İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | legalising i. | yasallaştırma | ||
So if we approve the common position at the present time, we shall merely be legalising a fait accompli. Dolayısıyla şu anda ortak pozisyonu onaylarsak, sadece bir oldubittiyi yasallaştırmış olacağız. More Sentences |
||||
Genel | legalising i. | kanunlaştırma | ||
Genel | legalising i. | meşrulaştırma |