dili |
mile-high city i.
|
colorado'da bir şehir |
|
50 |
Konuşma Dili |
mile-high city i.
|
bir mil rakımlı şehir |
|
51 |
Konuşma Dili |
by a mile expr.
|
büyük farkla |
|
52 |
Konuşma Dili |
country mile expr.
|
çok uzun mesafe |
|
53 |
Konuşma Dili |
country mile expr.
|
çok uzağa |
|
Idioms |
|
54 |
Deyim |
a country mile i.
|
çok uzak |
|
55 |
Deyim |
a country mile i.
|
çok uzun bir mesafe |
|
56 |
Deyim |
a country mile i.
|
çok uzun bir yol |
|
57 |
Deyim |
can see (from) a mile off f.
|
çok önceden anlamak |
|
58 |
Deyim |
can see (from) a mile off f.
|
çok önceden görebilmek |
|
59 |
Deyim |
can see (from) a mile off f.
|
çok uzaktan görebilmek |
|
60 |
Deyim |
can see (from) a mile off f.
|
bir kilometre öteden görebilmek |
|
61 |
Deyim |
go the extra mile f.
|
bir adım daha ileri gitmek |
|
62 |
Deyim |
walk the extra mile f.
|
biraz daha uğraşmak/çabalamak |
|
63 |
Deyim |
go the extra mile f.
|
biraz daha uğraşmak/çabalamak |
|
64 |
Deyim |
run a mile f.
|
bir mil öteye kaçmak |
|
65 |
Deyim |
stick out a mile f.
|
çok uzaktan belli olmak |
|
66 |
Deyim |
stand out a mile f.
|
çok uzaktan belli olmak |
|
67 |
Deyim |
miss something by a mile f.
|
dağlara taşlara atmak |
|
68 |
Deyim |
talk a mile a minute f.
|
çan çan etmek |
|
69 |
Deyim |
talk a mile a minute f.
|
hızlı konuşmak |
|
70 |
Deyim |
move mile a minute f.
|
hızla gitmek |
|
71 |
Deyim |
go mile a minute f.
|
hızla gitmek |
|
72 |
Deyim |
go the extra mile f.
|
elinden gelenin fazlasını yapmak |
|
73 |
Deyim |
talk a mile a minute f.
|
motor gibi konuşmak |
|
|
74 |
Deyim |
run a mile f.
|
köşe bucak kaçmak |
|
75 |
Deyim |
tell it a mile off f.
|
kolayca ayırt etmek |
|
76 |
Deyim |
tell it a mile off f.
|
kolaylıkla fark etmek |
|
77 |
Deyim |
have a mile long criminal record f.
|
sabıkası kabarık olmak |
|
78 |
Deyim |
walk the extra mile f.
|
[bir şeyi elde etmek] gerekenden fazlasını yapmak |
|
79 |
Deyim |
miss something by a mile f.
|
(hedefin) yanına bile yaklaşamamak |
|
80 |
Deyim |
go the extra mile f.
|
(bir şeyi elde etmek için) gerekenden fazlasını yapmak |
|
81 |
Deyim |
see (something) a mile off f.
|
(bir şeyi) önceden görmek/tahmin etmek |
|
82 |
Deyim |
see (something) a mile off f.
|
(bir şeyin) yaklaştığını önceden görmek |
|
83 |
Deyim |
see (something) a mile off f.
|
(bir şeyin) yaklaştığını tahmin etmek |
|
84 |
Deyim |
see (something) a mile off f.
|
(bir şeyin) yaklaştığını önceden hissetmek |
|
85 |
Deyim |
see something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
|
86 |
Deyim |
see something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca fark etmek |
|
87 |
Deyim |
tell something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
|
88 |
Deyim |
tell something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca fark etmek |
|
89 |
Deyim |
spot something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
|
90 |
Deyim |
spot something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca fark etmek |
|
91 |
Deyim |
walk a mile in (someone's) shoes f.
|
kendini (başka birinin) yerine koymak |
|
92 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
çan çan etmek |
|
93 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
hızlı konuşmak |
|
94 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
hızlı hızlı konuşmak |
|
95 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
motor gibi konuşmak |
|
96 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
bıdı bıdı konuşmak |
|
97 |
Deyim |
speak a mile a minute f.
|
acele acele konuşmak |
|
98 |
Deyim |
go the extra mile (for somebody/something) f.
|
(biri/bir şey için) elinden gelenin fazlasını yapmak |
|
99 |
Deyim |
go the extra mile (for somebody/something) f.
