Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
line in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"line in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
line in
f.
içine çizmek
Computer
2
Bilgisayar
line in
i.
hat girişi
Military
3
Askeri
line in
f.
namlu içinden nişan almak
"line in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 305 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
in a line
i.
bir sıra durumunda
2
Genel
troops in line
i.
alay
3
Genel
line in the face
i.
yüzdeki çizgi
4
Genel
line in one's face
i.
yüzündeki çizgi
5
Genel
in-line processing
i.
hat içi işlem
6
Genel
in-line-skate
i.
tek sıra tekerlekli paten
7
Genel
in-line-skates
i.
tek sıra tekerlekli paten
8
Genel
first line in defense
i.
savunma hattının ön cephesi
9
Genel
be in line with
f.
ile bir hizada olmak
10
Genel
stand in line
f.
sıralanmak
11
Genel
stand in line
f.
kuyrukta beklemek
12
Genel
bring in line
f.
sıraya sokmak
13
Genel
be in line with the rules
f.
kurallara bağlı kalmak
14
Genel
be in line with
f.
-e uymak
15
Genel
be in line to the throne
f.
tahtın varisi olmak
16
Genel
be killed in line of duty
f.
görevi başında öldürülmek
17
Genel
be killed in the line of duty
f.
görevi esnasında öldürülmek
18
Genel
be killed in the line of duty
f.
görevi sırasında öldürülmek
19
Genel
get in the line
f.
sıraya geçmek
20
Genel
wait in a line
f.
sırada beklemek
21
Genel
wait in a line
f.
kuyrukta beklemek
22
Genel
cut in line
f.
(kuyruğa) kaynak yapmak
23
Genel
cut in line
f.
(kuyruktakilerin) önüne geçmek
24
Genel
get in the teller line
f.
(bankada vb) sıra almak
25
Genel
get in line
f.
(bankada vb) sıra almak
26
Genel
get back in line
f.
tekrar sıraya (kuyruğa) girmek/geçmek
27
Genel
wait in line at the atm
f.
bankamatik sırası beklemek
28
Genel
wait in line at the atm
f.
atm sırasını beklemek
29
Genel
wait in line at the atm
f.
atm'de sıra beklemek
30
Genel
wait in line at the atm
f.
bankamatikde sıra beklemek
31
Genel
wait in line at the atm
f.
atm'de kuyrukta beklemek
32
Genel
be in line
f.
sırada olmak
33
Genel
be in line
f.
sırada beklemek
34
Genel
in-line
s.
sıralı
35
Genel
in line for
s.
-e aday
36
Genel
in line
s.
gelecekte belirli bir pozisyonda olacak
37
Genel
in-line
s.
düz bir çizgide olan
38
Genel
in-line
s.
düz sıralı
39
Genel
in-line
s.
düzenli
40
Genel
in-line
s.
hizalı
41
Genel
in line with
zf.
uyumlu olarak
42
Genel
in direct line
zf.
babadan oğula
43
Genel
in line with the requirements
zf.
ihtiyaçlar doğrultusunda
44
Genel
in line with the requirements
zf.
ihtiyaç doğrultusunda
45
Genel
in line with the demands from the sector
zf.
sektörden gelen talepler doğrultusunda
46
Genel
in line with this purpose
zf.
bu amaç doğrultusunda
47
Genel
in line with demand
zf.
talep doğrultusunda
48
Genel
in line with this objective
zf.
bu hedef doğrultusunda
49
Genel
in line with this objective
zf.
bu amaç doğrultusunda
50
Genel
in line with this purpose
zf.
bu hedef doğrultusunda
51
Genel
in line with these developments
zf.
bu gelişmeler doğrultusunda
52
Genel
in line
zf.
sıra sıra
53
Genel
in line for
ed.
için sırada
54
Genel
in line with
ed.
ile uyarınca
55
Genel
in line with
ed.
ile aynı doğrultuda
56
Genel
in line with
ed.
doğrultusunda
57
Genel
in line
expr.
uyum halinde
58
Genel
in line
expr.
düzen halinde
59
Genel
in line
expr.
kontrol altında
Phrasals
60
Öbek Fiiller
line up in something
f.
sıra oluşturmak
61
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) sıralanmak
62
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) sıraya girmek
63
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) dizilmek
64
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şey halinde) sıraya girmek/dizilmek
65
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) sıralamak
66
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) sıraya sokmak
67
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şekilde) dizmek
68
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir şey halinde) sıraya sokmak/dizmek
69
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir yerde/bir yerin veya bir şeyin içerisinde) sıraya girmek/dizilmek
70
Öbek Fiiller
line up in
f.
