kulüp - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kulüp



"kulüp" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kulüp club i.
General
kulüp fellowship i.
kulüp clubhouse i.
kulüp club i.
kulüp hui [hawaii] i.
Trade/Economic
kulüp society i.

"kulüp" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kulüp üyesi club member i.
kulüp binası club i.
rotary kulüp rotary club i.
kulüp binası clubhouse i.
rotary kulüp rotary international i.
kulüp müdürü club manager i.
kulüp odası club room i.
kulüp binası club building i.
kulüp binası club premises i.
fan kulüp fan club i.
kulüp başkanı club chairman i.
kulüp üyeliği club membership i.
sosyal kulüp social club i.
zengin kulüp a wealthy/rich club i.
kulüp üyesi clubman i.
kulüp sandviç club sandwich i.
kulüp kravatı club tie i.
içki ruhsatı olan özel kulüp chartered club [new zealand] i.
sosyal kulüp olarak da işlev gören geleneksel restoran supper club i.
kulüp bütçesi club budget i.
(özellikle new orleans'ta) mardi gras karnavalı kapsamındaki balo ve geçit töreni gibi etkinlikleri finanse eden özel sosyal kulüp krewe i.
kulüp başkanı grand i.
kulüp veya kolej üyelerinin arkadaşlarını misafir olarak getirdikleri akşam etkinliği guest night i.
aktif kulüp üyesi clubber i.
kulüp üyesi clubber i.
kulüp üyeliği sistemi clubbism i.
kulüp üyesi clubbist i.
kulüp üyeliği clubmanship i.
kulüp üyesi kadın clubwoman i.
(eton college'da) sosyal kulüp pop i.
(şirket/kulüp) başına geçmek become the head of the f.
(şirket/kulüp) başına geçmek take up the presidency of f.
kulüp kurmak club f.
kulüp faaliyetlerine katılmak club f.
kulüp ile ilgili clubbable s.
kulüp üyeliğine layık clubbable s.
kulüp üyeliğine layık clubable s.
kulüp ile ilgili clubable s.
rotary kulüp üyesine ait rotarian s.
rotary kulüp üyesi ile ilgili rotarian s.
birlikte kulüp kurmaya hazır clubbish [obsolete] s.
kulüp üyelerine özgü clubby s.
(topluluk, kulüp) başlatan initiatory s.
(kulüp üyeliği) tamamı ödenmiş financial [australia/new zealand] s.
Phrasals
birini bir şeye (okul, kulüp, organizasyon ) aldırmak get someone into something f.
birini bir şeye (okul, kulüp, organizasyon ) aldırmak get someone in something f.
Colloquial
(bar, kulüp) giriş ücreti yok no cover expr.
Idioms
kulüp barı nineteenth hole i.
tiyatro, kulüp, sinema girişinde çalışmak be on the door f.
tiyatro, kulüp, sinema girişinde kapı görevlisi olmak be on the door f.
tiyatro, kulüp, sinema girişinde bilet kesen görevli olmak be on the door f.
Trade/Economic
kulüp malları club goods i.
kulüp aidatı club fee i.
kulüp kredisi club loan i.
kulüp anlaşması club deal i.
Politics
benjamin franklin tarafından kurulmuş bir kulüp junto i.
1961'de sağcı muhafazakarlar tarafından oluşturulan bir kulüp monday club [uk] i.
Automotive
kulüp koltuk club seat i.
kulüp kupe club coupe i.
Gastronomy
kulüp sandviç club i.
kulüp sandviç clubhouse sandwich i.
Education
sosyal kulüp (üniversite öğrencisi kızlara özgü) sorority i.
Sport
kulüp altyapısı club infrastructure i.
kulüp arkadaşı clubmate i.
kulüp altyapısı youth development i.
sıklıkla küme düşüp yükselen kulüp yo-yo club i.
Music
koro müziği yapmak için kurulan kulüp veya topluluk glee club [us/canada] i.
Abbreviation
ulusal liberal kulüp nlc (national liberal club) i.