|
(biri/bir şey için) gerekenden fazlasını yapmak |
|
100 |
Deyim |
go the extra mile (for somebody/something) f.
|
(biri/bir şey için) fazlasıyla uğraşmak/çabalamak |
|
101 |
Deyim |
miss by a mile f.
|
dağlara taşlara atmak |
|
102 |
Deyim |
miss by a mile f.
|
(hedefin) yanına bile yaklaşamamak |
|
103 |
Deyim |
miss by a mile f.
|
büyük farkla kaçırmak/ıskalamak |
|
104 |
Deyim |
miss by a mile f.
|
(hedefin) yanından bile geçmemek |
|
105 |
Deyim |
give them an inch and they'll take a mile f.
|
elini verip kolunu kaptırmak |
|
106 |
Deyim |
give them an inch and they'll take a mile f.
|
yüz verince astarını istemek |
|
107 |
Deyim |
see, spot, smell something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
|
108 |
Deyim |
see, spot, smell something a mile off f.
|
bir şeyi kolayca fark etmek |
|
109 |
Deyim |
see, spot, smell something a mile off f.
|
bir şeyin yaklaştığını tahmin etmek |
|
110 |
Deyim |
see, spot, smell something a mile off f.
|
bir şeyin yüz metreden kokusunu almak |
|
111 |
Deyim |
see, spot, smell something a mile off f.
|
bir şeyin yaklaştığını önceden hissetmek |
|
112 |
Deyim |
a mile away expr.
|
bir kilometre öteden (ne yaptığını vb. anlamak) |
|
113 |
Deyim |
mile a minute expr.
|
hızla |
|
114 |
Deyim |
give them an inch and they'll take a mile. expr.
|
elini veren kolunu kaptırır |
|
115 |
Deyim |
give them an inch and they'll take a mile expr.
|
elimizi verdik kolumuzu kaptırdık |
|
116 |
Deyim |
a miss is as good as a mile expr.
|
fırsat kaçtıktan sonra iyi veya kötü olması bir şeyi değiştirmez |
|
117 |
Deyim |
a mile away expr.
|
kolaylıkla |
|
118 |
Deyim |
a mile away expr.
|
kolayca |
|
119 |
Deyim |
give them an inch and they'll take a mile expr.
|
selam verdik borçlu çıktık |
|
120 |
Deyim |
a mile a minute expr.
|
çok hızlı |
|
121 |
Deyim |
a mile a minute expr.
|
motor gibi |
|
122 |
Deyim |
a mile a minute expr.
|
acele acele |
|
123 |
Deyim |
a mile a minute expr.
|
hızla |
|
124 |
Deyim |
a mile a minute expr.
|
çabuk çabuk |
|
125 |
Deyim |
a mile off expr.
|
kolayca |
|
126 |
Deyim |
a mile off expr.
|
yüz metreden |
|
127 |
Deyim |
a mile off expr.
|
çok önceden |
|
128 |
Deyim |
a mile off expr.
|
kolaylıkla |
|
129 |
Deyim |
a mile off expr.
|
bir kilometre öteden |
|
130 |
Deyim |
a mile off expr.
|
çok uzaktan |
|
131 |
Deyim |
by a mile expr.
|
uzak bir mesafeyle |
|
132 |
Deyim |
by a mile expr.
|
uzak ara |
|
133 |
Deyim |
by a mile expr.
|
açık ara |
|
134 |
Deyim |
give an inch and he'll take a mile expr.
|
yüz verirsen astarını ister |
|
135 |
Deyim |
give an inch and he'll take a mile expr.
|
elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
136 |
Deyim |
give an inch and he'll take a mile expr.
|
selam verir borçlu çıkarsın |
|
137 |
Deyim |
give an inch and they'll take a mile expr.
|
yüz verirsen astarını isterler |
|
138 |
Deyim |
give an inch and they'll take a mile expr.
|
elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
139 |
Deyim |
give an inch and they'll take a mile expr.
|
selam verir borçlu çıkarsın |
|
140 |
Deyim |
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr.
|
birine yüz verirsen astarını ister |
|
141 |
Deyim |
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr.
|
birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
142 |
Deyim |
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr.
|
birine selam verir borçlu çıkarsın |
|
143 |
Deyim |
give someone an inch and they'll take a mile expr.
|
birine yüz verirsen astarını ister |
|
144 |
Deyim |
give someone an inch and they'll take a mile expr.