(bir yerde/bir yerin veya bir şeyin içerisinde) sıraya sokmak/dizmek
Phrases
71
İfadeler
in our line of work
expr.
bizim meslekte
72
İfadeler
in line with this target
expr.
bu amaç doğrultusunda
73
İfadeler
in line with this target
expr.
bu hedef doğrultusunda
74
İfadeler
in line of duty
expr.
görevi başında
75
İfadeler
in line with the requirement
expr.
ihtiyaç doğrultusunda
76
İfadeler
in line with request
expr.
talep doğrultusunda
77
İfadeler
in line with someone's demand
expr.
-in talebi doğrultusunda
78
İfadeler
in line with something
expr.
(bir şey) doğrultusunda
79
İfadeler
in line with something
expr.
(bir şeye) uygun/uyumlu olarak
80
İfadeler
in line for something
expr.
bir şey için aday
81
İfadeler
in line for something
expr.
bir şey için sırada
82
İfadeler
in line with (someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) göre
83
İfadeler
in line with (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) gereğince
84
İfadeler
in line with (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) mucibince
85
İfadeler
in line with (someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) uygun olarak
86
İfadeler
in line with (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) uyarınca
87
İfadeler
in line with somebody/something
expr.
biriyle/bir şeyle uyumlu
Colloquial
88
Konuşma Dili
cutting in line
i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma
89
Konuşma Dili
get a line in someone
f.
birine serum vermek
90
Konuşma Dili
be in the line of fire
f.
iki ateş arasında kalmak
91
Konuşma Dili
next in line
s.
sıradaki
92
Konuşma Dili
next in line
s.
sıradaki kişi
93
Konuşma Dili
next in line
s.
bir sonraki
94
Konuşma Dili
next in line
s.
takip eden
95
Konuşma Dili
next in line
s.
bir sonraki
96
Konuşma Dili
next in line
s.
hemen ardından gelen
97
Konuşma Dili
in the firing line
expr.
ateş altında
98
Konuşma Dili
in the firing line
expr.
ateş hattında
99
Konuşma Dili
in line with
expr.
bağdaşan
100
Konuşma Dili
in the line of duty
expr.
görev/görevi esnasında
101
Konuşma Dili
in the line of duty
expr.
görevinin bir parçası olarak
102
Konuşma Dili
in the line of duty
expr.
görevdeyken
103
Konuşma Dili
in the line of duty
expr.
görev/görevi sırasında
104
Konuşma Dili
in the firing line
expr.
kritik bir noktada
105
Konuşma Dili
in a line
expr.
kuyrukta
106
Konuşma Dili
in a line
expr.
sırada
107
Konuşma Dili
in line with
expr.
uyumlu
Idioms
108
Deyim
a line in the sand
i.
son nokta
109
Deyim
line in the sand
i.
son nokta
110
Deyim
line in the sand
i.
(sembolik bir) sınır
111
Deyim
be in the firing line
f.
ateş hattında olmak
112
Deyim
be in the line of fire
f.
ateşle oynamak
113
Deyim
keep someone in line
f.
birinin uslu durmasını sağlamak
114
Deyim
keep someone in line
f.
birini hizaya getirmek
115
Deyim
keep someone in line
f.
birini yola getirmek
116
Deyim
keep someone in line
f.
birini dizginlemek
117
Deyim
be in line with
f.
çoğunluğa uymak
118
Deyim
draw the line in the sand
f.
destek verilmeyeceğini söylemek
119
Deyim
fall in line
f.
dediklerini yapmak
120
Deyim
find oneself in the line of fire
f.
eleştirilerin hedefi olmak
121
Deyim
keep in line
f.
hizaya sokmak
122
Deyim
fall in line
f.
hizaya gelmek
123
Deyim
be in the line of fire
f.
eleştiri oklarına hedef olmak
124
Deyim
be in line with
f.
genel kararlara uymak
125
Deyim
be in the line of fire
f.
iki ateş arasında kalmak
126
Deyim
be in line for the job
f.
iş için sırada beklemek
127
Deyim
be in line for the job
f.
iş için aday olmak
128
Deyim
find oneself in the line of fire
f.
kendini ateş hattında bulmak
129
Deyim
be in the front line
f.
