|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| Colloquial |
|
| 1 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zamanı/tarihi boş bırakmak |
|
| 2 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zamanı/tarihi planlamadan bırakmak |
|
| 3 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zamanı/tarihi plansız bırakmak |
|
| 4 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zamanı/tarihi planlamamak |
|
| 5 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zaman/tarih için bir plan yapmamak |
|
| 6 |
Konuşma Dili |
leave something open f.
|
bir zaman dilimi/tarih için bir plan yapmayarak boş bırakmak |
|
| Idioms |
|
| 7 |
Deyim |
leave something in the open f.
|
bir şeyi dışarıda bırakmak |
|
| 8 |
Deyim |
leave oneself wide open for something f.
|
eleştiriye davetiye çıkarmak |
|
| 9 |
Deyim |
leave oneself wide open to something f.
|
eleştiriye davetiye çıkarmak |
|
| 10 |
Deyim |
leave open the possibility of something f.
|
olasılığını açık bırakmak |
|
| 11 |
Deyim |
leave oneself wide open to something f.
|
(eleştiriye vb) açık vermek |
|
| 12 |
Deyim |
leave oneself wide open for something f.
|
(eleştiriye vb) açık vermek |
|
| 13 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) karşı savunmasız bırakmak |
|
| 14 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak |
|
| 15 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) maruz bırakmak |
|
| 16 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) karşı savunmasız bırakmak |
|
| 17 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak |
|
| 18 |
Deyim |
leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) maruz bırakmak |
|
|
|
| 19 |
Deyim |
leave open the possibility of (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapma) ihtimalini açık bırakmak |
|
| 20 |
Deyim |
leave open the possibility of (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapma) olasılığını açık bırakmak |
|
| 21 |
Deyim |
leave the door open for (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapmak) için açık kapı bırakmak |
|
| 22 |
Deyim |
leave the door open for (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapmak) için kapıyı açık bırakmak |
|
| 23 |
Deyim |
leave the door open for (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapmak) bir şans bırakmak |
|
| 24 |
Deyim |
leave the door open for (something or doing something) f.
|
(bir şey/bir şey yapma) olasılığını açık bırakmak |
|
| 25 |
Deyim |
leave yourself wide open to something f.
|
bir şeye davetiye çıkarmak |
|
| 26 |
Deyim |
leave yourself wide open to something f.
|
kendini bir şeye karşı savunmasız bırakmak |
|
| 27 |
Deyim |
leave yourself wide open to something f.
|
kendini bir şeye tamamen açık bırakmak |
|
| 28 |
Deyim |
leave yourself wide open to something f.
|
kendini bir şeye maruz bırakmak |
|
| 29 |
Deyim |
leave yourself open to something f.
|
bir şeye davetiye çıkarmak |
|
| 30 |
Deyim |
leave yourself open to something f.
|
kendini bir şeye karşı savunmasız bırakmak |
|
| 31 |
Deyim |
leave yourself open to something f.
|
kendini bir şeye tamamen açık bırakmak |
|
| 32 |
Deyim |
leave yourself open to something f.
|
kendini bir şeye maruz bırakmak |
|