|
birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır |
|
145 |
Deyim |
give someone an inch and they'll take a mile expr.
|
birine selam verir borçlu çıkarsın |
|
Speaking |
|
146 |
Konuşma |
you'd never get within a mile of him expr.
|
bir mil yakınına bile yaklaşamazsın |
|
147 |
Konuşma |
he will take a mile expr.
|
yüz bulunca astar ister |
|
Trade/Economic |
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
air mile i.
|
deniz mili |
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
international geographical mile i.
|
coğrafi mil |
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
geographical mile i.
|
deniz mili |
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
nautical mile i.
|
deniz mili |
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
sea mile i.
|
deniz mili |
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
statute mile i.
|
kara mili |
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
ton mile i.
|
mil başına bir ton |
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
statute mile i.
|
nizami mil |
|
Politics |
|
156 |
Siyasal |
twelve-mile limit i.
|
bazı devletlerin yetkisi kapsamında olduğunu savunduğu kıyıdan 12 mil uzaktaki deniz suları |
|
157 |
Siyasal |
three mile limit i.
|
3 millik sınır |
|
158 |
Siyasal |
three mile limit i.
|
3 millik karasuları sınırı |
|
159 |
Siyasal |
three-mile s.
|
3 millik (sınır, bölge) |
|
Technical |
|
160 |
Teknik |
air mile i.
|
uluslararası deniz mili |
|
161 |
Teknik |
geographical mile i.
|
coğrafya mili |
|
162 |
Teknik |
air mile i.
|
hava mili |
|
163 |
Teknik |
statue mile i.
|
kara mili |
|
164 |
Teknik |
square mile i.
|
mil kare |
|
165 |
Teknik |
mile ohmmeter i.
|
miliornmetre |
|
166 |
Teknik |
measured mile i.
|
ölçü mili |
|
167 |
Teknik |
international nautical mile i.
|
uluslararası deniz mili |
|
168 |
Teknik |
three-mile limit i.
|
üç mil sınırı |
|
169 |
Teknik |
passenger mile i.
|
yolcu mili |
|
170 |
Teknik |
quarter mile i.
|
çeyrek mil |
|
171 |
Teknik |
roman mile i.
|
antik roma'da yaklaşık 1620 yardaya eşdeğer olan bir uzunluk birimi |
|
Computer |
|
172 |
Bilgisayar |
data mile i.
|
veri mili |
|
Telecom |
|
173 |
Telekom |
first mile connection i.
|
ilk mil bağlantısı |
|
174 |
Telekom |
last mile technology i.
|
yerel ağın paylaşıma açılma teknolojisi |
|
Automotive |
|
175 |
Otomotiv |
last mile delivery i.
|
son teslimat etabı |
|
176 |
Otomotiv |
quarter mile drag strip i.
|
çeyrek millik drag yarışı |
|
177 |
Otomotiv |
grams/mile i.
|
gram/mil |
|
178 |
Otomotiv |
mile eater i.
|
hızlı araç |
|
179 |
Otomotiv |
mile eater i.
|
hızlı sürücü |
|
180 |
Otomotiv |
revolutions per km/mile i.
|
km/mil başına devir sayısı |
|
181 |
Otomotiv |
flying mile i.
|
uçan mil |
|
Transportation |
|
182 |
Ulaştırma |
last-mile delivery i.
|
son adım teslimatı |
|
Traffic |
|
183 |
Trafik |
mile post i.
|
yol üzerinde kilometreyi gösteren direk |
|
184 |
Trafik |
mile marker i.
|
yol üzerinde kilometreyi gösteren direk |
|
Railway |
|
185 |
Demiryolu |
car mile i.
|
tek bir demiryolu vagonunun kat ettiği yolu gösteren, kazanç ve maliyet hesabında kullanılan uzunluk değeri |
|
186 |
Demiryolu |
ton mile i.
|
ton mil |
|
187 |
Demiryolu |
ton mile i.
|
belirli bir sürede demiryolu ile taşınan yükü gösteren bir ölçü birimi |
|
188 |
Demiryolu |
traffic mile i.
|
demiryolu şirketinin belirli bir süre içinde taşıdığı yolcu ve ton ağırlığın mil cinsinden toplam birimi |
|
189 |
Demiryolu |
track-mile i.
|
bir mil uzunluğunda ray |
|
190 |
Demiryolu |
train mile i.
|
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi |
|
191 |
Demiryolu |
mile run i.
|
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi |
|
192 |
Demiryolu |
train-mile i.
|
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi |
|
Aeronautic |
|
193 |
Havacılık |
cost per available seat-mile i.
|
arz edilen koltuk mil başına maliyet |
|
194 |
Havacılık |
aeronautical mile i.
|
hava mili |
|
195 |
Havacılık |
airline-mile i.
|
birçok havayolu şirketinin sık uçan yolcularına yönelik geliştirdiği ve bedava uçuş veya başka ödüller kazanmaya yönelik uçulan mil miktarı veya bilet fiyatına göre bir puan toplama sistemi |
|
Marine |
|
196 |
Denizcilik |
air mile i.
|
deniz mili (1852 m.) |
|
197 |
Denizcilik |
air mile i.
|
not |
|
198 |
Denizcilik |
air mile i.
|
bahri mil |
|
199 |
Denizcilik |
air mile i.
|
deniz mili |
|
200 |
Denizcilik |
nautical mile i.
|
bahri mil |
|
201 |
Denizcilik |
passenger mile i.
|
bir mil taşınan bir yolcu |
|
202 |
Denizcilik |
geographical mile i.
|
coğrafya mili |
|
203 |
Denizcilik |
sea mile i.
|
deniz mili (1852 m) |
|
204 |
Denizcilik |
nautical mile i.
|
deniz mili |
|
205 |
Denizcilik |
nautical mile i.
|
deniz mili (1852 m.) |
|
206 |
Denizcilik |
sea mile i.
|
deniz mili |
|
207 |
Denizcilik |
admiralty mile i.
|
deniz mili |
|
208 |
Denizcilik |
nautical mile i.
|
not |
|
209 |
Denizcilik |
passenger mile i.
|
yolcu mili |
|
210 |
Denizcilik |
geographic mile i.
|
deniz mili |
|
Chemistry |
|
211 |
Kimya |
nine mile agent i.
|
dokuz mil etmeni |
|
Geography |
|
212 |
Coğrafya |
air mile i.
|
dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m) |
|
213 |
Coğrafya |
geographical mile i.
|
coğrafi mil |
|
214 |
Coğrafya |
nautical mile i.
|
dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m) |
|
215 |
Coğrafya |
seven mile creek i.
|
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri |
|
216 |
Coğrafya |
two-mile borris i.
|
irlanda'da yerleşim yeri |
|
217 |
Coğrafya |
two-mile bridge i.
|
irlanda'da yerleşim yeri |
|
218 |
Coğrafya |
seven mile i.
|
ohio eyaletinde yerleşim yeri |
|
219 |
Coğrafya |
three mile island i.
|
abd'nin pensilvanya eyaletinde bir ada |
|
220 |
Coğrafya |
eight mile i.
|
alabama eyaletinde şehir |
|
221 |
Coğrafya |
six mile i.
|
güney carolina eyaletinde yerleşim yeri |
|
Meteorology |
|
222 |
Meteoroloji |
air mile i.
|
deniz mili |
|
223 |
Meteoroloji |
nautical mile i.
|
deniz mili |
|
224 |
Meteoroloji |
sea mile i.
|
deniz mili |
|
Military |
|
225 |
Askeri |
unit mile i.
|
birlik mili |
|
226 |
Askeri |
air mile i.
|
hava mili |
|
227 |
Askeri |
statute mile i.
|
kara mili |
|
228 |
Askeri |
land mile i.
|
kara mili |
|
229 |
Askeri |
operational mile i.
|
milde sarfiyat |
|
Sport |
|
230 |
Spor |
metric mile i.
|
1600 metre koşusu |
|
Abbreviation |
|
231 |
Kısaltma |
tml (three mile limit) i.
|
üç mil sınırı |
|
Slang |
|
232 |
Argo |
mile high club i.
|
uçakta seks partisi |
|
233 |
Argo |
the mile-high club i.
|
uçakta seks yapanlar kulübü |
|
234 |
Argo |
the mile-high club i.
|
uçakta seks yapanlar |
|
British Slang |
|
235 |
İngiliz Argosu |
curry-mile i.
|
manchester'da asya restoranlarının ve kebapçıların yoğun olduğu bir bölge |
|
Modern Slang |
|
236 |
Modern Argo |
a quarter mile at a time i.
|
anda kalarak yaşama |
|
237 |
Modern Argo |
a quarter mile at a time i.
|
bulunduğu anda yaşama |
|
238 |
Modern Argo |
a quarter mile at a time i.
|
fazla ileriyi düşünmeme |
|