ön saflarda yer almak
130
Deyim
fall in line with the rules
f.
kurallara uymak
131
Deyim
fall in line with the rules
f.
kurallara riayet etmek
132
Deyim
fall in line
f.
şartlarına uymak
133
Deyim
fall in line
f.
sıra/kuyruk oluşturmak
134
Deyim
draw the line in the sand
f.
son noktayı koymak
135
Deyim
walk in single line
f.
tek sıra halinde yürümek
136
Deyim
be in the firing line
f.
topun ağzında olmak
137
Deyim
walk in a single line
f.
tek sıra halinde yürümek
138
Deyim
be in line with
f.
takip etmek
139
Deyim
march in single line
f.
tek sıra halinde yürümek
140
Deyim
march in a single line
f.
tek sıra halinde yürümek
141
Deyim
be in line with
f.
(kural vb) izlemek
142
Deyim
be in line with
f.
uymak
143
Deyim
be in somebody's line
f.
(bir şey) (birinin) ilgi alanı olmak
144
Deyim
be in line
f.
ilk sırada olmak
145
Deyim
be in line
f.
(ödül alacak/işe girecek) ilk kişi olmak
146
Deyim
be in line
f.
uyumlu olmak
147
Deyim
be in line
f.
paralel olmak
148
Deyim
be in line
f.
(birine veya kurallara) uygun olmak
149
Deyim
be in line
f.
(biriyle) aynı fikirde/çizgide olmak
150
Deyim
be in line
f.
(birinin) becerileri dahilinde olmak
151
Deyim
be in line
f.
(birinin) ilgisini çekmek
152
Deyim
be in the front line
f.
ön saflarda olmak
153
Deyim
be in the front line
f.
eleştirilerin ilk hedefi olmak
154
Deyim
be in the front line
f.
şikayetlerin ilk hedefi olmak
155
Deyim
be in line
f.
aday olmak
156
Deyim
be in line for
f.
için sırada olmak
157
Deyim
be in line for
f.
için aday olmak
158
Deyim
be in line for something
f.
bir şey için sırada olmak
159
Deyim
be in line for something
f.
bir şey için aday olmak
160
Deyim
be in line with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) tutarlı olmak
161
Deyim
be in line with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
162
Deyim
be in line with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak
163
Deyim
be in line with (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) uygun olmak
164
Deyim
fall in line
f.
yoluna girmek
165
Deyim
fall in line
f.
uyum sağlamak
166
Deyim
fall in line
f.
hizaya gelmek/girmek
167
Deyim
fall in line
f.
genel kurallara, inançlara, davranış biçimlerine uymak
168
Deyim
fall in line
f.
genele uymak
169
Deyim
fall in line
f.
beklenenleri yapmak
170
Deyim
fall in line
f.
beklenenlere uymak
171
Deyim
fall in line
f.
genel kuralların dışına çıkmamak
172
Deyim
fall in line
f.
aynı çizgide ilerlemek
173
Deyim
fall in line
f.
izinden gitmek
174
Deyim
keep (one) in line
f.
(birinin) uslu durmasını sağlamak
175
Deyim
keep (one) in line
f.
(birini) hizaya getirmek/sokmak
176
Deyim
keep (one) in line
f.
(birini) yola getirmek
177
Deyim
keep (one) in line
f.
(birini) dizginlemek
178
Deyim
draw a line in the sand
f.
destek verilmeyeceğini söylemek
179
Deyim
draw a line in the sand
f.
son noktayı koymak
180
Deyim
in line
s.
uygun
181
Deyim
in line
s.
münasip
182
Deyim
in line
s.
beklenti, norm, ideal veya kurallara uygun
183
Deyim
in the line of fire
expr.
ateş hattında
184
Deyim
in the firing line
expr.
ateş hattında
185
Deyim
in the pipe line
expr.
bitmek üzere
186
Deyim
in the line of duty
expr.
görevi gereği
187
Deyim
in the firing line
expr.
eleştirilerin hedefinde
188
Deyim
in the line of job
expr.
işi gereği
189
Deyim
in the line of fire
expr.
iki karşıt taraf içinde
190
Deyim
in line for
expr.
kazanmak üzere olan
191
Deyim
in line for
expr.
kazanma şansı yüksek olan
192
Deyim
in the pipe line
expr.
yolda
193
Deyim
in the front line
expr.
ön saflarda
194
Deyim
in the front line
expr.
görünür işlerde
195
Deyim
in the front line
expr.
eleştirilerin ilk hedefinde
196
Deyim
in the front line
expr.
şikayetlerin ilk hedefinde
197
Deyim
in the front line (of something)
expr.
(bir şeyin) ön saflarında
198
Deyim
in the front line (of something)
expr.
(eleştirilerin) ilk hedefinde
199
Deyim
in the front line (of something)
expr.
(şikayetlerin) ilk hedefinde
Speaking
200
Konuşma
that's not in my line
expr.
beni alakadar etmez
201
Konuşma
in my line of business
expr.
benim mesleğimde
202
Konuşma
that's not in my line
expr.
benim işim değildir
203
Konuşma
I made friends in the line
expr.
kuyrukta birkaç arkadaş edindim
204
Konuşma
get in line
expr.
sıraya gir
205
Konuşma
no talking in line
expr.
sırada konuşmayın
206
Konuşma
get in line
expr.
sıraya girin
207
Konuşma
get in the line
expr.
sıraya geç
Trade/Economic
208
Ticaret/Ekonomi
in-line
s.
bağlantılı üretim sekansıyla ilgili
209
Ticaret/Ekonomi
in-line
s.
sıralı üretilen
210
Ticaret/Ekonomi
in-line
s.
üretim bandıyla ilgili
211
Ticaret/Ekonomi
in-line
s.
seri üretim süreciyle ilgili
Law
212
Hukuk
kinship in the direct line
i.
üstsoy altsoy hısımlığı
213
Hukuk
kinship in the direct line
i.
üstsoy-altsoy hısımlığı
214
Hukuk
kinship in the collateral line
i.
yan-soy hısımlığı
215
Hukuk
in the descending line
expr.
füru hısımlığı içinde olan (aile)
Technical
216
Teknik
double in-line coupler
i.
çift hatlı birleştirici
217
Teknik
in-line valve
i.
düz vana
218
Teknik
in-line pumps
i.
düz sıra pompa
219
Teknik
in-line processing
i.
gelişigüzel veri işleme
220
Teknik
in-line splices
i.
hattaki bağlantılar
221
Teknik
in-line variation
i.
kalınlık oynaması
222
Teknik
cradle-mounted in line fuel injection pump
i.
kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
223
Teknik
in line refrigerant dryer
i.
klima gazı nem gidericisi
224
Teknik
in-line routine
i.
programa doğrudan sokulan altyordam
225
Teknik
in-line coding
i.
programın temel yapısındaki kom grubu
226
Teknik
in-line processing
i.
seçkisiz işlem
227
Teknik
in-line engine
i.
silindirleri dikey olarak yan yana motor
228
Teknik
single in-line coupler
i.
tekli hatlı birleştirici
229
Teknik
in-line rolling
i.
üretimde haddeleme
230
Teknik
in-line straightening
i.
üretimde düzleme
231
Teknik
in-line vacuum bag filter
i.
üretimde vakumlu torbalı süzgeç
232
Teknik
in-line bar measurament
i.
üretimde çubuk ölçümü
233
Teknik
transmission line reflections in the time domain
i.
zaman bölgesindeki iletim hattı yansımaları
234
Teknik
in-line
s.
aynı doğruda
235
Teknik
in-line
s.
aynı eksende
236
Teknik
in line
s.
aynı eksenli
237
Teknik
in-line
s.
aynı eksenli
238
Teknik
dual-in-line
s.
çift sıra hatlı
239
Teknik
dual-in-line
s.
çift hatlı
240
Teknik
in line
zf.
bir hizada
241
Teknik
in line
expr.
çizgisinde
242
Teknik
in line
expr.
sırada
Computer
243
Bilgisayar
dual in-line memory module (dimm)
i.
çift sıralı bellek modülü
244
Bilgisayar
line-in digital
i.
dijital hat-giriş
245
Bilgisayar
line-in connection
i.
gelen hat bağlantısı
246
Bilgisayar
input level control for line in
i.
gelen hat için giriş düzeyi denetimi
247
Bilgisayar
line-in input meter
i.
gelen hat giriş ölçer
248
Bilgisayar
line-in/cd input meter
i.
gelen hat/cd giriş ölçer
249
Bilgisayar
volume control for line in
i.
gelen hat için ses denetimi
250
Bilgisayar
line-in/cd volume level
i.
gelen hat/cd ses düzeyi
251
Bilgisayar
line-in input level
i.
gelen hat giriş düzeyi
252
Bilgisayar
line-in
i.
gelen hat
253
Bilgisayar
line-in/cd input level
i.
gelen hat/cd giriş düzeyi
254
Bilgisayar
line in volume
i.
giriş hattı sesi
255
Bilgisayar
line-in volume
i.
giriş ses düzeyi
256
Bilgisayar
line-in
i.
giriş hattı
257
Bilgisayar
line in vol
i.
hat giriş sesi
258
Bilgisayar
internal line in
i.
iç gelen hat
259
Bilgisayar
dock line in
i.
kundak hat girişi
260
Bilgisayar
line-in volume level
i.
line-ın volume level
261
Bilgisayar
in-line coding
i.
programın temel yapısındaki komutlar grubu
262
Bilgisayar
in-line subroutine
i.
programa doğrudan sokulan altyordam
263
Bilgisayar
line-in digital
i.
sayısal hat-giriş
264
Bilgisayar
in-line images
i.
yazı içi resimler
265
Bilgisayar
in-line coding
i.
yazı içine kodlama
266
Bilgisayar
in line
s.
hizada
267
Bilgisayar
in-line
s.
satır içi
268
Bilgisayar
new line in field
expr.
alanda yeni satır
269
Bilgisayar
line in use
expr.
hat kullanımda
270
Bilgisayar
line-in mute
expr.
giriş hattı sessiz
271
Bilgisayar
line-in/cd
expr.
gelen hat/cd
272
Bilgisayar
line-in/cd
expr.
giriş hattı/cd
273
Bilgisayar
line-in mute
expr.
gelen hat sessiz
274
Bilgisayar
line-in/cd mute
expr.
giriş hattı/cd sessiz
275
Bilgisayar
line-in/cd mute
expr.
gelen hat/cd sessiz
276
Bilgisayar
line in mute
expr.
hat sessiz
277
Bilgisayar
fit in line
expr.
satıra sığdır
278
Bilgisayar
simm (single in-line memory module)
kısalt.
bellek içeren bir devre kartı türü
Telecom
279
Telekom
dual in line package
i.
çift sıralı uçlu paket
280
Telekom
dual in-line package switch
i.
çift sıralı paket anahtarı
281
Telekom
dual in line integrated circuit
i.
çift sıralı uçlu tümleşik devre
282
Telekom
single in-line package
i.
tek sıralı entegre devre paketi
Automotive
283
Otomotiv
in-line engine
i.
düz sıra silindirli motor
284
Otomotiv
dual in-line parallel switch
i.
dip anahtarı
285
Otomotiv
engine assemblies ford produced spark ignition in-line
i.
ford imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
286
Otomotiv
engine assemblies ford produced diesel in-line
i.
ford imali dizel sıralı motor tertibatı
287
Otomotiv
right-hand and left-hand in-line engine
i.
sağ ve sol bir sıra motor
288
Otomotiv
in-line engine
i.
sıra silindirli motor
289
Otomotiv
in-line engine
i.
sıra tipi motor
290
Otomotiv
in-line fuel-injection pump
i.
sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
291
Otomotiv
cylinder in line
i.
sıra motor
292
Otomotiv
in-line engine
i.
sıra motor
293
Otomotiv
engine assemblies vendor produced diesel in-line
i.
tedarikçi imali dizel sıralı motor tertibatı
294
Otomotiv
engine assemblies vendor produced spark ignition in-line
i.
tedarikçi imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
295
Otomotiv
in-line
s.
içten yanmalı
Aeronautic
296
Havacılık
in line cruciform
i.
düz hac şeklinde yakıt
297
Havacılık
lead-in line
i.
giriş hattı
298
Havacılık
in line engine
i.
sıra silindirli motor
Biochemistry
299
Biyokimya
in-line filter
i.
düz eksenli filtre
Sport
300
Spor
touch-in-goal line
i.
ragbide kale çizgisi ile saha çizgisinin arasındaki alanın çizgisi
301
Spor
in-line skating
i.
tek sıra paten
302
Spor
in-line skate
i.
düz tekerlekli paten
Printery
303
Matbaa
in line
s.
(yazı) metnin akışı içine yerleştirilmiş
Engineering
304
Engineering
dimm (dual in-line memory module)
kısalt.
çift sıralı bellek modülü
305
Engineering
dimm (dual in-line memory module)
kısalt.
bellek çiplerini ana karttaki çift sıralı bellek modülü soketine bağlayan baskılı devre kartı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of line in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy